Daniel Craig dijital yayın platformunda James Bond dizisine karşı: "Filmler telefonda o kadar iyi görünmüyor"

Daniel Craig dijital yayın platformunda James Bond dizisine karşı: "Filmler telefonda o kadar iyi görünmüyor"
TT

Daniel Craig dijital yayın platformunda James Bond dizisine karşı: "Filmler telefonda o kadar iyi görünmüyor"

Daniel Craig dijital yayın platformunda James Bond dizisine karşı: "Filmler telefonda o kadar iyi görünmüyor"

James Bond'u bir dijital spin-off serisine uyarlanmasının planlandığını bildiren haberler üzerine Daniel Craig bu planları eleştirdi.
Amazon eylülde Bond filmlerinin yapımından sorumlu stüdyo Metro-Goldwyn-Mayer'i 8,45 milyar dolara (yaklaşık 93 milyar TL) satın almıştı.
Anlaşma kapsamında teknoloji şirketi artık James Bond serisinin ortak mülkiyetine sahip ve geçen haftalardaki (The Sun'ın yayımladığı) haberler, Amazon'un Bond temelli dijital bir Marvelvari spin-off dizisi üretmek istediğini öne sürüyor.
Ancak, 007'nin haklarına sahip Eon Productions'daki sinema patronlarının değişikliklere karşı olduğu söyleniyor.
Yakın zamanda Ölmek İçin Zaman Yok'ta (No Time to Die) ünlü casusu son kez canlandıran Craig, The Sun'a konuştu ve Bond'un cep telefonlarında izlenmemesi gerektiğini söyleyerek dijital dizi planlarını topa tuttu.
"Yaşanan en büyük şeylerden biri, bu filmi sinemaya sokmuş olmamız" diyen Craig şöyle ekledi:
"İşte Bond filmlerinin olması gereken yer orası."
Craig şöyle devam etti:
"Telefonda pek iyi görünmüyorlar. Imax ekranında harika görünüyorlar. 9 metrelik ekranda harika görünüyorlar. Ve bunlar aile etkinlikleridir. Aileyi dışarı çıkarır. Böyle etkinlik filmleri olduğu sürece sinemanın ayakta kalma şansı var."
Ölmek İçin Zaman Yok, kasım itibarıyla tüm dünyada 547 milyon sterlin (yaklaşık 8,5 milyar TL) gişe geliri kazanarak bu yıl en çok hasılat elde eden ikinci Hollywood filmi oldu.
16 Aralık Perşembe vizyona girmesinden bu yana 596 milyon sterlin (yaklaşık 8,8 milyar TL) hasılat elde eden Örümcek Adam: Eve Dönüş Yok (Spider-Man: No Way Home), Ölmek İçin Zaman Yok'u bu hafta zirvedeki koltuğundan etti.
Independent Türkçe



Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels
TT

Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels

Tıbbi teşhiste güçlü bir yeni aracın önünü açabilecek yeni bir araştırmaya göre, tüm canlı varlıkların canlılıkla bağlantılı olarak yaydığı tuhaf parıltı, öldüklerinde kayboluyor.

Yaşam formları, esasen metabolizmanın yaşamı sürdüren süreçleri beslediği karmaşık biyokimyasal laboratuarlardır.

Bu metabolizmanın yan ürünlerinden biri, reaktif oksijen türleri yani ROS adı verilen, yüksek oranda reaktif oksijen içeren bir grup molekül.

Kanada'daki Calgary Üniversitesi'nden araştırmacılar aşırı ROS üretiminin, oksidatif stres diye bilinen sürece yol açabileceğini ve bunun da vücuttaki kimyasallar arasında, parıltıyla bağlantılı elektron transfer süreçlerini tetiklediğini söylüyor.

The Journal of Physical Chemistry Letters'ta yayımlanan çalışma, farelerde ultra zayıf foton emisyonu (UPE) veya biyofoton emisyonu diye adlandırılan tuhaf parıltıyı belgeliyor.

Araştırmacılar canlı farelerin, yakın zamanda ölen farelere kıyasla kayda değer derecede daha yüksek yoğunlukta UPE yaydığını saptadı.

Buna karşılık bitkilerdeki UPE, sıcaklık değişiklikleri, yaralanma ve kimyasal işlemler gibi stres faktörlerine maruz kalma durumuna göre değişiklik gösteriyor.

Önceki çalışmalar, insan gözüyle görülemeyen son derece düşük yoğunluklu ışığın kendiliğinden salınmasıyla tanımlanan bu parıltının kaynağının ROS olabileceğini öne sürüyor.

200 ila 1000 nanometre aralığındaki spektrumda yer alan bu soluk ışık, tek hücreli organizmalar ve bakterilerden bitkilere, hayvanlara ve hatta insanlara kadar tüm yaşam formlarında gözlemleniyor.

Ancak ölüm ve stresin UPE üzerindeki etkisi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Son çalışma, canlı ve ölü hayvanlardaki bu parıltıyı karşılaştırırken, bitkilerde sıcaklık, yaralanma ve kimyasal işlemlerin UPE üzerindeki etkilerini görselleştirdi.

Bilim insanları, çevredeki ışığın etkisini ortadan kaldırmak için karanlık bölmeler geliştirerek bitki ve hayvanları özel kamera sistemleriyle görüntüledi.

Her iki grup da 37 derece vücut sıcaklığına sahip olmasına rağmen canlı farelerin güçlü bir ışık yaydığını, ötenazi uygulanan farelerden gelen soluk parıltınınsa neredeyse söndüğünü tespit ettiler.

Bilim insanları çalışmada, "Araştırmamız, canlı ve ölü farelerin UPE'si arasında önemli bir fark olduğunu ortaya koydu" diye belirtiyor.

Bitkilerde sıcaklık ve yaralanmalardaki artışın, UPE yoğunluğunda yükselmeye neden olduğunu gözlemledik.

Kimyasal işlemler de bitkilerin ışık yayma özelliklerini değiştirdi.

Araştırmacılar, bitkilerin yaralı bölgelerine lokal anestezik benzokain uygulandığında, test edilen bileşikler arasında en yüksek emisyonun görüldüğünü söylüyor.

Bulgular, UPE'nin hayvanlarda canlılığın ve bitkilerde stres tepkisinin hassas bir göstergesi olabileceğini ortaya koyuyor.

Bilim insanları bu çalışmanın gelecekteki araştırmalar ve klinik teşhisler için UPE görüntülemenin geliştirilmesine katkı sağlamasını umuyor. Araştırmacılar, "UPE görüntüleme, hayvanlarda canlılığın ve bitkilerin strese verdiği tepkilerin invazif olmayan, etiket gerektirmeyen bir şekilde görüntülenmesine olanak sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe