Tunus İşçi Sendikası’ndan Cumhurbaşkanı Said’e tepki

Sendika, sanal istişarenin diyalogun yerini alamayacağını belirtti.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AFP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AFP)
TT

Tunus İşçi Sendikası’ndan Cumhurbaşkanı Said’e tepki

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AFP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (AFP)

Tunus Genel İşçi Sendikası, vatandaşların gelecekteki siyasi ve toplumsal reformlara dair önerilerini dinlemek üzere Cumhurbaşkanı Kays Said’in çağrı yaptığı sanal istişare hakkındaki çekincelerini dile getirdi. Sendika, istişarenin herhangi bir şekilde gerçek diyalogun yerini alamayacağını, çünkü Tunus toplumunun ve bir bütün olarak ulusal güçlerin temsil edilmediğini vurguladı. Sendika ayrıca Cumhurbaşkanı Said’e tepki göstererek ülkenin tanık olduğu krizden kurtulmak için önerdiği yol haritasını da eleştirdi.
Ülkenin kuzeydoğusundaki Hammamet şehrinde toplantı düzenleyen idari organ (sendika içerisindeki en yüksek otorite), geçen salı akşamı sendika liderlerinin ‘emrivaki bir şekilde önceden belirlenmiş bir amaca hizmet” için sanal istişare başlatma konusunda endişeleri olduğunu duyurdu. Tunus’un çıkarlarına zarar vermemiş olan siyasi partilerin ve ulusal örgütlerin kasıtlı olarak dışlanması ihtimaline karşı uyardı.
İşçi Sendikası, sanal istişare mekanizmasının belirsizliğe neden olacağına işaret ettiği açıklamasında “Güç ayrılığı olmaması, iktidarın tekeline, muhalefetin yok edilmesine ve her türlü yetki usulsüzlüğüne neden olabilir” ifadesi kullanıldı. Söz konusu sanal mekanizmaların gözetim düzeyinde de belirsizlik taşıdığına dikkat çeken sendika, istişare sürecine müdahale edilmesi ve sonuçların etkilenmesine ilişkin endişelerini aktardılar.
Cumhurbaşkanı Said, siyasi eleştiriler, görevin kendi çıkarına kullanılması ve parti ve örgütlerin sistematik olarak dışlanması korkularına rağmen sanal istişarenin 1 Ocak’ta başlatılması çağrısında bulundu. Cumhurbaşkanı’na göre söz konusu istişare, Tunusluların 20 Mart’a kadar siyasi, ekonomik ve toplumsal düzeylerde yapılacak reformlar hakkında önerilerini almayı amaçlıyor. Ayrıca önerilerin ardından, 25 Temmuz’da reform için bir halk referandumu düzenlenmesi şart koşuluyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, partilerle ve kuruluşlarla diyalog konusunda herhangi bir düzenlemeye ilişkin açıklama yapmadı.
Sanal istişarelere, önemli kararların alınmasında ortak bir süreç çağrısı yapan İşçi Sendikası tarafından karşı çıkılıyor.
Tunus’un en büyük ulusal örgütü olan Tunus Genel İşçi Sendikası Genel Sekreteri Nureddin et-Tabbubi, “Tunus halkının teknoloji konusunda yeterli bilgisi yok. Platform uygulanabilir değil” dedi.

Tabbubi açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin hem içeride hem de uluslararası alanda, gerçek bir milli dayanışma ile mevcut durumdan kurtulmaya ve siyasi rekabetten ve hesaplardan uzak durmaya ihtiyacı var. Ülkeyi kurtarmak için herkesin incelemelerde bulunması gerekiyor.”
Geleneksel anlamda siyasi bir etkiye sahip olan İşçi Sendikası, Cumhurbaşkanı Said’in parlamentoyu dondurma ve olağanüstü tedbirler ilan etme adımını desteklemişti. Ancak sendika, Cumhurbaşkanı’nın ‘tek başına karar alma ve siyasi sistemi kendi başına çizme’ konusunda attığı adımlara karşı çıkıyor.



Şam yakınlarındaki Dürziler hükümetin silahları teslim etme talebini reddetti

Son çatışmalarda öldürülen Dürzi toplumu üyelerinin cenaze törenine katılan silahlı kişiler… Suriye'nin güneyindeki Suveyda vilayeti, 3 Mayıs 2025 (Reuters)
Son çatışmalarda öldürülen Dürzi toplumu üyelerinin cenaze törenine katılan silahlı kişiler… Suriye'nin güneyindeki Suveyda vilayeti, 3 Mayıs 2025 (Reuters)
TT

Şam yakınlarındaki Dürziler hükümetin silahları teslim etme talebini reddetti

Son çatışmalarda öldürülen Dürzi toplumu üyelerinin cenaze törenine katılan silahlı kişiler… Suriye'nin güneyindeki Suveyda vilayeti, 3 Mayıs 2025 (Reuters)
Son çatışmalarda öldürülen Dürzi toplumu üyelerinin cenaze törenine katılan silahlı kişiler… Suriye'nin güneyindeki Suveyda vilayeti, 3 Mayıs 2025 (Reuters)

Suriye'nin başkenti Şam yakınlarında yaşayan Dürziler, hükümetin silahlarını teslim etmeleri yönündeki talebini reddetti ve yetkililerin mezhepsel şiddet olaylarından günler sonra militanların yeni saldırılarına ilişkin korkularını henüz gidermediğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre geçtiğimiz hafta Şam'ın güneydoğusundaki Ceramana’da Sünni savaşçılar ile Dürzi militanlar arasında başlayan çatışmalar daha sonra başkent yakınlarındaki başka bir bölgeye ve oradan da güneydeki Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda vilayetine sıçradı.

