Mısır, Ürdün ve Filistin’den barış sürecini çıkmazdan kurtarma adımıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/3382761/m%C4%B1s%C4%B1r-%C3%BCrd%C3%BCn-ve-filistin%E2%80%99den-bar%C4%B1%C5%9F-s%C3%BCrecini-%C3%A7%C4%B1kmazdan-kurtarma-ad%C4%B1m%C4%B1
Mısır, Ürdün ve Filistin’den barış sürecini çıkmazdan kurtarma adımı
Mısır, Ürdün ve Filistin Dışişleri bakanları, istihbarat şefleri ve yetkilileri dün Kahire’de bir araya geldiler. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Kahire/Şarku’l Avsat
TT
TT
Mısır, Ürdün ve Filistin’den barış sürecini çıkmazdan kurtarma adımı
Mısır, Ürdün ve Filistin Dışişleri bakanları, istihbarat şefleri ve yetkilileri dün Kahire’de bir araya geldiler. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır, Ürdün ve Filistinli üst düzey yetkililer dün Kahire'de düzenledikleri toplantıda, ‘Filistin'de barış sürecindeki hali hazırda var olan çıkmazı kırmayı amaçlayan bir dizi öneriyi’ incelediklerini duyurdu.
Mısır, Ürdün ve Filistin dışişleri bakanları, Mısır Genel İstihbarat Başkanı, Ürdün Sivil İşler Bakanı ve Filistin Devleti İstihbarat Teşkilatı Başkanı dün Kahire’de düzenlenen toplantıda, geçtiğimiz eylül ayında Mısır’da gerçekleştirilen üçlü zirvenin sonuçlarının takibini koordine etmenin yanı sıra Filistin meselesine ilişkin son gelişmeleri ele aldı.
Mısır Dışişleri Bakanlığı dün, toplantının Mısır, Ürdün ve Filistin’i bir araya getiren stratejik ilişkileri güçlendirmeye yönelik istekler çerçevesinde gerçekleştiğini bildirdi. Açıklamada, toplantının üç ülkenin Filistin davasının karşı karşıya olduğu zorluklarla ilgili çabaları birleştirmenin yanı sıra üçlü zirve (Mısır-Ürdün-Filistin) kararlarının uygulanması konusundaki arzu ortaya vurgulandı. Koordinasyon düzeyini yoğunlaştırmanın amaçladığı kaydedildi.
Yetkililer, 4 Haziran 1967 sınırlarına dayalı, başkenti işgal altındaki Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını içeren ‘iki devletli çözüm’ zemininde, uluslararası hukuk ve Arap Girişimi’ne uygun olarak adil ve kapsamlı barışa ulaşmak için siyasi düzeyde atılacak adımları görüştü. Hali hazırda barış sürecindeki çıkmazı kırmayı amaçlayan yönelik bir takım öneriler üzerinde tartışıldı.
Bakanlar açıklamasında, toplantı sırasında üç ülke tarafından bölgesel ve uluslararası düzeyde gerçekleştirilen temasların sonuçlarının yanı sıra Filistin barış anlaşması ve ilgili uluslararası çerçeveleri etkinleştirmenin yollarını ele aldıklarını duyurdu.
Mısır, Filistin ve Ürdün arasında geçtiğimiz eylül ayında gerçekleşen üçlü zirvede, Ortadoğu’daki barış sürecini canlandırmak için tüm çabaların birleştirilmesinin önemi vurgulanırken Filistin meselesinin çözülememesinin tüm bölgenin güvenliği ve istikrarı üzerindeki ciddi sonuçları olduğuna dikkat çekilmişti. Bu nedenle uluslararası meşruiyet kararları doğrultusunda müzakerelerin yeniden başlatılması görüşülmüştü.
Filistin'i tanıma baskısı Gazze ateşkes görüşmelerini nasıl etkiliyor?
Filistinli bir çocuk Gazze Şeridi'nin Mevasi bölgesinde insani yardım ararken yaralandı (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona erdirilmesi ve Filistin Devleti'nin tanınması için Arap ve Batı'dan gelen ortak çağrılar, İsrail'in yaklaşık bir haftadır askıya alınan ateşkes görüşmelerini “tehdit ettiği” yönündeki öfke ve tehditlerine ve Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etme ihtimaline karşı tırmanıyor.
Asharq Al-Awsat'a konuşan uzmanlara göre, New York'taki Birleşmiş Milletler merkezinde Suudi Arabistan ve Fransa'nın öncülüğünde “iki devletli çözüm” için uluslararası konferansın ilan edilmesiyle güçlenen bu tartışma, müzakerelerin geri dönmesini bekleyen Washington ve İsrail'i “Arap ve Batı baskılarının tsunamisinden” kaçınmak için bir anlaşmaya varmaya zorlayacak ve etkileyecek bir faktör olacak.
Filistinlilerin katıldığı ve ABD'nin katılmadığı “İki Devletli Çözüm” konferansının sonuç bildirgesinde Gazze'deki savaşın sona erdirilmesi ve İsrail-Filistin ihtilafının iki devletli çözümün etkin bir şekilde uygulanmasına dayalı adil, barışçıl ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması için ortak hareket edilmesi çağrısında bulunuldu ve Filistin devletinin tanınması çağrısı yapıldı.
