Andrew Garfield: Yakışıklı olmadığım için Narnia Günlükleri'nde rol alamadım

Andrew Garfield, 2021 yapımı Tick, Tick... Boom!'da canlandırdığı müzikal yazarı Jonathan Larson performansıyla Altın Küre Ödülü kazandı (Netflix)
Andrew Garfield, 2021 yapımı Tick, Tick... Boom!'da canlandırdığı müzikal yazarı Jonathan Larson performansıyla Altın Küre Ödülü kazandı (Netflix)
TT

Andrew Garfield: Yakışıklı olmadığım için Narnia Günlükleri'nde rol alamadım

Andrew Garfield, 2021 yapımı Tick, Tick... Boom!'da canlandırdığı müzikal yazarı Jonathan Larson performansıyla Altın Küre Ödülü kazandı (Netflix)
Andrew Garfield, 2021 yapımı Tick, Tick... Boom!'da canlandırdığı müzikal yazarı Jonathan Larson performansıyla Altın Küre Ödülü kazandı (Netflix)

Ünlü oyuncu Andrew Garfield, oynamayı çok istediği Narnia Günlükleri serisinde neden yer almadığını açıkladı.
ABD'li yıldız, 8 Ocak'ta yayımlanan röportajda yeterince yakışıklı olmadığı için Prens Kaspyian rolünü kapamadığını söyledi.
Garfield, 2010 yapımı Sosyal Ağ’la (The Social Network) ünlenmişti. 38 yaşındaki oyuncu, İnanılmaz Örümcek-Adam filmleriyle de hayran kitlesini genişletmişti.
Garfield, Marvel'ın yankı uyandıran filmi Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok'taki (Spider-Man: No Way Home) rolüyle de dikkat çekti.
İkonik karakteri daha önce canlandıran ABD'li aktörler Garfield ve Tobey Maguire, filmde çoklu evren sayesinde Tom Holland'a eşlik ediyor.

"Saplantı haline getirmiştim"
"Çok istediğimi hatırlıyorum. Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan (The Chronicles of Narnia: Prince Caspian) seçmelerine katılmıştım. 'Bu olabilir' diye düşünmüştüm" diyen Garfield, şöyle konuştu:
"Ve o yakışıklı parlak aktör Ben Barnes rolü kaptı… Saplantı haline getirdiğimi hatırlıyorum."
Garfield neden reddedildiğini öğrenmek için menajeriyle konuştuğunu ve şu cevabı aldığını aktardı:
"Yeterince yakışıklı olmadığını düşündükleri için Andrew."
Garfield, seçmelerdeki rakibine de hakkını verdi. "Barnes çok yakışıklı ve yetenekli bir adam" diyen başarılı aktör, verilen karardan mutsuz olmadığını ve Barnes'ın iyi bir iş çıkardığını ifade etti.
C. S. Lewis'in Narnia Günlükleri adlı roman serisine dayanan filmlerin ilki olan Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap (The Chronicles of Narnia: The Lion, the Witch and the Wardrobe) 2006'da vizyona girmişti. Barnes seriye Prens Kaspiyan rolüyle 2008'deki ikinci filmde katılmıştı.
Serinin son filmiyse 2010'da yayımlanan Narnia Günlükleri: Şafak Yıldızının Yolculuğu (The Chronicles of Narnia: The Voyage of the Dawn Treader).
 
Independent Türkçe, Variety, Insider



Fransa'da ruh sağlığı, sahte terapistlerin yeni üreme alanı haline geldi

Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)
Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)
TT

Fransa'da ruh sağlığı, sahte terapistlerin yeni üreme alanı haline geldi

Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)
Fransa'da ruh sağlığı, koçların kontrolsüz terapötik uygulamalara güvendiği, hızla büyüyen bir pazar haline geldi (AFP)

Fransız basın ajansına göre, “psikolog” veya “psikolojik danışman” gibi unvanlarla kendilerini tanıtan kişiler, artan talep ve düzenlemelerin eksikliğini fırsat bilerek Fransa'nın ruh sağlığı sektörünü istila ediyor ve bu durum büyük riskler doğuruyor.

“Bu tedavi hayatımı mahvetti”... 25 yaşındaki Marie (gerçek adı değil), durumunu bu sözlerle anlatıyor. Cinsel yaşamını etkileyen psikolojik sorunları olan bu genç kadın, gittiği fizik tedavi uzmanının tavsiyesi üzerine “kadınların bedenlerini geri kazanmalarına yardımcı olan” bir tedaviye yönlendirildi.

