Irak Maliye Bakanı Allavi’nin açıklamaları paniğe neden oldu

Ülkede iflas ve işten çıkarılmalar bekleniyor.

Irak Maliye Bakanı Ali Abdulemir Allavi. (AFP)
Irak Maliye Bakanı Ali Abdulemir Allavi. (AFP)
TT

Irak Maliye Bakanı Allavi’nin açıklamaları paniğe neden oldu

Irak Maliye Bakanı Ali Abdulemir Allavi. (AFP)
Irak Maliye Bakanı Ali Abdulemir Allavi. (AFP)

Iraklıların büyük çoğunluğu, yıllık gelirinin yüzde 95’i petrolden sağlanan ülkede başka herhangi bir sektörde üretim yapılmadığını çok iyi biliyor. Ancak buna rağmen bu durum, Maliye Bakanı Ali Abdulemir Allavi’nin ülkenin yaklaşık 10 yıl sonra ‘iflas edeceğini’ öngördüğü açıklaması nedeniyle pek çok vatandaşın aşırı öfke ve panik duygusuna kapılmasına engel olmadı. Bakan açıklamasında ayrıca petrolün söz konusu tarihteki önemi ve fiyatının düşmesi sonucunda maaşların karşılanamayacağını ve kamuda çalışanların mecburen işten çıkarılacağını belirtti. Allavi, daha önceki bir açıklamasında da
“Irak’ın geleceği tamamen petrol sektörüyle bağlantılıdır. Bu açıdan dünyada Irak’a benzeyen başka bir ülke yok” demişti.
Irak’ın gelecek on yıl boyunca petrole bağımlılığının devam edeceği konusunda uyaran Allavi son açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Irak, petrol piyasasındaki küresel ve niteliksel dalgalanmalar ve hükümet sektörünün tamamen petrol gelirlerinden gelen finansmanına bağımlı olması nedeniyle önümüzdeki on yıl boyunca ciddi bir tehditle karşı karşıya. Bu olursa devlet, çok sayıda çalışanı maaşları ödeyemediği için işten çıkarmak zorunda kalacak.”
Allavi’nin gelecek on yıl içinde çok sayıda çalışanın işten çıkarılma olasılığına ilişkin açıklaması, başta hükümet kamu olmak üzere Irak’taki çoğu sektörde çalışan vatandaşlarda endişe ve tepkiye neden oldu. Allavi’nin ifadeleri, yetkili bir bakanın ağzından yapılan ve ülkenin petrol gelirlerine bağımlı kalmaya devam etmesi halinde gelecek yıllarda maruz kalabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için gerekli çözümlerin bulunması gerektiğine işaret eden bir gerçeklik olarak nitelendirildi. Ancak buna rağmen politikacılar, yazarlar ve aktivistler son birkaç gündür çözüm bulmak yerine halkı paniğe sevk eden ‘sorumsuz açıklamaları’ nedeniyle Maliye Bakanı’na yönelik sert eleştiriler yöneltti. Aktivistler yeni yıl kutlamaları öncesinde ‘daha iyi bir yarın için’ umut ve sevinç atmosferi yayılması gerektiğini savundular.

Eski milletvekillerinden Zafer el-Ani konuya ilişkin olarak Twitter üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kulandı:
 “Maliye Bakanı’nın petrol döneminin sonu ve çalışanların işten çıkarılmasıyla ilgili açıklaması yakışık olmadı. İnsanları rahatlatmak için bu açıklamaların açığa kavuşturulması gerekiyor. Bilim inanları korkutucu da olsa sorunları teşhis ederler. Devlet adamlarının ise zor da olsa çözüm bulma görevi vardır.”
Gazeteci ve akademisyen Raci Nasir de Maliye Bakanı’nın açıklamalarını sert bir şekilde eleştirdiği,söz konusu ifadeleri ‘talihsiz’ ve ‘mide bulandırıcı’ olarak nitelendirdiği açıklamasında şunları söyledi:
“Hükümetin asli görevlerinden biri, iyi düşünülmüş projeler ve programlar aracılığıyla ‘zaten birçok siyasi, ekonomik, güvenlik ve sosyal sorundan endişe duyan’ vatandaşların korkularını yatıştırmak, umut yaymak, kamuoyunda terör ve kargaşa yaratmamaktır.”
Iraklı gazeteci ayrıca İngiliz vergi modelini Irak’ta acilen uygulamaya çalışan Bakan Allavi’nin sözlerinin ‘kamuoyuna yeni vergiler uygulama’ projesi bağlamında geldiğini savundu.

