Hizbullah UNIFIL’e saldırarak Guterres’e mesaj mı verdi?

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Beyrut ziyaretinin ertesi günü yaşanan gerginlik, Hizbullah’ın gönderdiği bir mesaj niteliğinde

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Beyrut’a yaptığı ziyarette basın toplantısında konuşuyor (EPA)
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Beyrut’a yaptığı ziyarette basın toplantısında konuşuyor (EPA)
TT

Hizbullah UNIFIL’e saldırarak Guterres’e mesaj mı verdi?

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Beyrut’a yaptığı ziyarette basın toplantısında konuşuyor (EPA)
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Beyrut’a yaptığı ziyarette basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Lübnan’ın güneyinde faaliyet gösteren Birleşmiş Milletler Uluslararası Barışı Koruma Güçleri (UNIFIL), ülkenin güneyindeki Şakra kasabasında kendi güçleri bünyesinde faaliyet gösteren İrlanda taburu üyelerine yönelik saldırı karşısında Lübnan makamlarına çağrı yaptı. Bu durum, 2006 yılından bu yana tanık olunan ilk ‘ciddi’ gerilim oldu. UNIFIL, olayı ‘kabul edilemez’ ve ‘Lübnan’ın imzaladığı anlaşmanın ihlali’ olarak nitelendirirken, ‘faillerin adalete teslim edilmesi’ çağrısı yaptı. Yaşananların siyasi boyutuna dair değerlendirmeler yapılırken olay, Hizbullah’ın uluslararası topluma yönelik bir mesajı olarak yorumlandı. Olay, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in dört günlük ziyareti sonrasında Beyrut’tan ayrılmasıyla aynı zamana denk geldi. Guterres, ziyareti sırasında Hizbullah’ı öfkelendiren açıklamalar yaparak, her parti gibi Hizbullah’ın da siyasi bir partiye dönüştürülmesini istemişti.
Güneydeki Şakra kasabasından bazı genç erkekler ile UNIFIL güçleri arasında büyük bir tartışma yaşandı. Görgü tanıklarına göre tartışma, uluslararası güçlerden bir unsurun telefonuyla kasabanın fotoğrafını çekmesi üzerine patlak verdi. Görgü tanıkları, kasabanın iç mahallelerinden birinde Lübnan ordusu eşliğinde olmaksızın devriye yapıldığını ve unsurlardan birinin fotoğraf çekerken görüldüğünü söylerken, bu durumun ise halkı öfkelendirdiğini belirtti. Vatandaşların, toplanarak araçlara saldırdığı ifade edildi. Yerel kaynaklar, devriyenin olay yerinden uzaklaşmaya çalışırken 2 gence ve 2 araca çarptığını söyledi. Kaynaklara göre bu durum, halkı devriyeyi kuşatmaya, alandan uzaklaşmasını engellemeye ve sopa ve taşlarla araçlara saldırmaya itti. Daha sonra Lübnan ordusundan bir kuvvet, olay yerine gelerek, devriye üyelerini tahliye etti. Askeri kaynaklar da Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, olayın ele alınması ve tekrarının önlenmesi için üst düzeyde temaslar kurulduğunu belirtti.
Bu, yaşanan ilk olay değil. Bu olaylar, 2006’dan beri UNIFIL devriyelerinin yetkileri dışındaki yollara veya mahallelere girdiği her zaman tekrarlanıyor. Durum ise bölge sakinlerini, uluslararası güçlere karşı koymaya itiyor. Ancak ilk kez UNIFIL güçleri, durumu ‘ciddi’ olarak nitelendirdi. UNIFIL Enformasyon Dairesi Direktörü Yardımcısı Candice Ardell, Lübnan Ulusal Haber Ajansı’na (NNA) yaptığı açıklamada, UNIFIL’ın hareket özgürlüğünün sınırlandırılmasının ve barış davasına hizmet edenlere saldırılmasının ‘kabul edilemez’ olduğunu ve bu eylemlerin, Lübnan tarafından imzalanan Kuvvetler Statüsü Anlaşması’nı ihlal ettiğini vurguladı.
Ardell, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in olaydan bir gece önce Lübnan’da olduğunu hatırlatırken, “UNIFIL, Lübnan hükümeti ile ulaştığı tüzük ve Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararı uyarınca faaliyet alanının tüm bölümlerine tam ve engelsiz erişim hakkına sahiptir” dedi. Yetkili, ilgili tüm taraflara da barışı koruma görevlilerinin hareket özgürlüğüne saygı gösterme çağrısında bulundu.
