Sudanlı kadınlar güvenlik güçleri tarafından uygulanan cinsel şiddete karşı gösteri düzenledi

Troyka ülkeleri ve Avrupa Birliği şiddetin kadınların iradesini kırmak ve onları susturmak için bir silah olarak kullanıldığını vurguladılar.

Sudanlı kadınlar, Birleşmiş Milletler’in Hartum’da, Cumhuriyet Sarayı önünde düzenlenen son gösterilerde 13 kadının tecavüze uğradığını açıklamasının ardından protesto düzenlediler. (AFP)
Sudanlı kadınlar, Birleşmiş Milletler’in Hartum’da, Cumhuriyet Sarayı önünde düzenlenen son gösterilerde 13 kadının tecavüze uğradığını açıklamasının ardından protesto düzenlediler. (AFP)
TT

Sudanlı kadınlar güvenlik güçleri tarafından uygulanan cinsel şiddete karşı gösteri düzenledi

Sudanlı kadınlar, Birleşmiş Milletler’in Hartum’da, Cumhuriyet Sarayı önünde düzenlenen son gösterilerde 13 kadının tecavüze uğradığını açıklamasının ardından protesto düzenlediler. (AFP)
Sudanlı kadınlar, Birleşmiş Milletler’in Hartum’da, Cumhuriyet Sarayı önünde düzenlenen son gösterilerde 13 kadının tecavüze uğradığını açıklamasının ardından protesto düzenlediler. (AFP)

