Biden yönetimi İran ile diplomatik ilişkilerin başarısız olduğunu kabul etti

Foreign Policy: Biden yönetimi, mevcut durumdan Trump’ı sorumlu tutma eğiliminde

Foreign Policy dergisi
Foreign Policy dergisi
TT

Biden yönetimi İran ile diplomatik ilişkilerin başarısız olduğunu kabul etti

Foreign Policy dergisi
Foreign Policy dergisi

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Tahran ile sürekli iletişim halinde olmasına rağmen İran ile yapılan nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılamayabileceğini kabul etti.
Foreign Policy dergisi, Biden yönetiminin, eski ABD Başkanı Donald Trump'ı başkanlığı sırasında orijinal nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesinin İran'a nükleer silah geliştirmesi için kullanabileceği bir bahane verdiği gerekçesiyle suçlamak istediğine dair bir takım işaretler bulunduğunu, ancak İran'ın en agresif adımlarını Joe Biden'ın başkan seçilmesinden sonra atması gerçeğinin rahatsız edici olduğunu vurguladı. Dergiye göre Tahran’ın bu adımları atma nedeni, Trump'ın azami baskı politikası değil, Biden'ın bu azami baskıyı azaltma kararı.
Biden yönetimi, Aralık ayı başlarında, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmayı canlandırmaya yönelik diplomasi yolunun yakın gelecekte uygulamaya koyulamaması halinde bir takım alternatiflerin masada olduğunu kabul etmişti.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir sözcünün İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, İran’ın nükleer tesislerine yönelik olası saldırılara hazırlanmak için ortak askeri tatbikatlar gerçekleştirme teklifinde bulunmak üzere Washington'ı ziyaret ettiği bir zaman diliminde bu alternatiflerden bahsederken böylesi ziyaretlerin ve görüşmelerin gerçekleşmesi ihtiyacı, bir anlaşmaya varılmasının imkansız olduğunun işareti olarak görüldü.
Kimliği açıklanmayan ABD'li üst düzey bir yetkili, 2022 yılının ilk çeyreğinde Tahran'ın hızla nükleer bir bomba elde edebileceği, başka bir deyişle, İran’ın herhangi bir ülkenin nükleer silah elde edebilmek için Viyana'daki müzakerelerin uzun sürmesinden yararlanabileceği konusunda uyardı.
ABD’nin müttefiki olan Avrupa ülkeleri de görüşmelerin başarısız olmak üzere olduğunu biliyor. Fakat başarısızlığı kabul etmek ve sorumluluk almak arasında fark olması nedeniyle Başkan Biden, ABD'yi bu noktaya getirenin eski Başkan Trump'ın kararları değil, kendi kararları olduğunu anlamak zorunda kalacak.
Foreign Policy dergisinde yer alan bir makaleye göre Başkan Biden, provokasyonları nedeniyle Tahran rejimine herhangi bir yaptırım uygulamayı reddederek Tahran'ı nükleer bomba elde etmeye doğru ilerlemeye cesaretlendirdi.
İlk olarak İran, geçtiğimiz Şubat ayında nükleer silahların kritik bir bileşeni olan uranyum metali üretmeye başladı. Ardından, Nisan ayında uranyum zenginleştirme oranını yüzde 60’a çıkardı. Bu oran, tüm zamanların en yüksek seviyesiydi. Bir nükleer silah elde etmek için gereken saflığın yüzde 90 olması gerektiği göz önüne alındığında buna çok yaklaştığı ortadadır. Aynı zamanda Tahran’ın nükleer alanda edindiği bilgiler artık geri alınamaz.
İkinci olarak Tahran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) İran'ın birkaç şüpheli nükleer tesiste, gizli nükleer faaliyetlerde bulunduğuna dair iddialarla ilgili soruşturma yapmasını engelledi.
Üçüncü olarak da İran, Şubat ayından itibaren nükleer tesislerde UAEA ile olan iş birliğini azalttı. UAEA, Şubat ayından bu yana İran’ın nükleer programının durumunu izlemek için kullanılan gözetim ekipmanı ve diğer teknolojilerden veri sağlayamıyor.
Dördüncü olarak Tahran, Ağustos ayından bu yana gelişmiş santrifüj parçalarının üretimine de hız verdi. Fakat UAEA’nın santrifüj envanterinin bir listesini çıkarmasına ve yerlerini doğrulamasına izin vermedi.
Beşinciye gelince Biden yönetimi, UAEA Yönetim Kurulu’nun son yıllık toplantısının İran'a karşı bir yaptırım kararı olmadan sona ermesine izin verdi. Biden yönetimi özel bir oturum düzenlenmesine karşı çıkarken ayağına gelen ve İran'ın artık cezasız kalmayacağını göstermesini sağlayacak büyük bir fırsatı da geri tepti.
UAEA’nın Mart ayında yapılması planlanan bir sonraki olağan toplantısında kınama kararı tartışılsa bile kesin bir sonuç sağlamayacak. Biden yönetimi, UAEA Yönetim Kurulu’nun onayını almak için çok fazla diplomatik çaba harcamak zorunda kalacak.
Foreign Policy dergisinin makalesinde, Tahran'ın nükleer silahların geliştirilmesi konusundaki bilgi birikiminin, küresel nükleer silahların yayılmasını önleme sistemine onarılamaz bir şekilde zarar vereceği ve daha tehlikeli bir dünyaya yol açacağı sonucuna varılıyor. Makaleye göre eğer Başkan Biden, İran'ı durdurabileceğini düşünüyorsa, ABD’yi bu noktaya getirenin başka birinin kararları değil, kendi kararları olduğunu anlaması gerekecek.



