Kazakistan uzun bir krizin başında mı?

Kazakistan uzun bir krizin başında mı?
TT

Kazakistan uzun bir krizin başında mı?

Kazakistan uzun bir krizin başında mı?

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) güçlerinin Kazakistan topraklarına girmesi, ülkedeki kargaşaya barışçıl bir çözüm getirmeyebilir. Rusya’nın KGAÖ’ye liderlik etmesi, Moskova'nın barışı korumak için askerlerini gönderdiği önceki modelleri tekrarlama korkusunu uyandırıyor. Bu nedenle Abhazya, Ukrayna ve diğerleri gibi girdikleri yerlerde, yakında ayrılacaklarına dair işaretler olmaksızın orada kaldılar.
Rusya, mevcut Kazakistan krizinde önemli bir oyuncu. Kamuoyu açıklamalarının, göstericileri ve yetkilileri mevcut siyasi çerçeveler içinde barışçıl bir çözüme ulaşmak için diyaloga girmeye çağırdığı bir dönemde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya'nın iç ekonomik ve siyasi sebeplerinden dolayı ülkesine komşu bu büyük ülkede rejimin devrilmesini kabul etmesi pek olası değil. Baykonur Uzay Üssü çevresinde ve başkent Nur Sultan’daki bazı stratejik noktalarda konuşlandırılan KGAÖ güçlerinin gerçek görevinin, gösterileri bastırmada Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev rejimine destek olmak ve önemli tavizler vermemeye ikna etmek olması daha olasıdır.
Yeni yılın ikinci gününde başlayan huzursuzluğun ilk saatlerinden beri, petrol ve gaz zengini bu ülkede akaryakıt fiyatlarına yapılan zam nedeniyle başlatılan gösterilerin amacının ne olduğu hakkında yorumlar ortaya çıktı. Bu yorumlara göre, asıl amacın Rusya'nın güneyden kuşatılması olduğu ifade edildi. Batı'nın düzenlediği büyük bir stratejik operasyon bağlamında yakında sıranın Kazakistan'dan daha az önemli ve daha az zengin olan Orta Asya ülkelerinin geri kalanına geleceği düşünülüyor. Hatta bu görüş sahipleri, güney Rusya'nın, görünüşte reform ve sosyal talepler taşıyan ve içten içe Rusya'nın yıkılması ve Batı hegemonyasına tabi tutulması yönünde başka bir amaç içeren devrimlerin genişlemesine tanık olacak son bölge olduğunu savunuyorlar. Bu görüşe kanıt olarak, Rusya'nın kuzeybatıdan Baltık devletleri ve güneybatıda Ukrayna tarafından kuşatılmış olmasını gösteriyorlar. Doğusu Pasifik Okyanusu'na açık kalacak ve kuzeyi, Moskova'nın enerji kaynaklarını kullanma hakkına sahip olduğunu düşündüğü Arktik Okyanusu'na bakan Rusya'yı çembere almak için geriye yalnızca güney kısım kalıyor. Kazakistan, Rusya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan yolların kesişme noktası olarak dev projede merkezi bir konuma sahip olduğu için Nur Sultan’daki mevcut rejimin devrilmesinin Pekin’in ‘Bir Kuşak Bir Yol Projesi’ olarak bilinen yeni İpek Yolu’nu planlarına zarar vereceğini hatta projenin ortadan kaldırılmasına neden olacak bir etkiye sahip olacağını düşünenler var.
Aslında, eski Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev 1991'de iktidara geldiğinden görev süresi sonlanana kadar bölgedeki tüm etkili güçleri memnun etmeye çalıştı. Moskova ile mükemmel bir ilişki sürdüren Nazarbayev, nüfusun yaklaşık yüzde 25’ini Rusların oluşturduğu bir ülkede Rusçayı resmi dil olarak ilan etti. Eski Sovyet lideri Nikita Kruşçev tarafından başlatılan ‘bakir toprakların ıslahı’ kampanyasının bir parçası olarak 1950-1960’lı yıllarda çok sayıda Rus vatandaşı Kazakistan’a gelmişti. Nazarbayev ayrıca, ticaret, petrol ve gaz alanlarında Çin ile iyi ilişkiler kurdu ve iki ülke arasında bir boru hattı geliştiriliyor. ABD’ye gelince Nazarbayev’in dağıttığı tekliflerden o da nasiplendi. Dev ‘Chevron’ şirketi, uzmanların önümüzdeki onlarca yıl boyunca aktif kalmasını beklediği devasa ‘Tengiz’ petrol sahasına 37 milyar dolar yatırım yaptı. Bahsedilen sahanın petrol taşıma hatlarının Rusya'dan geçerek Karadeniz'e akacağını ve Moskova'nın projeden memnun kalacağını belirtmekte fayda var.
Siyasi ve ekonomik ilişkilerde bu tür bir diplomatik dengenin komşular arasında arzu edilen istikrarı sağladığı bir sır değil. Rejim, tüm büyük aktörlerin çıkarları garanti altına alındığı sürece, kendi iç meselelerini asgari uluslararası gözetim altında ele almakta serbest bırakılmıştır. Sözü edilen yöntem, iç çatışmaların patlak verdiği ve dış ittifaklar nedeniyle hükümetin taviz vermediği birçok ülkede başarılı olmuştur. Aynı bağlamda, ‘uluslararası teröristleri’ ülkesindeki olayların arkasında olmakla suçlayan Cumhurbaşkanı Tokayev’in protestocuları son derece organize silahlı örgütler olarak nitelendirirken yüksek perdeden konuşması anlaşılabilir. Öte yandan Kazakistan’dan gelen haberler, gösterilerin ana nedeninin soğuk kış aylarında yakıt fiyatlarındaki ani artış olduğunu vurgularken terör saldırısı altındaki bir rejime, uluslararası sempati uyandırma girişimi olduğu gizli bir durum değil. Tokayev’in, Nazarbayev'in son resmi görevi olan Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanlığı’ndan uzaklaştırması da hükümetin bölge yöneticisinin (Akim) merkezi otorite tarafından değil de vatandaşlar tarafından seçileceği konusunda söz verdiği göstericileri sakinleştirme çabası içinde gerçekleşti. Bu vaat, iki milyon kilometrekareden fazla alana sahip bir ülkede yöneticinin konumunun hassasiyetinden kaynaklanmaktadır. Bölge işlerinin yönetimi bir merkezi olmayan otorite gerektirir. Bu, hükümet ve göstericiler arasında başka bir çekişme noktasıdır. Akimlerin, Cumhurbaşkanı tarafından atanmasına karar verilmesi vatandaşları her türlü siyasi katılımdan uzak bıraktı.
Ayrıca, Orta Asya'daki komşularına göre büyük doğal kaynaklara ve daha yüksek bir eğitim düzeyine sahip olan Kazakistan, uluslararası araştırmalarda her zaman yolsuzluğun en fazla olduğu ülkeler arasında son sırada yer almaktadır. Nursultan Nazarbayev'in yaklaşık otuz yıl önce kurduğu rejim, zamanla üyelerinin ülkenin zenginliğini, büyük ve kârlı şirketlerini paylaştığı kapalı bir aile yönetimine dönüştü. Kült bir şahsiyete dönüşen Nazarbayev’in heykelleri ülke şehirlerinin sokaklarını dolduruyor. Her kasaba onun dehası, başarısı ve eşsizliğinden nasibini almıştır. Nüfusun çoğunluğunun sadece Nazarbayev'in liderliği ve imajını bildiği, böyle bir gerçeklik karşısında, nüfusun büyük bölümünü oluşturan genç nesiller için değişim acil bir talep haline geliyor. Sistemi, çıkarlar ağını ve dış ekonomik ve siyasi ilişkileri sürdürme girişimi, iç kesimlerin istekleriyle çelişiyor. Şiddete, müdahaleye ve kaosa kapı açan şey de budur.



