UNIFIL’a yönelik saldırılar Lübnanlıları endişelendiriyor

UNIFIL güçlerine yönelik saldırılar, yerel bir ‘uluslararası şemsiyeyi’ kaybetme korkusuna neden oluyor.

Güney Lübnan’daki bir köyde bulunan UNIFIL üyeleri (Uluslararası güçler tarafından dağıtılan fotoğraf)
Güney Lübnan’daki bir köyde bulunan UNIFIL üyeleri (Uluslararası güçler tarafından dağıtılan fotoğraf)
TT

UNIFIL’a yönelik saldırılar Lübnanlıları endişelendiriyor

Güney Lübnan’daki bir köyde bulunan UNIFIL üyeleri (Uluslararası güçler tarafından dağıtılan fotoğraf)
Güney Lübnan’daki bir köyde bulunan UNIFIL üyeleri (Uluslararası güçler tarafından dağıtılan fotoğraf)

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nden (UNIFIL) iki asker, askeri araçlarının içerisinden Güney Lübnan’daki Cedid Marjuyun- Balat yolu üzerinde iki gençle sohbet ediyor. Sohbetlerinin konusu ise eskiydi. İspanyol taburuna bağlı iki asker ise bölgeden ayrılırken Lübnanlı dostlarına el sallıyor. “Herhangi bir olay karşısında duruşunuzu bozmayın” Lübnanlı bir genç, son iki haftadır güneyde meydana gelen olaylara, bu sözlerle yanıt verdi. Genç ayrıca, bu askerlerin ‘arkadaşları ve bir parçaları haline dönüştüğünü söyledi.
Güneyde faaliyet gösteren geçici Uluslararası Barış Gücü askerleri halkla her gün temas halinde. Burada yaşayan bir vatandaşa göre onlar yabancı değil. Son gelişmeler yeni prosedürlere yol açmadan önce halka açık alanlarda, dükkanlarda, restoranlarda, tarlalarda, kliniklerde, belediyelerde ve çeşitli etkinliklerde bir araya geliyorlardı. Bölge sakinleri, uluslararası askerlerin halka açık yollardaki hareketlerini artık sınırladığını ve restoranlarda veya mağazalarda nadiren göründüklerini söyledi.
Gerçek şu ki uluslararası misyonun üyeleri, son iki hafta içerisinde iki devriyesine saldırı düzenlenmesinden bu yana halka karışmaktan ve onlarla etkileşim kurmaktan kaçınıyor. Askerlerin kendi mekanizmalarına geri çekilmeleri ise halk tarafından ‘sorunlardan kaçınmak ve herhangi bir olayın istismar edilmesini engellemek’ olarak nitelendirdi.
Güneydeki bir köyde bulunan yerel bir kaynak, UNIFIL güçlerine saldıranların, köylülerin yüzde 3’ünden fazlasını temsil etmediğini belirtti. Kaynak, “İsimleriyle biliniyorlar ve uluslararası misyonun hareketini kısıtlamak için talimatlar uyguluyorlar. Halkın bir yabancı olarak görmediği ve halkın çoğunluğu ile seçkin ilişkilere sahip uluslararası askerlere yönelik saldırılar hususunda bir kırgınlık var. Onlar, Lübnan devletinin halka sağlamadığı iş ve gelişme olanaklarını sağlıyorlar” şeklinde konuştu.

