Husiler, önde gelen El Kaide mahkumlarının yüzde 70'ini serbest bıraktı

Fotoğraf (SAM)
Fotoğraf (SAM)
TT

Husiler, önde gelen El Kaide mahkumlarının yüzde 70'ini serbest bıraktı

Fotoğraf (SAM)
Fotoğraf (SAM)

Yemen merkezli bir araştırma merkezi, El Kaide'nin karşı karşıya olduğu asker toplama krizinin çözümünde Husi milislerinin önemli ölçüde katkıda bulunduğunu ortaya koydu. Yemen’de Husi darbesi öncesi tutuklanan örgüt üyelerinin önde gelenlerinin yaklaşık yüzde 70'i serbest bırakıldı.
Merkez, bu durumu "terörle mücadeleye yönelik uluslararası çabalara darbe ve El Kaide’nin aktif olduğu bölgelerde bireylerin yaşamları için bir tehdit" olarak nitelendirdi.
Sana Merkezi tarafından yayınlanan çalışma, Husi milislerinin, meşruiyete karşı darbesinden bu yana, tutuklu takas anlaşmalarında örgüt unsurlarının yaklaşık yüzde 70'ini serbest bıraktığını belirtti. Çalışma ayrıca bunun aşırılık yanlısı örgütün saflarının güçlendirilmesine katkıda bulunduğuna ve askere alım krizinin üstesinden gelmeye yardımcı olduğuna işaret etti. Özellikle örgütün üst düzey üyelerinin çoğu geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen takas anlaşmalarında serbest bırakılmıştı. Araştırmaya göre, geri kalanlar emir komuta zincirindeki en düşük rütbeli kişiler arasında yer alıyor. 
Araştırmaya göre, El Kaide "Husilerden olumlu karşılık aldıktan sonra" üyelerini serbest bırakmak için hapishaneye yönelik düzenlediği baskın saldırılarını bıraktı.
Husiler El Kaide’nin anlaşma yapma konusundaki uluslararası kaygılar bir yana, mahkum takasını savaşçılarının serbest bırakılması için iyi bir yol olarak görüyorlar. Çalışma, milislerin örgütle müzakereler sırasında "El-Kaide" tarafından sunulan isimlerin kendi esirleri karşılığında serbest bırakılmasına herhangi bir itirazda bulunmadığını gösterdi. Çalışma müzakerelerin yalnızca serbest bırakılacakların sayısına odaklandığını gün yüzüne çıkardı.
Çalışmaya göre El Kaide örgütünün mahkum değişimi anlaşmalarından elde ettiği kazanımlara örnek olarak bir keresinde örgütün Husi hanedanından bir aileye ait bir Husi mahkumun serbest bırakılması karşılığında 20'den fazla üyenin serbest bırakılmasını talep ettiğini söyledi.
Çalışma örgütün, Taliban yönetimi sırasında Afganistan'daki El Kaide'de tanınmış bir isim olan Ebu Malik el-Ludari olarak bilinen Alevi el-Berekani'nin oğlu da dahil olmak üzere düzinelerce üyesini serbest bıraktığını su yüzüne çıkardı.
El Kaide, Yemen'de kaçırdığı ve 2012'den beri tutuklu bulundurduğu İranlı diplomat Nur Ahmed Nikbaht'ın serbest bırakılması karşılığında, 2003 yılından bu yana İran'da tutuklu bulunan örgüt liderlerinden Mısırlı Seyfu’l Adl'ı kurtarmayı başardığını açıkladı.
Çalışmaya göre, El Kaide'ye yakın kaynaklar Nikbaht'ın serbest bırakılmasının aslında aşırılık yanlısı örgüt, Husi yetkilileri ve İran'ı içeren üçlü bir anlaşmanın sonucu olduğunu aktardı. Sana'daki birkaç El-Kaide lideri serbest bırakıldı. Nisan 2016'da ise Husi milisleri El-Kaide'nin Örgütün Yemen'deki yerel kanadı Ensaru'ş-Şeria ile bir mahkum takası gerçekleştirdi. Bu kapsamda 100 mahkum serbest bırakıldı. Geçen Temmuz ayında, iki terör grubu her iki taraftan 4 mahkumu takas etti.
Husiler, darbe öncesinde Ulusal Güvenlik Hapishanesi'nde tutuklu bulunan El Kaide liderleri İdris el-Mesudi ve Abdullah el-Mesudi'yi örgüte teslim etti.
Kabile ve hükümet kaynakları, Husi milislerinin 21 Eylül 2014'te meşruiyete karşı darbesinden bu yana El Kaide'ye sınırsız destek sağladığını söylüyor. Milisler Sana'da Siyasi ve Ulusal Güvenlik (istihbarat) kontrolünü ele alır almaz, terör örgütünün unsurlarını ve liderlerini şüpheli anlaşmalarda kullandı.
Araştırmacılar, Husilerin yükselişinin Yemen'i mezhep temelinde kutuplaşma için verimli bir ortama dönüştürdüğüne inanıyor. Ancak, dini gerekçelerle kendilerine karşı direnme çağrıları arttı. Bu durumu fark eden El Kaide, halkın öfkesinden ve milislerin uygulamalarına gösterilen tepkiden yararlandı ve bazı ek grupları saflarına çekmeyi başardı.



