Terörist Hizbullah’ın kuklası: Ebu Ali el-Hakim

Ebu Ali el-Hakim
Ebu Ali el-Hakim
TT

Terörist Hizbullah’ın kuklası: Ebu Ali el-Hakim

Ebu Ali el-Hakim
Ebu Ali el-Hakim

Yemen'deki İran terörizminin kolu, Husi milislerine bağlı en önde gelen savaş suçlularından biri, herhangi bir askeri eğitim veya herhangi bir eğitim almamış ve emirlerini Hizbullah ve Devrim Muhafızları Ordusu’ndan (DMO) alan sahte bir tuğgeneral… Peki kim bu Ebu Ali el-Hakim?
Husilere bağlı El-Hakim uluslararası alanda tanınmayan darbeci Husi otoritesinde halihazırda Askeri İstihbarat Başkanlığı’nın yanında Cumhuriyet Muhafızları Komutanlığı görevini yürütüyor. Husilerin Yemen’deki meşru hükümete yaptıkları darbenin başında, herhangi bir eğitim almadığı ve herhangi bir askeri kuruma gitmediği için daha önce hiçbir niteliği yokken birden ‘tuğgeneral’ rütbesi ile ortaya çıktı.
El-Hakim, Yemen'deki en tehlikeli savaş suçlularından biri olarak görülüyor. Yemen'in bazı bölgelerinde vahşi katliamlara yol açması, suç teşkil eden eylemleri ve tüm savaş anlaşmalarını ve normlarını ihlal etmesinden ötürü Yemen'deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu tarafından hazırlanan arananlar listesinde “5” numara olarak yer alıyor.
Husi milislerinin lideri her zaman El-Hakim’i karanlık askeri operasyonlar yürütmeye ve kötü niyetli, ahlaksız roller üstlenmeye sevk ediyor. Zira el-Hakim sızdırılan bazı videolarda kabile reislerini her zaman yaptığı gibi aşağılayıcı bir şekilde tehdit ederken görüldü.
Suudi Arabistan öncülüğünde Yemen'deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu yaptığı bir basın konferansında Ebu Ali el-Hakim’in Lübnan’daki terör örgütü Hizbullah’a bağlı teröristlerden birinden emirler alırken çekilmiş görüntülerini yayınladı.
Görüntülerde Ebu Ali el-Hakim’in Husi milisleriyle ortak olmak amacıyla limanını silah ve teröristleri karşılayan bir istasyona dönüştürmek üzere Hudeyde'yi kontrol etmenin önemini vurgularken Hizbullah’tan askeri talimatlar aldığı görülüyor.
Görüntülerde El-Hakim’in terör düşüncesi ile birleşen ancak uyruk olarak birbirinden ayrılan iki liderinden daha sonra uygulamak üzere talimatlar aldığı görülüyor. Bu da Husi milislerinin sadece DMO ve Lübnan’daki terörist Hizbullah’ın maşası olduğunu kanıtlıyor.
Terörist Hizbullah’ın bir lideri tarafından verilen talimatlarda Hizbullah’ın Yemen'de Husileri desteklemek için savaşlarını durdurduğu ifadesi de yer alıyor. Yemen'deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu’nun dünkü basın konferansında yayınladığı görüntülerde geçen konuşmanın metni şöyle:
“Askeri sektör çok önemli. Hudeyde düşerse hücuma karşı verilen destek sona erecek. Deniz, desteğin ulaşması için tek kapı. Hasan Nasrallah dün Yemen'de cihat yapmak istediğini söyledi. Bu, cephelerdeki geri çekilmenizin arttığı ve saldırıların Hudeyde Havaalanı'na ulaştığı sırada geldi. Bunun sebebi aranızdaki ihtilaflar. Birleşmiş Milletler (BM) yapılan ateşkese direnmeseydi, Hudeyde elimizden gidecekti. Bizim projemiz bu ihtilaflardan daha büyük. Yanınızda olmak için her şeyi geride bıraktık. Suriye savaşı bitmek üzere. Oradaki mücahitlerin çoğu Yemen'e gelecek. Denizi kaybedersek hiçbir mücahit veya herhangi bir destek bize ulaşamaz. Mücahitlerden oluşan büyük bir grup oluşturmak istiyoruz. Hudeyde’nin düşmesini engellemek için saflarımızı düzenlemek istiyoruz. Ebu Ali el-Hakim'e safları düzenleme ve ihtilafları çözme çabalarından ötürü teşekkür ediyoruz. Liderlik kendisiyle kurduğu iletişim aracılığıyla Kızıldeniz ve kıyıları üzerinde kontrol sağlamamızın elzem olduğunu vurguladı.”



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.