Mısır Nil sularının azalmasından muzdarip

Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
TT

Mısır Nil sularının azalmasından muzdarip

Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
Fotoğraf (Reuters_Arşiv)

Mısır hükümeti, Nil nehri suları konusunda kriz yaşandığını duyurdu. Geçen Ekim ayının başında Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi su kaynaklarında da kıtlık yaşandığını açıkladı.
Mısır’ın başkenti Kahire, Nil suyunun yüzde 90'ından fazlasının ihtiyaçlarına bağlı olmasının yanı sıra çok sınırlı miktarda yağmur suyu ve çöl derinliğinde yeraltı suyu ile sınırlı su kaynaklarından şikayetçi. Mısır'ın su ihtiyacı yılda yaklaşık 54 milyar metreküp açık ile yılda yaklaşık 114 milyar metreküpe ulaştı.
Nahda (Hedasi) Barajı'nın inşasına başlanmasıyla bölgedeki ülkeler arasında nehir sularının kullanımı konusunda çıkan anlaşmazlık, birçok uluslararası aktörün devreye girmesine rağmen çözüme kavuşturulamadı.
Sudan, Mısır ve Etiyopya arasında 2015'te imzalanan "İlkeler Deklarasyonu" sonrasında defalarca bir araya gelen ülkeler, şimdiye kadar hiçbir nihai anlaşmaya varamadı. Deklarasyonda, Mısır ve Sudan'a barajın ürettiği elektrik ihracatında öncelik verilmesi, barajın dolumu sırasında aşağı kıyı ülkelerin çıkarlarının korunması, zararların tazmini ve uzlaşmazlıkların çözümü için ortak bir yapı kurulması amaçlandığı belirtildi.
Mısır, barajın yapıldığı Mavi Nil Nehri'nden her yıl en az 40 milyar metreküp su salınmasını ve barajın tamamen doldurulmasının uzun yıllara yayılmasını talep ediyor. Etiyopya ise yıllık 31 milyar metreküp salmak ve barajı 4 ile 7 yıl arasında doldurmak istiyor.
Kahire ve Hartum yönetimi barajdan salınacak suya ilişkin bağlayıcı bir anlaşma yapmak isterken, Etiyopya bağlayıcı bir anlaşma yapmaktan kaçınıyor.
Ayrıca Sudan ve Mısır'ın Avrupa Birliği, ABD ve Dünya Bankasının müzakerelerde ara bulucu olması için yaptığı talep, Etiyopya tarafından reddediliyor.
Yüzde 79'u tamamlandı
Etiyopya, Hedasi Barajı'nın inşasına Nisan 2011'de ülkenin batısındaki Benishangul Gumuz eyaletinde başladı. Sudan sınırına yakın bir bölgede yapılan barajın maliyeti yaklaşık 5 milyar dolar. İtalyan Salini şirketince inşa edilen barajın uzunluğu 1800 metre, derinliği de 140 metre.



Lübnan, LFP yetkilisini öldüren şüpheliyi Suriye'den teslim aldı

Lübnan Kuvvetleri Partisi yetkililerinden Pascal Süleyman (Arşiv - NNA)
Lübnan Kuvvetleri Partisi yetkililerinden Pascal Süleyman (Arşiv - NNA)
TT

Lübnan, LFP yetkilisini öldüren şüpheliyi Suriye'den teslim aldı

Lübnan Kuvvetleri Partisi yetkililerinden Pascal Süleyman (Arşiv - NNA)
Lübnan Kuvvetleri Partisi yetkililerinden Pascal Süleyman (Arşiv - NNA)

Lübnan ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, geçtiğimiz yıl Hristiyan Lübnan Kuvvetleri Partisi (LFP) yetkililerinden Pascal Süleyman’ın öldürülmesiyle ilgili olarak kamuoyunda infial yaratan bir şüpheliyi Suriyeli yetkililerden teslim aldığını duyurdu.

LFP’nin Beyrut'un kuzeyindeki Cubeyl (Biblos) Kenti Sorumlusu Pascal Süleyman geçtiğimiz yıl nisan ayında kaçırıldı ve öldürüldü.

Lübnan ordusu tarafından o sıra yaptığı açıklamada, Süleyman’ın Suriyeli çete üyeleri tarafından arabası gasp edildiği sırada öldürüldüğü ve cesedinin Suriye tarafına, sınır ötesine taşındığı belirtildi.

Suriyeli yetkililerle yapılan koordinasyonun ardından Pascal Süleyman adlı Lübnan vatandaşının kaçırılması ve öldürülmesinin başlıca suçlularından birinin yakalandığı belirtilen açıklamada, şüpheli hakkında ‘adam kaçırma, hırsızlık ve sahtecilik çetesine liderlik yapma gibi suçlardan çok sayıda tutuklama emri bulunduğunu ve soruşturmaların devam ettiği aktarıldı.

Bu gelişme, ailesi onlarca yıldır Lübnan siyaset sahnesine hakim olan Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra Beyrut ve Şam’ın aralarındaki ilişkileri geliştirmeye çalıştığı bir dönemde yaşandı.

Süleyman'ın kaçırılması ve öldürülmesi, yüz binlerce Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan bir ülkede Suriye karşıtı duyguları körükledi.

Bazıları Hizbullah'ı cinayete karışmakla suçlamış, ancak dönemin Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah bunu reddetmişti.

LFP, Süleyman'ın ölümünü ‘aksi kanıtlanana kadar siyasi bir suikast’ olarak değerlendireceğini duyurdu.