Libyalı vekiller gizli oturumda seçim ve hükümetin akıbetini görüştü

İngiltere, Trablus’taki Büyükelçisi’nin açıklamalarının Libya halkında yarattığı öfkeyi yatıştırmaya çalıştı.

Libyalılar seçimlerin ertelenmesini protesto için başkent Trablus şehir merkezinde gösteri düzenledi (AFP)
Libyalılar seçimlerin ertelenmesini protesto için başkent Trablus şehir merkezinde gösteri düzenledi (AFP)
TT

Libyalı vekiller gizli oturumda seçim ve hükümetin akıbetini görüştü

Libyalılar seçimlerin ertelenmesini protesto için başkent Trablus şehir merkezinde gösteri düzenledi (AFP)
Libyalılar seçimlerin ertelenmesini protesto için başkent Trablus şehir merkezinde gösteri düzenledi (AFP)

Libya Temsilciler Meclisi dün (pazartesi) Seçim Komisyonu ile Meclis Seçimleri İzleme Komitesi’nin ertelenen cumhurbaşkanlığı ile parlamento seçimlerinin ve Abdulhamid Dibeybe’nin başkanlık ettiği Ulusal Birlik Hükümeti’nin akıbetini görüşmek amacıyla Tobruk kentindeki binasında resmi oturum düzenledi.
Çok geçmeden gizli hale gelen oturumla eşzamanlı olarak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams yaptığı açıklamada, seçim sürecinin ilerletilebilmesi için halkın vekillerinin, Seçim Komisyonu’nun seçim yasalarıyla ilgili sunduğu taleplerin ve hukuki itirazların bir an önce iyileştirilmesi noktasında sorumluluklarını yerine getirmelerini umduğunu söyledi. Williams, “2.8 milyon Libyalı kadın ve erkek seçmenin gözü Meclis’e çevrildi” diyerek, Meclis’e başarı temennisinde bulundu.
Libya Temsilciler Meclisi Başkanvekili Fevzi El-Nuveyri, televizyonda canlı yayınlanan Meclis oturumunun açılışından sonra yaptığı açıklamada, milletvekillerinin ulusal güvenliğe ilişkin raporları görüşeceğini belirterek, oturumun geri kalan kısmının gizli bir şekilde süreceğini ifade etti.
Oturumun düzenlenmesi için kanunun öngördüğü katılım oranının sağlandığını söyleyen Nuveyri, “Libya halkı, çözümün Libya’ya ait bir çözüm olması gerektiğini anlamalı. Bizim, uluslararası toplumun müdahalesine değil, yardımına ihtiyacımız var” ifadesini kullandı.
Temsilciler Meclisi Sözcüsü Abdullah Buleyhık, kanuna göre gizlilik gerektiren güvenlik birimlerine ait raporların sunulması için canlı televizyon yayınının kesildiğini söyledi.

Meclis oturumuna 130 vekil katıldı
Buleyhık, oturumdan önceki açıklamasında Temsilciler Meclisi’nin seçim süreci ve bu sürecin karşı karşıya olduğu engellerle ilgili raporları görüşeceğini ifade etmişti. Libya resmi haber ajansı LANA, Temsilciler Meclisi üyelerine dayandırdığı haberinde, toplam 200 vekilin bulunduğu Meclis’te 130 vekilin oturuma katıldığını ve böylece oturumun düzenlenmesi için gerekli katılım oranının sağlandığını aktardı.
Meclis oturumuyla eşzamanlı olarak Tobruk sakinlerinin bir kısmı seçimlerin ertelenmesini protesto için Meclis binası önünde gösteri düzenledi. Göstericiler cumhurbaşkanlığı seçiminin nihai aday listesinin ilan edilmesini talep etti.
İngiltere, gösterilerden sadece birkaç saat önce Libya’daki Büyükelçisi’nin yaptığı tartışmalı açıklamaya yönelik bazı Libyalıların öfkelerini yatıştırmak için çabaladı ve açıklama yoluyla birilerini desteklediği iddiasını yalanladı.
İngiltere’nin Trablus Büyükelçiliği önceki gün yaptığı açıklamada, cumhurbaşkanlığı seçimi adaylarından kamu görevi yapanlara “fırsat eşitliğini güçlendirmek ve çıkar çatışmasının yaşanmasını önlemek için seçim sonuçları açıklanana kadar görevlerine devam etmemeleri” çağrısı yapıldı. Bu açıklamanın, halihazırda başbakanlık koltuğunda oturan ve cumhurbaşkanlığı adaylığı için başvuruda bulunan Dibeybe’ye dolaylı bir mesaj olduğu değerlendirmesi yapılıyor. Libya’da şu anki yürütme otoritesinden yeni bir otoriteye geçişle ilgili İngiltere’nin tutumuna değinilen Büyükelçiliğin açıklamasında, bu geçişin “parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının erkenden açıklanmasının ardından gerçekleşmesi gerektiği” belirtildi. Açıklamada, İngiltere’nin, bir an önce parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması yoluyla mevcut siyasi süreçle ilgili değişmez taahhütlerine bağlı olduğu kaydedildi.
Açıklamada ayrıca, tıpkı Libya halkı gibi, seçimlerin planlandığı şekilde yapılmamasından duyulan hayal kırıklığı dile getirilerek, ilgili makamlara “en az gecikme payıyla” bu seçimleri gerçekleştirme çağrısı yapıldı.
Temsilciler Meclisi’nin seçimlere en kısa zamanda uygun bir zemin hazırlanması amacıyla tüm taraflara yaptığı işbirliği çağrısının ardından, İngiltere Büyükelçiliği Seçim Komisyonu ve “Libya’nın bağımsızlık ve birliğini güçlendirecek olan seçimlerin düzenlenmesiyle ilgilenen” diğer kurumlarının çalışmalarından övgüyle söz etti.
Öte yandan, yerel basın yayın organları, yaklaşık 300 silahlı araçtan oluşan bir askeri konvoyun sürpriz bir şekilde dün Trablus’a giriş yaptığını bildirdi. Konvoyun batı bölgesinden geldiği belirtildi.
Askeri konvoy haberleri, Ulusal Birlik Hükümeti’ne bağlı Terör ve Organize Suçla Mücadele İçin Caydırıcılık Birimi Başkanlığı’nın açıklamasından sonra geldi. Nitekim bu açıklamada Trablus Askeri Bölge Komutanlığı ve 444 Tugayı arasındaki ihtilaflara ve Trablus’ta “yeni bir savaşa yol açacak” noktaya ulaşan çekişmelere işaret ediliyor.
Caydırıcılık Birimi, önceki gün yaptığı açıklamada, kendisini “sonu iyi bitmeyecek olan bu çekişmelerin” dışında tuttu. Birim, Libya ordusunun bir parçası olması dolayısıyla Trablus Askeri Bölge Komutanlığı’na bağlı olan 444 Tugayı ile bir bağlantısı bulunmadığını ve bağımsız olduğunu vurguladı. Bu sırada “Üçüncü Güç” unsurlarının ekonomik haklarını talep etmek amacıyla Misrata Belediye binasını kuşattığını gösteren görüntüler paylaşıldı.
Abdurrauf Kareh başkanlığında aslen milis bir yapı olan Caydırıcılık Birimi, Trablus’ta birbirini izleyen hükümetlerin, güç ve otoritesini dayatmak için sırtını yasladığı bir teşkilatlanma olarak biliniyor.
Diğer taraftan, Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışırken boğulan 12’den fazla göçmenin cansız bedeni Libya açıklarına vurdu.
Libya Kızılayı’nın ülkenin doğusuna yaklaşık 120 kilometre uzaklıktaki sahil kenti Hums’ta bulunan şubesinden yapılan açıklamada, yerel makamlarla yürütülen iletişimin ardından El-Alusa bölgesindeki kıyıya vuran 15 kişinin cansız bedenine ulaşıldığı bildirildi. Söz konusu cesetlerin 12’si erkek, ikisi kadın ve bir bebeğe ait olduğu aktarılan açıklamada, olaydan sağ kurtulan 3 kişinin, bindikleri teknede 36 kişinin bulunduğu bilgisini verdikleri kaydedildi.
Hums Eğitim Hastanesi Başhekimi Usame es-Sakit, çürümeyen cesetlerin yaklaşık bir gün boyunca denizde kaldığını ve hastane morguna kaldırıldığını söyledi. İçişleri Bakanlığı ise 60 kişilik bir göçmen grubuna ait cesetlere ulaşıldığını ve bunların denizde rotalarını kaybeden kişilere ait cesetler olduğu tahmininde bulundu. Bakanlığın paylaştığı fotoğraflarda cesetler, siyah poşetlere konulmadan önce görülebiliyor.
Uluslararası Göç Örgütünden yapılan açıklamaya göre bu yıl içinde yaklaşık bin 500 göçmen Akdeniz’de yaşanan gemi ve tekne kazalarında boğularak hayatını kaybetti. Bu da 2015 yılındaki rakamlara kıyasla bu yıl daha fazla kişinin denizi geçmeye çalıştığı anlamına geliyor.