“Bugün Şakra kasabasında meydana gelen ciddi olay hakkında basında çıkan haberlerden haberdarız. UNIFIL ve Lübnan makamları konuyu inceliyor” diyen Candice Ardell, Lübnanlı yetkilileri de ‘bu olayı araştırmaya ve faillerini adalete teslim etmeye’ çağırdı.
Olay, Guterres’in dört günlük Lübnan ziyareti sonrasında Beyrut’a dönmesinin ardından yaşandı. Lübnan ve İsrail arasındaki sınırda yer alan Mavi Hat’tı ziyaret eden Guterres, Hizbullah’ın da diğer Lübnan partileri gibi siyasi bir parti olması çağrısında bulundu. Olayla birlikte Lübnan hükümetine silahların devlet elinde sınırlandırılması çağrısında bulunan 1559 ve 1701 sayılı kararın uygulanması da dahil, Lübnan hakkındaki uluslararası kararların uygulanmasına yönelik çağrılar da arttı. Bölge sakinleri, son günlerde UNIFIL güçlerinin varlığının arttığını ve devriyelerinin faaliyetlerinin çoğaldığını iddia ediyor. Ancak bu iddiaların aksine güney kasabalarındaki vatandaşların uluslararası güçlere yönelik saldırıları sonrasında UNIFIL’ın sokaklardaki hareketliliği azaldı.
Öte yandan Lübnan Dışişleri Bakanlığı, 23 Aralık’ta Başbakan Necib Mikati’nin BM Lübnan Geçici Görev Gücü’ne (UNIFIL) bağlı İrlanda taburu ile yaşanan olayı görüşmek üzere Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib ile temasa geçtiğini açıkladı. Olaydan üzüntü duyduğunu belirten Mikati, UNIFIL’e karşı herhangi bir saldırganlığın kabul edilemez olduğunu söyleyerek, konu hakkında soruşturma açılmasını beklediğini ifade etti. Mikati ayrıca, UNIFIL üyelerinin ve mekanizmalarının güvenliğinin ve emniyetinin önemli olduğunu vurgulayarak, Lübnan’ın uluslararası kararlara, özellikle de 1701 sayılı karara bağlılığını yineledi.
Siyaset araştırmacısı ve yazar Ali el-Emin, ‘uluslararası kararların uygulanması için artan çağrılar ve UNIFIL’ın yetkisini değiştirmeye ve görevini genişletmeye yönelik ABD baskıları ortasında’ yaşananların, Hizbullah’ın uluslararası güçlere yönelik bir ‘güç mesajını’ içerdiğini söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan Emin, yaşananların Hizbullah’tan ‘her şeyi olduğu gibi koruma’ mesajı olduğunu dile getirdi. Ali el-Emin’e göre mesajın içeriği, Hizbullah’ın uluslararası güçlerin hareketinin “uluslararası kararlar ve ilgili metinlerde kararlaştırılanlara göre değil, yaşananlara dayalı olarak sınırlı kalmasını’ istediğini gösteriyor.
Hizbullah’a muhalif Şii bir politikacı olan Emin, Hizbullah’ın mesajının gerçekte güçlü olmadığını ifade ederken, “Bölgesel sahneden, Suriye hakkında konuşulanlardan ve Hizbullah’ın yayılmacı eylemlerinin uluslararası görüşmelere dahil edilmesinden dolayı Hizbullah içerisinde kafa karışıklığı var. Bunların yanı sıra uluslararası kararların uygulanmasının ve sınırların çizilmesinin gerekliliği hakkında artan konuşmalar da bu kafa karışıklığını artırıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Hizbullah, fotoğrafların ve videoların yayılmasını istedi. Çünkü mesajın, BM ve uluslararası topluma, ‘güneydeki hareketlerin onların vizyonu dahilinde gerçekleştiğini’ iletmesini istedi” diyen Ali el-Emin, “Güney çevresini saran atmosfer, bu yaşananlardan memnun değil” şeklinde konuştu. Siyaset araştırmacısı ayrıca, “Güneyliler arasında uluslararası güçlerin varlığının olası bir savaşa karşı bir sakinlik ve güvence faktörü olduğuna dair bir his var. Onlar, bu güçleri kötüleşen krizler ortasında Lübnan için kalan son uluslararası koruma olduğu için istikrar şemsiyesi olarak görüyor” dedi.  



Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

TT

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

Magen Oz... İsrail neden Han Yunus'ta yeni bir eksen inşa ediyor?

İsrail ordusu bugün, aynı bölgede Hamas'a ait üç kilometreden uzun büyük bir tünelin imha edildiğini duyurduktan bir gün sonra, kuvvetlerinin “Majin Oz” adı verilen yeni bir eksenin açılışını tamamladığını açıklayarak Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri, özellikle de Han Yunus sakinlerini şaşırttı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “188. Tugay ve Golani Tugayı güçleri Han Yunus'un doğusu ve batısını ayıran Majin Oz ekseninin açılışını tamamladı. Eksen yaklaşık 15 kilometrelik bir mesafe boyunca uzanıyor.”

Yeni “Majin Oz” ekseni Han Yunus'un doğusunu batıdan ayıracak ve Han Yunus'un Refah'tan ayrılmasını “Morag” ekseniyle de devam ettirecek.

Resim  İsrail ordusu tarafından yayınlanan, soldan sağa çapraz olarak uzanan ve Morag ekseni ile bir noktada kesişen Magen Oz ekseninin görüntüsü

Han Yunus bölgesindeki son hamleler, İsrail'in “insani şehir” olduğunu iddia ettiği ve Refah'taki (Gazze Şeridi'nin güneyi ve Han Yunus) yüz binlerce Gazzeli’nin bir çadır alanına tıkıştırılmasına yol açacak planla aynı zamana denk geliyor.

İsrail ordusuna göre bu yeni eksen, Hamas üzerindeki “baskının” ve Han Yunus Tugayı'na karşı yürütülen savaşın çözümünün merkezi bir parçası.

Bir parçalama politikası

Ancak İsrail, Gazze'yi parçalamak ve Doha'da devam eden dolaylı müzakerelerde İsrail'in Şerit'ten tamamen çekilmesinde ısrar eden Hamas üzerinde baskı kurmak için tesadüfi coğrafi eksenler dayatma politikası izliyor.

Gazze'deki saha kaynakları Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, "Yeni eksen İsrail'in kontrolü altındaki birçok bölgeyi kapsıyor: Kizan en-Neccar, Curti el-Lut, Şeyh Nasır, Mean, Menara, Huza'a, Absan, al-Kara'a ve Beni Suheyla." Kaynaklar, “bu bölgenin, herhangi bir Filistinlinin sınıra yaklaşmasını önlemek için sınırdan 2 kilometreden daha uzağa ulaşan geniş tampon bölgeler oluşturmayı amaçladığını,

bunun da Han Yunus'un doğu bölgesinde yaşayan yüz binlerce kişinin İsrail güçlerinin orada kalması halinde, evlerine dönmesini engellemek anlamına geldiğini” belirtti.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre yeni “Magen Oz” ekseninin ilan edilmesiyle Hamas üzerinde daha fazla baskı kurulması amaçlanıyor.