Biden, ABD’lileri bölünmelerin üstesinden gelmeye çağırdı

Biden çarşamba akşamı Şükran Günü vesilesiyle ABD’lilere seslendi. (AP)
Biden çarşamba akşamı Şükran Günü vesilesiyle ABD’lilere seslendi. (AP)
TT

Biden, ABD’lileri bölünmelerin üstesinden gelmeye çağırdı

Biden çarşamba akşamı Şükran Günü vesilesiyle ABD’lilere seslendi. (AP)
Biden çarşamba akşamı Şükran Günü vesilesiyle ABD’lilere seslendi. (AP)

ABD’liler, Kovid-19 krizinin daha kötü bir hale getirdiği derin bölünmeler ve 3 Kasım’da gerçekleştirilen seçimlerle ilgili haftalar süren tartışmaların ardından dün en önemli ulusal bayramlarından biri olan Şükran Günü'nü kutladı. ABD’nin ölümcül virüs karşısında verdiği savaşı kaybetmeyeceğini vurgulayan Joe Biden “Bu mücadele, birbirimiz arasında değil” diyerek vatandaşları sabırlı olmaya çağırdı.
Şükran Günü münasebetiyle seçimlerden bu yana ilk kez siyasi içerikli olmayan bir konuşma yapan Biden, Delaware, Wilmington’daki karargahındaki açıklamalarında iyimser görünüyordu. Seçilmiş Başkan, ülkede sert kışın başlamasıyla birlikte çok sayıda Kovid-19 vakasının kaydedilmesine rağmen ABD’lileri dayanmaya ve ümide sarılmaya çağırdı.
Biden, 3 Kasım'daki seçimlerden bu yana Washington'da ortalarda görünmeyen Başkan Donald Trump'ın ardında bıraktığı boşluğu doldurmuş gibi görünüyordu.
Trump'ın yürüttüğü politikaları, koronavirüsü grip olarak ele alışını ve maske takanlar ile alay edişini üstü kapalı bir şekilde eleştiren Biden, “Ülke tarihine baktığınızda en zor koşullarda millet ruhunun ortaya çıktığını görürsünüz” ifadelerini kullandı. ABD’lileri salgınla mücadeleyi vatan görevi saymaya çağıran Biden, “Ülke, savaşmaktan usandı. Birbirimizle değil de virüsle savaş halinde olduğumuzu hatırlamalıyız” dedi.
ABD’lileri özellikle bayram döneminde maske takmaya, sosyal mesafeye bağlı kalmaya ve toplantıları sınırlandırmaya çağıran Biden, “İnsanlardan rica ettiğimiz bu hususların hiçbiri siyasi nitelikte değil” vurgusunda bulundu. Etkili aşılar hakkındaki iyi haberlerin salgını kontrol altına alma yönünde her ABD’linin bu basit adımları atmasına vesile olacağını söyleyen Biden, “Gerçek ve somut bir umut mevcut. Bu yüzden sabredin” ifadelerini kullandı.
Zaferini ilan etmesinden bu yana Trump'a oy veren yaklaşık 74 milyon ABD’liye ulaşma umuduyla birlik mesajları veren Biden, birçok yerel sağlık sisteminin bitkinlikle karşı karşıya kaldığını belirttiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu apaçık bir gerçektir. Hiçbir şey kurgu değil, gerçek. Bunları bilhassa başkanınızdan duymayı hak ettiğinizi düşünüyorum. Virüsü yavaşlatmak için hepimizin elimizden geleni yapması gerekiyor.”
