Taliban’ın sınırdaki tel örgüleri kaldırma kararı Pakistan’ı endişelendirdi

Tel örgülerin kaldırılması, teröristlerin ve militanların geçişlerini kolaylaştırır

Afganlar Pakistan’a girmek için sınır kapısının yeniden açılmasını beklerken, Turham sınır kapısında bulunan Taliban unsurları ve Pakistan güvenliği (Getty)
Afganlar Pakistan’a girmek için sınır kapısının yeniden açılmasını beklerken, Turham sınır kapısında bulunan Taliban unsurları ve Pakistan güvenliği (Getty)
TT

Taliban’ın sınırdaki tel örgüleri kaldırma kararı Pakistan’ı endişelendirdi

Afganlar Pakistan’a girmek için sınır kapısının yeniden açılmasını beklerken, Turham sınır kapısında bulunan Taliban unsurları ve Pakistan güvenliği (Getty)
Afganlar Pakistan’a girmek için sınır kapısının yeniden açılmasını beklerken, Turham sınır kapısında bulunan Taliban unsurları ve Pakistan güvenliği (Getty)

Pakistanlı bir hükümet yetkilisi, İslamabad’ın Kabil’de Taliban yetkililerine, Taliban üyelerinin Pakistan-Afganistan sınırındaki tel örgüleri kaldırmaya çalışmaları ile ilgili endişelerini aktardıklarını açıkladı.
Pakistanlı yetkililer, sınırdaki tel örgülerin kaldırılmasına yönelik girişimlerin teröristlerin ve militanların geçişlerini kolaylaştırma anlamına geldiğini söylemekten kaçınırken, yetkililer, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, sınırdaki tel örgülerin kaldırılmasının kaçakçılık faaliyetlerinin artmasına yardımcı olacağını belirtti.
Tel örgüler, ABD’nin Afganistan’da bulunduğu sırada, Pakistanlı ve ABD’li askeri yetkililerin, sınırın daha iyi yönetilmesini sağlamak ve izinsiz geçişleri önlemek için böyle bir güvenliğin gerekli olduğu sonucuna varmasının ardından Pakistan-Afganistan sınırı boyunca çekilmişti. Aralık ayının ortalarından bu yana Afganistan’daki Taliban yönetimi, Pakistan ile Afganistan arasındaki sınırın çeşitli noktalarındaki çitleri kaldırmaya çalışıyordu. Yerel basında yer alan haberlere göre, tel örgüleri ilk kaldırma eyleminin geçen yıl 18 Aralık’ta, Pakistan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) dışişleri bakanlarının, Afganistan’daki insani duruma ilişkin düzenledikleri konferansa ev sahipliği yapmasından bir gün önce meydana geldiği belirtildi. Tam bir gün süren konferansa, ülkede insani felaketin önlenmesine yardım edecek bir fon oluşturma fikrini onaylayan Afganistan Dışişleri Bakanı Vekili de katılmıştı.
Pakistanlı yetkililer ve yerel medya, sosyal medya platformlarında yayılan mesajlar ve videolar aracılığıyla bu tür olaylarla ilgili olarak uyarılar almıştı. Söz konusu videolardan biri, Taliban yetkililerinin telleri kestiğini ve bölgedeki Pakistan güçlerini çiti onarmaya çalışmamaları konusunda uyardığını gösteriyordu. Başka bir video ise, Taliban unsurların bir kamyona bindiğini ve tel örgülerin bulunduğu noktalardan geçerek çitleri ezdiğini gösteriyordu. Afganistan yerel medyası geçtiğimiz günlerde sınırdaki tellerin yerinde kalmasına izin verilmeyeceğini aktarmıştı.
Afganistan ve Pakistan arasındaki uluslararası sınır, İngiltere’nin sömürgecilik döneminde çizildi. Afganistan siyasi seçkinleri, iki ülke arasındaki uluslararası sınırın meşruiyetini tanımayı reddetti.
Afgan Talibanı, Pakistan ile sınır konuları hakkında resmi olarak herhangi bir açıklamada bulunmadı. Ancak sınırdaki tel örgülerin kaldırılmasına yönelik son adım, Taliban’ın niyetlerini açıkça ortaya koymuş oldu. Pakistan’ın resmi değerlendirmesi, Taliban grubunda yalnızca alt düzey yetkililerin sınırdaki Pakistan güçlerini kışkırtmaya çalıştığını, Kabil’deki üst düzey Taliban yetkililerinin bu tür eylemleri desteklemediği yönündeydi. Pakistanlı yetkililer, Kabil’deki Taliban yetkililerine bu olaylara yönelik endişelerini dile getirirken, Taliban üst düzey yetkililerinin de, Pakistan-Afganistan sınırındaki gelişmelerden endişe duyduğuna inandıklarını açıkladılar. Yetkililer ayrıca, yakın zamanda bu faaliyete sona verilmesini umduklarını belirttiler.
5 yıl öncesine kadar Pakistan ve Afganistan arasındaki sınırda tel örgüler olmadığı ve bu durumun, terörist ve militanların saldırılar gerçekleştirmek üzere iki ülkeye rahatça geçmeleri için uygun bir ortam sağladığı biliniyor. İki ülke arasındaki kaçak geçişleri önlemek için sınırda tel örgülerin kurulması fikri ABD tarafından sunulmuştu. Uzmanlar tellerin, iki taraftaki aileleri, aşiretleri ve kabileleri birbirinden ayırdığını ve Peştun halkının omuzlarına manevi olarak ağır bir yük yüklediğini düşünüyor.



