Güçlü bir hafızaya nasıl sahip olabilirsiniz?

Odaklanma tek anahtar değil. Nasıl güçlü bir hafızaya sahip olabilirsiniz?

Güçlü bir hafızaya nasıl sahip olabilirsiniz?
TT

Güçlü bir hafızaya nasıl sahip olabilirsiniz?

Güçlü bir hafızaya nasıl sahip olabilirsiniz?

ABD’de bulunan Miami Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Amishi Jha, kişisel olarak üzerinde çalıştığını söylediği hafızayı güçlendirme tekniklerine yönelik ipuçları verdi.
Şarku’l Avsat’ın ABD merkezli CNBC TV’den aktardığı haberde Jha, “Hafızamız, hatırladığımızdan çok daha fazlasını hatırlayacağımızı varsaydığımız için yanıltıcı olabilir. Sonra yaşadığımız bir olayın bazı ayrıntılarını tam olarak belirleyemediğimiz bir an ile karşı karşıya kalırız. Bu durumda bir hata yapabilirsin çünkü bildiğin bir şeye ihtiyacın olduğu anda ulaşamayabilirsin ve bunu bilmen gerektiğini düşünerek hüsrana uğrayıp belirsiz bir duyguya kapılırsın” dedi.
Jha’ya kaydetme yeteneğimizin neden bazen başarısız olduğu ve “bu konuda ne yapabiliriz?” sorusu soruldu. Prof. Jha, “Beynimizi daha iyi hatırlamak için eğitmenin odaklanma gerektirdiğini” ve “hafıza sorunu olarak düşündüğümüz şeyin genellikle bir dikkat sorunu olduğunu” söyledi.
Dikkat hakkında ders veren bir sinirbilimci ve psikoloji profesörü olarak, bir şeyi başarılı bir şekilde hatırlamak için yapılması gereken üç önemli şey olduğunu fark ettiğini söyledi:

  • Prova

Yeni bir iş arkadaşınız kendini tanıtırken duyduğunuz isim ve yaşadığınız ilginç bir deneyimin detayları gibi bilgileri takip etmek için dikkatinizi kullanın. Bu, bir bilgiyi hatırlamanız gereken durumlar için bir provadır.

  • Detaylandırma

Detaylandırma, yeni deneyimleri veya bilgileri halihazırda sahip olduğunuz bilgi veya anılarla ilişkilendirmek için dikkati kullanmayı içerir. Bu şekilde detaylandırarak anıları daha zengin şekilde saklayabilirsiniz.

Örnek: Bir ahtapot hayal edin ve şimdi diyorum ki: “Bir ahtapotun üç kalbi vardır” Bunu zaten bilmiyorsanız, bu yeni bilgiyi ahtapotla ilgili mevcut resminizle ilişkilendirerek bu yazıyı okuyorsunuz.
Ve bir dahaki sefere bir ahtapot gördüğünüzde, aniden hatırlayarak yanınızdaki kişiye dönüp “Bir ahtapotun üç kalbi olduğunu biliyor muydunuz?” diyebilirsiniz.

  • Birleştirme

Yukarıdaki iki süreç, birincil belleğin oluşumunu destekler. Ancak bu ilk aşamalardan uzun bir süre boyunca daha sürekli bir biçimde bilgi depolamaya geçiş, uzun süreli bellek olarak bilinir.
Bu işlem, ağaç olarak bilinen bir mekanizmada, çeşitli hafıza elemanları arasında bağlantılar kurup mesela muhatap olduğunuz müşterinin adının komşunuz gibi “Tom” ve babasının adının, ünlü “Matrix” karakteri gibi “Morpheus” olduğunu hatırlayarak yapılır. Bu kadar basit olmasına rağmen unutmamanızı sağlar ve bilginin saklanması için hayati önem taşır.
Uzman, tek bir şeye odaklanmak ve onu uzun süre ezberlemeye çalışmak yeteneğinizi olumsuz yönde etkileyeceğinden, hafızayı kullanmaya çalışırken ölçülü olunmasını tavsiye ediyor. Ayrıca “Twitter ile kişisel e-posta arasında dağılmanın ve alışveriş sırasında mağazadaki ürünleri takip ederken yaşadığı dikkat dağınıklığının, bu kaynaklardan herhangi birinden herhangi bir şey kaydetme yeteneğine de zarar verdiğini” söylüyor.
Jha, sözlerine şöyle devam etti: “Bu nedenle, hafızanızın iyi çalışması için dikkatinizi sürekli tutmalısınız, ancak aynı zamanda zihninizi bir noktayla sınırlamayın, onun ‘hareket etmesine’ (yani düşünmek ve fikir üretmek) izin verin. Odaklanma hafızayı korur, düşünme ve fikir üretme daha iyi hatırlamayı sağlar.”



