Bir sonraki salgına hazırlanmak için gerekli 4 adım

Kuzey Kore’de ateşi ölçülen bir vatandaş (AFP)
Kuzey Kore’de ateşi ölçülen bir vatandaş (AFP)
TT

Bir sonraki salgına hazırlanmak için gerekli 4 adım

Kuzey Kore’de ateşi ölçülen bir vatandaş (AFP)
Kuzey Kore’de ateşi ölçülen bir vatandaş (AFP)

Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ortaya çıkması ve dünyanın dört bir yayına yayılmasından bu yana herkes salgının biteceği ve hayatın normale döneceği anı sabırsızlıkla bekliyor. Bu umutlar, aşıların geliştirilmesinden sonra önemli ölçüde arttı.
Ancak sağlık uzmanları, koronavirüsün sonunun gelmesi halinde dünyanın tamamen güvenli hale gelmeyeceği konusunda uyararak, gelecekte daha ölümcül olabilecek başka virüs ve salgınların ortaya çıkacağını tahmin ediyor.
Georgetown Üniversitesi Küresel Sağlık ve Güvenlik Bilimleri Merkezi Direktörü Profesör Rebecca Katz, CNN’e bir sonraki salgına hazırlanmak için gereken en önemli 4 adımı anlattı.

Siyasi iradeyi kullanmak
Katz, “Şu anda yapılması gereken, siyasi iradeyi ve bir sonraki biyolojik tehdide karşı hazırlık ve müdahaleyi güçlendirmek için finansmanı kullanmaktır” dedi.
Katz, koronavirüsün mutasyona uğrayan varyantı Omikron ortaya çıktığında küresel sistemlerimizin bununla yüzleşmeye hazır olduğunu söyleyerek, “Koronavirüs ilk ortaya çıktığında yaşanan hazırlık durumundan daha iyiydi. Çok sayıda test yapıldı, ülke sınırlarında toplu tarama yapıldı ve halihazırda geliştirilmekte olan aşılar var. Gelecekte salgınlar ortaya çıktığında aklımızda bulundurmamız gereken şey bu” diye konuştu.
Katz ayrıca konuya ilişkin ayrıca şunu ekledi;
“Küresel topluluk, daha sonra büyük nüfusların ihtiyaçlarını karşılamak ve dünyanın her köşesine dağıtmak için yeterli miktarda ilaç veya aşı üretme kapasitesine ihtiyaç duyacaktır.”

Hastalıklarla mücadeleyi yöneten küresel kurallar ve standartlar
Katz’a göre, hastalıklarla mücadele için uluslararası standartlar güçlendirilmeli, dünyadaki ülkeler sağlıkla ilgili uluslararası anlaşmalara uymalı, sağlık bilgileri ve verilerini paylaşmalı.
Profesör, “Bu, salgınları daha iyi tahmin etmemize, bilgi paylaşmamıza, seyahat ve ticaretle uğraşmamıza, ilgili sağlık araştırmalarını üstlenmemize, fikri mülkiyet haklarını yönetmemize, eşitlik ve insan haklarını desteklememize olanak sağlayacaktır” dedi.
Katz ayrıca, duyurunun erken yapılması için Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) salgın hastalık ilanını düzenleyen yönetmelikte değişiklik yapması gerektiğine de dikkat çekti.

Mali kaynakları hazırlamak
Katz bu maddeyle ilgili ise şu görüşü dile getirdi;
“Hem salgın hazırlığı, hem de müdahale için sürdürülebilir, öngörülebilir finansman, bir sonraki salgının önüne geçmek için çok önemlidir. Finansman, ulusal ve yerel kaynakları destekleyebilmeli, araştırma ve geliştirme gibi küresel çabaları finanse edebilmelidir.”

İnsan Gücü
Ülkelerin insanlara yatırım yapması gerektiğine dikkat çeken Katz, “İyi personele sahip bir iş gücü salgınla mücadelemizin en önemli parçasıdır, ancak uzun vadeli bir yatırım gerektirdiğinden taahhüt etmesi ve finanse etmesi en zor şeylerden biridir” diye konuştu.



500 yıllık İnka saç teli tarihi varsayımları nasıl değiştirdi?