Ekonomist Basim Antoine’nin değerlendirmesi ise şöyle oldu:
 “Bu açıklamanın amacı kamu sektöründen kopmaya, özele sektöre güvenmeye ve proje inşa etmeye çalışmaktır. Çünkü devlet bu sürecin yükü altına girmiştir. Bütçenin yüzde 75’ini aşan maaşlara katlanmak çok zor.”
Siyasi ve güvenlik analisti Fadıl Ebu Rağef de Maliye Bakanı’nın açıklamalarının ‘Irak ekonomisi için karanlık bir geleceğe işaret ettiğini’ belirterek sorunları ortaya koyduğunu, ancak çözümler sunmadığını vurguladı. Rağef “Konuşması, sonraki hükümetleri dünyanın en iyi ekonomistlerinden yardım alma ve ekonomimizi ithalatçıdan üreticiye değiştirmemiz gerektiği çağrısı yapıyor” dedi.
Bakan Allavi, daha önce de eleştirilere yol açan tartışmalı açıklamalarda bulunmuştu. Öyle ki Haziran 2020’de Maliye Bakanlığı görevini üstlendikten birkaç ay sonra, Irak ekonomisinin söz konusu dönemde şoklara tanık olduğunu ve petrol fiyatlarındaki düşüş ve koronavirüs pandemisinin artması nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşadığını söylemiş, “40 milyon Iraklı, iki yıl sürebilecek katı bir kemer sıkma politikasına boyun eğmek zorunda kalacak” ifadesini kullanmıştı.



Lübnan... Kamplardan silah teslim rüzgarları esiyor

Lübnan Ordusu İstihbaratı mensupları dün Beyrut'un güney banliyölerindeki Burc el-Beracine kampında silah teslim aldı (Şarku'l Avsat)
Lübnan Ordusu İstihbaratı mensupları dün Beyrut'un güney banliyölerindeki Burc el-Beracine kampında silah teslim aldı (Şarku'l Avsat)
TT

Lübnan... Kamplardan silah teslim rüzgarları esiyor

Lübnan Ordusu İstihbaratı mensupları dün Beyrut'un güney banliyölerindeki Burc el-Beracine kampında silah teslim aldı (Şarku'l Avsat)
Lübnan Ordusu İstihbaratı mensupları dün Beyrut'un güney banliyölerindeki Burc el-Beracine kampında silah teslim aldı (Şarku'l Avsat)

Lübnan'daki Filistin kamplarında silahsızlanma rüzgarları esmeye başladı. Fetih hareketi, Beyrut'taki Burc el-Beracine kampında ağır ve orta boy silahlarını Lübnan ordusuna teslim etmeye başladı.

Lübnan ordusu dün akşam, Filistinli yetkililer, Lübnan ordu mensupları ve hafif silahlı Filistin güvenlik güçleri huzurunda, çuvallara konulan bir parti silah teslim aldı.

Filistinli kaynaklar Şarku'l Avsat’a verdiği bilgide, “Silahların teslimi şu anda Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Filistin Kurtuluş Ordusu (FKO) gruplarını kapsıyor. Hamas ve ona yakın diğer gruplar silahlarını teslim etmeyi reddediyor ve son saatlerde varılan anlaşma onları kapsamıyor” dedi.

