Tunus'ta eski Cumhurbaşkanı Merzuki hakkındaki hapis kararı tartışma yarattı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Tunus'ta eski Cumhurbaşkanı Merzuki hakkındaki hapis kararı tartışma yarattı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Tunuslu siyasi analist Bulbabe Salim, "Eski Cumhurbaşkanı'nın görüş ayrılığı nedeniyle hapsedilmesi siyasi bir karar. Durum gayet açık. Yapılan, Merzuki'nin popülaritesini artırmaktan başka bir işe yaramayacak" dedi.
Eski Tunus Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki'nin "devletin dış güvenliğine saldırmak" suçlamasıyla gıyabında yargılandığı davada 4 yıl hapis cezasına çarptırılması, ülkede tartışma yarattı.
Aralarında siyasilerin de bulunduğu önemli bir kesim Merzuki hakkındaki kararın siyasi olduğunu, Tunus'un imajını zedelediğini ve eski Cumhurbaşkanı'nın popülaritesini artırmaktan başka bir işe yaramayacağını belirtirken, bir diğer kesim ise yargının yaptığının herhangi bir ülkede olabilecek sıradan bir şey olduğunu savunuyor.
Ekim ayında France 24'ün Arapça yayın yapan kanalındaki röportajında, "Uluslararası Frankofon Zirvesi'nin Tunus'ta düzenlenmesinin darbeye destek olacağını düşündüğüm için zirvenin Tunus'ta yapılmaması için çalıştım ve bu yaptığımla gurur duyuyorum" ifadelerini kullanan Merzuki hakkında 15 Ekim'de soruşturma başlatıldı.
Merzuki, kendisine yöneltilen suçlamaları reddederek ülkesinin aleyhine çalışmadığını, Cumhurbaşkanı Kays Said'in 25 Temmuz'da aldığı olağanüstü kararları "darbe" olarak gördüğünü ve buna karşı çıktığı için hedef alındığını belirtti.
Tunus Asliye Hukuk Mahkemesi, 4 Kasım'da Merzuki için "ülkenin iç ve dış güvenliğine karşı komplo kurmak" suçlamasıyla "uluslararası tutuklama" kararı çıkardı.
Mahkeme 22 Aralık'ta da Merzuki'yi "devletin dış güvenliğine saldırmak" suçlamasıyla gıyabında yargılandığı davada 4 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Merzuki hakkındaki kararı AA muhabirine değerlendiren uzmanlar ve yetkililer, konuyla ilgili tepkilerini ve görüşlerini aktardı.

Karar Tunus için bir "utanç"
Tunuslu siyasi analist Bulbabe Salim, hapis kararının Tunus ve Tunuslular için bir "utanç" olduğunu belirtti.
"Eski Cumhurbaşkanı'nın görüş ayrılığı nedeniyle hapsedilmesi siyasi bir karar. Durum gayet açık. Yapılan, Merzuki'nin popülaritesini artırmaktan başka bir işe yaramayacak. Merzuki, temiz bir adam olarak kalmaya devam edecek" diyen Salim, işlerin bu şekilde gitmeyeceğini dile getirdi.
Salim, tüm siyasi muhalifleri bu şekilde tasfiye etmenin içinde bulundukları dönemde bir kazanımı daha boşa çıkaracağını ve Tunus'un imajına zarar vereceğini ifade etti.

"Artık ülkenin itibarını kimin zedelediğini biliyoruz"
Nahda Hareketi yöneticilerinden Semir Dilu da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Merzuki'nin karalamaya, alaya, saldırıya maruz kaldığını ancak muhaliflerini hiçbir zaman "böcek, ajan ve yolsuz" olarak tanımlamadığını hatırlattı.
Bugün herkesin sessiz kaldığı bir dönemde Merzuki hakkında 1400 günü aşan hapis cezası çıktığını kaydeden Dilu, "Artık ülkenin itibarını kimin zedelediğini biliyoruz" ifadesini kullandı.

