BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Williams, Şarku’l Avsat’a konuştu: Libya cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday isimlerin uygunluğuna ilişkin karara herkes saygı duymalı

BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams: Paralı askerlerin, Libya topraklarından çıkışı dikkatli olunması gereken karmaşık bir süreçtir.

BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams (AFP)
BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams (AFP)
TT

BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Williams, Şarku’l Avsat’a konuştu: Libya cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday isimlerin uygunluğuna ilişkin karara herkes saygı duymalı

BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams (AFP)
BM Genel Sekreteri Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, dün Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Seyfulislam Kaddafi'nin Libya’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olup olmayacağına ilişkin kararın, yargı tarafından alınacak bir karar ve Libya’nın egemenlik meselesi olduğunu söyledi. Williams, tüm tarafları alınan kararlara uymaya çağırdı.
Williams, Başbakan Abdulhamid Dibeybe’nin Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF) sürecinde seçimlerde aday olmayacağına dair yazılı taahhütte bulunmasının ardından aday olmaya hakkı olup olmadığı sorusuna, “LSDF sürecinde, ülkenin yönetimindeki makamlara aday olan kişilerin bu seçimlerde aday olmayacağına dair yazılı bir taahhüt yapıldı. Herkes Libya’nın egemenliğine ve yargının bağımsızlığına saygı göstermeli” yanıtını verdi.
Libya’da 24 Aralık’ta yapılması planlanırken ertelenen seçimlerin yapılabileceği en iyi tarihe dair fikrini belirtmekten kaçınan Williams, “Yeni bir tarih belirlemek, Libya'daki yetkili makamlara, yani Temsilciler Meclisi’ne (TM), Yüksek Seçim Komisyonu’na ve yargıya kalmıştır. BM, özgür, adil ve güvenilir seçimlerin yapılmasını sağlamak için tüm zorlukların üstesinden gelinmesi ve uygun koşulların en kısa sürede sağlanmasında Libyalılara yardım etmeye hazırdır” ifadelerini kullandı.
Libya’daki Rusya ve Türkiye destekli paralı askerler sorulduğunda ise Williams, şu yanıtı verdi:
“Ülkedeki paralı askerleri, yabancı savaşçıları ve güçleri Libya'dan çıkarma süreci hassas ve karmaşık bir süreçtir. Bu süreç, komşu ülkelerde istikrarın korunması için dikkatli bir şekilde yapılmalı ve ilgili ülkelerle bu konuda koordinasyon kurulmalı.”
Daha önce eski BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame ile de çalışan Williams'ın Jan Kabus'in Libya Özel Temsilciliğinden istifa etmesinin ardından Guterres’in Libya Özel Danışmanı olarak yeni görevine başlamasından bu yana basına verdiği ilk röportajın tamamı:

-Libya dosyasında bundan önce siyasi bir atılım kaydetmiştiniz. Sizce cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ertelenmesinin ardından mevcut koşullar yeni bir siyasi başarıya daha izin verir mi?
Müsaadenizle bu cümleyi şöyle düzeltmeliyim; Libyalılar birleşmeye karar verdiklerinde zaten somut ilerleme kaydettiler. “Yeter artık savaşa son” dediler. Evet, bizler onların BM’de konuşmalarına ön ayak olduk ve yolculukları boyunca onlara eşlik ettik, ama sonunda onların iradesi galip geldi ve bundan sonrada bu irade galip gelecektir.

-Ama büyük bir rol oynadınız. Şimdi de aynını yapma imkanınız var mı?
Halihazırda elde ettikleri başardıkları geliştirmeye devam etmek yine Libyalılara kalmış. Benim görevim, BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet ve arabuluculuk çabalarına öncülük etmek ve Libya-Libya diyalogunun güvenlik, ekonomik ve politik yollarının uygulanmasını takip etmek için Libyalı, bölgesel ve uluslararası aktörlerle çalışmaktır.
BM Libya Destek Misyonu (UNMIL) ile doğrudan koordinasyon içinde, Libyalı tarafların geçmiş dönemde elde edilen kazanımları sürdürmelerine ve Libyalıların demokratik haklarını kullanabilmeleri, kendilerini temsil eden isimleri seçebilmeleri ve geçiş dönemlerini sona erdirebilmeleri için seçim sürecini ileriye taşımalarına destek olmaya çalışacağım.

-İleriye dönük ana başlıklar neler ya da nasıl bir yol haritası uygulanacak?
Tek yol haritamız var. O da, Libyalılara barış, istikrar ve birlik arayışlarında destek olmaktır. Bunu başarmak için şimdi, geçiş dönemini sona erdirecek, Libyalıların kendilerini temsil edecek isimleri seçmelerine izin verecek ve devlet kurumlarının demokratik meşruiyetini yenileyecek özgür, adil, kapsayıcı ve güvenilir şekilde cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri yapmalarına yardımcı olmaya odaklandık.

-Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri ertelendi. Peki sizce bundan sonra seçimlerin yapılması için en uygun tarih hangisi?
Libya Yüksek Seçim Komisyonu, 22 Aralık’ta,ulusal seçimlerin yapılması için teknik olarak hazır olmasına rağmen LSDF’den çıkan siyasi yol haritasıyla belirlenen 24 Aralık 2021 tarihine bağlı kalamayacağını duyurdu. Komisyon, seçim yasalarındaki bazı eksiklikler, temyiz süreci ve adayların uygunluğuna ilişkin itirazlara dair bir takım zorluklara işaret etti. Komisyon, bu zorluklar çerçevesinde yasaya uygun olarak meclisten cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu için otuz günlük bir süre içinde başka bir tarih belirlemesini istedi.
Öte yandan Komisyonun seçim sürecine olan sıkı bağlılığını ve seçimlerin özgür, adil, kapsayıcı ve güvenilir olmasını sağlama konusundaki kararlılığını memnuniyetle karşıladım. BM Genel Sekreteri’nin de daha önce belirttiği gibi, Libya'daki seçimler sorunun değil, çözümün bir parçası olmalıdır.

-O halde top TM’nin sahasında diyebilir miyiz?
TM üyelerinin artık Yüksek Seçim Konseyi’nin tavsiyelerine hızlı ve verimli bir şekilde yanıt verme konusunda tarihi ve ulusal bir sorumluluğu olduğunu vurgulamak istiyorum. Artık tüm gözler onların üzerinde ve bu da, gerekli olanı yapmak için güç, kararlılık ve irade ile çalışmaları gerektiği anlamına geliyor.
İyi niyet ve arabuluculuk çabalarıyla birlikte bu zorluklara karşı mücadele için Libya’daki ilgili kurumlar ve ilgili taraflarla birlikte çalışmaya hazırım. Bu, aynı zamanda ilgili kurumları seçmen kaydı yapılan 2 milyon 800 bin Libyalının iradesine saygı duymaya ve desteklemeye çağrı yapmam için bir vesiledir.
Siyasi geçişi barışçıl bir şekilde sona erdirmek ve yönetimi Libya halkının isteklerini karşılayan demokratik olarak seçilmiş kurumlara devretmek için tüm adaylara saygı duyma ve eşit fırsatlar sağlama zorunluluğuyla birlikte Libya'daki siyasi krizin çözülmesine ve kalıcı bir istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmak için cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin uygun koşullarda yapılması gerekiyor.

-Seçimler ne kadar süreliğine ertelenmeli? Bu konuda bir tavsiyeniz var mı?
Bu, Libya'daki yetkili makamlara, yani TM, Yüksek Seçim Komisyonu ve yargının inisiyatifinde olan bir konudur. BM ise özgür, adil ve güvenilir seçimlerin yapılmasını sağlamak için Libyalıların karşı karşıya oldukları tüm zorlukların üstesinden gelmesine ve mümkün olan en kısa sürede uygun koşulların sağlanmasına yardımcı olmak için mümkün olan tüm çabaları göstermeye hazır.

-Libyalıların bazıları, Rusya ve Türkiye'yi seçimlerin yapılmasını engellemekle suçladı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Seçimler tamamen Libya halkının talebine bağlı ve onların egemenliği meselesidir. Dışarıdan hiç kimse Libya halkının iradesinin önünde durma hakkına sahip değildir. Libya halkı arasında benzersiz bir coşku var. 2 milyon 800 binden fazla seçmen uzun zamandır beklenen seçim sürecine katılmak için kayıt yaptırdı. Son on günde rakip ve çatışan taraflar da dahil siyasi yelpazenin dört bir yanından yüzlerce Libyalı ile görüştüm. Herkes Libya halkının ulusal kurumların meşruiyetini yeniden tesis etmek için kalıcı çözümler getirecek, ülkeyi geçici süreçlerden kurtaracak ve halkı istikrara ve refaha ulaştıracak seçimlerin yapılmasını istediğini söyledi.

