İsrail askeri helikopterinin düşme sebebi siber saldırı mı?

Spot: İsrail ordusu, helikopterin düşmesinin nedeniyle ilgili öne sürülen senaryoları ne onaylıyor ne de reddediyor.

İsrail askeri helikopteri düştü (AFP)
İsrail askeri helikopteri düştü (AFP)
TT

İsrail askeri helikopterinin düşme sebebi siber saldırı mı?

İsrail askeri helikopteri düştü (AFP)
İsrail askeri helikopteri düştü (AFP)

Emel Şehadet
İsrail ordusu, ülkenin kuzeyinde yer alan Hayfa kenti açıklarında İsrail Savunma Kuvvetleri’ne ait “Atalef” olarak da bilinen Eurocopter AS565 Panther tipi askeri helikopterin düşmesinin ardından bir karışıklık durumuna tanık oluyor. İki subayın ölümüne ve bir subayın yaralanmasına neden olan olayın bir arızadan değil, bir siber saldırıdan kaynaklanmış olabileceği düşünülüyor.
İsrail Ordu Sözcüsü Ran Kochav, üstü kapalı bir açıklama yaparak, olayın bir hatadan kaynaklanıp kaynaklanmadığıyla ilgili net bir ifade kullanmadı. Ancak bunun düşman bir taraftan gelen saldırı olduğunun düşünülmediğini belirten Kochav, helikopterin düşme nedeniyle ilgili ortaya atılan senaryoların kabul edilmesi yahut reddedilmesi için henüz erken olduğunu söyledi.
Başta Hava Kuvvetleri Komutanlığı olmak üzere tüm İsrail ordusu, olayı araştırıyor. Ordunun bazı birimleri, helikopterin düştüğü sırada Hayfa sahilinde bulunan çocuklar tarafından çekilen fotoğraflarda helikopterin içinde görülen ateş topunu analiz ediyor. Ateş topunun büyük ihtimalle motorda oluşan teknik bir arızadan çıkan yangından kaynaklandığını söyleyen Kochav, “Helikopter, iletişim cihazı aracılığıyla önceden bildirilmeden ve helikopterdeki mürettebat yardım çağrısında bulunmadan denize çakıldı” dedi.
Kochav'ın açıklamalarını değerlendiren eski bir güvenlik yetkilisine göre bu açıklama, bir siber ya da helikopterdeki tüm ekipmanları felç eden başka bir saldırının sinyallerini veriyor olabilir. Öte yandan İsrail ordusu, devam eden soruşturmanın ayrıntılarının yayınlanmasını engelleyen İsrail İç Cephe Komutanı Uri Gordin imzalı bir emir yayınladı. Emir ile vatandaşların kazanın meydana geldiği bölgeye girmesi yasaklanırken oluşturulan teknik ekipler helikopterin parçalarını aramaya devam ediyorlar.

Helikopterden atlayan subay
İsrail ordusu, helikopterden atlayarak kazadan sağ, ancak yaralı kurtulan üçüncü subayın ifade verebilecek duruma gelmesini bekliyor. Subayın, Hayfa'da bulunan Rambam Hastanesi'ndeki tedavisi halen sürüyor.
Atelef Helikopter Filosu’nun eski komutanı Zvi Teysir, olayla ilgili yaptığı değerlendirmede, geceleri denizin üzerinde uçmanın karmaşık bir süreç olduğunu ve helikopterin düşmesinin büyük olasılıkla teknik bir aksaklıktan kaynaklandığını vurguladı. Ancak Teysir, bir pilotun suyun yüzeyini görmeme olasılığının ihtimal dışı olduğunu da sözlerine ekledi.
Ön incelemelere göre helikopter, görevden dönerken deniz yüzeyine çarptı. Ordu ise helikopterin hangi görev için havalandığına dair açıklama yapmadı. Bu arada kazadan sağ kurtulan subayın, yarbay rütbesinde olduğu ve Hayfa sahilinden yüzlerce metre öteye düştüğü öğrenildi.
Hava Kuvvetleri’nden bir subay, kazada ölen albay ve binbaşı rütbesindeki iki subayın, helikopteri uzun saatler boyunca kullanma konusunda büyük deneyime sahip olduklarını belirtti. Subay, “Hava Kuvvetleri tarafından en az 25 yıldır kullanılan, Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri iş birliğiyle harekat icra edebilen ve İsrail ordusunun envanterinde en fazla sayıda bulunan bir helikopterden bahsediyoruz. Helikopter, gözetleme ve kurtarma amaçlı olarak İsrail Donanması’na ait Sa'ar 5 sınıf korvet gemilerinden havalanabiliyor” şeklinde konuştu.
Diğer taraftan Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Başbakan Naftali Bennett, ölen iki subayı en iyi hava kuvvetleri subayları arasında gösterirken helikopterin düşüşünü ciddi bir olay olarak değerlendirdi. Bennett, olayla ilgili araştırmanın sonuçlarını beklediğini de sözlerine ekledi.
Helikopter iki motorla çalışıyor, saatte 288 kilometre hıza ulaşıyor ve tek seferde 472 kilometre yol alıyor. Atalef tipi helikopterler, Deniz Kuvvetleri'nin envanterine dahil edilmelerinden bu yana Karen-A adlı silah gemisinin ele geçirilmesi ve Türkiye’den yola çıkan Mavi Marmara gemisine müdahale edilmesi gibi donanma tarafından gerçekleştirilen tüm operasyonlarda görev aldı.
Sa'ar-6 korvet gemilerinin donanma envanterine dahil edilmesiyle İsrail ordusu, envanterdeki helikopterleri Sikorsky Seahawk sınıfından olan bu helikopterlerin yeni modelleriyle değiştirmeye karar verdi. İsrail ordusundan bir yetkili, yaptığı açıklamada, askeri kurumda harcanan yüksek bütçeler nedeniyle, özellikle İran ile olası bir çatışma gibi çeşitli güvenlik olaylarına karşı hazırlıklı olunması amacıyla İsrail Hava Kuvvetleri’nin, ABD Donanması'ndan fazla helikopterlerden kullanılmış helikopterler satın alacağını söyledi.



