Cenevre Üniversitesi Epidemiyoloji Bölüm Başkanı Francois Blanchard, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Omikron, sürprizlerle karşılaşılmadan önce kontrol altına alınmalı’

Vaka sayılarının arttığı Fransa’da maske takılması yönünde baskı arttı. (EPA)
Vaka sayılarının arttığı Fransa’da maske takılması yönünde baskı arttı. (EPA)
TT

Cenevre Üniversitesi Epidemiyoloji Bölüm Başkanı Francois Blanchard, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Omikron, sürprizlerle karşılaşılmadan önce kontrol altına alınmalı’

Vaka sayılarının arttığı Fransa’da maske takılması yönünde baskı arttı. (EPA)
Vaka sayılarının arttığı Fransa’da maske takılması yönünde baskı arttı. (EPA)

Cenevre Üniversitesi Epidemiyoloji Bölüm Başkanı Francois Blanchard, dünya genelinde günde bir milyonu aşkın vakaya neden olan Omikron varyantı ile mücadeleyi ‘açık bir savaş’ olarak nitelendirdi.
Blanchard, Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği röportajda gelişmiş ülkelerde bile sorunlarla karşı karşıya kalan sağlık sistemlerini tüketmekle tehdit eden salgın dalgasını kontrol altına almak için mevcut tüm araçların kullanılması çağrısında bulundu. Mutasyonun hızla yayılmasının etkileri ve bundan kaynaklanan risk sebebiyle birçok ekonominin çöktüğüne işaret etti.
Omikron'un biyolojik özellikleri açısından halen gizemini koruduğunu şu ana kadar kesin olan tek şeyin bilinen tüm virüslerden daha hızlı yayıldığını belirten Blanchard açıklamasında “Omikron, sürprizlerle karşılaşılmadan önce kontrol altına alınmalı” dedi. Bu varyantla yüzleşmek ve kontrol altına almak için tüm olasılıkları kullanmak gerektiğini vurguladı.
Zengin ülkeler, yeni mutasyona karşı etkili görünen tek silaha başvurarak her yaş grubunda aşı kampanyalarını yoğunlaştırıyor. Salgın çemberi daralırken, yeni dalganın bedelini ödeyenler hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde yaşamını yitiren aşı karşıtları oluyor.
Avrupa Komisyonu’nun Sağlık ve Gıda Güvenliğinden Sorumlu Üyesi Stella Kyriakides dün Twitter’dan yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bayram vesilesiyle sevdiklerimize verilebilecek en güzel hediye aşı olmak, sağlık önlemlerine saygı göstermek, kalabalık yerlerden kaçınmak, mesafeyi korumak ve maske takmaktır.”
Aşılamanın bugün her zamankinden daha hayati olduğunu vurgulayan ve mümkün olduğunca takviye alınması çağrısı yapan Kyriakides, dördüncü doz aşının Avrupa sağlık otoriteleri tarafından araştırıldığını, yakın zamanda İsrail tarafından alındığını ve bunu Şili’nin de takip ettiğini söyledi.
Avrupa ülkeleri, aşıları mümkün olduğunca daha geniş bir alana dağıtma çabalarına ek olarak Merck ve Pfizer ilaç şirketlerinin geliştirdiği ve Avrupa İlaç Ajansı'nın (EMA) geçtiğimiz günlerde güvenilirliğini ve etkinliğini kanıtladıktan sonra kullanılmasına yeşil ışık yaktığı ilaçların satın alınması için sözleşmeler imzalamaya başladılar. Söz konusu ilaçların, virüs bulaşmasından en fazla beş gün önce tablet şeklinde verildiği bildirildi. Yapılan açıklamalar Avrupa Komisyonu'nun aşılarda olduğu gibi tedariki de üye ülkeler için standartlaştırmaya başvurmasının beklenmediği yönünde.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Omikron ve Delta’nın  vaka tsunamisine yol açması konusunda uyarıda bulunurken zengin ülkeleri üçüncü dozu vermek için acele etmekle suçladı. Salgının ömrünü uzatacak ve daha hızlı veya daha tehlikeli olabilecek yeni mutasyonların ortaya çıkmasını tehdit edecek bu adım yerine yoksul veya gelişmekte olan ülkelere yeterli aşı sağlama ve bunları dağıtmalarına yardımcı olma çağrısında bulundu. Ghebreyesus geçtiğimiz çarşamba günü yaptığı açıklamada, dünya nüfusunun yüzde 40'ını bu yılın sonuna kadar aşılamaya yönelik uluslararası çabaların başarısız olduğunu belirterek 92 ülkenin bu hedefe ulaşamayacağını, gelecek yılın sonunda yüzde 70’lik bir küresel aşı oranına ulaşmak için ise ortak çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
WHO uzmanları, medyanın ABD ve Avrupa ülkelerinde epidemiyolojik sahneye odaklanmasının birçok nedeni olduğuna dikkat çektikleri açıklamalarında özellikle yüksek test yeteneklerine sahip olmaları nedeniyle her gün çok sayıda vaka ile ilgili bilgi verebildiklerini kaydettiler. Ancak bu, özellikle yeni mutasyonun ortaya çıkmasından sonra diğer bölgelerin de salgının yayılımına tanık olmadığı anlamına gelmiyor.