-BM, burada nasıl bir rol oynuyor?
BM, sonuçları herkes tarafından kabul edilebilir seçimlerin yapılması için uygun bir ortamın sağlanması amacıyla Libyalı tüm taraflarla ve uluslararası ortaklarla birlikte çalışıyor. BM, Libya’nın egemenliğine saygıyı artırmak ve ülkede istenen istikrarı sağlamak amacıyla hem yerel hem de yabancı taraflardan gerekli desteğin alınması için çabalamaktan vazgeçmeyecektir.
-Peki ya adayların durumu? Sizce Seyfulislam Kaddafi ve Abdulhamid ed-Dibeybe’nin cumhurbaşkanlığına aday olma hakları var mı?
Bu, adayların seçimlere katılmaya uygun olup olmadığıyla ilgili kararları veren Libya yargısının inisiyatifindeki bir konudur. Yani bu tamamen Libya’nın kendi iç meselesidir. Libya’nın egemenliğine ve yargının bağımsızlığına saygı duyuyoruz. Tüm tarafları da yargıya saygı duymaya ve kararlarına uymaya çağırıyoruz.

-Dibeybe, seçim yarışına katılmayacağına dair söz verdi mi?
LSDF sürecinde Libya’nın yönetici makamlarına aday olan kişiler, bu seçimlerde aday olmayacağına dair yazılı taahhütte bulundular. Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine aday olmak isteyenlerin buna uygun olup olmadığı kararı Libya yargısının inisiyatifinde olan bir egemenlik meselesi olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum. Herkesin Libya’nın egemenliğine ve yargının bağımsızlığına saygı duyması gerekiyor.
Bu yüzden Libyalı tüm taraflar ve yetkililer, yargının bağımsızlığını etkileyebilecek herhangi bir müdahale yahut tehdide karşı yargının özgürce çalışması için gerekli şartları sağlamalılar.

-Bir sonraki siyasi diyalog forumu hakkında neler söylemek istersiniz. Herkesi davet edecek misiniz?
Libya'ya gelişimden bu yana yüzlerce Libyalı ile yaptığım kapsamlı istişarelerde bulundum. Çeşitli taraflar ve aktörlerle bu istişarelere devam edeceğim. LSDF de, seçim sürecini ilerletmenin uygun yolları hakkında fikir alışverişinde bulunmak ve cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin düzenlenmesi için uygun koşulları sağlanmak amacıyla yapılan bu istişarelerden biridir.
-Peki ya paralı askerler? Geri çekilmeleri ya da sayılarının azaltılması hakkında çok şey söylendi. Sizce Rusya ve Türkiye bunu yapıyor mu?
5+5 Ortak Askeri Komite (OAK), geçtiğimiz Ekim ayında paralı askerlerin, yabancı güçlerin ve savaşçıların Libya'dan geri çekilmesine yönelik komşu ülkeler ve diğer ilgili ülkelerle koordinasyon kurulmasını da içeren bir eylem planı imzaladı. Eylem planının imzalanmasından beri OAK, Türkiye ve Rusya başta olmak üzere bu ülkelerle ve bölgesel kuruluşlarla kapsamlı toplantılar gerçekleştirdi.
OAK, Türkiye ve Rusya'da gerçekleştirdiği toplantıların ardından yaptığı açıklamada, olumlu sonuçların alındığını ve paralı askerlerin, yabancı savaşçıların ve güçlerin Libya topraklarından kademeli, dengeli, eşzamanlı ve sıralı bir süreç içinde çıkışlarına ilişkin eylem planına destek olacak uygulamalı bir çalışma için üst düzey bir koordinasyon kurulduğunu duyurdu.
Bu uzlaşıların üzerinde daha fazlasının inşa edilmesini umuyoruz. BM, UNSMIL ve BM’nin ateşkes gözlem misyonu, gerektiğinde Libyalı yetkililere ihtiyaç duyulan teknik desteği sağlayacaktır.

-Bu, seçimlerin özgürce yapılabilmesi için şart mı?
Paralı askerleri, yabancı savaşçıları ve güçleri Libya'dan çıkarma süreci hassas ve karmaşık bir süreçtir. Komşu ülkelerin istikrarının korunması için dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Bu da ilgili ülkelerle eş zamanlı olarak koordinasyon kurulmasını gerektiriyor.

-Paralı askerler ile yabancı savaşçıların ve güçlerin Libya’daki varlıkları seçim sürecini etkiliyor mu?
Konunun seçimlerle ilişkisine gelince, Yüksek Seçim Komisyonu, ülkenin her yerinde seçimlerin düzenlenmesine teknik düzeyde hazır olduğunu defalarca kez duyurdu. İçişleri Bakanı da seçimlerin güvenli bir ortamda gerçekleşmesi için sıkı güvenlik planları hazırladığına dair bana güvence verdi.
Her ne kadar Libya'daki mevcut durum çerçevesinde ideal koşullar sağlanamasa da biz, Libyalılara yardım etmek ve sadece seçimlerin yapılması için değil, aynı zamanda Libya'nın egemenliğini, güvenliğini ve istikrarını korumak adına da çalışıyoruz.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.