Fransız belediye başkanı 'seks kaseti skandalı' nedeniyle mahkum oldu

Bir Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
Bir Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
TT

Fransız belediye başkanı 'seks kaseti skandalı' nedeniyle mahkum oldu

Bir Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
Bir Fransız polisi (Arşiv- Reuters)

Fransa'da bir mahkeme, Lyon yakınlarındaki Saint-Etienne Belediye Başkanı Gaël Perdriau'yu, seks kaseti kullanarak siyasi rakibini şantaj yaptığı gerekçesiyle beş yıl hapis cezasına çarptırdı.

Fransız Le Figaro gazetesi dün, mahkemenin 53 yaşındaki muhafazakar siyasetçiyi, Paris'teki bir otelde birinci yardımcısını bir erkek seks işçisiyle gizlice filme almaktan suçlu bulduğunu bildirdi.

Gazete, belediye başkan yardımcısının kendisini siyasi olarak dışlama planı kapsamında kasıtlı olarak tuzağa düşürüldüğünü belirtti. Ayrıca, cezasının bir yıl ertelendiğini ifade etti.

Şarku'l Avsat'ın DPA'dan aktardığı habere göre belediye başkanı, mahkemede yargılamanın sonuna kadar suçsuz olduğunu savundu ve karara itiraz edeceğini açıkladı.

Ancak, kararın açıklanmasının ardından belediye başkanının görevinden derhal ayrılması gerekiyor.


