K-drama dizisi, küçük İsviçre köyüne turist akını başlattı

Iseltwald, İsviçre'nin Bernese Oberland bölgesindeki Brienz Gölü'nün güney kıyısında yer alıyor (Unsplash)
Iseltwald, İsviçre'nin Bernese Oberland bölgesindeki Brienz Gölü'nün güney kıyısında yer alıyor (Unsplash)
TT

K-drama dizisi, küçük İsviçre köyüne turist akını başlattı

Iseltwald, İsviçre'nin Bernese Oberland bölgesindeki Brienz Gölü'nün güney kıyısında yer alıyor (Unsplash)
Iseltwald, İsviçre'nin Bernese Oberland bölgesindeki Brienz Gölü'nün güney kıyısında yer alıyor (Unsplash)

Emily in Paris ya da Selling Sunset kadar iyi bilinmese de Netflix dizisi, TV turizmi modasını İsviçre'nin küçük köyü Iseltwald'a taşıdı.
Güney Kore'nin romantik draması Crash Landing On You çoğunlukla İsviçre'nin Interlaken bölgesinde çekildi. Dizinin önemli sahneleri Iseltwald'ın pitoresk iskelesinde ve yakınlardaki Sigriswil'le Grindelwald'da geçiyor.
Koreli aktörler Son Ye-jin ve Hyun Bin'in rol aldığı "K-drama" dizisi, yamaç paraşütü yaparken Kuzey Kore topraklarına savrulan ve bir askeri subaya çarparak mecburi iniş yapan mirasyedi bir kadına odaklanıyor.
Pandemi patlak vermeden birkaç ay önce başlayan dizi, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 21'i tarafından izlendi ve Güney Kore'nin kablolu televizyon tarihinde en yüksek puan alan üçüncü drama haline geldi.
O zamandan beri de dünyanın her yerinden hayranlar kazandı.
İsviçre'yi ziyaret etmek için diziden ilham alan Alman hayran Yanina Seifermann, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Crash Landing on You çok zıt dünyalardan gelen ve farklılıklarına rağmen birbirine aşık olan iki kişiye dair muhteşem bir hikaye. Bu hikayeyi çok keyifli ve ilham verici buldum" dedi.
"Olağanüstüydü. Anında K-dramanın sahnelerine geri döndüğümü hissettim ve karakterlere daha da bağlandım."
Yerel bir otel çalışanı, dizinin dünya çapındaki popülerliğinin köyün nispeten sakin turizmini nasıl canlandırdığını ilk elden deneyimledi.
Yerel otelde çalışan Carlo Fittipaldi, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Yaz aylarında hemen Iseltwald iskelesinde fotoğraf çekmek için uzakta bekleyen düzinelerce kişiyi sık sık görürdüm" dedi.
Fittipaldi, "Artık her sabah işe giderken onları görüyorum" ifadelerini kullandı.
Kasabadaki Hotel Chalet du Lac'ta çalışan Fittipaldi, otelin de dizinin popülaritesinden yararlandığını söyledi.
Interlaken'in turizm kurulu, TV şovunun kapsamını "olağanüstü" diye niteledi.
Bir diğer Crash Landing hayranı Londralı Nana Chiang de BBC'ye şunları söyledi:
"Erkek arkadaşım da ben de dramayı gerçekten çok seviyoruz, bu yüzden dizidekiyle tamamen aynı yerde fotoğraf çektirdik. Bu sahneleri gerçek hayatta görmek çok heyecan verici!"
"K-dramalarının büyük bir hayranı değildim ama Crash Landing On You beni gerçekten içine çekti. Kovid tecritleri sırasında can sıkıntımı giderdi."
Üçüncü sezonunda Toskana ve East Hampton'ın yanı sıra başka milyoner avcısı yerleri öne çıkaran HBO'nun ses getiren Succession'ından, Paris'te geçen Lupin'e kadar, dünyanın karantina dönemindeki en popüler TV dizileri halkın zihninde seyahatin canlı kalmasını sağladı.
Ekimde 2 binden fazla Britanyalı gezginin katıldığı Discover Ferries anketinde, katılımcıların yüzde 46'sının TV ve filmlerde gördüğü yerlerden etkilendiği ortaya çıkmıştı. Kasım başlarındaysa Netflix'teki en popüler 10 TV programından üçü Güney Kore yapımıydı.
Independent Türkçe



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe