Mali, Rus Wagner paralı askerlerinin topraklarında konuşlandığı iddiasını yalanladı

Analistler, Wagner grubu unsurlarının yük haline geldiğini düşünüyor

Mali, Rus Wagner paralı askerlerinin topraklarında konuşlandığı iddiasını yalanladı
TT

Mali, Rus Wagner paralı askerlerinin topraklarında konuşlandığı iddiasını yalanladı

Mali, Rus Wagner paralı askerlerinin topraklarında konuşlandığı iddiasını yalanladı

2018 yılından bu yana Orta Afrika Cumhuriyeti müttefiki olan Rusya resmi bir açıklamada, Mali’de silahlı kuvvetleri eğitmek üzere yalnızca silahsız askeri eğitmenlerin bulunduğunu belirtirken, Fransa ve Birleşmiş Milletler’in yanı sıra bölgedeki sivil toplum kuruluşları da konuşlandırılan bazı Rus askerlerin, Moskova’nın belirttiğinin aksine Wagner paralı askerleri olduğunu söylüyor.
Militanlara karşı bir savaşa tanık olan Mali’de, Orta Afrika Cumhuriyeti’nin kuzeyinde olduğu gibi Wagner unsurları görülüyor. Ancak Mali hükümeti yaptığı açıklamada, Sahel bölgesinde yer alan ülkede, herhangi bir Wagner unsurunun konuşlandırıldığı  iddialarını yalanlıyor. Yapılan açıklamada, ülkede özel bir güvenlik şirketine ait unsurların konuşlandırıldığı iddiaları resmi olarak yalanladı.
Yaklaşık 15 Batılı ülke Perşembe günü yaptıkları açıklamada, Rus paralı asker gücü Wagner grubunun Moskova’nın yardımıyla Mali’de konuşlandırıldığını duyurmuştu. Wagner grubu, ağırlıklı olarak Ukrayna, Libya ve Sahra altı Afrika’daki çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren paralı askerleri içeriyor. Mali hükümeti, bağımsız kaynaklardan kanıt sunulmasını talep ettiğini söylerken, Rus eğitmenlerin de, Avrupa eğitim misyonu gibi Milli Savunma ve Güvenlik Güçlerinin operasyonel yeteneklerinin artırılması çerçevesinde Mali’de bulunduğunu netleştirme konusundaki kararlı olduğunu vurguladı. Hükümet Sözcüsü Albay Abdullah Maiga ve Arazi İdaresi Bakanı tarafından imzalanan açıklamada, Bamako’nun söylentilere istinaden değil, eylemlerine istinaden yargılanmayı talep ettiğini ayrıca Mali devletinin, tarihi ortağı olan Rusya Federasyonu ile iki devletli bir iş birliğine bağlı olduğunu hatırlatmak istediğini belirtti.
Rus paralı askerlerinin konuşlandırılması Paris için kırmızı bir kırmızı çizgiydi. Fransız hükümetinden bir kaynak “Bugün bölgede, Rus ordusuna ait askeri nakliye uçaklarının üssünde uçuşların yapıldığını, Bamako havaalanında çok sayıdaki tesislerin paralı asker kabul ettiğini, Wagner’dan yetkililerin Bamako’ya sık sık ziyaretler düzenlediği ve Wagner’e yakınlıkları ile tanınan Rus jeologların faaliyetlerinin gözlemlendiğini belirtti.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken çarşamba günü, hükümetin Wagner grubunu konuşlandırması halinde, halihazırda şiddet olaylarına tanık olan Mali’nin, mali sorunlar ve istikrar sarsıcı sonuçlara maruz kalacağı uyarısında bulundu. ABD ve Avrupa Birliği, pazartesi günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yakın olduğundan şüphelenilen Wagner grubuna yaptırım uyguladı.
Mali, 2012’den bu yana El-Kaide ve DEAŞ bağlantılı grupların operasyonlarına tanık oluyor. Aynı zamanda düzenli güçlerin kendisi de ihlallerde bulunmakla suçlanıyor. Mali’nin kuzeyinde başlayan şiddet 2012 yılında, ülkenin merkezine, oradan da komşu Burkina Faso ve Nijer’e sıçradı. Birleşmiş Milletler, Fransız güçleri ve Afrika kuvvetlerinin konuşlandırılmasına rağmen binlerce sivil ve asker öldürülürken, yüz binlerce insan göç etmek durumunda kaldı. Ordunun 2020 yılında yaptığı darbe ile Bamako’da iktidarı ele geçirmesi de şiddet döngüsüne son vermedi.