Suriyeli iki araştırmacı, İsrailli bakanla Suveyda'daki durumun görüşülmesini eleştirdi

19 Temmuz’da İsrail bombardımanına maruz kaldıktan sonra Şam'daki Savunma Bakanlığı binası önünde dalgalanan Suriye bayrağı (AP)
19 Temmuz’da İsrail bombardımanına maruz kaldıktan sonra Şam'daki Savunma Bakanlığı binası önünde dalgalanan Suriye bayrağı (AP)
TT

Suriyeli iki araştırmacı, İsrailli bakanla Suveyda'daki durumun görüşülmesini eleştirdi

19 Temmuz’da İsrail bombardımanına maruz kaldıktan sonra Şam'daki Savunma Bakanlığı binası önünde dalgalanan Suriye bayrağı (AP)
19 Temmuz’da İsrail bombardımanına maruz kaldıktan sonra Şam'daki Savunma Bakanlığı binası önünde dalgalanan Suriye bayrağı (AP)

Suriye resmi medyası, Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'nin salı akşamı Fransa'nın başkentinde İsrail heyetiyle bir toplantı yaptığını duyurdu. Şeybani toplantıda, Suriye'nin birliğini vurguladı, bölünme projelerini reddetti, Suriye'nin iç işlerine müdahale edilmemesini istedi, Suriye'nin güneyindeki Suveyda vilayetinde ateşkesin izlenmesini ve 1974 anlaşmasının yeniden yürürlüğe konmasını talep etti. İsrail medyası, İsrail'deki Dürzi topluluğunun lideri Şeyh Muvaffak Tarif'in ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile Suriyeli yetkililerle güven artırıcı bir önlem olarak, Kuneytra kırsalındaki Hadar kasabasını Suveyda vilayetine bağlayan bir insani koridor kurulması olasılığını görüşmek üzere Paris'te olduğunu ortaya koymuştu.

Yedioth Ahronoth gazetesi, Şeyh Tarif'in bu talebi, ABD'nin himayesinde Suriyeli yetkililerle güven inşa etmek için bir adım olarak sunduğunu yazdı.

Şarku’l Avsat, Suriye'nin güneyindeki durumu takip eden iki Suriyeli araştırmacıyla, Şeybani'nin Paris'te İsrailli müzakereciyle yaptığı görüşme ve Suriye'deki Dürzilerin taleplerini dile getiren Muvaffak Tarif'in varlığı hakkında yorum yapmak üzere iletişime geçti.

kıjı
Cenevre müzakerelerinin baş müzakerecisi hukukçu Muhammed Sabra

Cenevre müzakerelerinde muhalefetin baş müzakerecisi olan Suriye'li avukat ve siyasetçi Muhammed Sabra, Şarku’l Avsat’a şunları söyledi:

“Hükümet, 1974 tarihli güçlerin ayrılması anlaşmasını ihlal ettiği, tampon bölgede yeni Suriye topraklarını işgal ettiği ve Suriye içinde her gün ihlallerde bulunduğu gerekçesiyle İsrail ile güvenlik görüşmeleri yapmak zorunda kalabilir. Suriye şu anda askeri yollarla kendini savunamayacak kadar yıkılmış bir ülke. Bu nedenle hükümetin bu tür görüşmeler yapmasını mazur görebiliriz, ancak bunun amacı 1974 anlaşmasını yeniden yürürlüğe koymak olmalıdır.”

