İbrahim Reisi’nin Hamaney’in kanatları altında cumhurbaşkanlığındaki ilk 120 günü

İran’ın dini lideri Ali Hamaney, İran Şura Meclisi önünde yemin etme töreninden iki gün önce 3 Ağustos 2021 tarihinde gerçekleşen eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin görevi İbrahim Reisi'ye devrettiği törene katıldı
İran’ın dini lideri Ali Hamaney, İran Şura Meclisi önünde yemin etme töreninden iki gün önce 3 Ağustos 2021 tarihinde gerçekleşen eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin görevi İbrahim Reisi'ye devrettiği törene katıldı
TT

İbrahim Reisi’nin Hamaney’in kanatları altında cumhurbaşkanlığındaki ilk 120 günü

İran’ın dini lideri Ali Hamaney, İran Şura Meclisi önünde yemin etme töreninden iki gün önce 3 Ağustos 2021 tarihinde gerçekleşen eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin görevi İbrahim Reisi'ye devrettiği törene katıldı
İran’ın dini lideri Ali Hamaney, İran Şura Meclisi önünde yemin etme töreninden iki gün önce 3 Ağustos 2021 tarihinde gerçekleşen eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin görevi İbrahim Reisi'ye devrettiği törene katıldı

İran’da Şah rejimine son veren 1979 İran İslam Devrimi’nin ardından ülkede 13 kez cumhurbaşkanlığı seçimleri düzenlendi. Bu seçimlerin en tartışmalısı hiç şüphesiz adı İran'ın en kötü insan hakları ihlallerine karışan katı muhafazakar çizgideki İbrahim Reisi'yi cumhurbaşkanlığı makamına taşıyan seçimlerdi.
Bu yıl 5 Ağustos'ta göreve başlayan Cumhurbaşkanı Reisi, özellikle İran Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin (AKK) reformist ve ılımlı kanattan öne çıkan isimlerin adaylıklarını onaylamaması sayesinde gerçek bir rakibinin olmadığı, 40 yılın en düşük katılımlı seçimleriyle zorlanmadan bu göreve geldi.
Eski bir hakim olan Reisi, eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani döneminin sonunda halen çözülememiş olan onlarca iç ve dış kriz ve gerilimin dosyalarını inceliyor. Bunların başında nükleer anlaşma dosyası gibi güç bir dosya geliyor. Bir yandan İran, uranyum zenginleştirme alanında attığı adımları hızlandırırken diğer yandan nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma çabaları sarf ediliyor.
Reisi, Şura Meclisi önünde göreve başlamadan önce yaptığı konuşmasında, önceliğinin yaptırımları kaldırmak ve ekonomik durumu iyileştirmek olduğunu söyledi. Dış politika konusunda ise Reisi, nükleer dosyayı ve 2015 yılında Viyana’da İran ile imzalanan uluslararası nükleer anlaşmayı Batı'ya açılım politikasına yatırım yapmak için kullanan önceki hükümetin aksine Çin ve Rusya ile ‘stratejik’ düzeyde daha yakın ilişkiler kurmaya çalışma sözü verdi.
Analistler, göreve gelişinin üzerinden geçen dört ayın ardından Reisi'nin henüz güven verici bir hükümet programı sunamamasının, muhafazakârlar tarafından desteklenen hükümeti ile ılımlılar ve reformistler tarafından desteklenen önceki hükümet arasındaki farklılıkları, iki tarafın siyasi söyleminden bağımsız olarak ortaya koyduğunu düşünüyorlar.
Reisi’nin bu süre zarfında, İran’ın dini lideri (Rehber) Ali Hamaney'in tavsiyelerine uyma ve rejimin genel politikalarıyla ilerleme konusunda selefi Ruhani'den daha istekli olduğu dikkati çekti. Tecrübeler, İran’da hükümetlerin değişmesinin rejimin yaklaşımlarını ve politikalarını etkilemeyeceğini gösterse de Reisi, bölgedeki ve yurtiçindeki sorunları çözme sözü verdi.
Analistler, İran'daki mevcut krizin, paralel kurumların varlığı ve doğrudan Hamaney’in kontrolü altındaki kurumların rolünün gölgesinde hükümete kimin başkanlık ettiğinden ziyade rejimsel bir krizden kaynaklandığını düşünüyorlar.
Reisi, hükümeti adına verdiği sözleri yerine getirme konusunda ne Şura Meclisi’nde ne de yargı sisteminde zorluklarla karşı karşıya. Çünkü hem hükümet, hem Şura Meclisi hem de yargı sistemi muhafazakarların hegemonyasında. Buna bir de Reisi’nin Hamaney’den aldığı özel destek ekleniyor.
Ekonomiye gelince enflasyonun artmasını, dolar kurundaki yükselişi ve piyasaların kaynamasını engelleyemeyen Reisi, seçim kampanyası sırasında Ruhani'nin politikalarını eleştirse de cumhurbaşkanlığının 120’inci gününde halen onun izinden gidiyor.
Öte yandan uzmanlar, Reisi'nin İmam Humeyni'nin Emrinin İnfazı (EIKO) ve İmam Rıza Türbesi gibi doğrudan Hamaney kontrolündeki kurumların yanı sıra İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ekonomik kolu Hatem'ul Enbiya Grubu’nun yardımıyla dengeyi yeniden kurabileceğini umuyordu. Bu arada ekonomiyi tekelinde tutan Hatem'ul Enbiya Grubu’nun yardımının hükümeti her zamankinden daha fazla yeraltı ekonomisinin ve ekonomik mafyanın kucağına sürükleyeceği de biliniyordu.
İbrahim Reisi'nin cumhurbaşkanlığının ilk dört ayındaki eğilimleri, rejimin politikasının halen, rejimin bekasına yönelik tehditleri bertaraf etmeyi hedefleyen caydırıcılık stratejisi etrafında döndüğünü gösterdi. Bununla birlikte İran’ın nükleer programı nükleer silah üretimi seviyesine doğru hızla ilerleme kaydediyor. Reisi’nin görevi süresince rejimin bölgesel faaliyetlerini güçlendirmeye, genişletmeye ve çok uluslu milislere, hakimiyet kurma girişimlerine ve komşu ülkelere müdahale politikasına destek vermeye devam etmesi bekleniyor. Bu yüzden analistler, yeni hükümetin dış dünyayla tansiyonu düşürme ve bölge ülkeleriyle iyi komşuluk ilişkilerine öncelik verme gibi sloganlarına şüpheyle yaklaşıyorlar.
Mevcut hükümetin caydırıcılığı güçlendirmedeki ısrarı, kalkınma ve kentleşme çarkının karşılaştığı zorluklarda bir atılım olmasının yanı sıra ekonomik ve çevresel sorunları çözme şansını da zayıflatıyor.
Hükümet aynı zamanda iç düzeyde bir takım güvenlik sorunlarıyla da karşı karşıya. Bir yandan güvenlik servislerinin aralıklarla düzenlenen grevler ve protestolarla birlikte olası halk ayaklanmalarına karşı önlemlerini sıkılaştırmaları diğer yandan büyük bir grubun önceki hükümetin çizgisinde hareket etmesi bekleniyor. Zira Reisi hükümetinin son olarak İsfahan'daki su sorunu nedeniyle düzenlenen protestoları ve öğretmenler ile petrol şirketi çalışanlarının grevlerini ele alışının, İran'ın 2018 yılı boyunca tanık olduğu geniş çaplı grevlerin ele alınış biçiminin bir kopyası olduğunu gördük.