Trump, İsrail'i Suriye'ye 'müdahale etmemesi' konusunda uyardı

Şam'ın batısındaki kırsal Beyt Cin kasabası sakinleri, birkaç gün önce İsrail işgalinin kurbanları için başsağlığı dilemek üzere gelen Arap diplomatlardan oluşan bir heyeti kabul etti (SANA)
Şam'ın batısındaki kırsal Beyt Cin kasabası sakinleri, birkaç gün önce İsrail işgalinin kurbanları için başsağlığı dilemek üzere gelen Arap diplomatlardan oluşan bir heyeti kabul etti (SANA)
TT

Trump, İsrail'i Suriye'ye 'müdahale etmemesi' konusunda uyardı

Şam'ın batısındaki kırsal Beyt Cin kasabası sakinleri, birkaç gün önce İsrail işgalinin kurbanları için başsağlığı dilemek üzere gelen Arap diplomatlardan oluşan bir heyeti kabul etti (SANA)
Şam'ın batısındaki kırsal Beyt Cin kasabası sakinleri, birkaç gün önce İsrail işgalinin kurbanları için başsağlığı dilemek üzere gelen Arap diplomatlardan oluşan bir heyeti kabul etti (SANA)

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye-İsrail sınırında artan gerilimin ortasında, İsrail'i Suriye'yi ve yeni yönetimini istikrarsızlaştırmaması konusunda uyardı. Dün Truth Social platformundaki gönderisinde Trump, "İsrail'in Suriye ile güçlü ve samimi bir diyalog sürdürmesi ve Suriye'nin müreffeh bir ülkeye dönüşmesini engelleyebilecek hiçbir şeyin olmaması çok önemli" ifadelerini kullandı. Trump, Suriye'nin Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara yönetimindeki performansından "çok memnun" olduğunu da belirtti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi, Netanyahu’nun Trump ile telefon görüşmesi yaptığını ve Trump'ın kendisini Beyaz Saray'a davet ettiğini bildirdi. ABD Başkanı, yaklaşık bir yıl önce Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın Şam'da iktidara gelmesinin ardından İsrail ve Suriye arasında bir güvenlik anlaşması için baskı yapıyor.

Bu arada, BM Güvenlik Konseyi üye ülkelerinden temsilcilerden oluşan bir heyet, Suriye hükümetinin kuruluşundan bu yana ilk defa olarak bir ziyaret kapsamında 3-7 Aralık tarihleri ​​arasında Suriye ve Lübnan'ı ziyaret edecek. Estonya'nın BM Daimi Temsilcisi Samuel Zbogar'ın başkanlık ettiği heyete, daimi temsilciler ve diğer üyeler de katılıyor.


Nijerya Savunma Bakanı, ülkedeki bazı kaçırma vakalarının ardından istifa etti

Nijerya askerleri (sosyal medya)
Nijerya askerleri (sosyal medya)
TT

Nijerya Savunma Bakanı, ülkedeki bazı kaçırma vakalarının ardından istifa etti

Nijerya askerleri (sosyal medya)
Nijerya askerleri (sosyal medya)

Nijerya Devlet Başkanlığı tarafından dün yapılan açıklamada Savunma Bakanı Muhammed Badaru Abubakar’ın istifa ettiği belirtildi. Ülke, Devlet Başkanı Bola Tinubu'nun ‘olağanüstü hal (OHAL)’ ilan etmesine neden olan toplu kaçırma vakalarıyla karşı karşıya.

Devlet Başkanı Tinubu'nun Sözcüsü Bayo Onanuga yaptığı açıklamada, Abubakar'ın (63) sağlık nedenleriyle istifasının derhal yürürlüğe girdiğini belirterek, “İstifası, Başkan Tinubu'nun güvenlik nedenleriyle OHAL ilan etmesiyle birlikte geldi. Tinubu, OHAL’in kapsamını zamanı geldiğinde açıklığa kavuşturacak” dedi.

Silahlı gruplar tarafından fidye için yapılan kaçırmalar, 2014 yılında ülkenin kuzeydoğundaki Chibok kasabasında, terör örgütü Boko Haram üyeleri tarafından 276 kız öğrencinin kaçırılmasından bu yana Nijerya'da sık sık görülmeye başlandı. Ancak, son iki hafta içinde çoğunluğu Nijer eyaletinde (orta-batı) olmak üzere 400'den fazla Nijeryalı'nın kaçırıldığı bu yeni kaçırma dalgası, Müslümanların çoğunlukta olduğu kuzey ile Hıristiyanların çoğunlukta olduğu güney arasında neredeyse eşit olarak dağıtılmış gibi görünürken Afrika'nın en kalabalık nüfusuna sahip (230 milyon) ülkesini sarstı.

Kaçırma vakalarının artmasıyla karşı karşıya kalan Tinubu, ek güvenlik güçlerinin işe alınması talimatı verdi. Son zamanlarda yaşanan toplu kaçırma olayları, ABD Başkanı Donald Trump'ın Nijerya'da ‘Hıristiyanların öldürüldüğünü’ öne sürdüğü olaylar nedeniyle askeri müdahale tehdidinde bulunmasının ardından meydana geldi. Nijerya ise bu suçlamaları reddetti.