Fransa, Hint-Pasifik'te daha büyük bir rol elde etme arayışında

Fransa Savunma Bakanı Florence Parly dün Hint mevkidaşı Rajnath Singh ile Delhi'de bir araya geldi. (EPA)
Fransa Savunma Bakanı Florence Parly dün Hint mevkidaşı Rajnath Singh ile Delhi'de bir araya geldi. (EPA)
TT

Fransa, Hint-Pasifik'te daha büyük bir rol elde etme arayışında

Fransa Savunma Bakanı Florence Parly dün Hint mevkidaşı Rajnath Singh ile Delhi'de bir araya geldi. (EPA)
Fransa Savunma Bakanı Florence Parly dün Hint mevkidaşı Rajnath Singh ile Delhi'de bir araya geldi. (EPA)

Paris yönetimi, ABD, İngiltere ve Avustralya arasında yapılan, kendisine büyük bir denizaltı anlaşmasına mal olan ve kilit konumdaki stratejik alanlardan dışlayan AUKUS askeri anlaşması nedeniyle öfkeli. Fransa, anlaşmadan çıkarıldıktan sonra Hindistan ile ilişkilerine daha çok önem vermeye başladı. Özellikle bölgenin önemli bir bileşeni olan Dörtlü’nün parçası olması dolayısıyla Yeni Delhi’yi ek bir değer ve iki okyanus olan Hint-Pasifik'e önemli bir giriş olarak görüyor.
Diğer yandan Hindistan, Afganistan'dan aniden çekilen ve AUKUS bloğundan dışlanan ABD'nin güvenilir bir ortak olmadığının farkına varmış durumda. Güvenlik analisti Prakash Nanda'ya göre Hint-Fransız ilişkileri siyasi hassasiyetlerden zarar görmüyor. Aynı durum ABD için de geçerli. ABD’nin aksine Fransa’nın Hindistan tarihinde stratejik açıdan herhangi bir olumsuz yükü bulunmuyor. Dolayısıyla Yeni Delhi’nin stratejik yakınlaşmayı ilerletme yeteneği, ona daha fazla siyasi faydadan başka bir şey getirmeyecek. Hindistan ve Fransa ayrıca Hint-Pasifik bölgesinde Dörtlü gruptan ve AUKUS Antlaşması'ndan bağımsız gayri resmi bir ortak grup oluşturuyor. Nitekim Fransa Savunma Bakanı Florence Parly'nin üçüncü yıllık Savunma Diyalogu için Yeni Delhi'ye yaptığı ziyaret sırasında meydana gelen son olaylar dizisi, bu durumun da açık bir göstergesi niteliğinde. Hindistan Dışişleri Bakanlığı'ndan kaynaklar, Hindistan'ın Dörtlü'nün (Hindistan, ABD, Japonya ve Avustralya) bir parçası olmasına bakılmaksızın, iki tarafın ilgili bölgedeki ortak hedeflerine ulaşmak için çalıştığını belirtti. Parly, Hindistan Savunma Bakanı Rajnath Singh, Başbakan Narendra Modi ve çok sayıda Hintli diplomatla yaptığı görüşmede Yeni Delhi'nin iki okyanusta Paris'in önemli bir stratejik müttefiki olduğunu vurguladı. Hindistan Dışişleri Bakanlığı’ndan isminin açıklanmasını istemeyen konuya yakın kaynaklara göre Parly, Hindistan'dan daha fazla katılımla Çin'i kontrol altına almak için Fransa'nın Hint-Pasifik bölgesindeki stratejik ayak izlerini genişletme planını ayrıntılı olarak açıklayacak kadar ileri gitti. Fransa ayrıca Hindistan'a nükleer denizaltı sağlamak istiyor. Bu da Yeni Delhi'nin savunma gücünü güçlendiren çabalar için iyiye işaret. Kaynaklara göre iki bakan, son dönemde kayda değer bir artışa tanık olan iki ordu arasındaki iş birliğinin devamını görüştüler.