Hareket kısıtlaması
UNIFIL, son zamanlarda görevlerini yerlerine getiren güçlerine karşı bazı vatandaşlar tarafından iki saldırıya maruz kaldı. İlk olay, en son 22 Aralık’ta Şakra kasabasında ‘askerlerin, fotoğraf çektikleri’ suçlamaları çerçevesinde yaşandı. İkinci olay ise geçen hafta Bint Cebil bölgesinde gerçekleşti. Öyle ki vatandaşlar burada uluslararası güçlerin devriyesine saldırdı.
Bu olaylar, UNIFIL komutanlığının hareketliliğini engellemedi. UNIFIL Sözcüsü Andrea Tenenti, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “UNIFIL, her zaman yaptığımız şeyi tamamlamak için Lübnan ordusu ile yakın bir koordinasyon içerisinde operasyon bölgesinde çalışmaya devam ediyor” dedi.
 “Kurallarımız ve politikalarımız değişmedi” diyen Tenenti, “Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararını uygulamak için çalışmaya devam edeceğiz. Faaliyetlerimizi yürütürken ve yerel nüfusa yardım ederken, virüsün yayılmasını önlemeye yönelik sert koronavirüs kurallarına da uymamız gerekiyor” derken, UNIFIL’ın yerel topluluklar ve yetkililerle uzun ve verimli ilişkilere değer verdiğini söyledi. Tenenti, askerlerin her gün Lübnan Silahlı Kuvvetleri ile yakın koordinasyon içinde köyler ve Mavi Hat dahil olmak üzere tüm operasyon alanlarında 400’den fazla devriye ve operasyon gerçekleştirdiğini belirtti. Yetkili, “Misyonumuz, görevimizi yerine getirmektir” dedi. Aynı şekilde UNIFIL’ın Lübnan’a ve güney halkına bağlılığını sürdürdüğünü vurgulayan Andrea Tenenti, “Burada kalıcı bir barışın koşullarını sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Siyasi mesajlar
Son iki saldırı, uluslararası misyona yöneltilen siyasi mesajlar hakkında birtakım soruları gündeme getirdi. İki saldırıya, Lübnanlı yetkililer faillerin soruşturulması ve adalete teslim edilmesi yönünde çağrı yaparak yanıt verdi. ‘UNIFIL’ın hareket özgürlüğünün kısıtlanmasının’ reddedilmesine ilişkin içeriğiyle birlikte açıklamalar dikkat çekiciydi. Aynı şekilde BM sözcüsü Stephane Dujarric, “UNIFIL, bölge sakinlerini amaçlarına hizmet etmek için manipüle eden aktörleri kınıyor” dedi.
Lübnanlı siyaset araştırmacısı Dr. Nesib Hattit, bölge sakinleri ile UNIFIL arasındaki sorunları şu ifadelerle açıkladı; “Esas olarak görünüşe göre bu durum, misyonun tamamına ilişkin değil, uluslararası güçlerdeki bazı kişilerin güvenlik rollerine dair halkın şüphesine neden oluyor. Sakinler (el-ahali) teriminin bir kısmı halk, bir kısmı örgütlenmemiş halk direnişini temsil ediyor” şeklinde konuştu.
Hattit, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Sorunlar zaten yaşanıyordu. Ancak şu an bu sorunlar daha yoğun görünüyor. Bu, bazılarının uluslararası misyonu Lübnan ordusuyla koordinasyon olmaksızın belirlenmiş rotasından sapmakla suçlamasından kaynaklanıyor” dedi. Bu suçlamanın güneydeki güvenlik gerginliğinden kaynaklandığına dikkati çeken Hattit, “İnsanlar yüksek bir gerginlik aşamasında yaşıyorlar. Devriyeler, kasıtsız şekilde yanlış bir yola girseler bile ayağa kalkıyorlar” ifadelerini kullandı. Dr. Nesib Hattit ayrıca, insanların ‘krizler ve Lübnan’a yönelik uluslararası tırmanış ortasında’ korkularının arttığına vurgu yaptı.
Yetkili, “Lübnanlıların tamamen korku duyduğu bir süreç kapsamında UNIFIL’ın güneyden geri çekilmesi için herhangi bir uluslararası karar alınırsa, sorunlar büyüyecektir. Çünkü bu, uluslararası meşruiyetin Lübnan coğrafyasından uzaklaşması anlamına gelir” dedi. Hattit ayrıca, UNIFIL’ın halka sağladığı insani, sağlık ve eğitim yardımı ve iş olanaklarına dikkati çekerken, “UNIFIL gücü, ülkede önemli bir istikrar unsurudur. Uluslararası varlığın temel bir sembolünü temsil eder ve Lübnan için uluslararası tanınırlık sağlar” şeklinde konuştu.

Lübnanlıların endişeleri
Mesajın ‘ağırlığına’, karşılıklı suçlama ve korkulara rağmen güveydeki vatandaşlar, bu olayları belirleyici olarak görmüyor ve olayların gidişatını değiştirmiyor. Öyle ki bazı vatandaşlar, bu durumu ‘tesadüfi’ olarak nitelendirirken, güneyi temsil etmediğini savunuyor. UNIFIL’ın çalışmasına eşlik eden Lübnanlı kaynaklar, iki olayın ‘bir yanlış anlaşılma olmaktan öteye gitmediğini’ söyleyerek, bunların ‘bir tırmanış göstergesi’ olduğunu inkâr etti.
Kaynaklar, uluslararası güçlerin ‘Lübnan ordusunun en fazla 35 devriyesi eşliğinde günde 400’den fazla devriye gerçekleştirdiğini’ belirtti. Ayrıca iki olayın ‘nadir’ olduğunu ve Lübnan ordusu tarafından ele alındığını vurguladı.
Ancak bu durum, endişelerin olmadığı anlamına gelmiyor. Hattit, uluslararası gücün geri çekilmesi için atılacak herhangi bir adım karşısında büyük bir endişe duyduğunu ifade etti. Dr. Nesib Hattit, “Çünkü bu, istikrarı koruyan uluslararası şemsiyenin kaybıyla sonuçlanacak ve uluslararası çatışmanın başlayacağı anlamına geliyor. Güney, doların yükselişi, siyasi bölünmeler ve mezhepçi söylemin tırmanmasıyla bağlantılı iç gerginlikler ortasında, İsrail’in saldırganlığına karşı da istikrar şemsiyesini kaybediyor” değerlendirmesinde bulundu. Yetkili ayrıca, “Bunların yanı sıra uluslararası gücün varlığı, (UNIFIL’ın ev sahipliğinde ve İsrail ile Lübnan orduları temsilcilerinin de katılımıyla) Üçlü Komite aracılığıyla en-Nakura’daki gerginliği azaltmak için birleşik bir şemsiye sağlıyor. Ayrıca deniz ve kara sınırlarının ve Mavi Hat’tın çizilmesi ve Akdeniz’den gaz çıkarılması konularında Tel Aviv ile dolaylı müzakerelerin devamlılığı için bir mekanizma sağlıyor” dedi. UNIFIL’ın geri çekilmesine yönelik herhangi bir adım atılacağı göz önüne alındığında, güneyde korkuların artmakta olduğunu vurgulayan Dr. Nesib Hattit, “Bu, Lübnan’a maksimum baskı sürecinin başlayacağı anlamına geliyor. Resmi kimliğini, yani hükümeti kaybettikten sonra uluslararası kimliğini de kaybeder, yerel güvenlik güçlerinin yetenekleri bozulur. Bu durum da Lübnan’ı, herhangi bir güvenlik şokuna açık hale getirir” dedi.