Bu şiddet, silahlı çetelerin azınlıklara saldırdığı ve İsrail'in Dürzi toplumunu koruma bahanesiyle askeri müdahalesini arttırdığı Suriye'de yeni hükümetin nüfuzunu tehdit ediyor.

Dürzi savaşçıların Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi olarak bölgelerini korumalarına izin verecek anlaşmalara varmak için Suriyeli yetkililerle görüşmeler yapılıyor, ancak bu hafta yetkililer bu bölgelerde yaşayanlardan tüm silahlarını devlete teslim etmelerini istedi.

Suriye hükümetiyle müzakere eden Ceramana komitesinin bir üyesi olan Mekram Ubeyd, “Onlara, güçlerini organize edebilen bir devlet olduğunda, silahlarımızı teslim etmekte hiçbir sorun yaşamayacağımızı söyledik” dedi.

Ubeyd, komitenin hükümet yetkililerine şu anda azınlıkları taciz eden çeteleri silahsızlandırmaya odaklanmalarının daha iyi olacağını söylediğini belirtti.

Reuters'a yaptığı açıklamada, “Korkmaya hakkımız var. Çünkü diğer bölgelerde neler olduğunu gördük” diyen Ubeyd, mart ayında devrik lider Beşşar Esed'in mensubu olduğu Alevi azınlığa mensup yüzlerce sivilin öldürülmesine açık bir gönderme yaptı.

sxacdfgth
Ceramana sakinlerinden Fahd Haydar, Ceramana’daki ölümcül çatışmaların ardından Dürzi din adamı Muvaffak Ebu Şaş ile görüşüyor, 5 Mayıs 2025. (Reuters)

Ubeyd, “İnsanların kendilerini güvende hissetmeye ihtiyacı var. 11 yıl süren ölüm, dayak, endişe, kaygı ve istikrarsızlık yeter. İnsanlar bundan bıktı... Rejimin çöküşünün bizi çok daha iyi bir yere götüreceğini düşündük ama gerçek şu ki halen kendimizi güvende hissetmiyoruz” ifadelerini kullandı.

Ceramana sakinlerinden Fahd Haydar da benzer endişeleri dile getirdi.

Reuters'a konuşan Haydar, “Silahlarımızın teslim edilmesine karşı değiliz, aksine biz silah istemiyoruz. Ancak bir yasa olmalı ve silah meselesi Suriye genelinde düzenlenmeli. Suriye'deki tüm çeteler silahlarını teslim etmeli. Böyle bir durumda silahlarını teslim eden ilk biz olacağız” dedi.

Teminat talebi

Ceramana'da bir Dürzi şeyhi olan Muvaffak Ebu Şaş, Dürzilerin zaten yeterince taviz verdiğini söyledi.

Ebu Şaş, “Bir adım atıyoruz bir adım daha istiyorlar. İkinci adımı atıyoruz, üçüncü adımı istiyorlar. Üçüncü adımı da atıyoruz, tamam, peki ya sonra? Kıyı kesiminde yaşananların bizim başımıza da gelmemesi için bir garanti istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Etkili bir Dürzi şeyhi olan Şeyh Hikmet el-Hicri, cemaatini ‘terörist’ olarak nitelendirdiği Suriye liderlerinden korumak için uluslararası müdahale çağrısında bulundu.

Dürziler Suriye, Lübnan, İsrail ve işgal altındaki Golan Tepeleri’nde yaşıyor. İsrail, tehdit edilmeleri halinde Suriyeli Dürzileri askeri olarak koruma sözü verdi.

Şiddet batıya ve güneye yayılmadan önce Ceramana'da ondan fazla kişi öldürüldü.

İsrail, Ceramana'nın batısındaki Sahnaya’da Dürzilere saldırmaya hazırlanan savaşçılar olduğunu iddia ettiği kişilere müdahale etti ve bir insansız hava aracı (İHA) saldırısı düzenledi.

Reuters'a konuşan Suriyeli bir güvenlik kaynağı, saldırıda bir güvenlik gücü mensubunun hayatını kaybettiğini bildirdi.

Çatışmalar Suveyda vilayetine ulaştığında İsrail, Suriye'nin yeni liderlerine yönelik düşmanlığının en açık işareti olarak Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yakın bir yeri bombaladı.