Avrupa’da vakalar artıyor
Almanya’da bir aylık düşüşün ardından vaka sayıları yeniden yükselirken dün İspanya, Yunanistan, Portekiz ve Danimarka gibi Avrupa ülkeleri pandeminin başlangıcından bu yana günlük vaka sayısında rekor seviyeler kaydedildi. Polonya da bir gün içinde dörtte 794 ölüm ile yeni bir rekora tanık oldu. Söz konusu ölümlerin dörtte üçünün aşı yaptırmadığı kaydedildi.
Avrupa Komisyonu toplu taşıma sektörlerinde, hava ve demiryolunun önümüzdeki dönemde daha fazla uçuş iptaline tanık olabileceği konusunda uyardı. Söz konusu sektörlerdeki çalışanlar arasında çok sayıda vaka olması ve birçok ülkenin tedbirlere bağlılıkları nedeniyle temel hizmetlerin felç olmasını önlemek için karantina süresini kısaltmaya karar verdi.
Önceki gün başta ABD ve Çin olmak üzere küresel düzeyde 3 bini aşkın uçuş iptal edildi. Dün İtalya'nın kuzey eyaletlerinde onlarca tren seferi de durduruldu.
Pekin'deki Kış Olimpiyatları'nın açılmasına kırk beş gün kala Çin’den yapılan açıklamada dün 207 yeni vaka kaydedildiği duyuruldu. Vakalardan 156’sının yerel kaynaklı olduğu bilgisi verildi. Yapılan açıklamada 13 milyon nüfuslu Şian şehrinin gelecek ayın ortasına kadar tamamen kapatıldığı bilgisi paylaşıldı.



Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
TT

Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)

Tom Cruise'un geliştirme aşamasındaki uzay temalı yeni filminden kötü haber geldi.

Oyuncunun, Yarının Sınırında'nın (Edge of Tomorrow) yönetmeni Doug Liman'la birlikte hayata geçirmeyi planladığı projenin rafa kaldırıldığı öne sürülüyor. Merakla beklenen filmin sinema tarihinde bir ilke imza atması bekleniyordu.

Page Six'in haberine göre filmin çıkmaza girmesinin temel nedeni, Cruise'un NASA'yla çalışabilmek için ABD Başkanı Donald Trump'tan izin istemeye yanaşmaması. 

"Siyasi nedenlerle Trump'tan yardım istemedi"

Yayına konuşan bir kaynak, "Anladığım kadarıyla bu film için NASA'yla koordinasyon şarttı ve Tom Cruise, Donald Trump'tan yardımını rica etmek istemedi" dedi. Kaynak sözlerini, "Federal hükümetten izin alınması gerekiyor. Tom bunu siyasi nedenlerle yapmak istemedi" diye sürdürdü.

2020'de yapılan açıklamalarda Cruise'un, uzayda çekilen ilk kurmaca film üzerinde çalıştığı duyurulmuş, bir NASA yetkilisi de oyuncunun Uluslararası Uzay İstasyonu'nda çekim yapacağını doğrulamıştı.