Milyonlarca bağış
Güvenlik gelişmelerinin, uluslararası misyon ve halk arasındaki yakınlaşmayı etkisiz kılması olası değil. Malezya taburu, Sur ilçesine bağlı Maarakeh kasabasında belediye tarafından Malezya’da selden etkilenenler için düzenlenen cenaze törenine davet edildi. Bazı taraflar, bu durumu ‘özel ilişkilerin bir parçası’ olarak nitelendirdi. Güney sakinleri, UNIFIL’ın 3 doğrudan finansman kaynağı ve dördüncü bir dolaylı kaynak yoluyla yaptığı katkılardan büyük bir fayda sağlarken, nüfusa yönelik yıllık katkıların değeri ise yılda yedi milyon doların üzerine çıktı.
Geçen hafta UNIFIL komutanı General Stefano Del Col, 2021’de UNIFIL askerlerinin 180 binden fazla operasyonel faaliyet ve 400’den fazla proje ve bağış gerçekleştirdiğini açıkladı. UNIFIL, Güney Lübnan'da sürdürülebilir barış sağlama hedefine ulaşmanın temeli olan’ Lübnan ordusuna da destek sağladı.
Sur halkı, Nakura kasabasındaki kanalizasyon şebekesi ve rafineri istasyonunun yanı sıra sağlık, tarım ve veterinerlik hizmetleri gibi önemli kalkınma projelerinden söz ediyor. Marjuyun sakinlerine gelince, içme suyu ve güneş enerjisi kullanarak sokakları aydınlatma projelerine dikkati çekiyorlar.
Sivil işler dairesinin bütçesi, yaklaşık yıllık yarım milyon dolar. Her proje için yaklaşık en fazla 25 bin dolar harcama yapılıyor.
Ancak kalkınma projeleri için ikinci finansman kaynağı; Güney Kore’nin yanı sıra özellikle Fransa, İspanya, İtalya, İrlanca ve Finlandiya gibi Avrupa taburları olmak üzere misyona katılan askeri taburlar. Her biri için yıllık 1 milyon ila 1,25 milyon Euro bütçeli kalkınma projelerinin hayata geçirilmesine karar verildi.
Üçüncü finansman kaynağı ise, belediyelerin ve uluslararası bağış fonlarına sahip kurumların taleplerine yönelik UNIFIL tavsiyesine dayanıyor.
Dolaylı destek ise yerel pazardan yakıt, yiyecek ve ihtiyaç satın alan 10 bin fazla askerin, bin 800 kilometrekarelik hareketinden sağlanıyor. 630 Lübnanlı çalışan, uluslararası askerlerin yanında faaliyet gösterirken, uluslararası misyondan maaş alıyor. Ayrıca Lübnan’da aileleriyle birlikte ikamet eden 300 yabancı memur bulunuyor ve bunlar, kira ve günlük ihtiyaçları için harcama yapıyor.
Cedid Marjuyun- Balat yolu üzerindeki iki genç, uluslararası gücün bölgede kalmasını istiyor. Gençler, “Güneş enerjisiyle çalışan sokak lambalarına bakın. UNIFIL’ın girişimi olmaksızın çalışmaları imkansızdı” dedi. Bir başka genç ise, UNIFIL’ın bölgeden onlarca gence iş imkânı sağladığını belirtti. Genç, Lübnanlı vatandaşlar için rahatlık ve istikrar sağlamak amacıyla ailelerini terk eden bu askerlere zarar verilmesinin kesinlikle kabul edilemez olduğunu vurguladı.



Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
TT

Avustralya'da Filistinlileri desteklemek için kitlesel gösteriler düzenlendi

Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)
Sidney'de düzenlenen ‘Filistin için Ulusal Yürüyüş’ eyleminde bazı göstericiler pankartlar taşıdı. (Reuters)

Merkez sol hükümetin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasının ardından İsrail ile Avustralya arasında gergin ilişkiler yaşanırken, bugün binlerce Avustralyalı Filistinlileri desteklemek için düzenlenen mitinglere katıldı.

Filistin Eylem Grubu, Avustralya genelinde 40'tan fazla eylem düzenlendiğini ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıkların katıldığını belirtti.

Söz konusu gösteriler, bu ayın başlarında Sidney Liman Köprüsü’nde on binlerce kişinin katıldığı yürüyüşün ardından gerçekleşti. Bu yürüyüş, Kanberra'nın Gazze Şeridi'ndeki savaşa ilişkin tutumunda bir dönüm noktası olarak görüldü.

fdve
Sidney'deki göstericiler (Reuters)

Filistin Eylem Grubu, Brisbane'de yaklaşık 50 bin kişi olmak üzere, toplam 350 bin kişinin yürüyüşlere katıldığını duyurdu, ancak polis buradaki sayının yaklaşık 10 bin olduğunu bildirdi. Polis, Sidney ve Melbourne'daki kalabalığın sayısına ilişkin tahminlerde bulunmadı.

ı8o9p0
Avustralya genelinde 40'tan fazla gösteri düzenlendi ve Sidney, Brisbane ve Melbourne gibi eyalet başkentlerindeki yürüyüşlere büyük kalabalıklar katıldı. (Reuters)

Sidney'de yürüyüşü düzenleyen Josh Lees, Avustralyalıların ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırıma son verilmesini ve hükümetin İsrail'e yaptırım uygulamasını talep etmek için’ şehrin meydanlarına akın ettiğini söyledi. ‘Özgür Filistin’ sloganları atan katılımcıların birçoğu Filistin bayrakları taşıdı.

yuı8
Sidney'de düzenlenen yürüyüşte Filistin bayrağı taşıyan bir kız (EPA)

Öte yandan, ülkenin Yahudi topluluğunun çatı örgütü olan Avustralya Yahudileri Yürütme Konseyi Eş Başkanı Alex Ryvchin, Sky News'e verdiği demeçte, yürüyüşlerin ‘güvenli olmayan bir ortam yarattığını ve yapılmaması gerektiğini’ ifade etti.

 

o90p
Sidney'de Gazze'ye destek yürüyüşü sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu aleyhine açılan bir poster (AFP)

Protestolar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun geçen hafta, Avustralya hükümetinin bu ay Filistin devletini tanıma niyetini açıklaması üzerine Avustralyalı mevkidaşı Anthony Albanese'ye yönelik sert söylemlerinin şiddetini artırmasının ardından patlak verdi.

dcfgthy
Yaklaşık 350 bin kişi yürüyüşlere katıldı, bunlardan 50 bini Brisbane'deydi. (AFP)

Avustralya ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler, İşçi Partisi liderliğindeki Albanese hükümetinin Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada'nın benzer adımlarının ardından Filistin devletini tanıyacağını açıklaması sonrası gerginleşti.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları 60 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. (AFP)

Avustralya, bu tanıma kararının Filistin Yönetimi'nden aldığı taahhütlere bağlı olduğunu, bu taahhütler arasında Hamas'ın gelecekteki herhangi bir devlette yer almayacağına dair taahhüdün de bulunduğunu belirtti.

fo90p
Gazze Şeridi'ndeki savaş sırasında öldürülen gazetecilerin posterleri, Sidney'de düzenlenen bir yürüyüşte (AFP)

Avustralya bu kararı 11 Ağustos'ta, on binlerce kişinin Sidney Liman Köprüsü’nde Gazze Şeridi'ne yardım ve barış çağrısında bulunduğu yürüyüşün ardından açıkladı. İsrail, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırının ardından yaklaşık iki yıldır Gazze Şeridi’ne yönelik askerî harekât yürütüyor.

Filistinli yetkililer, İsrail saldırıları sonucunda Gazze Şeridi'nde 60 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini belirtiyor ve insani yardım kuruluşları gıda kıtlığı nedeniyle yaygın açlık tehlikesi olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.


SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
TT

SDG: Halk Meclisi seçimleri ‘formalite’ niteliğinde olup Suriye halkının iradesini yansıtmamaktadır

Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)
Afrin'deki bir polis karakolunda Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri'ne katılmak için kayıt sırasına giren Kürt gençler (AP)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolü altındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (KDSÖY) bugün yaptığı açıklamada, önümüzdeki ay yapılması planlanan Halk Meclisi seçimlerinin ‘demokratik olmadığını ve Suriye halkının iradesini yansıtmadığını’ belirterek, bu seçimleri 50 yılı aşkın süredir devam eden ‘ötekileştirme ve dışlama’ politikasının bir devamı olarak değerlendirdi.

KDSÖY tarafından yapılan açıklamada, seçimlerin şu anda yapılmasının ‘Suriye halkının yaklaşık yarısını katılımdan mahrum bıraktığı’ belirtilerek, bunun ‘seçimlerin kapsamlı bir siyasi çözümün gerekliliklerini karşılamayan formalite icabı bir adımdan ibaret olduğunun kesin kanıtı’ olduğu ifade edildi.

