İran tarafından iki yıl önce düşürülen uçakta hayatını kaybedenlerin aileleri adalet istiyor

Tahran yakınlarında Devrim Muhafızları füzeleri tarafından düşürülen uçakta hayatını kaybeden kurbanların fotoğrafları (AFP)
Tahran yakınlarında Devrim Muhafızları füzeleri tarafından düşürülen uçakta hayatını kaybeden kurbanların fotoğrafları (AFP)
TT

İran tarafından iki yıl önce düşürülen uçakta hayatını kaybedenlerin aileleri adalet istiyor

Tahran yakınlarında Devrim Muhafızları füzeleri tarafından düşürülen uçakta hayatını kaybeden kurbanların fotoğrafları (AFP)
Tahran yakınlarında Devrim Muhafızları füzeleri tarafından düşürülen uçakta hayatını kaybeden kurbanların fotoğrafları (AFP)

Ukrayna Uluslararası Havayolları’na ait yolcu uçağının İran Devrim Muhafızları tarafından 8 Ocak 2020’de iki füze ile vurularak Tahran’da düşürülmesinin ikinci yıldönümüne günler kala, kurbanların aileleri ve aktivistler kazayla ilgili uluslararası soruşturma talep etmek için ‘Ben de bir mum yakacağım’ isimli bir kampanya başlattı.
Kanada mahkemesi, İran’ın düşürdüğü yolcu uçağında hayatını kaybedenlerden altı kişinin ailelerine 84 milyon dolar tazminat ödenmesine hükmetti.
8 Ocak 2020’de Ukrayna Uluslararası Havayolları’na ait PS752 numaralı uçak, havalandıktan sonra İran tarafından iki füze ile düşürülmüştü. Uçakta bulunan 85’i Kanada vatandaşı veya oturumlu kişinin de aralarında olduğu 176 yolcu ve mürettebatın tamamı hayatını kaybetmişti.
Kurbanların aileleri, bu hafta kazadan sorumlu olanların soruşturulması ve hesap vermeleri konusundaki önceki taleplerini vurgulamak için bir kampanya başlattı.
Bazı İranlılar da, kurbanların fotoğrafları ve trajediye ışık tutan video kayıtlarını yayınlayarak onlara destek oldu.
Uçağın düşürülmesi, İran ve ABD arasında gerginliğin arttığı bir dönemde gerçekleşmişti.
İran, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın emriyle 3 Ocak’ta Bağdat havaalanı yakınlarında Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ölümüne yol açan hava saldırısına cevaben ABD güçlerinin yer aldığı Irak üslerine füze fırlattıktan sonra olası saldırılara karşı teyakkuza geçmişti.
Tahran, uzun süre İran Devrim Muhafızları’nın uçağı yanlışlıkla vurduğunda ısrar etti.
İran Sivil Havacılık Örgütü, Mart ayında yayınladığı nihai bir raporda, Devrim Muhafızları’nı felaketin sorumluluğundan kurtardı.
Örgüt, uçağın radar sisteminde sapma ve hava savunma operatörleri arasındaki iletişimsizlik nedeniyle insani hata sonucu düşürüldüğünü iddia etti.
Ukrayna, bunu felaketin gerçek nedenlerini gizlemek için yürütülen bir çaba olduğunu vurgularken, Kanada ise raporun eksik ve somut delilden yoksun olduğunu ifade etti.
PS752 Uçuşu Kurbanlarının Aileleri Derneği, Kasım ayında yaptıkları açıklamada, uçağın düşürülmesinden sadece birkaç görevlinin değil, İran’daki üst düzey yetkililerin sorumlu olduğuna inandıklarını açıkladı.
Derneğin açıklamasında, “İran hükümeti, yüksek alarm durumuna geçilmesine rağmen hava sahasını kasıtlı olarak sivil uçuşlara kapatmayarak, potansiyel ABD saldırıları karşısında yolcu uçuşlarını canlı kalkan olarak kullandı” denildi.
Kanada, İsveç, Ukrayna ve İngiltere, geçen yıl ortak açıklama yaparak, düşen uçakla ilgili tazminat taleplerine 5 Ocak 2022’ye kadar yanıt verilmediği takdirde İran’a karşı uluslararası hukuk kapsamında yeni adımlar atmayı düşünebileceklerini bildirdi.
Verilen bu süreye günler kala, Kanada’da bir mahkeme, 2020’de Tahran yakınlarında düşürülen uçakta ölen altı kişinin ailelerine faiziyle birlikte 84 milyon dolar tazminat ödenmesine karar verdi.
Ontario Yüksek Mahkemesi Yargıcı Edward Belobaba, sivil uçağı düşüren saldırının terör eylemi oluşturduğunu ve mağdur ailelerin tazminat istemesinin önünü açtığını söyledi.
Tazminatın İran’dan nasıl alınacağı belli değil. Ancak Bilobaba, kararın uygulanması için bir miktar potansiyel ve belirli bir derecede caydırıcılık olduğundan memnun olduğunu vurguladı.
AFP’nin bildirdiğine göre, ailelerin avukatları Mark Arnold ve Jonah Arnold, tazminat kararını ‘Kanada yasalarında emsalsiz’ olarak nitelendirdi.
Mark Arnold, hukuk ekibinin İran hükümetinden tazminatı nasıl alacağını açıklamadı, ancak İran’ın Kanada’da ve diğer ülkelerdeki uluslararası varlıklarının nerede olduğunu bildiklerini söyledi.
Arnold, İran’ın başka ülkelerde petrol tankerlerine sahip olduğunu ve hukuk ekibinin ailelerin tazminatları için el konulabilecek her şeye el koymaya çalışacağını da bildirdi.
Avukatlar, “2012 yılında, Terör Mağdurları İçin Adalet Yasası ve Devlet Dokunulmazlık Yasası, teröre destek veren ülkeler olarak belirlenen yabancı ülkelere karşı bu tür iddialara izin verecek şekilde değiştirilmiştir. Kanada İran’ı böyle sınıflandırdı” dedi.
İran, Aralık 2020’de kurbanların ailelerinin her birine 150 bin dolar veya eşdeğerinde euro ödemeyi teklif etmişti.
Ukrayna ve Kanadalı yetkililer, Tahran’ın tek taraflı bir deklarasyon yoluyla tazminat belirlememesi gerektiğini vurgulayarak, bu teklifi reddetmişti.