Ancak 2022'ye kadar projeyle ilgili neredeyse hiç gelişme paylaşılmadı. O yıl Universal Pictures'ın patronu Donna Langley, "Tom Cruise bizi uzaya götürüyor. Dünyayı uzaya taşıyor" diyerek projeyi doğrulamıştı.

Langley, o dönemde yaptığı açıklamada, "Tom'la geliştirme aşamasında harika bir projemiz var" demiş ve şöyle devam etmişti:

Bu proje, gerçekten bunu yapmasını öngörüyor. Bir roketle uzay istasyonuna gitmesi, çekim yapması ve umarız uzay istasyonunun dışında yürüyüş yapan ilk sivil olması hedefleniyor.

İsmi henüz açıklanmayan filmde Cruise'un, "şansı yaver gitmeyen ve bir şekilde Dünya'yı kurtarabilecek tek kişi haline gelen" bir karakteri canlandırması planlanıyordu. 

Oscarlı yönetmenin yeni filminde

Görevimiz Tehlike (Mission: Impossible) yıldızının sıradaki projesi ise Diriliş'in (The Revenant) 4 Oscarlı yönetmeni Alejandro G. Iñárritu'nun imzasını taşıyan ve adı henüz açıklanmayan bir film. 

Yapım hakkında fazla detay bilinmese de 63 yaşındaki Cruise'un, Jesse Plemons, Emma D'Arcy, John Goodman, Sandra Hüller, Riz Ahmed ve Sophie Wilde'ın da yer aldığı güçlü bir oyuncu kadrosuna liderlik edeceği belirtiliyor.

Cruise ve Iñárritu'nun yeni filmi, 2 Ekim 2026'da vizyona girecek.

Independent Türkçe, Page Six, GamesRadar


Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
TT

Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)

Jim Carrey, Ron Howard'ın 2000 yapımı filmi Grinç'in (How the Grinch Stole Christmas) 25. yılı vesilesiyle, filmin yönetmeni ve makyajcısıyla Vulture'a verdiği röportajda, rolün perde arkasına dair çarpıcı ayrıntılar paylaştı. 

Dr. Seuss'un 1957 tarihli çocuk kitabından uyarlanan film, dünya genelinde 346 milyon dolar hasılat elde ederek büyük bir gişe başarısına imza atmış ve ABD'de 2000'in en çok kazanan yapımı olmuştu. 

Ancak Carrey için bu başarı, son derece zorlu bir dönüşüm sürecini de beraberinde getirmişti.

"Sadece yeşile boyayın"

Oyuncu, daha önceki röportajlarında Grinç'i ağır makyaj ve protezlerle canlandırmanın "işkence gibi" olduğunu açıkça dile getirmişti. Vulture'a verdiği yeni röportajda ise bu sürece dair daha önce paylaşmadığı ayrıntıları anlattı.

Carrey'nin yaşadığı zorlu sürece rağmen film, makyaj sanatçısı Rick Baker'a Oscar kazandırmıştı. Baker, stüdyonun başlangıçta Carrey'nin yalnızca yeşile boyanmasını istediğini hatırlattı. Baker, "Stüdyo bize, 'Jim'e 20 milyon dolar ödüyoruz ve onu görmek istiyoruz. Sadece yeşile boyayın' dedi" diye konuştu.

Carrey ise kostümü giymeyi kendisinin istediğini ancak bundan nefret ettiğini anlattı. Oyuncu, Grinç'i canlandırırken ağır makyaj ve maske nedeniyle burnundan nefes alamadığını söyledi. Maske üzerinde nefes almasına izin verecek delikler açmakta zorlandıklarını belirten Carrey, "Sonunda tüm film boyunca ağzımdan nefes almak zorunda kaldım" dedi.

Carrey, kostümün "dayanılmaz derecede kaşındırıcı" olduğunu ve gün boyu onu "çıldırttığını" da sözlerine ekledi. Yüzüne dokunamadığını ya da kaşınamadığını anlatan oyuncu, günde 8 saat makyaj koltuğunda oturduktan sonra projeden ayrılmayı ciddi ciddi düşündüğünü söyledi.

