Fas: Mahkeme girişlerinde aşı kartı uygulaması kriz çıkarttı

Fas Adalet Bakanı Abdullatif Vehve (Şarku’l Avsat)
Fas Adalet Bakanı Abdullatif Vehve (Şarku’l Avsat)
TT

Fas: Mahkeme girişlerinde aşı kartı uygulaması kriz çıkarttı

Fas Adalet Bakanı Abdullatif Vehve (Şarku’l Avsat)
Fas Adalet Bakanı Abdullatif Vehve (Şarku’l Avsat)

29 Aralık’ta bir yanda Fas Barolar Birliği, diğer yanda da adli merci temsilcileri arasında gerçekleşen bir görüşmenin ardından Fas’ın farklı şehirlerindeki avukatların ‘aşı kartına’ karşı protestoları azaldı.
İlgili kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, mahkemelere giriş için aşı kartı takibini avukatların üstlenmesi konusunda bir uzlaşı sağlanmasıyla mahkemelerin çoğunun yeniden çalışmalarına başladığını söyledi. Ancak avukatların 29 Aralık’ta başkentteki idare mahkemesi önünde ‘sessiz’ eylemler düzenlemesi nedeniyle başkent Rabat’ta durumun farklı olduğu belirtildi. Eylemciler, güvenlik güçlerinin mahkeme salonuna girişte aşı kartlarını kontrole devam ettiklerini gördükten sonra eylem düzenledi.
Fas Barolar Birliği, geçen salı akşamı yaptığı açıklamada, sağlık kartının ‘avukatların salonlara giriş şartı’ olarak uygulanmasını reddettiklerini ve tavırlarında kararlı olduklarını belirtti. Barolar Birliği, Fas mevzuatlarının zorunlu kıldığı tüm yasal yollarla, tavırlarını savunmaya devam edeceklerini ifade etti.
Açıklama öncesinde geçen salı günü Barolar Birliği, Yargı Otoritesi Yüksek Kurulu yargı bağımsızlığını temsil eden anayasal bir kurum) Başkanı Muhammed Abdul Nebavi ve Başsavcı Hasan ed-Daki ile bir toplantı düzenledi. Toplantının, ‘yetkililerin, mahkemelere giriş için aşı kartı uygulaması zorunluluğu getirmesi nedeniyle ortaya çıkan krizin aşılması’ amacıyla düzenlendiği bildirildi. Avukatlar, söz konusu uygulamaya karşı çıkıyor ve bu nedenle 20 Aralık’tan bu yana mahkeme oturumlarını boykot ediyorlar.
Yapılan açıklamaya göre Birlik Başkanı Abdul Vahid el-Ensari, toplantı sırasında “Profesyonel kurumlar, kadın ve erkek avukatların işlerini yönetme yetkisine sahip olduğu kurumlardır. Sağlık güvenliği ile çelişmeyecek şekilde mahkemelere erişimin sağlanması ve güvence altına alınması da bu duruma dahildir” dedi.
Baro, avukatlık mesleğinin bağımsızlığını savunduğunu ve krizden çıkmak için olası çözümleri görüşmeye hazır olduğunu belirtti.
Açıklamada ayrıca, hem Yargı Otoritesi Yüksek Kurulu başkanının hem de Cumhuriyet Başsavcılığı başkanının ‘avukatlık mesleğinin bağımsızlığını güçlendirme’ konusundaki arzularını dile getirdiği ifade edildi.
Adalet Bakanı Abdullatif Vehve, geçen salı günü Danışmanlar Kurulu’ndaki (Parlamentonun ikinci birimi) sözlü sorular oturumunda, krizin üstesinden gelmek için avukatlarla diyalog kapısının açık olduğunu söylemişti. Ancak pandemiyle mücadele çerçevesinde aşı kartı uygulaması kararından geri adım atmayacağını vurguladı.
Vehbe, bakan olarak görevinin ‘yasaların uygulanmasını sağlamak’ olduğunu belirtti. ‘Aşı kartlarının ortak kontrolü’, yani avukatların yetkililerle birlikte aşı kartlarını takip etmesi gibi bir çözüme ulaşmaya hazır olduğunu söyleyen Bakan, avukatların yüzde 80’inin aşı yaptırdığını bildiğini vurguladı. Bakan Vehbe ayrıca, avukatları ‘mahkemeleri felç eden krizi aşmaya’ çağırdı.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.