Yardımcıları, Biden’ın ABD’lilere söz konusu mesajı Şükran Günü'nde vereceğini günler öncesinden duyurmuştu.
Seçimleri kazandığını öne süren Trump, Biden’ın bu açıklamaları yaptığı sırada  Pensilvanya’daki Cumhuriyetçi milletvekillerini eyaletteki oylamada usulsüzlük iddialarını tartışmak üzere toplantıya çağırdı. Seçim kampanyasındaki bir danışmanın koronavirüs testinin pozitif çıkması üzerine toplantıya katılımı aniden iptal olan Trump, Michigan milletvekillerine yaptığı gibi Pensilvanya’daki bazı milletvekillerini de “seçimlerdeki usulsüzlükleri” tartışmak üzere Beyaz Saray'a davet etti.
Söz konusu açıklamalarında seçimlere ve salgına rağmen rekor sayıda oy kullanan ABD’lilere övgüde bulunan Biden ise “Demokrasimiz bu yıl teste tabi tutuldu. Neticesinde şunu öğrendik ki bu milletin insanları vazifeye hazırdır. ABD’de kusursuz, adil ve özgür seçimlerimiz var. Sonuçlara saygı duyuyoruz” dedi. Seçimleri ‘şiddete başvurulmayan protestoların en asil aracı’ olarak nitelendiren Biden, salgını ‘yaklaşık bir yıl süren ve bu ulusu yerle bir eden bir savaş’ olarak değerlendirdi. “ABD, bu savaşı kaybetmeyecek. Kendinizi bitkinliğe teslim etmeyin” ifadesini kullandı. Mevcut krize rağmen gelecek için iyimser bir tablo çizmeye çalışan Biden, vatandaşları ‘yeniden hayal kurmaya’ çağırdı.
Biden konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sadece gücümüzün örneğiyle değil, örneğimizin de gücüyle dünyaya liderlik edeceğiz. İklimi ve bu gezegeni kurtarmak konusunda da dünyaya liderlik yapacağız. Size söz veriyorum ki kanser, Alzheimer ve diyabet hastalıklarına tedavi bulacağız.” 
Sözleriyle 2015'te oğlu Beau Biden'ı kaybetmesi gibi ağır aile trajedilerine şahitlik eden kişisel deneyimini yansıtan Biden, “İlk Şükran Günü’nü, o boş kalan sandalyeyi ve sessizliği hatırlıyorum da nefesler kesiliyor. Dikkat kesilmesi gerçekten zor. Şşükran duymak da zor. İleriye bakabilmek, bir şeyler umut etmek hiç kolay değil. Anlayabiliyorum” dedi.
Gazeteciler ile video konferans gerçekleştiren geçiş süreci yetkilileri, Genel Hizmetler İdaresi Direktörü’nün seçim sonuçlarına resmi onay vermesiyle gerekli adımları atmak için Biden’ın Trump'ın yenilgiyi kabul etmesine ihtiyacı olmadığını vurguladı. Biden'ın seçim kampanyası direktörlerinden Kate Bedingfield, “Seçilmiş Başkan Biden'ın Başkan Trump ile konuşmasının gerekli olduğu düşüncesinde değiliz. Ekiplerimizin ihtiyaç duyduğu bilgileri sağladığımıza inanıyoruz” açıklamasında bulundu.