"20 milyon dolarını geri vermeye hazırdı"

Yönetmen Ron Howard da Carrey'nin o dönemde rolü bırakmaya çok yaklaştığını doğruladı. Howard, "20 milyon dolarını geri vermeye bile hazırdı. Bunu ciddi ciddi söylüyordu" dedi.

Ekip, çözümü eski bir özel harekat eğitmeni olan Richard Marcinko'yu projeye dahil etmekte buldu. Carrey, Marcinko'yu "CIA ajanlarına ve özel kuvvetlere işkenceye dayanmayı öğreten biri" diye tanımladı. Oyuncu, Marcinko'nun kendisine stresle başa çıkabilmek için çeşitli yöntemler öğrettiğini anlattı.

Bee Gees'e minnettar

Carrey, makyaj sürecini asıl katlanılır kılan şeyin ise Bee Gees'in müzikleri olduğunu söyledi. Oyuncu, makyaj süresince Bee Gees albümleri dinlediğini anlattı: 

Müzikleri inanılmaz derecede neşeli. Barry Gibb'le hiç tanışmadım ama ona teşekkür etmek istiyorum.

Independent Türkçe, Variety, Vulture, CBR.com


James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
TT

James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)

James Cameron, Godzilla Minus One'ın devam filmi için heyecanını gizlemekte zorlanıyor. Ünlü yönetmen o kadar hevesli ki gerekirse sette yardımcı olmayı bile teklif etti.

Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'ün (Avatar: Fire and Ash) Japonya'daki tanıtımı sırasında, sahneyi Godzilla Minus One'ın yönetmeni Takashi Yamazaki'yle paylaştı ve esprili bir dille, "Minus Zero'yu görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum" dedi. 

"Benim için büyük bir onur"

Cameron sözlerini şöyle sürdürdü: 

Yamazaki sırf burada olmak için setten erken ayrılıp geldi, bu benim için büyük bir onur. Ben de kendisine yardımcı olabileceğimi söyledim.

Yamazaki ise bu teklife gülerek, "Bu durumda işimi elimden alırsınız" diye karşılık verdi. Cameron da "Bence her şey kontrolünüz altında" yanıtını verdi.

II. Dünya Savaşı sonrası Japonya'da geçen Godzilla Minus One, Kamiki Ryunosuke'nin canlandırdığı eski kamikaze pilotu Shikishima Koichi'yi merkezine alıyordu. 

Godzilla'yla ölümcül bir karşılaşmadan sağ kurtulan Koichi, yıllar sonra canavarın yeniden ortaya çıkmasıyla Japonya'yı kurtarmaya çalışan bir askeri ekibe katılıyordu.

Akademi Ödülleri'nde En İyi Görsel Efekt dalında Oscar kazanan Godzilla Minus One, bu başarıya ulaşan ilk Godzilla filmi olmuştu. Yapım, aynı zamanda bu kategoride ödül alan ilk Japon filmi olarak tarihe geçmişti.

Kasım 2023'te Japonya'da gösterime giren yapım, 7,65 milyar yenin (yaklaşık 50 milyon dolar) üzerindeki hasılatıyla ülkede en çok kazanan Godzilla filmi unvanını elde etmişti. 

Film, Kuzey Amerika'da da 56 milyon dolar hasılat elde ederek, tüm zamanların en yüksek gişe gelirine ulaşan Japonca canlı çekim yapımı olmuştu.

2026 sonunda izleyiciyle buluşacak

Devam projesinin 2026'nın sonlarına doğru vizyona girmesi planlanıyor. Kamiki'nin Kōichi rolüyle geri dönmesi, Minami Hamabe'nin ise karakterin sevgilisi Noriko'yu yeniden canlandırması bekleniyor. Ancak filmin konusuna dair henüz hiçbir detay paylaşılmadı ve proje gizemini koruyor.

71 yaşındaki Cameron cephesinde ise sıradaki proje, Avatar: Ateş ve Kül. Jake ve Neytiri bu kez, yeni bir Na'vi kabilesiyle karşı karşıya gelecek.

Merakla beklenen film, 19 Aralık'ta sinemalarda gösterime girecek.

Independent Türkçe, GamesRadar, ScreenRant