Suriye Yüksek Seçim Komisyonu dün, güvenlik sorunları nedeniyle Suveyda, Rakka ve Haseke'de oy kullanmanın ertelendiğini duyurdu.

KDSÖY, Suriye'nin kuzey ve doğusunu ‘5 milyondan fazla Suriyelinin haklarını reddetme politikasını meşrulaştırmak için’ güvensiz olarak nitelendirmenin tamamen anlamsız olduğunu vurgulayarak, bu bölgelerin ‘Suriye'nin diğer bölgelerine kıyasla en güvenli bölgeler’ olduğunu belirtti.

hy
Bedevi savaşçıların Suveyda'ya ilerlemesini engelleyen İç Güvenlik Güçleri’nin kontrol noktasında ellerini kaldıran Bedevi savaşçılar (Reuters)

KDSÖY, ‘tek taraflı bir zihniyetle dayatılan her türlü önlem veya kararı reddettiğini’ ve bu yaklaşımla alınan kararların ‘Suriye'nin kuzey ve doğu bölgeleri için bağlayıcı olmayacağını’ kaydetti.

KDSÖY, uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler’e (BM), Suriye'deki siyasi çözümle ilgili BM'nin 2254 sayılı kararına aykırı olduğunu düşünerek bu seçimleri tanımamaları çağrısında bulundu.

BM Güvenlik Konseyi, 2015 yılında Suriye'ye ilişkin 2254 sayılı kararı yayınladı. Bu karar, mezhepçi olmayan bir hükümetin kurulması ve yeni bir anayasanın hazırlanması da dahil olmak üzere siyasi bir çözüm için bir yol haritasının oluşturulmasını içeriyor.

KDSÖY’nin askeri kanadı olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 14 yıllık iç savaşın ve geçen yılın sonlarında Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Suriye'yi birleştirmek için yapılan çabaların bir parçası olarak, geçtiğimiz mart ayında Suriye hükümeti ile devlet kurumlarına katılmak üzere bir anlaşma imzaladı.

Söz konusu anlaşma, SDG ve KDSÖY’nin Şam hükümetiyle yeniden bütünleşmesinin önünü açmayı amaçlıyor.


Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
TT

Yemen hükümetinin aldığı önlemler Husi savaş ekonomisini sarsıyor

Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)
Yemen para biriminin toparlanması hükümete olan güveni yeniden sağladı, bunun da hizmetleri iyileştirmesi ve emtia fiyatlarını düşürmesi bekleniyor (AFP)

Yemenli araştırmacılar ve ekonomistler, Yemen riyalinin toparlanması ve parasal dengenin yeniden sağlanmasının ardından hükümetin son dönemde aldığı tedbirlerin Husi savaş ekonomisi üzerinde somut baskı oluşturmada başarılı olduğunu vurguladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan araştırmacılar, hükümetin ithalatı düzenleyen ve döviz spekülasyonunu yasaklayan tedbir ve kararlarının, Aden'deki Merkez Bankası'na inisiyatifi geri kazandırdığını ve hükümet kontrolündeki bölgelerle Husi kontrolündeki bölgeler arasındaki parasal uçurumun kapanmasına katkıda bulunduğunu, dolayısıyla grubun döviz kurlarını kontrol etme kabiliyetini ortadan kaldırdığını değerlendiriyor.

Uzmanlara göre, bu önlemler Husileri karşı önlemler almaya yöneltti; bunların en dikkat çekeni, kendi kontrolleri altındaki bölgelerdeki banka ve şirketlerin, hükümet kontrolünde bulunan bölgelerdeki ticari kuruluşlarla işlem yapmasını engellemek ve ek vergiler ve haraçlar koymak oldu. Grubun, mal akışını engellemek ve işletme faaliyetlerini durdurmak gibi halkın acılarını daha da artıracak popülist politikalara başvurması bekleniyor.