Lübnan'daki Filistinli gruplar ise Burc el-Beracine kampında yaşananların “Fetih hareketinin iç meselesi olduğunu ve kamplardaki Filistin silahlarıyla ilgisi olmadığını” vurguladı. Gruplar, “Filistin toprakları işgal altında olduğu sürece silahlarımız kalacak ve sadece işgalle mücadele için kullanılacak” ifadelerini kullandı.

Diğer yandan, Lübnanlı yetkililer dün, İsrail'in kuzeyindeki bir Arap kasabasından gelen ve bir yıl önce Lübnan topraklarına gizlice girdikten sonra tutuklanan Salih Ebu Hüseyin adlı bir İsrail vatandaşını, Uluslararası Kızılhaç'ın arabuluculuğu ile serbest bıraktı.


Birleşmiş Milletler, Gazze Şeridi'nde ‘kıtlık’ olduğunu resmi olarak doğruladı

Gazze Şeridi'nde gıda yardımı almak için birbirleriyle yarışan çocuklar ve kadınlar (AP)
Gazze Şeridi'nde gıda yardımı almak için birbirleriyle yarışan çocuklar ve kadınlar (AP)
TT

Birleşmiş Milletler, Gazze Şeridi'nde ‘kıtlık’ olduğunu resmi olarak doğruladı

Gazze Şeridi'nde gıda yardımı almak için birbirleriyle yarışan çocuklar ve kadınlar (AP)
Gazze Şeridi'nde gıda yardımı almak için birbirleriyle yarışan çocuklar ve kadınlar (AP)

Birleşmiş Milletler Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) tarafından hazırlanan yeni bir rapor, Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insanın ‘aşırı açlık ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan ölüm’ ile karakterize edilen kıtlık koşullarında yaşadığını doğruladı. Bu, Ortadoğu'da kıtlığın resmi olarak doğrulandığı ilk durum. Raporda, bu koşulların önümüzdeki haftalarda Gazze şehrinden Deyr el-Belah ve Han Yunus'a yayılmasının beklendiği belirtildi. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Dünya Gıda Programı (WFP) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO), hayatları kurtarmak için acil ateşkes ve tam, engelsiz insani yardım erişiminin gerekli olduğunu vurgulayan ortak bir bildiri yayınladı. Şarku’l Avsat'ın ulaştığı bildiride kuruluşlar, kıtlığın her ne pahasına olursa olsun durdurulması gerektiğini vurguladı. Bildiride, özellikle sivillerin zorlu koşullarda yaşadığı Gazze Şeridi'nde askeri gerginliğin daha da şiddetlenmesinin, kaçamayan çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve engelliler için korkunç sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunuldu.

Şok edici rakamlar

Raporda, eylül ayı sonuna kadar 640 bin kişinin felaket düzeyinde gıda güvensizliği ile karşı karşıya kalacağı ve açlık endeksinin 5. aşamasına gireceği belirtildi. Bu arada, 1,14 milyon kişi endeksin 4. aşamasında, 396 bin kişi ise üçüncü aşamada (kriz) olacak. Raporda, Gazze Şeridi'ndeki tarım arazilerinin yüzde 98'inin hasar gördüğü veya erişilemez durumda olduğu ve her on kişiden dokuzunun defalarca yerinden edildiği vurgulandı. Raporda, gıda fiyatlarının rekor seviyelere ulaştığı, yemek pişirmek için gerekli yakıt ve suyun kıt olduğu ve pazar ve hizmet sisteminin çöktüğü ifade edildi.