İsrail, Refah'ı Han Yunus'tan ayıran Morag ekseninden çekilmemekte ısrar ederken, İbrani medyasının Refah'ın yaklaşık 2 kilometreye kadar olan bazı bölümlerinde askeri kontrolü sürdürmesi koşuluyla “eksenden çekilmek için müzakerelerde esneklik önerdiği” yönündeki haberleri Hamas reddediyor. Hamas, tamamen çekilene kadar kademeli bir çekilme için harita ve belirli tarihler konusunda ısrar ediyor.

Hamas, özellikle geçtiğimiz ocak ayında gerçekleşen ateşkes sırasında İsrail ordusu tarafından kurulan Netzarim ekseninin (Gazze Şehri'nin güneyinde, Gazze Şeridi'nin kuzeyini merkezinden ve güneyinden ayıran) büyük bir kısmı ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde geçici olarak kurulan eksenlerin bir kısmını ortadan kaldırmayı başardıktan sonra, kademeli geri çekilme ve bu yeni eksenlerin ortadan kaldırılması taleplerinde ısrarcı görünüyor.

Büyük Tünel Yıkıldı

Bu arada İsrail ordusu dün, iki aydan uzun bir süre önce Han Yunus'ta yapılan operasyonlar sırasında keşfedilen büyük bir Hamas tünelini yıktığını duyurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, güçlerinin "merkezi bir yeraltı yolunda bulunan tüneli keşfettiğini ve tamamen yok ettiğini" belirterek, tünelin "yaklaşık 3,5 kilometre uzunluğunda olduğunu ve içinde birkaç sığınak bulunduğu" kaydedildi.

Şarku'l Avsat'a konuşan Filistinli saha kaynaklarına göre “bu tünel Hamas'ın askeri kolu olan El Kassam Tugaylarına ait en uzun tünellerden biri ve tünelden birçok tünel ve açılım bulunuyor, savunma tünelleri, komuta ve kontrol için kullanılan tüneller var.”

“Tünelin Mean, Al-Menara ve Han Yunus'un güneydoğusundaki diğer bölgelerde yer aldığını” belirten kaynaklar, “tünelin Kassam Tugayları savaşçıları için savaş düğümleri içerdiğine ve bu tüneli gerek bu bölgelerde gerekse büyük tünelin açıldığı yakın bölgelerde İsrail güçleriyle savaşmak için kullandıklarına” işaret etti.

Kaynaklar, son birkaç haftalarda bu bölgelerde çok sayıda operasyon gerçekleştirildiğini ve İsrail araçlarının patlayıcı düzenekler ve tanksavar füzeleriyle hedef alındığını belirtti.

Kaynaklar, savaşın belirli bir döneminde, büyük tünelin içinde, saha komutanlarının İsrail güçlerine karşı muharebeleri yönettiği, bu güçlerin hareketlerinin izlendiği ve onlara karşı saldırı planlamak için hareketlerinin belgelendiği komuta ve kontrol için özel tüneller bulunduğuna dikkat çekti.

rtgy6u
Gazze tünelinin içindeki bir İsrail askeri, Kasım 2023 (Reuters)

İsrail güçleri, savaşın başlangıcında ve Netzarim ekseninin kontrolünde duyurulduğu gibi, bazıları 2 ve 3 kilometre uzunluğa ulaşan, bazıları Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile merkezini birbirine bağlayan ve araçların geçtiği çeşitli büyüklükteki tünellerin imha edildiğini sık sık duyurdu.

İsrail güçleri Gazze Şeridi'nde 20 aydan fazla bir süredir faaliyet göstermelerine, Hamas'ın kabiliyetlerini önemli ölçüde yok etmeyi başardıklarını iddia etmelerine rağmen, Han Yunus örneğinde olduğu gibi girdikleri bölgelere her yeniden girişlerinde daha fazla tünel ortaya çıkarmakta ve bunları yok etmek için çalışmaktadırlar. Saha kaynakları İsrail ordusunun daha önce bu bölgede en az bir kez, bazı bölgelerde ise iki kez operasyon düzenlediğini vurguluyor.