İsrail ordusu İran'ın Arak reaktörü çevresindeki bölgenin boşaltılması çağrısında bulundu

İsrail ordusu, İran'ın Arak ve Khandab köylerinde yaşayanlardan köyleri boşaltmalarını istediği broşür (İsrail ordusu)
İsrail ordusu, İran'ın Arak ve Khandab köylerinde yaşayanlardan köyleri boşaltmalarını istediği broşür (İsrail ordusu)
TT

İsrail ordusu İran'ın Arak reaktörü çevresindeki bölgenin boşaltılması çağrısında bulundu

İsrail ordusu, İran'ın Arak ve Khandab köylerinde yaşayanlardan köyleri boşaltmalarını istediği broşür (İsrail ordusu)
İsrail ordusu, İran'ın Arak ve Khandab köylerinde yaşayanlardan köyleri boşaltmalarını istediği broşür (İsrail ordusu)

İsrail ordusu, bugün yaptığı açıklamada, İran'ın Arak ağır su reaktörünü çevreleyen bölgeyi boşaltmaları konusunda sakinlere bir uyarı yayınladı.

İsrail ordusu, nükleer tesislerin yakınında bulunan İran'ın Arak ve Khandab köylerindeki sakinleri bölgeyi tahliye etmeye çağırdı ve yakın zamanda saldırılar düzenleneceğini duyurdu. OrdununTelegram'da yer alan açıklamasında, "İsrail Savunma Kuvvetleri, İran'ın Arak ve Khandab köylerinde yaşayan sakinleri, işçileri ve herkesi... askeri tesisler vurulmadan hemen önce tahliye etmeye acilen çağırıyor" denildi.

Uyarı, X platformunda, önceki hava saldırılarından önce yapılan uyarılara benzer şekilde, reaktörün kırmızı bir daire ile çevrili uydu görüntüsünü içeren bir gönderiyle yapıldı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Arak ağır su reaktörü Tahran'ın 250 kilometre güneybatısında yer almakta. Ağır su nükleer reaktörleri soğutmak için kullanılır, ancak bir yan ürün olarak nükleer silahlarda kullanılabilen plütonyum da üretir. Bu İran'a, bu yolu izlemeye karar verirse, uranyum zenginleştirmeye ilave olarak nükleer bomba üretmek için başka bir yol sağlar.

İran, 2015 yılında dünya güçleriyle varılan nükleer anlaşma kapsamında nükleer silahların yayılması endişelerini en aza indirmek için reaktörü yeniden tasarlamayı kabul etmişti. İran 2019 yılında Arak reaktörünün ikincil devresini çalıştırmaya başladı ki bu o dönemde, nükleer anlaşmanın ihlali olarak görülmüyordu.