İsrail ordusu Gazze şehrine saldırıyor

TT

İsrail ordusu Gazze şehrine saldırıyor

İsrail ordusu Gazze şehrine saldırıyor

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin dün yaptığı açıklamada, ordunun Han Yunus'un güneyinde Hamas mensuplarıyla yaşanan çatışmanın ardından Gazze şehrinin kontrolünü ele geçirmek için planlanan operasyonun ilk adımlarını attığını duyurdu.

Defrin, dünkü çatışmanın ardından “Terör örgütünün hükümet ve askeri kalesi olan Gazze şehrinde Hamas'a yönelik saldırımızı yoğunlaştıracağız” dedi.

İsrail güçlerinin Gazze şehrinin çevresini kuşatmaya başladığını belirten Defrin, “Hamas artık bitkin ve tükenmiş bir gerilla gücü haline geldi… Ön hazırlık operasyonlarına ve saldırının ilk aşamalarına başladık. İsrail ordusu şu anda Gazze şehrinin çevresini kontrol altında tutuyor” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre İsrail Başbakanlık Ofisi dün, Binyamin Netanyahu'nun Hamas'ın kalelerini ele geçirme ve yok etme süresinin kısaltılması emri verdiğini duyurdu.

Netanyahu ayrıca, Gazze Şeridi'nde yerleşim yerleri inşa etme niyetinde olmadığını da vurguladı. İsrail basını, Netanyahu'nun Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile Gazze Şeridi'nde yerleşim yerleri inşa edilmesi konusunda aynı fikirde olmadığını, ancak bunun ‘meşru’ bir görüş olduğunu söylediğini belirtti.

cdfgrt
İsrail-Gazze sınırına yakın bir bölgede hareket eden İsrail tankı (AP)

Reuters'a göre, İsrail Ordu Sözcüsü’nün açıklaması, uluslararası eleştirilere rağmen İsrail'in Gazze Şeridi'nin en büyük kentsel merkezini kontrol altına alma planını sürdürdüğünü gösteriyor. Bu operasyon, daha fazla Filistinlinin yerinden edilmesine neden olacak gibi görünüyor.

Ancak bir askeri yetkili yaptığı basın açıklamasında, yedek askerlerin önümüzdeki aya kadar göreve başlamayacağını söyledi. Bu gelişme, arabuluculara Hamas ve İsrail arasında ateşkes koşulları konusunda görüşleri yakınlaştırmak için biraz zaman kazandıracak.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Gazze şehrini işgal etmek için ayrıntılı bir plan onayladı ve İsrail ordusu, şehrin güney ve kuzeyindeki bölgelere yönelik hava ve topçu saldırılarını genişletti.