Yedek askerlerin isyanını önlemek için milyar dolarlık İsrail planı

Askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarındaki İsrail askerleri (İsrail ordusu)
Askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarındaki İsrail askerleri (İsrail ordusu)
TT

Yedek askerlerin isyanını önlemek için milyar dolarlık İsrail planı

Askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarındaki İsrail askerleri (İsrail ordusu)
Askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarındaki İsrail askerleri (İsrail ordusu)

İsrail hükümeti, yedek subay ve askerler için 3 milyar şekel (yaklaşık 1 milyar dolar) değerinde büyük bir mali destek planını onayladı.

İsrail medyası bu planın doğru, hayati ve adil olduğunu, ancak iyi niyetle onaylanmadığını, daha ziyade Netanyahu'nun hizmete uymama olgusunu engelleme girişimi olduğunu kaydetti.

Ordu, uyum oranının yüzde 75 olduğunu bildirdi. Ancak gözlemciler bu rakamın hileli olduğunu, ordunun uyum sağlamayacağını bildiği kişileri kasıtlı olarak davet etmediğini ve gerçek uyum oranının yüzde 50'yi geçmediğini iddia etti.

Gözlemciler, Netanyahu'nun bu olgudan korktuğunu ve başlangıçta Genelkurmay Başkanı'na, askerlik hizmetini yerine getirmeyenleri cezalandırması yönünde baskı yaptığını ileri sürdü. Ancak Netanyahu, böyle bir eylemin, sokaklarda kendi politikasına karşı gösteri yapan on binlerce asker ve subayla karşı karşıya gelme tehlikesini doğuracağının farkındaydı.

asdfergt
İsrail askerleri geçtiğimiz ocak ayında Gazze Şeridi'nde öldürülen bir meslektaşlarının defni sırasında Kudüs'teki askeri mezarlıkta (EPA)

Böylece Netanyahu, birçoklarının ‘siyasi rüşvet’ olarak gördüğü ‘havuç’ yöntemine başvurdu.

Plan ilk olarak Başbakan Binyamin Netanyahu, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Adalet Bakanı Yariv Levin ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın başkanlık ettiği toplantıda onaylandı. Planın üç ay içinde Mevzuat Bakanlık Komitesi tarafından onaylanması bekleniyor.

Yıllık ödenek

Plan, 60 günden fazla (üniversite öğrencileri için 40 gün) görev yapan her kolordu komutanı için yılda bir kez 22 bin şekel (bir dolar yaklaşık 3,5 şekel), bölük komutanları için 10 bin şekel, tümen komutanları için 6 bin şekel, tatil günlerinde görev yapanlar için 5 bin şekel ve birden fazla çağrılanlar için bin şekel daha ödenek verilmesini içeriyor.

Yedek kuvvetlerde 10 günden fazla görev yapanlara yarım puan, 30 günden fazla görev yapanlara 0,75 puan, yılda 40 günden fazla görev yapanlara tam puan ve ilave her beş gün için çeyrek puan olmak üzere en fazla dört puana kadar gelir vergisi muafiyeti tanınıyor.

Yedek askerlere konut yardımı yapılıyor. Ayrıca, çalışanlarını askere gitmeleri için serbest bırakan ve döndükten sonra işe geri alan işverenlere vergi indirimi sağlanıyor.

xsadfrgt
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail askerleri (Reuters)

Katz, bu miktarın şu anda yedek ordudaki asker ve subaylara verilen ödenekler için harcanan 20 milyar şekellik bütçeye eklendiğini söyledi.

Diğer yandan bir grup subay ‘rüşveti’ reddederek, savaşın sona erdirilmesi ve esirlerin serbest bırakılması talebiyle bir medya kampanyası başlattı. Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth'tan aktardığına göre kampanya, ‘Kaçırılanların hayatları para karşılığında satılamaz’ sloganı altında yürütülecek.