Sudan güvenlik güçleri, 30 Aralık’da Hartum Eğim Hastanesi’nin penceresini kırarak, yakın bir zamanda düzenlenen gösterilerde yaralanan protestocuların olduğu acil servise göz yaşartıcı gaz bombası attı.
İsminin gizli tutulmasını isteyen hemşire konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bir köşede saklanmaya çalışıyorduk ve gaz bombası doğrudan başımızın yanından geçti. Nefes alamadık ve acele etmek zorunda kaldık” şeklinde konuştu.
Öfkeyi körüklemek
Ekim askeri darbesine karşı protestolar sırasında sağlık merkezlerine saldırılar, halk hareketinde derinleşen öfkeye sebep olurken, bu durum kronik olarak kaynak yetersizliği olan sağlık sistemi üzerinde daha fazla baskı yarattı.
Darbe, 30 yıl boyunca ülkeyi yöneten Ömer el-Beşir’i deviren 2019 devriminin ardından ordu ve büyük siyasi partiler arasındaki iktidarı paylaşma anlaşmasına son verdi.
Gösterileri hedef alan şiddetin devam etmesi, komutanlar ile sivil yönetim çağrısı yapan protesto hareketi arasındaki anlaşmazlığı çözme çabalarını zorlaştırabilir.
Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi’ne göre, darbeden bu yana çoğu gerçek silah ve biber gazı kapsülleriyle yüzlerce protestocu yaralanırken 63 kişi ise hayatını kaybetti.
Komutanlar, Sudan'ı kaostan kurtararak darbelerini haklı çıkarmaya çalışırken, barışçıl protesto hakkını korumak için çalışacaklarını söylüyor. Geçtiğimiz Cumartesi günü, Hartum Güvenlik Komitesi hastanelere yapılan saldırılardan duyduğu üzüntüyü dile getirerek, herhangi bir ihlali izlemek için üst düzey görevlileri görevlendirme taahhüdünü açıkladı.
İnsanlık ve ahlak dışı
Saldırılar, ana protesto yollarında bulunan ve yaralı protestocuları tedavi eden hastanelere odaklı.
Hartum Eğitim Hastanesi civarındaki güvenlik güçleri yaklaşık 1.2 km uzaklıktaki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yürümeye çalışan göstericileri defalarca dağıtmaya ve ara sokaklarda kovalamaya çalıştı.
Hastane Müdür Dr. Fatih Abdullah, hastanenin üç kere göz yaşartıcı gazla saldırıya maruz kaldığını söyledi. “Bu tamamen ahlaksız, insanlık dışı ve kabul edilemez” diyen Abdullah, gaz bombasının duvarda neden olduğu bir göçüğü gösterdi.
Hastanenin Müdür Yardımcısı Dr. İmad Memun ise, hastaların, refakatçilerinin ve akrabalarının hastane içerisinde gözaltına alındığını söyleyerek, güvenlik güçlerinin protestocuları hastane koridorlarına kadar kovaladığını kaydetti.
İsminin açıklanmamasını isteyen bir polis yetkilisi ise, “Doktorlara saldırmıyoruz, doktorları meslektaşlarımız olarak gördüğümüz için onlara saygı duyuyoruz. Görevimiz onları korumak olduğu için vatandaşlara da saldırmıyoruz” ifadelerini kullandı.
Tıbbi çalışmanın engellenmesi
Sağlık çalışanları, Sudan güvenlik servislerinden hangisinin sorumlu olduğunun her zaman açık değil. Ayrıca, güvenlik güçleri hastaneye girmediğinde bile sık sık yakınlara atılan gaz sebebiyle işlerini yapmalarının zorlaştırdığını söylüyor.
Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan aktardığı habere göre Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi, güvenlik güçlerini protestolar sırasında hastaneleri kuşatmak ve ambulansların giriş ve çıkışlarını engellemekle suçluyor.
Geçtiğimiz Pazar günü sağlık ekipleri Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne darbeden bu yana güvenlik güçlerin ülke genelinde tıbbi bakımı engellediği 20’den fazla olayı rapor sunmak için beyaz önlükle yürüyüş düzenledi.
Saldırılar, sağlık bakanını istifaya sevk etti, ancak meslektaşları onu görevinde kalmaya ikna etti.
Pazar günü düzenlenen gösterilerde güvenlik varlığı her zamankinden daha hafif olmasına rağmen, görgü tanıkları Hartum Eğitim Hastanesi yakınlarında göz yaşartıcı gaz kapsüllerinin ateşlendiğini gördüklerini söyledi.
Norveç’in Hartum Büyükelçisi Therese Loken Gesell, sağlık personeli ile dayanışma göstermek için hastaneye yaptığı ziyarette, saldırıların uluslararası toplumun yetkililerle iletişimini sekteye uğratacağını söyledi. Gesell, “Güven yeniden inşa edilmeli, insanlar adalete ihtiyaç duymalı ve şiddet durmalı. O zaman istişareleri kolaylaştırabiliriz” şeklinde konuştu.