Darbe çatırdıyor
Siyasi analist ve yazar Salih Atiyye de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Merzuki hakkındaki karar, darbe otoritesinin siyasi, hukuki ve ahlaki aklını kaybettiğinin bir göstergesi" ifadesini kullandı.
Kararın ayrıca, 30 yıldan fazla süredir diktatörlüğe karşı savaşan Merzuki'yi güçlendireceğini, Cumhurbaşkanı Said'i ise siyasi olarak ve halk nezdinde zayıflatacağını belirten Atiyye, Said'in eski Cumhurbaşkanı'na verilen bu cezayı haklı çıkaracak bir gerekçe bulamayacağını kaydetti.
"Çatırdayan darbe binasından bir taş daha düşüyor. Darbelerin, zamanı uzun gibi gözükse de ömrü kısadır." ifadesine yer veren Atiyye, ülkesinin hak, özgürlük ve demokrasi alanında yaşadığı kayıplardan büyük üzüntü duyduğunu aktardı.

Partiler ve siyasilerden Merzuki'ye destek mesajları
Tunuslu siyasetçiler de karar sonrası Merzuki'ye destek veren açıklamalarda bulundu.
Bu kapsamda Nahda Hareketi yöneticilerinden İmad el-Hamiri, "istek üzere alındığını" belirttiği karar için "skandal" ifadesini kullandı.
Emel Partisi yetkililerinden Rıza Bilhac da karara "Sahte bir yargılama" ifadeleriyle tepki gösterdi.
Tunus Demokratik Akım, Cumhuriyetçi Parti ve Demokratik Blok partileri de yayınladıkları ortak açıklamada, kararı kınayarak Cumhurbaşkanı Said'i siyasi rakiplerini cezalandırmakla suçladı.

"Merzuki'nin kamuoyuna açıklama yapması gerek"
Siyasi analist Basil et-Terceman ise "Merzuki'nin, Frankofon Zirvesi'nin Tunus'ta düzenlenmesini engellemek için yabancı kuruluşlara yaptığı aramaların ve kurduğu temasların nedenini kamuoyuna açıklaması gerektiğini" savundu.
Tunus'ta genelde mahkeme kararları hakkında yorum yapılmadığını ve avukatlar tarafından temyize götürüldüğünü dile getiren Terceman, ancak kararın sürpriz olduğunu ve bazı siyasi partilerin devletle hesaplarını kapatmak için bu kararı kullandığını ileri sürdü.
Merzuki'nin açıklamalarının, Frankofon Zirvesi'nin Tunus'ta düzenlenmesini engellemeye çalıştığını gösterdiğini savunan Terceman, "Yargının yaptığı, herhangi bir ülkede olabilecek sıradan bir şeydir" ifadesini kullandı.



Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
TT

Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)

Hamas Hareketi ve İsrail’den müzakereciler Katar’ın başkenti Doha'da Gazze'de ateşkes konusunda dolaylı müzakerelere başlamaya hazırlanırken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ordusundan Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını istedi.

Netanyahu'nun adamları, cumartesi akşamı savaşı yönetmek için yapılan güvenlik toplantılarında yaşananları sızdırdılar. Toplantıda şiddetli tartışmalar, bağırışmalar ve masaya vurmalar yaşandığını söylediler. Ayrıca Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'e Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını ve ateşkesin ilan edilmesi muhtemel görünen Washington ziyaretinden döndükten sonra kendisine sunması talimatı verdiğini aktardılar.

İsrailli analistler bu sızıntının amacına ilişkin farklı görüşlere sahipler. Bazıları, bunun sadece ‘Hamas liderliğine Doha turunda önerileri kabul etmesi için son anda baskı yapmayı amaçladığını’ bazıları ise Netanyahu'nun ‘hükümetin kendisine Gazze'yi işgal etmesi ve Filistinlilere karşı şiddetli operasyonlarının dozunu artırması için baskı uyguladığını sızdıran ordu kademesine öfkesini göstermeyi amaçladığını’ söylediler.

Üçüncü bir analist grubu ise bu gidişatın ‘hükümetin ateşkesi reddetme tutumunun gerçeğini’ yansıttığı görüşündeydi.