Anlaşmaların stratejik sonuçları dışında, her iki taraftan da üç dünya gücü; ABD, Rusya ve Çin’e verilen diplomatik mesajlar, Hindistan'ın Hint-Pasifik’te çıkarlarını geliştirmek için ABD ve müttefikleri Japonya ve Avustralya ile ‘dört taraflı’ düzenlemeden memnun olmadığını gösteriyor.
Diğer yandan Parly katıldığı bir düşünce kuruluşunun interaktif oturumunda, AUKUS gibi yeni düzenlemelerin coğrafyayı değiştirmediğini ve Fransa'nın ‘Hint-Pasifik’te varlık sahibi bir ülke olduğunu belirtti. Ayrıca Hindistan'ın Fransa'nın bölgedeki stratejisindeki önemini vurgulayan Parly, “Silahlı kuvvetlerimiz bu yıl büyük hava, deniz ve kara tatbikatlarıyla yeni ortak eylem seviyelerine ulaştı” dedi. Ancak Parly, Çin'in, Güney Çin Denizi'ndeki eylemlerini daha agresif hale geldiğini söylemekten de geri kalmadı.
Hindistan ve Fransa, Hint-Pasifik bölgesini ‘açık ve kapsayıcı bir bölge’ olarak korumak istiyor. Nitekim Fransız Bakan, bu bölgenin her türlü zorlamadan uzak ve uluslararası hukuka uygun olması gerektiğini vurguladı. Çin'in Hint-Pasifik bölgesinde ve Güney Çin Denizi'ndeki saldırganlığının arttığını ve Hint-Pasifik bölgesinin ‘çok geniş bir alan’ olması nedeniyle seyir özgürlüğünün ve uluslararası kurallara uyumun sağlanmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Öte yandan Çin ile ilgili gerginlikler nedeniyle siyasi odak bu geniş bölgenin doğu kısmına giderek artıyor. Bölge Hint Okyanusu'nu da içeriyor ve ‘Hindistan'ın bu bölgenin merkezinde olduğuna hiç şüphe yok’.
Emekli askeri analist Gaurav Arya, Parly'nin Yeni Delhi'ye, Paris'in Endonezya'yı Hint-Pasifik bölgesinde Hindistan, Endonezya ve Fransa'dan oluşan bir grup oluşturmayı amaçlayan bir oluşumla meşgul etme niyetinde olduğunu da bildirdiğini söyledi. Fransız Bakan, Yakın zamanda Endonezya ile bölgedeki ilişkileri güçlendirmek için Endonezya'yı ziyaret etmişti.
Parly’nin ziyareti ayrıca Fransa'nın Hint-Pasifik bölgesindeki katılımını ve Hindistan'ın Fransız stratejisindeki merkezi konumunu vurguluyor. Fransa, savunma sektöründe ‘Made in India’ girişiminde zaten yer aldı ve Hindistan'ın sağlayabileceği ek ihtiyaç veya taleplere yanıt vermeye hazır. Fransa'nın şu an "Hint Okyanusu Deniz Sempozyumu" başkanlığını elinde bulundurduğu ve bugün itibariyle altı aylık bir süre için Avrupa Birliği başkanlığını da üstlendiği düşünülürse bu oldukça önemli.
Hindistan, 33'ü teslim edilmiş olan 36 Rafale savaş uçağı satın aldı ve geri kalan üçü de 2022'nin başlarında teslim edilecek. Fransa, ABD ve Japonya'dan sonra Hindistan'ın uzay güvenliği konusunda diyalog kurduğu üç ülkeden biriydi.
Fransa, 2022'nin ilk yarısında AB başkanlığını devralacağından Hindistan’a büyük fayda sağlayacak. Nitekim Paris, AB'yi Hindistan'ın Hint-Pasifik'ten başlayarak gerçekten çok kutuplu bir dünya düzeni kurmak için birlikte çalışması için doğal bir ortak yapmak amacıyla başkanlığı kullanmakla ilgilendiğini bildirdi. Böylece Avrupa çok şey sunabilir. Paris, bölge ülkelerini önümüzdeki şubat ayında Hint-Pasifik ülkeleri için bir bakanlar forumuna davet etmeyi planlıyor.