Bir yıl önce, Orta Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Faustin Archange Touadera, Kremlin’den, hükümetini kurtarması için yardım istedi.  İsyancıların cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde başkent Bangui’e ilerlemesinin ardından, Rusya Touadera’nın durumu tersine çevirmesine yardım etmek üzere yüzlerce paramiliter unsur gönderdi. Ancak analistler bugün, Touadera’nın cumhurbaşkanlığının direği olan Rus özel güvenlik grubu Wagner üyelerinin bir yük haline geldiğini düşünüyorlar.
Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Thierry Vircoulon “Touadera yönetimi Rus vesayeti altına girdikten sonra, Kendini Batılı bağışçılarından izole etti ve muhalefetten kurtuldu, barış girişimleri ise asla meyve vermedi” açıklamasında bulundu. Orta Afrika Cumhuriyeti daha da kötüye giden bir insani krizle yüzleşiyor. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne (OCHA) göre, gelecek yıl ülkenin 5 milyonluk nüfusunun 3 milyonundan fazlasının yardıma ihtiyacı olacağını belirtti. Touadera Eylül ayında Jeune Afrique dergisine yaptığı açıklamada, “Wagner adında herhangi bir şirketle herhangi bir belge imzalamadım” ifadelerine yer verdi.
Orta Afrika, 2013 yılında mezhepsel bir iç savaşa sürüklendi, savaş Fransız askeri müdahalesiyle bastırıldı. Bu durum Touadera’nın 2016’da cumhurbaşkanı olarak seçilmesini sağladı.  2018 yılında isyancı liderlerin yönetime katılmasını içeren bir barış anlaşmasının imzalanması ile çatışmaları sakinleştirildi. Ancak çoğunun dini veya etnik grupları temsil ettiğini iddia edilen isyancı gruplar, ülkenin yaklaşık üçte ikisinin kontrolünü elinde tutuyordu. Ancak ikili bir anlaşma uyarınca Ruanda’dan gönderilen birlikler tarafından desteklenen Rusya’nın desteği, isyancıların iktidarı ele geçirme arayışlarını engellemeyi ve ana şehirlerden çekilmesini sağlamayı başardı. Bu, hükümetin ülkenin çoğunun kontrolünü yeniden ele geçirdiğini iddia etmesini sağladı. İsyancıların geri çekilmesi, kanlı çatışmalar ihtimaline yönelik iddiaları başlattı.
Ekim ayında Touadera, barışı teşvik etmek için ulusal bir diyaloğun başlatılması sonucunda bölgedeki durumunun iyileştirilmesini sağlayacağı umuduyla, tek taraflı ateşkes ilan etti. Ancak söz konusu diyaloğa yönelik herhangi bir zaman çizelgesine dair bilgi yok. İsyancıların yerel halka ve güvenlik güçlerine yönelik saldırıları, özellikle kuzeybatıda devam ediyor. Diğer yandan, kimliğinin açıklanmasını istemeyen diplomatik bir kaynak, Bangui’de özellikle de Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Gümrük Müdürlüğü’nde Rusların etkisinin arttığını belirtiyor.
Haziran ayında yayınlanan bir raporda, hükümete bağlı olmayan ABD soruşturma örgütü The Sentry, “Sınır ötesi suç şebekeleri devlet kurumlarını ele geçirdi ve tüm toplumları rehin olarak aldı” dedi.
Örgütün kurucu ortağı John Prendergast, bunun Orta Afrika Cumhurbaşkanı ve Wagner Grubu olarak bilinen Kremlin bağlantılı özel ordu başta olmak üzere müttefiklerinin menfaati için ülkedeki altın, elmas ve diğer doğal kaynakları yağmalamak üzere çalışan bir yağma ve ölüm mekanizması olduğunu belirtti.
 



