İsyancıların geri çekilmesinin ardından Etiyopya’daki çatışma nereye gidiyor?

Fotoğraf (Arşiv_Reuters)
Fotoğraf (Arşiv_Reuters)
TT

İsyancıların geri çekilmesinin ardından Etiyopya’daki çatışma nereye gidiyor?

Fotoğraf (Arşiv_Reuters)
Fotoğraf (Arşiv_Reuters)

Etiyopya’da insani kriz yaratan, uluslararası insan hakları ve kuruluşlar tarafından çatışan taraflara yöneltilen insan hakları ihlalleri ve savaş suçlamalarıyla yaşanan ve 13 ayı aşkın bir süre devam eden savaşın ardından, isyancıların Tigray’a çekildiğinin duyurusu, Afrika’nın en kabalık ikinci ülkesinde barış umutlarını yeşertti.
Ancak federal güçlerin Tigray isyancılarının geri çekilmesini askeri olarak aldıkları yenilginin kanıtı olarak görmesine rağmen, ateşkes kırılganlığını koruyor ve zorluklar yeniden ortaya çıkabilir. Teyit edilmesi halinde ateşkes durumu fiilen sakinleştirebilir. Fakat gözlemciler, çatışmanın yakın bir zamanda sona ereceğinden bahsetmeden önce temkinli davranıyor. Afrika Boynuzu Uzmanı Awet Weldemichael, “Başbakan, güçleri geri çekilirken hiçbir taviz vermedi, peki şimdi bunu neden yapıyor” dedi.
Tigray Halk Kurtuluş Cephesi’ne (TPLF) bağlı isyancılar, düşmanlığın durması ve  insani yardımların kapısı açmak için son aylarda ilerlemeye kaydettiği Etiyopya’nın kuzeyindeki Amhara ve Afar bölgelerinden geri çekildi. TPLF  o zamana kadar, iki bölgeden çekilmenin ‘masada olmadığını’ iddia etmişti. hükümet, Kasım 2020'de başlayan bu çatışmayı sona erdirmek için müzakerelerin bir ön koşulu olarak bu geri çekilme çağrısında bulunuyordu.  Kanada’daki Queens Üniverstesi’nde çalışan Weldemichael AFP’ye yaptığı açıklamada, “Hiçbir ordu kendi isteğiyle çekilmez. Tigray güçleri buna zorlandı. Federal hükümet ve müttefiklerini bunu biliyor” ifadelerini kullandı.
TPLF, çatışmayı kontrol ediyor gibi görünse bile, hava savaşı her zaman Federal Ordu'nun lehineydi. Şimdi ise başkent Addis Ababa’dan yaklaşık iki yüz kilometre uzakta olduğu teyit edildi.
İsyancıların aksine Etiyopya ordusu, son aylarda Tigray'ı bombalayan savaş uçaklarına ve silahlı insansız hava araçlarına sahip. Etiyopya, geçtiğimiz Ağustos ayında Türkiye ile askeri işbirliği anlaşması imzaladı.   Addis Ababa'nın devasa savaş uçağı konuşlandırmasının, Tigray isyancılarının araçlarının mekanize operasyonlarını ve hareketini engellemek için çok önemli olduğunu söyleyerek, çatışmanın başlangıcından bu yana ordunun yanında savaşan Eritre güçlerinin isyancıları karada “fiziksel olarak” püskürtmeye yardımcı olarak karşı saldırıda kilit bir rol oynayabileceğine değindi. Geçtiğimiz Cuma günü hükümet, güçlerin Tigray’e doğru ilerlemeyeceğini ancak ülkenin bölünmez bütünlüğünün tehdit edilmesi halinde bu durumun değişeceğini bildirdi. Çünkü henüz ateşkes ilan edilmedi.
Tigray Halk Kurtuluş Cephesi, bir zamanlar egemen olan bir koalisyonun parçası olarak Etiyopya'yı yaklaşık otuz yıl demir yumrukla yönetirken, Abiy Ahmed 2018 yılında iktidara geldi. 1998 ila 200 yılları arasında Eritre’ye karşı savaş yürütüldü. Devam eden çatışmalar etnik farklılıkları şiddetlendirdi. Özellikle  ülkedeki en büyük ikinci grup olan aynı zamanda federal güçlerin müttefiki Tigray ve Amhara grupları arasında şiddetli bir gerilim var.
Uluslararası Kriz Grubu'nda kıdemli bir Etiyopya analisti olan William Davison, Amhara’nın TPLF’nin geri çekilmesi konusunda çok sessiz olduğunu söyledi. Batı Tigray bölgesinin Tigrayanlar ve Amharalar tarafından talep edildiğini, ancak savaşın başlangıcından beri Amhara tarafından işgal edildiğini söyleyen Davison,  müzakerelerin gerçekleşmesi halinde muhtemelen buranın ana anlaşma noktalardan biri olacağını kaydetti. TPLF, Güvenlik Konseyi'nden Amhara ve Eritre güçlerini Batı Tigray'dan çekmesini istedi. Davison, “Eritre ve Amhara, Tigray Halk Kurtuluş Cephesini varoluşsal bir tehdit olarak görüyor” dedi. Engellere rağmen,  binlerce insanı öldüren ve derin bir insani krize neden olan  savaş karşısında diyalog için bir fırsat sağlanabilir. Analist, “Artık diplomatik baskı uygulama zamanı. Savaşan tarafları düşmanlıkların sona erdirilmesi ve müzakerelerin başlatılması konusunda bir anlaşma yapmaya teşvik etmek, üzerinde anlaşmaya varılmış diplomatik çabalar gerektirecek” şeklinde konuştu.
Weldemichael’e göre, Eritre ve Devlet Başkanı Isaias Afwerki'yi dahil etmedikleri takdirde uluslararası arabuluculuk çabaları başarısız olabilir. Weldemichael, çatışmadaki rol ve Abiy üzerindeki etkisi göz önüne alındığında, uluslararası toplumun Afwerki ile anlaşmayı reddetmesinin diplomatik çabaların zayıf olmaya devam edeceğini kaydetti.