Sudan’ı başkenti Hartum’da binlerce kadın dün, geçen hafta pazar günü Cumhuriyet Sarayı önündeki gösterilerin bastırılması sırasında güvenlik güçleri tarafından yapılan saldırı, cinsel şiddet ve tecavüzleri protesto etmek için gösteri düzenledi. Gösteriler, Birleşmiş Milletler’in son gösterilerde 13 kadının tecavüze uğradığını açıklamasından bir gün sonra gerçekleştirildi.
Avrupa Birliği ve Troyka ülkeleri tecavüz ve cinsel şiddetin, kadınları gösterilerden uzaklaştırmak ve susturmak için bir silah olarak kullanılmasını şiddetle kınadı. Söz konusu suçlara yönelik acilen soruşturma başlatması için Sudanlı yetkililere çağrıda bulundu. Aynı şekilde ABD Temsilciler Meclisi’ndeki Demokrat ve Cumhuriyetçi partilerin liderleri de Sudan’da sivillere yönelik ‘aşırı güç’ kullanımına tepki göstererek güvenlik güçlerini kınadı.
Gösterilerden biri Hartum’daki Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) önünde düzenlendi. Gösteride, geçen hafta pazar günü Cumhuriyet Sarayı önündeki oturma eyleminde kadınlara cinsel saldırıda bulunan güvenlik güçleri kınandı. Aynı zamanda Omdurman’da da binlerce kadının ve yüzlerce erkeğin katıldığı başka bir gösteri daha gerçekleştirildi.
Birleşmiş Milletler 13 kadının tecavüze uğradığını açıklarken Sudan hükümetine bağlı Kadın ve Çocuklara Yönelik Şiddetle Mücadele Birimi, Cumhuriyet Sarayı çevresinde 9 tecavüzün yanı sıra toplu tecavüzler de gerçekleştiğini bildirdi. 10 yaşındaki bir kız çocuğunun resmi asker üniformasını giyen en az 10 erkek tarafından tecavüze uğradığına dikkat çekildi.
Mahalle Komiteleri de yayınladıkları raporlarda, polis merkezlerinde gözaltında tutuldukları süre içerisinde onlarca kız çocuğunun tacize ve çeşitli fiziksel ve cinsel saldırılara maruz kaldığını bildirdi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sudan Ofisi Direktörü Gillian Kitley açıklamasında “Kadın göstericilere karşı işlenen cinsel saldırılara yönelik iddialar ile ilgili endişeliyiz” ifadelerini kullandı. Kitley’in bu açıklaması OHCHR’un 19 Aralık gösterilerine ilişkin raporunda da yer aldı.
Sudan Ofisi Direktörü Kitley, kadınların protestolara katılımı ile ilgili şu açıklamada bulundu:
“Sudanlı kadınların, cinsel taciz veya herhangi bir istismara maruz kalmaksızın, barışçıl gösterilere katılabilmeleri temel haklarından biri olması gerekiyor. Tecavüz ve cinsel taciz mağdurlarına, psikolojik destek de dahil olmak üzere tıbbi yardım sunmak üzere Birleşmiş Milletler’deki ve diğer kuruluşlardaki ortaklarımız ile birlikte çalışıyoruz. Tüm cinsel şiddet ve tecavüz mağdurlarına hakları konusunda sessiz kalmamaya ve olayları ele alabilmemiz için doğrudan bize şikayette bulunmaları çağrısında bulunuyoruz.”
Avrupa Birliği, Kanada, İsviçre ve Troyka ülkeleri (Birleşik Krallık, ABD ve Norveç) tecavüz ve cinsel şiddetin kadınları gösterilerden uzaklaştırmak ve susturmak için bir silah olarak kullanılmasını şiddetle kınadılar.
Batı ülkeleri dün yayınladıkları ortak açıklamada, söz konusu şiddet iddiaları hakkında tam ve bağımsız bir soruşturma yürütülmesi ve faillerin kim olduğuna bakılmaksızın haklarında yasal işlem başlatılması için Sudan makamlarına çağrıda bulundu.
İnsan hakları alanında faaliyet gösteren 47 kadın merkezinin yanı sıra diğer insan hakları kuruluşları ve sivil toplum örgütleri de imzaladıkları bir muhtırada, söz konusu cinsel şiddet saldırılarının kadınların sivil yönetimi destekleyen gösterilere katılmalarını engellemeye yönelik olduğunu belirttiler. Aynı zamanda hapishanelerdeki fiziksel ve cinsel saldırılara, gözaltı ve işkence vakalarına da dikkat çektiler.
OHCHR’ye sunulan muhtırada, söz konusu saldırıların, zayıf bir adalet sistemi ve failleri cezalandırmaktan aciz yasal çerçevenin yanı sıra vatandaşların direnişine karşı koymak için cinsel şiddeti bir silah olarak kullanan askeri kurumların oluşturduğu bir atmosferde meydana geldiği vurgulandı.  
OHCHR 13 tecavüz ve toplu tecavüz vakasına ilişkin gözleminde, Sudan Refah ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Kadın ve Çocuklara Yönelik Şiddetle Mücadele Birimi’nin saha raporları ve verileri doğrultusunda Hartum’daki Cumhuriyet Sarayı çevresinde 9 tecavüz ve toplu tecavüz vakasının meydana geldiğini doğruladı.
Muhtırayı imzalayanlar taraflar, söz konusu cinsel şiddetin gelişigüzel bir biçimde işlenmediğini, kadınları caydırmayı ve onları kamu işleyiş sisteminden çıkarmayı, siyasi ve medeni haklarına engel olmayı amaçladığını aktardılar.
Muhtırada, tecavüz ve toplu tecavüz suçlarının güvenlik güçleri tarafından sivillerin boyun eğmesini sağlamak için, kadınların ve toplumların onurunu zedelemenin bir yolu olarak kullanıldığı vurgulandı.
Söz konusu muhtırada OHCHR’a, göstericilerin maruz kaldıkları cinsel ve fiziksel şiddet vakalarının araştırılması ve soruşturması ayrıca sanıkların adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamak için komitelerin kurulması çağrısında bulunuldu.
Muhtırada aynı zamanda, askeri kurumlara ve güvenlik güçlerine, barışçıl göstericilere karşı her türlü cinsel şiddet, ihlal ve yargısız infaz uygulamalarına derhal son verme çağrısında bulunuldu.
Sudan askeri kurumları ve güvenlik güçleri, Darfur, Güney Kordofan ve Güney Sudan’daki savaş bölgelerinde Sudanlıların iradesini kırmak için şiddet ve tecavüzleri bir silah olarak kullanmayı alışkanlık haline getirdi. İnsan hakları ve kadın örgütlerinin kayıtlarında, özellikle de toplum geleneklerinin mağdurların mahkemeye başvurmasına engel olması sebebiyle hakkında yasal işlem başlatılmayan birçok cinsel suç vakası bulunuyor.
Geçen hafta pazar günü Cumhuriyet Sarayı önünde düzenlenen oturma eylemi sırasında meydana gelen kadınlara yönelik tecavüz ve cinsel şiddet ülke için ilk değildi. 3 Haziran 2019 tarihinde Sudan Ordu Komutanlığı önünde düzenlenen oturma eyleminin bastırılması sırasında da askerler birçok tecavüz suçu işledi. Protestolar sırasında kadınların cinsel ve fiziksel şiddettin yanı sıra tecavüze maruz kaldığı bildirildi. Ancak faillerden biri bile mahkemeye önüne çıkarılmadı.
Diğer yandan, Washington’da, ABD Temsilciler Meclisi’ndeki Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti liderleri, Sudan’da sivillere karşı askeri teçhizat ve aşırı güç kullanıldığına ilişkin haberlerin gelmesinin ardından Sudan ordusunun protestoculara karşı şiddet kullanmasını kınadı.
Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Demokrat Gregory Meeks, Komite’de Cumhuriyetçilerin lideri olan Michael McCaul ile ortak bir bildiri yayınladı. Bildiride “Sudan ordusunun, demokrasiyi destekleyen protestoculara karşı uyguladığı şiddeti ve ordunun insan haklarına yönelik ihlallerini şiddetle kınıyoruz” ifadelerine yer verildi.
Meeks ve McCaul güvenlik güçlerini bu davranışlarının Sudan’da sivillerin önderlik ettiği geçiş sürecine yönelik tehdidi artırdığını belirtirken Sudan halkının demokrasi, ekonomik büyüme ve siyasi reformlara yönelik adımlar atmak üzere açılan yola dönülmesi konusunda umudunu ve güvenini kaybettiğini vuruladılar. İki siyasetçi aynı zamanda Sudanlı liderlerin daha önce verdikleri taahhütlerine uymalarını sağlamak için ABD’nin Sudan’a yönelik yardımlarını durdurma ve yaptırımlar uygulama yolları ile baskı yapmaya devam edeceği sözü verdiler.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.