Molla Abdulgani Birader’den uluslararası topluma ‘Afganistan’a yardım edin’ çağrısı

Afganistan'ın başkenti Kabil'de kar yağışı (EPA)
Afganistan'ın başkenti Kabil'de kar yağışı (EPA)
TT

Molla Abdulgani Birader’den uluslararası topluma ‘Afganistan’a yardım edin’ çağrısı

Afganistan'ın başkenti Kabil'de kar yağışı (EPA)
Afganistan'ın başkenti Kabil'de kar yağışı (EPA)

Afganistan Başbakan Yardımcısı Molla Abdulgani Birader, sıcaklığın sıfırın altına düşmesi, yoğun kar yağışı ve yağmurun sel baskınlarına yol açmasıyla on binlerce Afgan'ın hayatını etkilendiği doğal afetler sebebiyle, uluslararası toplumu ve insani yardım kuruluşlarını Afgan halkına acil yardım sağlamaya çağırdı.

Birader dün yayınladığı görüntülü mesajda, dünyanın baskıcı yaptırımlara son vermesi gerektiğini belirterek, kritik olarak nitelendirdiği durumu ele almak için dünyanın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.
Molla Abdulgani ayrıca, uluslararası toplumun siyasetten uzaklaşmasının ve insani kaygılar için üzerine düşeni yapmasının zamanının geldiğini kaydetti. Birader, ülke halkının doğal afetlerin etkileriyle başa çıkmaya tam olarak hazır olduğunu ve mağdurlara yardım sağlamak için Afgan devlet yetkililerine direktifler verildiğine dair güvence verdi.

Afganistan’da hali hazırda devan eden kar ve şiddetli yağmur, can ve mal kaybına sebep oluyor.

Geçtiğimiz Ağustos ayında Taliban Hareketi’nin iktidarı ele geçirmesinin ardından ülkelerin yardım akışını kesmesiyle Afganistan büyük bir insani krizle karşı karşıya kaldı.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times