UCM kararı, İsrail'e ambargo uygulanmasını sağlayabilir mi?

STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
TT

UCM kararı, İsrail'e ambargo uygulanmasını sağlayabilir mi?

STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM), Gazze'de işlenen "savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar" nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrinin yankıları sürüyor. 

İsrail'in köklü gazetelerinden Haaretz'in savunma analisti Amos Harel'in kaleme aldığı yazıda, UCM kararının İsrail'e karşı silah ambargosu taleplerini artırabileceğine dikkat çekiliyor.  

Gazetenin görüştüğü Kudüs merkezli düşünce kuruluşu İsrail Demokrasi Enstütüsü'nden Eran Şamir-Borer, UCM'nin kararını eleştirirken, sürecin bu noktaya varmasında Tel Aviv yönetiminin yol açtığına işaret ediyor. 

Analist, İsrail'de Gazze savaşıyla ilgili bağımsız bir inceleme yürütülse UCM'nin böyle bir karar vermek durumunda kalmayacağını savunarak şunları söylüyor: 

Devlet hiçbir şey yapmadı, kafasını kuma gömdü.

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında muhalefet kanadı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki radikal sağcı koalisyonun kararlarının incelenmesi için defalarca komisyon kurulmasını talep etmişti. Ancak Netanyahu, araştırma komisyonu kurulmasına savaş bitene kadar karşı olduğunu söylemişti. 

İsrail'in ekonomi gazetelerinden Globes'taki analizde UCM kararının, İsrail'in Gazze işgalini eleştirenlerle Tel Aviv'e silah satışının yasaklanmasını isteyenlerin elini güçlendirdiği yorumu paylaşılıyor. 

Haberde, İsrail'in askeri teçhizatının yüzde 30'unun Almanya tarafından gönderildiği hatırlatılıyor. UCM kararının, Berlin hükümetinin İsrail'e silah tedariki konusundaki ısrarcılığının zayıflamasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor. 

UCM'nin merkezi Hollanda'nın Lahey şehrinde yer alıyor. Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, mahkemenin tutuklama emrini uygulayacaklarını duyurmuştu. 

Ancak sivil toplum kuruluşları (STK), Hollanda'nın İsrail'e silah gönderen ülkeler arasında yer aldığına dikkat çekerek ambargo talebiyle Lahey'de hükümete karşı dün dava açtı. Mahkeme, talebe ilişkin kararını 13 Aralık'ta açıklayacak.

Diğer yandan Times of Israel, UCM kararından önce de son dönemde İsrail'e silah tedarikinin durdurulması çağrılarının arttığına işaret ediyor. Haberde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın İsrail'e ambargo talep ettiği mektubu 1 Kasım'da Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'ne gönderdiği hatırlatılıyor. Ortak mektupta aralarında Rusya ve Çin'in de yer aldığı 52 ülkenin imzası var. 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da geçen ayki açıklamasında Gazze savaşının sonlandırılması için İsrail'e silah ambargosu çağrısı yapmıştı. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Macron'a destek verirken, Netanyahu açıklamaya tepki göstermişti. 

İsrail'in en büyük silah tedarikçisi olan ABD, UCM'yi kuran Roma Statüsü'ne taraf değil. ABD Başkanı Joe Biden, UCM kararını "rezalet" diye nitelerken, Netanyahu mahkemeyi "Yahudi düşmanlığıyla" suçlamıştı. İsrail de üye devletler arasında yer almıyor ve UCM'nin yargı yetkisini tanımıyor.

Independent Türkçe, Haaretz, Globes, Times of Israel, AP