Cobra Kai hayranları, "yürek parçalayan" Karate Kid göndermesini çok beğendi

Cobra Kai hayranları, "yürek parçalayan" Karate Kid göndermesini çok beğendi
TT

Cobra Kai hayranları, "yürek parçalayan" Karate Kid göndermesini çok beğendi

Cobra Kai hayranları, "yürek parçalayan" Karate Kid göndermesini çok beğendi

Netflix izleyicileri, The Karate Kid serisine yaptığı birçok gönderme sebebiyle Cobra Kai'yi övüyor.
1980'lerin sevilen film serisinin devamı niteliğindeki dizi 31 Aralık'ta 4. sezonuyla geri döndü.
Dizinin hayranları, büyük ölçüde pek çok Karate Kid göndermesi ve sürpriz yumurta içerdiği için, yeni sezonun şimdiye kadarkilerin en iyisi olduğunu söylüyor.
Fakat hayranlar, özellikle kendilerini duygulandıran bir göndermeyi en etkilisi olarak öne çıkarıyor.
Bahsedilen repliği William Zabka'nın canlandırdığı Johnny Lawrence karakteri söylüyor. Johnny ilk olarak 1984 yapımı The Karate Kid'de görünmüş, sırasıyla 1986 ve 1989'daki devam filmlerinde de yer almıştı.
Netflix dizisinde bu karakter, önceki filmlerde yer alan Cobra Kai dövüş okulunu 34 yıl sonra yeniden açmaya karar veriyor.
Son sezonda Pat Morita'nın karakteri Bay Miyagi'nin sözlerine atıfta bulunan Johnny şunları söylüyor:
"İçeri gel, içeri gel."
Bu, Ralph Macchio'nun oynadığı Daniel karakterinin, fotoğrafının "doğru fotoğraf" olup olmadığını nasıl bileceğini sorunca Bay Miyagi'nin verdiği cevaba yapılan bir gönderme:
"İçinden geliyorsa, her zaman doğrudur."
Hayranlar bu göndermeyi övmekle bitiremiyorken, bir izleyici Twitter'da şunları yazdı:
"Johnny'nin Miyagi'nin "içeri gel, içeri gel" ifadesini kullanması, bu diziyi harika yapan ayrıntılara gösterilen özenin bir örneği."
Bir başkasıysa bu göndermeyi, "mükemmel bir Miyagi anması" diye niteledi.

Pat Morita, "The Karate Kid"de Bay Miyagi rolünde (Columbia Pictures)
Bir izleyici bunun "nefeslerini kestiğini" söylerken, bir diğeri de "yürek parçalayan bir anma" olduğunu belirtti.
Cobra Kai, Netflix'te izlenebiliyor.
Independent Türkçe



İlk kuşların nasıl uçmaya başladığı tartışması noktalandı

UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
TT

İlk kuşların nasıl uçmaya başladığı tartışması noktalandı

UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)

Dinozorlar ve kuşlar arasındaki bağlantıyı ortaya koyan Arkeopteriks cinsine ait fosil, uzun zamandır devam eden bir tartışmayı noktaladı. Bilim insanları Arkeopteriks'in uçabildiğini tespit etti. 

İlk örnekleri 1861'de Almanya'da keşfedilen Arkeopteriks, tüyleri nedeniyle ilk başta kuş sanılmıştı. Ancak keskin dişlere sahip çenesi ve uzun kemikli kuyruğu gibi dinozorlara benzeyen özellikleri de vardı. 

"İlk kuş" diye de bilinen bu cins, kuşlar ve dinozorlar arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmasıyla tanınıyor. 

Öte yandan yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşayan Arkeopteriks'in uçup uçamadığı uzun zamandır tartışma konusuydu. Bilim insanları bu dinozora ait fosilleri inceleyerek kuşların ilk nasıl uçmaya başladığını anlamaya çalışıyordu. 

ABD'nin Şikago kentindeki Field Müzesi'nde tutulan son derece iyi korunmuş fosil örneği, bu soru işaretinin giderilmesini sağladı. Yıllarca özel koleksiyoncuların elindeki örnek 2022'de müze tarafından alınmıştı. 

Müzede çalışan Dr. Jingmai O'Connor ve ekip arkadaşları, bilgisayarlı tomografiyle fosili tarayarak iskeletin dijital bir haritasını oluşturdu. Araştırmacılar UV ışığı kullanarak yumuşak doku kalıntılarını açığa çıkarmayı da başardı.

Diğerlerinin aksine bu örnekteki kemiklerin üç boyutlu olarak korunması sayesinde hayvanın kafatası daha detaylıca incelendi. Ekip böylece tarih öncesi kuşların kafatasından modern kuşlarınkine geçişin ilk işaretlerini saptadı.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (14 Mayıs) yayımlanan çalışmadaki en kritik bulguysa Arkeopteriks'in kanatlarında gizliydi. 

Cinsin önceki örneklerinde sadece iki kat kanat tüyü varken, bu örnekte üç kat vardı. Üst kol kemiği üzerindeki bu tüyler kanattan vücuda doğru düzgün bir aerodinamik hat oluşturarak modern kuşların uçmasını sağlıyor. 

Bilim insanları uçamayan tüylü dinozorlarda olmayan bu tüylerin, Arkeopteriks'in uçmasını sağladığını belirtiyor. 

Dr. O'Connor "Arkeopteriks tüyleri olan ilk dinozor ya da 'kanatları' olan ilk dinozor değil. Ancak tüylerini uçmak için kullanabilen bilinen en eski dinozor olduğunu düşünüyoruz" diyerek ekliyor:

Kuşlarla yakın akraba olan ancak tam olarak kuş olmayan tüylü dinozorlarda bu tüyler eksik. Onların kanat tüyleri dirsekte bitiyor. Bu da bize kuş olmayan bu dinozorların uçamadığını, ancak Arkeopteriks'in uçabildiğini gösteriyor.

Öte yandan hayvanda göğüs kemiğinin olmamasından dolayı çok iyi uçamadığı düşünülüyor. Araştırmacılar Arkeopteriks'in tavuklar gibi kısa süren uçuşlar yaptığını ancak çoğunlukla yerde kaldığını tahmin ediyor.

Bilim insanları iyi korunmuş son örnek üzerine çalışmayı sürdürerek Arkeopteriks hakkında daha fazla bilgi edinmeyi planlıyor.

O'Connor "Vücudun koruduğumuz hemen hemen her parçasından heyecan verici ve yeni bir şeyler öğreniyoruz. Ve bu çalışma gerçekten de buzdağının sadece görünen kısmı" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, New York Times, Guardian, Nature