Birleşik Krallık Başbakanı Starmer’a kabinesinden Filistin baskısı

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 59 bin Filistinli öldürüldü (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 59 bin Filistinli öldürüldü (Reuters)
TT

Birleşik Krallık Başbakanı Starmer’a kabinesinden Filistin baskısı

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 59 bin Filistinli öldürüldü (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 59 bin Filistinli öldürüldü (Reuters)

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Filistin'in bağımsızlığını tanıması için baskı altında.

Guardian'ın haberinde, Starmer'ın derhal Filistin devletini tanıması için hükümetteki bakanlardan baskı gördüğü belirtiliyor.

Son aylarda düzenlenen çeşitli kabine toplantılarında, Filistin'in tanınmasında Britanya'nın öncü bir rol oynaması için gelen taleplerin arttığına dikkat çekiliyor.

Adalet Bakanı Shabana Mahmood ve Kuzey İrlanda'dan Sorumlu Devlet Bakanı Hilary Benn'in, Starmer'a bu toplantılarda çağrı yaptığı ifade ediliyor.

Gazze'de onlarca kişinin açlıktan ölmesi nedeniyle özellikle iktidardaki İşçi Partisi kabinesinde giderek artan bir "dehşet duygusunun" hakim olduğu belirtiliyor.

İsrail'in ablukası ve saldırılarıyla açlığa sürüklediği Gazze Şeridi'nde son 24 saatte 4'ü çocuk en az 15 kişinin daha açlıktan hayatını kaybettiği bildirildi. Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, İsrail saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana açlıktan ölenlerin sayısının 80'i çocuk olmak üzere 100'ü geçtiği vurgulanmıştı.

Aralarında Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Save the Children ve Oxfam'ın da bulunduğu 111 yardım kuruluşundan bugün yapılan açıklamada, Gazze'de "kitlesel kıtlığın" yayıldığı uyarısında bulunuldu ve İsrail'in ablukası kınandı:

Bu sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir eziyet. İnsani yardım sistemi sahte vaatlerle yürütülemez.

İşçi Partisi'nden 60 parlamenterin Dışişleri Bakanı David Lammy'e 10 Temmuz'da gönderdiği mektupta, İsrail'in Gazze'deki askeri harekatı "etnik temizlik" diye nitelenmişti.

Lammy, dünkü açıklamasında Gazze'de insanlığa karşı suç işlendiğine dair endişeleri olduğunu söyleyerek, ateşkes sağlanmazsa İsrail'e karşı daha farklı adımlar atılabileceği uyarısında bulundu.

Bakan, "İsrail'in kendi halkının güvenliğini sağlayabileceği, Filistinlilerin de onurluca yaşayabileceği iki devletli çözümü" desteklediklerini belirtti.

Avam Kamarası'nda dün düzenlenen oturumda iki devletli çözüm çağrısında bulunanlardan biri de Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanı Wes Streeting oldu:

Uluslararası toplumun, Dışişleri bakanımızın da amaçladığı gibi, bu savaşın sona ermesini ve hâlâ tanınacak bir Filistin devleti varken bunu gerçekleştirmemizi sağlamak üzere bir araya gelmesini içtenlikle umuyorum.

Britanya yönetimine bir çağrı da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan gelmişti. Macron, iki hafta önce Westminster Sarayı'nda yaptığı konuşmada, "Filistin devletini tanımak ve bu siyasi ivmeyi başlatmak için birlikte çalışmak tek yoldur" demişti.

Independent Türkçe, Guardian, AFP