İnka khipu'sunun ana kordonu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)
İnka khipu'sunun ana kordonu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)
TT

500 yıllık İnka saç teli tarihi varsayımları nasıl değiştirdi?

İnka khipu'sunun ana kordonu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)
İnka khipu'sunun ana kordonu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)

İnkalara ait bir astronomik gereçte bulunan saç teli, imparatorlukta kayıt tutmanın sadece seçkin kişiler değil, sıradan halk arasında da yaygın olduğunu gösteriyor.

Hakemli dergi Science Advances'ta yayımlanan bu bulgu, Ortaçağ uygarlığındaki sayısal okuryazarlık hakkında bilinenleri değiştiriyor.

İnkalar kayıtları, özellikle de sayısal bilgileri tutmak için khipu adı verilen ve düğümlü ipten yapılan gereçler kullanıyordu.

Bu gereçler, üzerine çok sayıda sarkan iplerin bağlandığı ana bir kordondan oluşuyor ve düğümler, konumları ve renkleri aracılığıyla bilgi kodlanıyordu.

Bazen bir khipu'nun üzerinde, yaratıcısını belirtmek için "imza" niteliğinde bırakılmış insan saçı bulunabiliyor.

cvfgbtyh
Peru'da yer alan Jucul'daki hipu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)

Araştırmacılar "Eskiden And Dağları'nda saç, geldiği kişiyi temsil eden ve ritüel açıdan güçlü kabul edilen bir şeydi" diye açıklıyor.

Bugüne kadar, İspanyol sömürgesi dönemine ait belgeler yalnızca erkek elitlerin khipu yaptığını ima ediyordu.

"Khipu okuryazarlığı"nın, kayıt tutmakla görevli bürokratlar dışında yaygın olmadığı düşünülüyordu.

Araştırmacılar, "Özellikle İspanyol sömürge tarihçelerine dayanarak, khipu'ların sadece bürokrasideki erkek elitler tarafından yapıldığı düşünülüyor" diye yazıyor.

19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında khipu'nun Andlı işçiler, köylüler ve kadın köylüler arasında bile üretildiği belgeleniyor.

Ancak 15. yüzyıldan kalma bir khipu'ya yaratıcısı tarafından işlenen insan saçı üzerinde yapılan son analiz, o dönemde bile düşük rütbeli İnkaların khipu yapıp kullandığını gösteriyor.

Sözkonusu khipu, çok az belgeyle birlikte bir Alman müzayedesinde bulundu ve daha sonra 1498'e tarihlendi.

Araştırmacılar, ana kordonun yaklaşık 104 santimetre uzunluğunda, katlanmış ve bükülmüş insan saçından yapıldığını ve yaklaşık 8 yıllık saç uzamasına denk geldiğini söylüyor.

Bilim insanları kimyasal analizdeki gelişmelerden yararlanarak saç örneğinden karbon, nitrojen ve kükürt gibi farklı elementlerin seviyelerini aynı anda ölçtü.

Bu gereci yapan kişinin bürokratların et ve mısır içeren beslenme biçimi yerine, sıradan halkın yumru kökler ve yeşilliklerden oluşan beslenme düzenini izlediğini tespit ettiler.

Oksijen ve hidrojen değerlerini ölçen daha ayrıntılı analizler, halkın alt kesiminden gelen bu kişinin muhtemelen günümüzde Peru'nun güneyi veya Şili'nin kuzeyinde yer alan bölgede yaşadığını ortaya çıkardı.

Bilim insanları şöyle yazıyor: 

Önceki varsayımların aksine, belli ki İnka İmparatorluğu'ndaki halk da İnka tarzı khipu'lar üretmiş.

Çalışmanın sonuçları, kadınların da bu kayıt sistemlerini yaptığını gösteren, yakın zamandaki diğer bulguları da doğruluyor ve khipu okuryazarlığının sadece erkek elitlerin alanı olduğu fikrine meydan okuyor.

Araştırmacılar, "İnka İmparatorluğu'nda khipu okuryazarlığı, şimdiye kadar düşünülenden daha kapsayıcı ve yaygın olabilir" sonucuna varıyor.

Independent Türkçe