İdris: Sudan hükümetinin öncelikleri barış ve temel hizmetlerin sağlanmasıdır

Sudan Başbakanı Kamil İdriss (Reuters)
Sudan Başbakanı Kamil İdriss (Reuters)
TT

İdris: Sudan hükümetinin öncelikleri barış ve temel hizmetlerin sağlanmasıdır

Sudan Başbakanı Kamil İdriss (Reuters)
Sudan Başbakanı Kamil İdriss (Reuters)

Sudan Başbakanı Kamil İdris, dün yaptığı açıklamada, ordunun "bize dayatılan varoluşsal bir savaş" yürüttüğünü belirterek, hükümetin barışı memnuniyetle karşıladığını ve "tüm kapıların açık" olduğunu vurguladı.

İdriss, devlet televizyonuna verdiği röportajda, "Hükümetin öncelikleri, halkın kabul edebileceği düzenlemelere uygun olarak barış ve güvenlikle temel hizmetlerin sağlanmasıdır," diyerek, "Kalıcı çıkarlarımıza odaklanıyoruz. Kalıcı dost veya kalıcı düşman yoktur" ifadelerini kullandı.

Sudan Başbakanı, "altının depolanması ve yasal olarak elden çıkarılması için birleşik bir portföy oluşturulacağını" belirtti.

Kaçakçılıkla mücadelenin "en önemli önceliklerden biri olduğunu ve yaklaşan ekonomik denetimlerin ülke ekonomisini canlandıracağını" vurguladı.

İdris, "Ekonomik kararlar ve kontrolleri yakında çıkaracağız ve bunları kararlılıkla uygulayacağız" dedi.


Axios: Amerika, hükümetin, Hizbullah’ın silahsızlandırılması kararının ardından İsrail'den Lübnan'a yönelik saldırılarını azaltmasını istedi

Washington, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ı silahsızlandırma kararının ardından İsrail'e Lübnan'a yönelik saldırılarını azaltma çağrısında bulundu (AP)
Washington, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ı silahsızlandırma kararının ardından İsrail'e Lübnan'a yönelik saldırılarını azaltma çağrısında bulundu (AP)
TT

Axios: Amerika, hükümetin, Hizbullah’ın silahsızlandırılması kararının ardından İsrail'den Lübnan'a yönelik saldırılarını azaltmasını istedi

Washington, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ı silahsızlandırma kararının ardından İsrail'e Lübnan'a yönelik saldırılarını azaltma çağrısında bulundu (AP)
Washington, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ı silahsızlandırma kararının ardından İsrail'e Lübnan'a yönelik saldırılarını azaltma çağrısında bulundu (AP)

Axios haber sitesi dün, kaynaklara dayandırdığı haberinde, ABD'nin, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ı silahsızlandırma kararının ardından İsrail'den Lübnan'a yönelik hava saldırılarını azaltmasını istediğini bildirdi.

İnternet sitesinde, ABD'nin özel temsilcisi Thomas Barrac'in İsrail hükümetiyle “Hizbullah'ın silahsızlandırılmasıyla paralel adımlar atılması” konusunu görüştüğü belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığına göre ABD'nin planı, ordunun Hizbullah'ın güneyde yeniden konuşlanmasını önlemek için önlemler alması halinde, İsrail'in Lübnan'a yönelik “gereksiz” saldırılarını geçici olarak durdurmasını öngörüyor.

Barrack, hükümetin Hizbullah'ı silahsızlandırma adımlarına yanıt olarak Güney Lübnan'daki İsrail işgali altında bulunan beş mevziden kademeli olarak çekilmeyi önerdi. Axios'a göre ABD planı ayrıca Güney Lübnan'ın İsrail sınırına bitişik bölgelerinde bir "ekonomik bölge" kurulmasını da içeriyor.