Çocukların ve kadınların çektiği acılar

BM raporuna göre, geçtiğimiz temmuz ayına ait veriler, Gazze Şeridi'nde 12 binden fazla çocuğun akut yetersiz beslenmeden mustarip olduğunu, bu sayının şimdiye kadarki en yüksek rakam olduğunu ve yıl başından bu yana altı kat arttığını gösteriyor... Bunların yaklaşık yüzde 25'i, en tehlikeli ve ölümcül olan ‘şiddetli akut yetersiz beslenmeden’ mustarip. Hayati tehlike arz eden yetersiz beslenmeden mustarip hamile ve emziren kadınların sayısı mayıs ayında 17 bin iken, bu sayının 2026 ortasına kadar 55 bine çıkması bekleniyor. Raporda, her beş çocuktan birinin erken doğduğu veya düşük doğum ağırlığıyla doğduğu ve bağışıklık sisteminin zayıflığı nedeniyle ishal ve solunum yolu enfeksiyonları gibi yaygın hastalıkların ölümcül hale geldiği belirtildi.

Trajik koşullar

Rapora ilişkin yorumda bulunan FAO Genel Direktörü Qu Dongyu, “Gazze halkı hayatta kalmak için tüm imkanlarını tüketti. Açlık ve yetersiz beslenme her gün can almakta. Gıdaya erişim lüks değil, temel bir insan hakkıdır” ifadelerini kullandı.

WFP İcra Direktörü Cindy McCain ise şunları söyledi: “Kıtlık uyarıları aylardır açıkça ortada. Şu anda ihtiyaç duyulan şey, yardımı büyük ölçüde artırmak ve gıdanın en çok ihtiyacı olanlara ulaşmasını sağlamak için daha güvenli koşullar yaratmak.”

UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell, “Kıtlık Gazze’de trajik bir gerçeklik ve Deyr el-Belah ile Han Yunus'ta yakın bir tehdit. Kaybedecek zaman yok; çocuklar gözlerimizin önünde açlık ve hastalıktan ölüyor” şeklinde konuştu.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, ‘ateşkesin artık ahlaki ve insani bir zorunluluk olduğunu’ vurguladı. Ghebreyesus, “Basit hastalıklar açlık nedeniyle ölümcül hale geliyor ve çökmüş sağlık sistemi acil desteğe ihtiyaç duyuyor” dedi.

Dört kuruluş, acil bir çağrıda bulunarak, kıtlığın daha da kötüye gitmesini önlemek için derhal ve kalıcı bir ateşkes, yardımların engelsiz ulaştırılması, gıda tedarikinin önemli ölçüde artırılması, dağıtım mekanizmalarının iyileştirilmesi, sağlık, su ve sanitasyon sektörlerine acil destek sağlanması ve ticaret akışlarının, temel hizmetlerin ve yerel gıda üretiminin yeniden sağlanması çağrısında bulundu.


Muhammed bin Selman ve Sisi ilişkileri ve gelişmeleri görüştü

Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Selman ve Sisi ilişkileri ve gelişmeleri görüştü

Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Selman, dün NEOM Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, dün NEOM Sarayı'nda düzenlenen görüşmede, ikili ilişkileri ve uluslararası gelişmeleri ele aldı. İki lider, başta Filistin'deki gelişmeler olmak üzere bölgedeki son gelişmeleri görüştü.

Toplantıya Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Devlet Bakanı, Kabine Üyesi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve Suudi Arabistan Genel İstihbarat Servisi Direktörü Halid el-Humeydan ve ilgili yetkililer katıldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Muhammed el-Şenavi yaptığı açıklamada, toplantıda bir dizi ikili iş birliği konusunun yanı sıra bölgesel ve uluslararası alanda karşılıklı ilgi duyulan konulardaki gelişmelerin derinlemesine ele alındığını belirtti. Toplantıda ayrıca, Mısır'ın Gazze Şeridi'nde çeşitli taraflarla koordinasyon halinde ateşkes sağlama çabaları da ele alındı.

El-Şenavi, Sisi'nin, son olarak Riyad ve Paris'in ortak liderliğinde New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde düzenlenen "İki Devletli Çözüm" konferansının sonuçları olmak üzere, Suudi Arabistan'ın Filistin sorununa ilişkin girişimlerine Mısır'ın verdiği desteği teyit ettiğini belirtti.