Birden fazla sebep

Ancak tüm bu nedenlerin bir araya gelmesi Netanyahu'nun Zamir'den taleplerinin arkasında yatan neden gibi görünüyor. Netanyahu, Hamas'a baskı uygulayarak kalıcı ateşkes şartından vazgeçmesinin yanı sıra (Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in temsil ettiği) Dini Siyonizm akımının hükümetten çekilmemesi için işgal ve sürgün tehdidini masada tutmak ve böylece sağcı tabanını memnun etmek istiyor.

Jfkfjf
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Kudüs'ün eski kentinde dolaşıyor (Arşiv - Reuters)

Son olarak Netanyahu, ordunun kendini savunma konumunda kalmasını istiyor ve başarısızlıkla suçlanmaktan korkuyor. Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’a da Netanyahu’nun kendisi gibi ‘sadece güç yoluyla barış istediği’ mesajını veriyor.

Toplantıda neler oldu?

Toplantı, ateşkes anlaşmasına varılamaması durumunda askeri planların görüşülmesi üzerineydi. İsrail merkezli televizyon kanalı Kanal 12'nin haberine göre toplantı, İsrail ordusunun ‘Gideon'un Arabaları Operasyonu’nun hedeflerine ulaşmaya yaklaştığını açıklamasının ardından, ‘savaşın, rehineleri kurtarma ve Hamas'ı hezimete uğratma hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla siyasi düzeyde sunacağı çeşitli olasılıkların ve planların ortaya çıkmasının ardından gerçekleşti.

Kanal 12, toplantıda Başbakan Netanyahu ile Genelkurmay Başkanı Zamir arasında sert bir tartışma yaşandığını, bakanlar Ben Gvir ve Smotrich'in ise başbakanı desteklediğini bildirdi.

Ben Gvir ve Smotrich'in Genelkurmay Başkanı'nı siyasi düzeydeki tavsiyeleri uygulamamakla suçladığını aktaran Kanal 12, Genelkurmay Başkanı'nın ise “Gazze'de oyalanacak zaman yok... Sözlerinize dikkat edin. Savaşlarda askerler ölüyor” şeklinde yanıt verdiğini kaydetti.

Toplantı sırasında Netanyahu'nun sesini yükselterek masaya yumruğunu vurduğunu ve Gazze halkı için geniş çaplı bir tahliye planı hazırlanarak onların Gazze'nin güneyine yerleştirilmesini talep ettiğini iddia eden Kanal 12’ye göre Netanyahu, “Taviz vermeyeceğim. Hamas hiçbir koşulda Gazze'de kalmayacak” dedi.

Kanal 12 ayrıca Genelkurmay Başkanı Zamir’in İsrail'in Gazze halkı üzerinde kontrolünü sürdürmesine karşı çıktığını ve kontrolün kaybedileceği konusunda uyardığını bildirdi.

İsrail Genelkurmay Başkanı toplantıda, “Askeri yönetim mi istiyorsunuz? İki milyon aç ve aşağılanmış insanı kim yönetecek?” diye sordu. Bunun üzerine Netanyahu yüksek sesle “Ordu ve İsrail Devleti” yanıtını verdi ve ardından “Askeri yönetim istemiyorum, ancak Hamas'ı hiçbir şekilde kabul etmeyeceğim” diye ekledi.

Zamir, Netanyahu'nun sözlerine “Bunu konuşmalıyız, bu konuda anlaşamadık. Aç ve öfkeli insanları kontrol etmek, kontrolün kaybedilmesine ve ordunun saldırıya uğramasına yol açabilir” diye yanıt verdi. Zamir ayrıca, bu planın İsrail ekonomisi ve toplumu üzerinde muazzam etkileri olacağını ve düzenli ve yedek kuvvetlerin konuşlandırılması açısından büyük kaynaklar gerektireceğini belirtti.

Netanyahu, toplantı sırasında Zamir'den, ABD Başkanı Donald Trump ile Gazze ve İran konusunda görüşmeler yapmak üzere Washington'a gittikten sonra geri dönene kadar Gazze Şeridi için tahliye planı hazırlamasını istedi. Netanyahu, hafta sonuna kadar Washington'da kalacak.