Web sitesinde, "Körfez ülkeleri, İsrail'in çekilmesi tamamlandıktan sonra Güney Lübnan'daki ekonomik bölgelerin yeniden inşasına yatırım yapmayı kabul etti" ifadesi yer aldı.

Site, İsrail'in "Amerikan teklifini reddetmediğini ve İsrail tarafının Lübnan hükümetinin yaptıklarının tarihi bir gelişme olduğunu, karşılığında bir şeyler sunması gerektiğini kabul etmesi nedeniyle bir şans vermeye hazır olduğunu" ifade etti.

Lübnan Cumhurbaşkanlığı dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Hüsam Zeki ile yaptığı görüşmede, ülkesinin, silah bulundurma hakkının devletle sınırlandırılmasına ilişkin kararı "tüm Lübnanlıların çıkarlarını koruyacak şekilde" uygulama taahhüdünü teyit ettiğini belirtti. Avn, İsrail'in, "Lübnan'ın egemenliğinin tüm sınırları boyunca tam olarak genişletilmesi için gerekli koşulları sağlama" yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.


Zelenskiy, Moskova'yı Putin'in de katılacağı bir toplantıdan kaçmaya çalışmakla suçladı

TT

Zelenskiy, Moskova'yı Putin'in de katılacağı bir toplantıdan kaçmaya çalışmakla suçladı

Zelenskiy, Moskova'yı Putin'in de katılacağı bir toplantıdan kaçmaya çalışmakla suçladı

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya'yı, Rus işgalinin yol açtığı savaşı sona erdirmek için Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşme gereğinden "kaçmaya çalışmakla" suçladı.

Zelenskiy, günlük sosyal medya paylaşımında, "Rusya'nın şu anda gönderdiği sinyaller uygunsuz. Bir toplantıya duyulan ihtiyacı savuşturmaya çalışıyorlar" dedi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre Zelenskiy, ülkesinin çeşitli bölgelerindeki hedeflere gece boyunca düzenlenen büyük çaplı Rus saldırısının, Moskova'nın savaşı sona erdirmeyi amaçlayan toplantılara duyulan ihtiyacı savuşturmaya çalıştığını gösterdiğini ifade etti.

Zelenskiy, "Açıkçası, Rusya'nın şu anda gönderdiği sinyaller utanç verici" ifadesini kullandı.

Rusya, çarşamba gecesi ve dün sabah Ukrayna'ya yüzlerce insansız hava aracı ve füze fırlatarak Moskova'nın haftalardır düzenlediği en büyük saldırıyı gerçekleştirdi. Yerel yetkililere göre saldırıda ölü ve yaralılar var.

Putin ve ABD Başkanı Donald Trump, geçen cuma günü Alaska'da dört yıldan fazla süredir ilk kez bir araya geldi ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'nın en şiddetli savaşını sona erdirmenin yollarını görüştü. Trump, pazartesi günü Alaska'daki zirve görüşmelerinin ardından, Rusya ve Ukrayna liderleri arasında bir görüşme ayarlamaya çalıştığını, ardından kendisinin de katılacağı üçlü bir zirve yapılacağını söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov perşembe günü yaptığı açıklamada, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukraynalı mevkidaşı Volodimir Zelenskiy ile görüşmeye hazır olduğunu defalarca teyit ettiğini, ancak böyle bir görüşmenin gerçekleşmesi için çözülmesi gereken bazı konular olduğunu belirtti.

Lavrov gazetecilere yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanımız, Sayın Zelenskiy de dahil olmak üzere görüşmeye hazır olduğunu defalarca teyit etti." dedi. "En üst düzeyde ele alınması gereken temel konuların öncelikle çözülmesi gerektiği ve uzmanlar ile bakanların uygun tavsiyeler hazırlayacağı konusunda hemfikir olmalıyız." Ancak, "Elbette, gelecekte anlaşmalar imzalanırsa, bunları imzalayan Ukrayna tarafının meşruiyetinin de çözüleceğinin bilincinde olmalıyız" ifadesini kullandı.

Ukrayna Cumhurbaşkanı perşembe günü yaptığı açıklamada, Rus mevkidaşıyla ancak ülkesine güvenlik garantileri verildikten sonra görüşebileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı, basın toplantısında şunları söyledi: “7 ila 10 gün içinde güvenlik garantilerinin yapısı konusunda bir mutabakata varmak istiyoruz. Bu mutabakat temelinde, ABD Başkanı Donald Trump ile üçlü bir toplantı yapmayı hedefliyoruz.” Mutabakatın İsviçre, Avusturya ve Türkiye'de yapılabileceğini de ifade etti.