Ukrayna’ya asker gönderme tartışması Almanya’yı ikiye böldü

Rusya, NATO askerlerinin Ukrayna'ya konuşlandırılmasına başından beri karşı çıkıyor (Reuters)
Rusya, NATO askerlerinin Ukrayna'ya konuşlandırılmasına başından beri karşı çıkıyor (Reuters)
TT

Ukrayna’ya asker gönderme tartışması Almanya’yı ikiye böldü

Rusya, NATO askerlerinin Ukrayna'ya konuşlandırılmasına başından beri karşı çıkıyor (Reuters)
Rusya, NATO askerlerinin Ukrayna'ya konuşlandırılmasına başından beri karşı çıkıyor (Reuters)

Avrupa'nın Ukrayna'ya olası bir barış anlaşması kapsamında asker göndermesi fikri Almanya'da tartışmalara yol açtı.

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, ülkenin muhtemel bir barış gücüne katılmasına açık olduklarını belirtti.

Ancak Reuters'ın analizinde, ülkenin Nazi geçmişi nedeniyle askeri müdahaleye dair hassasiyetin halen devam ettiğine dikkat çekiliyor. Böyle bir kararın Almanya Parlamentosu'ndan (Bundestag) geçmesinin zor olacağına işaret ediliyor.

Son dönemde yükselişteki radikal sağcı Almanya için Alternatif'in (AfD) lideri Alice Weidel, Merz yönetimini "savaş çığırtkanlığı" yapmakla eleştirerek, Ukrayna'ya asker gönderme planını "tehlikeli ve sorumsuzca" diye niteledi.

Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri Merz'e kendi kanadından da eleştiriler geldi. CDU'lu Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, Ukrayna'ya asker konuşlandırmanın "ülkeyi zorlayacağını" söyledi.

Analizde, Almanya'da Nazi geçmişinin yanı sıra yakın dönemde Afganistan ve Mali'ye asker gönderme planlarının başarısızlıkla sonuçlanmasının da ihtilaf yarattığı belirtiliyor. Almanya'nın kendi ekonomisi zor durumdayken Ukrayna'ya askeri yardım için milyarlarca euro harcanmasına karşı da bir tepki var.

Almanya Silahlı Kuvvetleri'ni "Avrupa'nın en güçlü ordusu" haline getirme vaadinde bulunan Merz'in, Ukrayna'ya asker konuşlandırma meselesinde zorlanacağına dikkat çekiliyor.

Alman medyasına sızan bir mektuba göre CDU'nun Bundestag lideri Jens Spahn, parlamenterlerden bu meseleyle ilgili kamuoyu önünde spekülasyon yapmaktan kaçınmalarını istedi.

Alman medya kuruluşu RTL ve ona ait n-tv tarafından Forsa şirketine yaptırılan ankete göre, Almanların yüzde 49'u asker gönderilmesini desteklerken yüzde 45'iyse buna karşı çıkıyor.

Merz'in koalisyon ortaklarından Sosyal Demokratlar (SPD) da Ukrayna'ya asker konuşlandırılmasına sıcak bakmıyor. SPD'nin daha pasifist sol kanadından parlamenter Ralf Stegner, Der Spiegel'a demecinde "Almanya bu meseleye karışmamalı. Alman askerlerinin bölgede konuşlandırılması tarihi nedenlerden ötürü de son derece zor olur" demişti.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, pazartesi günkü açıklamasında Britanya ve Fransa liderliğinde 30 ülkenin Ukrayna için güvenlik garantisi çerçevesi üzerinde çalıştığını söylemişti.

Fransa ve Britanya, ateşkes anlaşması sonrasında Ukrayna'ya "barış gücü" gönderme fikrine sıcak baktıklarını bildirmişti. ABD de planı desteklediğini fakat asker göndermeyeceğini açıklamıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Guardian