Deklarasyon, konferansın eş başkanları Suudi Arabistan ve Fransa ile çalışma gruplarının başkanları tarafından imzalandı. Deklarasyona, Avrupa Birliği ve Arap Birliği'nin yanı sıra Brezilya, Kanada, Mısır, Endonezya, İrlanda, İtalya, Japonya, Ürdün, Meksika, Norveç, Katar, Senegal, İspanya, Türkiye ve Birleşik Krallık destek verdi.
Salı günü İngiltere Başbakanı Keir Starmer ülkesinin Filistin Devletini Eylül ayında resmen tanıyacağını açıklarken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da geçtiğimiz hafta Paris'in Filistin Devletini önümüzdeki Eylül ayında New York'ta yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda resmen tanıyacağını yineledi.
Çarşamba günü LBC radyosuna bir mülakat veren İngiltere Ulaştırma Bakanı Heidi Alexander, Gazze'ye yardım girişine yönelik kısıtlamaların kaldırılması için İsrail hükümetine daha fazla baskı yapılması çağrısında bulundu ve İngiltere'nin Hamas'ı değil Filistin halkını desteklediğini vurguladı.
Filistinli bir anne Gazze'nin batısındaki El Şati mülteci kampında yıkılan evlerinde yetersiz beslenen çocuğunu tutarken (AFP)
El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi danışmanı Amr Şobaki, olası itirafların Gazze'deki savaşı durdurması için İsrail üzerinde etkili faktörler ve baskı oluşturacağına ve tüm Arap hareketlerinin, özellikle de Batılı muadilleriyle birlikte Suudi ve Mısır hareketlerinin ateşkese giden yolu güçlendiren yardımcı faktörler ve baskı kartları oluşturacağına, ancak bunun Washington'un İsrail'i etkilemede kararlı bir rol oynamasına bağlı olduğuna inanıyor.
Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal, "İsrail varlığının yaratılmasında uzun bir geçmişi olan İngiltere'nin söylemi İsrail'i tarihinde ilk kez savaşı durdurması için büyük bir baskı altına soktu. Bu tanıma dalgasının İsrail üzerindeki yansımaları çok büyük olacak ve Gazze'de bir ateşkes için olumlu bir baskı oluşturacak ve bunun başarılmasına yardımcı olacak bir faktör olacak" dedi.
Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanlığı Salı günü Facebook'ta yaptığı bir paylaşımda İngiltere'nin Eylül ayında bir Filistin devletini tanıma planlarının “Gazze Şeridi'nde ateşkese ulaşma çabalarına zarar vereceğini” söyledi.
Channel 12'nin haberine göre, İsrail'in iktidar koalisyonundan aralarında aşırılık yanlısı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in de bulunduğu 22 bakan ve milletvekilleri Çarşamba günü Savunma Bakanı Yisrael Katz'dan Gazze Şeridi'ni yeniden işgal etme planlarına hazırlık kapsamında kuzey Gazze'yi gezmelerine izin vermesini istediğini bildirildi.
İsrail Miras Bakanı Amihay Eliyahu Gazze'nin tamamen işgal edilmesi çağrısında bulunarak Hamas hareketinin yok edilmesinin ve rehinelerin serbest bırakılmasının bir öncelik olmadığını vurguladı.
Reuters haber ajansına göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Salı günü yaptığı açıklamada, Hamas'ın Gazze'de tuttuğu rehinelerin serbest bırakılması için çabalarının devam ettiğini söyledi.
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
Yaklaşık bir hafta önce İsrail ve Amerikalı müttefiki, Netanyahu'nun yanı sıra ABD Başkanı Donald Trump ve Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff gibi iki ülkenin önde gelen yetkililerinin rehinelerin kurtarılması için alternatif planlar kullanma tehditleri üzerine 6 Temmuz'da başlayan Doha müzakerelerinden istişarelerde bulunmak üzere bulunan ekiplerini çektiklerini duyurdu.
Bu arada Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani Çarşamba günü yaptığı açıklamada Gazze'de acil bir ateşkes sağlanması için çabaların devam ettiğini teyit etti.
Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati Çarşamba günü Washington'a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında aralarında Lindsey Graham'ın da bulunduğu bir dizi senatörle yaptığı görüşmelerde Mısır'ın ateşkes çabalarını ele aldı.
Şobaki, İsrail'in söylediklerinin sadece “karşılıklı baskı ve atışmanın bir parçası olduğunu, özellikle de kendisini dokunulmaz ve uluslararası hukukun üstünde hissettiğini ve Gazze'nin tamamını değil, yeni bölümlerini işgal etmeyi ciddi olarak planladığını” düşünüyor ve arabulucuların devam eden çabalarının, ABD tarafının Netanyahu'ya baskı yapmanın gerekliliğine ikna olması halinde Şerit'te ateşkes için bir şans olduğunu doğruladığını belirtiyor.
Nazzal, İsrail'in art arda yaptığı bu açıklamaların “artan Arap ve Batı baskısından kaçma çabası olduğuna inanıyor. İsrail, rehineleri kurtarmak için Washington ile ortak bir askeri operasyonla bizi şaşırtabilir ve başarısız olursa ateşkese gidecektir.” Nazzal, Mısır-Katar hareketi ve ABD ile İsrail'in müzakere taktiklerinin başarısız olması nedeniyle müzakerelerin yeniden başlamasını ve yakında bir anlaşmaya varılmasını bekliyor.