Kanser teşhisinde çığır açıcı atılım: Elmas tabanlı sensör üretildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Kanser teşhisinde çığır açıcı atılım: Elmas tabanlı sensör üretildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, doktorların kanserin yayılmasını daha kolay tespit etmesini sağlayacak elmas tabanlı bir sensör geliştirdi.

Warwick Üniversitesi'nden araştırmacılar, vücuda enjekte edilen minik manyetik parçacıkları izlemek üzere tasarlanmış elde taşınabilir bir cihaz geliştirdi.

Bilim insanları bu cihazın, halihazırda hastanelerde kullanılan radyoaktif izleme maddeleri ve boyalara zehirli olmayan bir alternatif sunduğunu belirtiyor.

Kanser hücrelerinin ilk tümörden vücudun diğer bölgelerine yayılması anlamına gelen metastaz, kanser tedavisindeki en ciddi zorluklardan biri.

Doktorlar, kanserin lenf düğümlerine (vücuttaki sıvıları zararlı maddelerden arındıran doku bölgeleri) ulaşıp ulaşmadığına bakmak için genellikle testlere başvuruyor. Bunlar, ameliyat ve daha ileri tedaviye ilişkin kararların alınmasında yol gösteriyor.

Hakemli dergi Physical Review Applied'da yayımlanan bulgular, elmasların, tümöre enjekte edilen manyetik izleme sıvısını tespit edebilen son derece hassas bir sensörün yapımında kullanılabileceğini açıklıyor.

Araştırmacılar demir oksit nanopartiküllerinden oluşan bu sıvının, vücutta kanser hücreleriyle birlikte dolaşarak lenf düğümlerine ulaşıp ulaşmadığını ortaya çıkardığını söylüyor.

Görsel kaldırıldı.
Hakemli dergi Physical Review Applied'da yayımlanan bulgular, elmasların, tümöre enjekte edilen manyetik izleme sıvısını tanımlayabilen son derece hassas bir sensörün yapımında kullanılabileceğini açıklıyor (Karishma Gokani/Warwick Üniversitesi)

Warwick Üniversitesi fizik bölümünde doktora öğrencisi ve makalenin başyazarı Alex Newman, yeni aracın doktorların anahtar deliği ameliyatı ve endoskopik cerrahide kanseri saptama yöntemlerini iyileştirebileceğini belirtiyor.

Newman "Kanseri tespit etmek için çok yönlü, zehirli olmayan yöntemlere gerçekten ihtiyaç duyuluyor" diyor.

Bu yeni elmas tabanlı sensörde, sensör başlığının boyutunu 10 milimetreye kadar indirmeyi başardık. Bu da manyetik izleme sıvısını tespit edebilen, endoskopik kullanım ve anahtar deliği cerrahisi için yeterince küçük olan ilk elmas sensör olduğu anlamına geliyor.

Newman bu son derece hassas cihazın, standart dozdaki manyetik izleme sıvısının sadece yüzde birini bile algılayabildiğini ekliyor.

Bilim insanları tasarımda sadece yarım milimetreküp büyüklüğünde bir elmas ve küçük bir sabit mıknatıs kullanıldığını ifade ediyor.

Bu kompakt yapı sayesinde büyük elektronik parçalara gerek kalmadığını ve sensörün ameliyathanelerde elle kullanılabildiğini de ekliyorlar.

Araştırma grubunu yöneten Profesör Gavin Morley, bu çığır açan gelişmenin elmasın içindeki azot boşluk merkezleri sayesinde mümkün olduğunu belirtiyor.

Morley "Bunlar elmasın manyetik alandaki çok küçük değişiklikleri algılamasını sağlarken, elmaslara hoş bir pembe renk de veriyor" diyor.

Bilim insanı bu teknolojinin tıp dışında uzay araçları ve füzyon enerjisi gibi alanlarda da kullanılabileceğini ekliyor.

Araştırmacılar, kanser hücrelerini izlemek için halihazırda kullanılan tekniklerin, tüm hastanelerin erişemediği radyoaktif izleme maddelerine veya bazı hastalarda alerjik reaksiyonlara yol açan mavi boyalara bel bağladığını söylüyor.

Yeni projede yer alan doktorlar, yeni elmas sensörün bu komplikasyonları önlenmesini sağlayabileceğine inanıyor.

Coventry ve Warwickshire Üniversite Hastaneleri'nde meme kanseri cerrahı alanında danışmanlık yapan Stuart Robertson, işinde zaten manyetik lokalizasyon kullandığını söylüyor. Bu teknolojinin geleneksel tekniklere göre daha fazla avantaj sağladığını da ekliyor.

Araştırmacılar nihayetinde cihazın; akciğer, karaciğer, kalın bağırsak ve yemek borusu tümörleri gibi çeşitli kanser türlerinde kullanılabileceğini söylüyor.

Independent Türkçe