dfert
Suriye Kızılayı konvoyu, tıbbi yardım, gıda ve insani yardım malzemeleriyle yüklü olarak pazar günü Suveyda vilayetine girdi. (SANA)

Ancak ne yazık ki Sabra'nın da belirttiği gibi, Suveyda konusunda Suriye ile İsrail arasında görüşmelerin yapılmasının siyasi veya ulusal hiçbir gerekçesi olamaz. Bu, hükümetin gitmemesi gereken bir noktaya doğru büyük bir ihlal ve tehlikeli bir kayma. En kötü olan ise Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamanın şaşkınlık ve soru işaretleri uyandırması, özellikle de İsrailli bakanla Suveyda'daki ateşkesin izlenmesi konusunda görüşülmesi ile ilgili paragraf!

Sabra sözlerini şöyle bitirdi: “Bu, hükümetin Şam-Suveyda yolunu açarak ve Suveyda ile Suriye'nin diğer bölgeleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin yeniden kurulmasıyla aşabileceği büyük bir siyasi hatadır.”

cdfg
Son zamanlarda Suveyda'da düzenlenen gösterilerde İsrail bayrakları dalgalandırıldı. (Sosyal medya)

Suriye'li araştırmacı ve siyasetçi Mudar Riyad ed-Debis, Şarku’l Avsat’a şunları söyledi:

“Suveyda sorunu Suriye'nin iç meselesidir. Bu sorunun bölgedeki bölgesel çıkarlarla çakışabileceği doğrudur, ancak Suriyeliler için sorunun içten çözümü, müdahaleyi, özellikle de İsrail'in iç meselelere müdahalesini önlemek için gerekli bir koşuldur.

d90p
Suriyeli araştırmacı ve siyasetçi Mudar Riyad ed-Debis

Geçiş yönetiminin davranışlarından ve bu bağlamda sorunu yönetme biçiminden önemli mesajlar çıkıyor. Örneğin, Suriye'nin güneyindeki sorunun İsrail'de çözüleceği fikrini kabul ettiğimizde, bunun stratejik anlamı, İsrail'in bu bölgede Suriye'nin iç meselelerine karar verme hakkına sahip olduğu yönündeki çabalarını pekiştirmekten başka bir şey değildir. Söz ve eylemde açık olan gerçek şu ki, Suveyda'daki Suriyelilerin beklentilerini, taleplerini ve geleceklerini ancak kendileri gibi Suriyeliler temsil edebilir.

sdfrgt
İsrail'deki Dürzi topluluğunun lideri Şeyh Muvaffak Tarif, Paris'te ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile birlikte (Barrack’ın X hesabı)

Ayrıca Suveyda'daki Suriyeliler politika konusunda tek bir görüşte birleşmiş değiller; aynı mezhebe mensup olmaları, aynı siyasi görüşü paylaştıkları anlamına gelmiyor. Dolayısıyla bu görüşün, aynı mezhebe mensup olan ancak düşman bir ülkenin vatandaşlığını taşıyan bir İsrailli tarafından dile getirilmesi kabul edilebilir.

Bu tuhaf ve garip bir manzara. Eğer bu resmi olarak devletin düşüncesini temsil ediyorsa, bu felaket bir teslimiyettir ve iktidarın resmi davranışlarına sızarsa sonuçları herkes için felaket olabilir. Benim tahminime göre, geçiş dönemi yönetimi bu bağlamda birçok hata yaptı. Bu hatalar, planlamadaki zayıflığı ve siyasi çalışmanın profesyonelce kurumsallaştırılmadığını ortaya koyuyor ve yönetimdeki stratejik planlamanın yokluğunu ortaya çıkarıyor.”

ty6u7ı8
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, Temmuz 2025 (DPA)

Ed-Debis, İsrail ile Suriye arasındaki resmi ilişkilerin artık sır olmaktan çıktığını, bunun ‘müzakere’ veya ‘diyalog’ olarak adlandırılamayacağını, daha çok geçiş dönemindeki iktidarın İsrail'in kötülüklerinden kaçınmak için yaptığı bir tür girişim olduğunu, ancak bu girişimlerin siyasi ve ulusal açıdan iyi düşünülmemiş olduğunu belirtti.

Ed-Debis sözlerini şöyle noktaladı: “Resmi yaklaşımda halen eksik olan ilke, iç politika alanında çalışmanın ve ulusal birlik fikrinin dış politikaya ulusal çıkarları belirlemek, ardından bunları gerçekleştirmek ve savunmak için gerekli gücü verdiği gerçeğidir. İç sorunu çözmek için dışardan başlayan yaklaşım, mutlaka yetersiz ve çok denenmiş bir yaklaşımdır; bu yaklaşıma güvenmeye devam etmemeliyiz. Aksi takdirde uzun vadede egemenlik fikrini tamamen kaybedeceğiz.”