Zafer pozu arayışı

İsrail ordusu Gazze'deki operasyonlarını korkunç bir şekilde yoğunlaştırdı. Çünkü savaşı güçlü bir zafer pozuyla bitirmek istiyor.

Şimdiye kadar onun Lübnan, Suriye ve İran cephelerinde ‘başarılı’, ancak Gazze cephesinde ‘başarısız’ olduğu yönünde bir tablo ortaya çıktı. Savaşın Hamas'a ağır darbeler indirilmeden sona ermesini hayal edemeyen İsrail ordusu, Gazze'de şimdiye kadar elde ettiği başarıların hükümet tarafından siyasi kazanca dönüştürülmesi için yeterli olduğuna inanıyor.

Netanyahu’nun öfkesinin sebebi de tam olarak bu eğilim. Çünkü bu durum topu kendi sahasına atıyor. Oysa sorumluluğu başkalarına yükleme konusunda gerçek bir usta olan Netanyahu 7 Ekim 2023’ten bu yana görevden aldığı çoğu komutan ve güvenlik yetkilisiyle de aynısını yapmıştı.

Hem Netanyahu hem de Zamir, Hamas'ın İsrail askerlerinin hayatına kasteden operasyonlarını sürdürmesinden dolayı bir miktar hayal kırıklığı yaşıyor. Halbuki Hamas büyük suikastlara uğramış, kalesi olan Gazze ile halkı katliama ve yıkıma maruz kalmıştı.

Kcjfj
Gazze'de yaralanan bir İsrail askerini taşıyan İsrail Hava Kuvvetleri askerleri, Ocak 2024 (AFP)

Ancak Genelkurmay Başkanı Zamir, Gazze'deki başarısızlıkları diğer cephelerdeki kazanımlarla telafi etmenin mümkün olduğunu düşünüyor. Savaşı bu aşamada sona erdirmeyi tercih eden Zamir, “Gazze'de kalmak bir kumar ve dünyanın en güçlü orduları bile işgalci örgütlerle savaşamaz” diyor.

Bununla birlikte Zamir, farklı bir görüşe sahip olsa bile siyasi liderliğin emirlerine uymaya hazır olduğunu söyledi.

Sızıntılar öfkeye neden oldu

Ancak sorun şu ki, Netanyahu'nun hükümetteki arkadaşları, sadece Ben-Gvir ve Smotrich değil, Likud Partisi’nden milletvekilleri ve bakanlar da Netanyahu'nun açıklamalarıyla yetinmiyor ve bunları Beyaz Saray'da olacakları örtbas etme girişimi olarak görüyorlar.

Bu yüzden pazar günü Zamir ve Netanyahu'yu eşit şekilde eleştiren açıklamalarda bulunan Smotrich, “Kabinet’ten sızdırılan bilgiler, devletin güvenliğini tehdit eden kabul edilemez bir durumdur ve buna bir son verilmeli” ifadelerini kullandı.

Jgjfj
Netanyahu ve Smotrich Kabinet toplantılarından birinde (Reuters)

İsrail Maliye Bakanı Smotrich, eleştşirilerini şöyle sürdürdü:

“Gerçek şu ki tüm cephelerdeki büyük başarılara rağmen, insani yardımların Hamas'a ulaşmasını engellemek konusunda Genelkurmay Başkanı görevini yerine getirmiyor ve siyasi liderliği Hamas'a yardım ulaştırmaya zorluyor. Bu yardımlar savaş sırasında düşmanın lojistik tedarikine dönüşüyor. Tüm saygımla, eleştirilerim aynı zamanda savaşın sürdüğü aylar boyunca siyasi düzeyde alınan kararları uygulamaya koyamayan ve ordunun üst düzey komutanlarına dayatamayan Başbakan’a da yöneliktir. Bu kararlar, Hamas'ı ortadan kaldırmak ve rehineleri geri almaktı.”