İsrail ordusu, Gazze şehrinin güneyindeki ez-Zeytun ve es-Sabra mahallelerinde hava saldırılarını yoğunlaştırırken, şehrin kuzeyindeki Cibaliye ve Cibaliye en-Nezle kasabalarına da benzer saldırılar düzenledi. İnsansız hava araçları (İHA), bu iki kasabaya geri dönen sakinlere yeniden tahliye olup Gazze Şeridi'nin güneyindeki el-Mevasi'ye göç etmeleri çağrısında bulunan broşürler attı.

sdfr
İsrail'in gece yarısı bir çadırı bombalaması sonucu annesi, babası ve erkek kardeşini kaybeden Filistinli bir kız, Şifa Hastanesi'nde düzenlenen cenaze töreninde ağlıyor. (Reuters)

İsrail ordusu dün sabah 60 bin yedek asker çağırırken, 20 bin askerin yedeklik süresi de uzatıldı. Operasyona hava kuvvetlerinin desteğiyle beş veya altı askeri birlik katılacak; operasyonun dört ila altı ay sürmesi bekleniyor.

Yeni operasyona ‘Gideon’un Savaş Arabaları 2’ adı verildi. Bu, ordunun birkaç hafta önce ilk bölümünün sona erdiğini duyurduğu bir operasyondu.

Filistinliler İsrail'in kararlarını kınadı

Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Gazze şehrini işgalini tamamlama ve Batı Şeria'da yerleşim yerleri inşa etme kararını kınadı ve bunları ‘soykırım, sürgün ve ilhakın iki yüzü’ olarak nitelendirdi.

Bakanlık yaptığı açıklamada, bu kararların ‘uluslararası toplumun işgalci devleti suçlarını durdurmaya zorlamak ve ona iki seçenek (Ya şimdi harekete geçip halkımızı kurtarmak ve iki devletli çözümü sağlamak ya da bu suçlarla birlikte yaşamaya mahkûm olmak) sunmak konusunda tereddüt etmesine veya başarısız olmasına yer bırakmadığını’ belirtti.

Bakanlık, bu kararların, ‘tüm dünya ülkelerini Filistin devletini ve onun Birleşmiş Milletler'e (BM) tam üyeliğini tanımaya itmesi ve soykırımı ve açlığı derhal durdurmak için 7. maddeye başvurmaya teşvik etmesi’ gerektiğini bildirdi.

Kızılhaç uyarıyor

Diğer taraftan İsrail ve Filistin topraklarındaki Kızılhaç misyonunun direktörü Julien Lerisson yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlarını yoğunlaştırmasının, zaten kötüleşen insani durumu daha da kötüleştirdiğini ve Hamas'ın elinde tutulan rehinelerin hayatını tehlikeye attığını ifade etti.

Lerisson, “Herhangi bir gerilim, insani acıları daha da derinleştirecek, daha fazla aileyi parçalayacak ve rehinelerin hayatını tehlikeye atacak” dedi.

Lerisson, Gazze Şeridi nüfusunun yüzde 80'inden fazlasının tahliye emirlerinden etkilendiğini belirterek, mevcut koşullar altında yeni bir göç dalgasının kabul edilemez olduğunu vurguladı ve özellikle Gazze şehrinde yapılacak herhangi bir geniş çaplı tahliye operasyonunun siviller için riskleri iki katına çıkaracağını ifade etti.

Kızılhaç yetkilisi, uluslararası insani hukukun sivillerin evlerini terk etseler de etmeseler de korunmasını garanti ettiğini vurguladı. Gazze halkının bugün ihtiyaç duyduğu şeyin daha fazla baskı değil yardım, korku değil güven olduğunu belirten yetkili, gıda, ilaç, temiz su ve barınak dahil olmak üzere insani yardımların acil ve sınırsız bir şekilde girişine izin verilmesini talep etti.

İsrail, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güney yerleşimlerine düzenlediği ani saldırının ardından Gazze Şeridi'nde geniş çaplı bir savaş başlattı.

Filistin verilerine göre o zamandan bu yana, İsrail'in askeri operasyonları 62 bin 122 Filistinlinin hayatını kaybetmesine, 156 bin 758 kişinin yaralanmasına ve binalar ile altyapıda büyük hasara yol açtı.