Trump, Gazze konusunda bu hafta bir anlaşmaya varılmasını ‘iyi bir şans’ olarak görüyor

TT

Trump, Gazze konusunda bu hafta bir anlaşmaya varılmasını ‘iyi bir şans’ olarak görüyor

ABD Başkanı Donald Trump, Air Force One'a binmeden önce gazetecilere konuşuyor. (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Air Force One'a binmeden önce gazetecilere konuşuyor. (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Washington'da yapacağı görüşme öncesinde, Gazze konusunda ‘bu hafta’ bir anlaşmaya varılmasının ‘iyi bir şans’ olduğunu belirtti.

Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmesi için İsrail Başbakanı üzerindeki baskı artarken, Trump basın mensuplarına şunları söyledi: “Hamas ile bu hafta ya da önümüzdeki hafta, çok sayıda esir konusunda bir anlaşmaya varma şansının yüksek olduğunu düşünüyorum... Zaten esirlerin birçoğunu kurtarmayı başardık. Ancak şimdi kalan esirler söz konusu olduğunda, bunların büyük bir kısmı serbest bırakılacak. Bunun bu hafta gerçekleşmesini bekliyoruz.”

Trump, ABD'nin ‘İran ile belki de kalıcı bir anlaşma’ da dahil olmak üzere ‘İsrail ile çeşitli konular üzerinde çalıştığını’ ifade etti.

Netanyahu, Trump, Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüşmek üzere bugün ABD'ye geldi.

İsrail Başbakanı’nın uçağı Beyaz Saray'a yapacağı ziyaret öncesinde ABD'deki Andrews Hava Kuvvetleri Üssü'ne indi.

Netanyahu dün ABD'ye giderken yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nde ‘kabul ettiği koşullara göre’ bir ateşkes anlaşmasına varmak için çalıştığını söyledi. Netanyahu, müzakere heyetini Katar'ın başkenti Doha'ya gönderdiğini belirtti. Müzakere heyetini Doha'ya anlaşmayla ilgili ‘açık talimatlarla’ gönderdiğini kaydeden Netanyahu, Gazze Şeridi'ndeki tüm esirlerin geri gönderilmesi ve bölgenin İsrail'e tehdit oluşturmadığından emin olunması yönündeki niyetini vurguladı.

İsrail ile Hamas arasında ateşkes anlaşmasına varılması ve Gazze Şeridi'ndeki esirlerin serbest bırakılması için dolaylı müzakereler dün akşam Doha'da başladı.

Beyaz Saray'daki görüşmede Trump ve Netanyahu, İsrail ile Hamas arasında 21 aydır devam eden savaşın parçaladığı Gazze Şeridi'nde 60 günlük bir ateşkes için ABD'nin önerisini özellikle ele alacak.

sadfergty
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından yükselen dumanlar (AP)

Hamas'ın 2023'teki saldırısında kaçırılan 251 esirden 49'u halen Gazze Şeridi'nde tutuluyor; bunlardan 27'sinin İsrail tarafından öldürüldüğü açıklandı. Katar, ABD ve Mısır'ın arabuluculuğuyla Kasım 2023'te bir haftalık ilk ateşkes ve 2025'in başlarında yaklaşık iki aylık ikinci ateşkes, İsrail hapishanelerindeki Filistinlilerin serbest bırakılması karşılığında Gazze Şeridi'nde tutulan bazı esirlerin serbest bırakılmasına izin verdi.

Ateşkesin ardından bir sonraki aşama için herhangi bir anlaşmaya varılamaması üzerine İsrail mart ayı ortasında Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına yeniden başladı ve 17 Mayıs'ta askeri operasyonlarını yoğunlaştırdı.