Sonuncusu, bir sujufoloji uzmanı (psikolojik bozuklukların tedavisinde nefes, hareket ve görselleştirme tekniklerini kullanan bilim dalı) ve hipnoz uyguluyor. İkinci seansta, Marie'nin zihninde garip bir görüntü belirdi: Kendisi iki yaşında iken dedesinin vücuduna dokunduğunu hayal etti.

 “Tamamen şoke oldum. Ona bunun ne anlama geldiğini sordum, o da ‘Sen ensestin kurbanısın, buna hiç şüphe yok’ diye cevap verdi.”

Bir başka seansta, terapist Mary'nin “ruhlarla iletişim kurma yeteneği” olduğunu söyledi. Mary, sujufoloji uzmanı ile ilişkisini kesti ve “bu teşhisle” yalnız başına yoluna devam etti.

Sekiz ay sonra her şeyini kaybettiğini anlayınca bir psikiyatriste başvurdu. Mary şöyle diyor: "Hemen sinirlendi ve bana, 'Hipnoz gerçek bir bilim değil! Beynin sana sahte anılar gönderebilir, bu yüzden çok dikkatli olmalısın” dedi.

Mary, kapsamlı bir takip sonucunda, uydurulmuş sahte anıların harekete geçirilmesinin kurbanı olduğuna inanmaya başladı.

Mivelodis, son yıllarda çok sayıda benzer vaka bildirimi aldıktan sonra, son raporunda, sahte anıların karmaşık bir kavram olduğunu ve bunların “uygunsuz hatta sapkın” olabilecek tedavilerden kaynaklandığı konusunda uyarıda bulundu.

Mary, “Ona çok kızgınım. Beni uyarmalıydı” dedi.

3 bin 900 Euro’ya destek               

Mivelodis,"Zayıf bir şekilde düzenlenen ruh sağlığı alanındaki artan endişelerden" söz etti.

Fransız İçişleri Bakanlığı'na bağlı kuruluşa göre ruh sağlığı “hızla genişleyen bir pazar haline geldi ve bu pazarda, ciddi psikolojik hasara yol açabilecek denetimsiz psikoterapi yöntemlerine başvuran danışmanlar veya koçlara yaygın olarak güveniliyor”.

Ruh sağlığı, “Kovid” salgınıyla birlikte sahte bilim uzmanlarının tercih ettiği bir alan haline geldi.

Ruhsal bozukluklar konusunda uzmanlaşmış bir halk sağlığı doktoru olan Michael Worms-Irminger, “Profesyonel ve eğlence kanallarında çok sayıda insan, herhangi bir eğitim almadan yapılandırılmış psikoterapi gibi tedaviler sunarak ruhsal sağlık sorunlarını tedavi edebildiğini iddia ediyor” diyor.

Kimisi kaygı ve dikkat eksikliği bozukluklarını tedavi ettiğini iddia ederken, kimisi otizm, şizofreni veya bipolar bozukluğu tedavi ediyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Mivelodis’in başkanı Donatien Le Vaillant yaptığı açıklamada, örgütün "ağır metalleri vücuttan uzaklaştırarak detoks etkisi sağladığını iddia eden besin takviyeleri, esrar veya şelasyon protokolleri" ( vücuttaki toksik metal ve kimyasalların uygun bir “şelatör” ile bağlanarak dokulardan sökülmesi, böbrek ve karaciğer yoluyla vücuttan uzaklaştırılması işlemi) gibi alternatif tedavi seçeneklerine dayalı "son 10 yılda otizm vakalarında iki katına çıkan bildirimlerin" olduğunu belirtti.

Mivelodis'in 2022-2024 yılları arasında aldığı bildirimlerin en büyük kısmını sağlık ve refah oluşturdu (%37) ve vakaların yüzde 80'i sağlık çalışanı olmayan kişileri içeriyordu.

Son zamanlarda, annelerin yorgunluğunu istismar eden ve genç, bitkin anneleri hedef alan yeni bir ticaret ortaya çıktı.

Mivelodis, “sahte koç” vakasından bahsediyor. Bu koçlar, “aşırı duyarlı” olarak teşhis edilen “kırılgan ve depresif” anneleri, 3 bin 900 avro karşılığında internet üzerinden destek almaları için kandırıyor.

'Çok fazla kafa karışıklığı var'

Kendini psikoterapist olarak tanımlayan bu kişilerin işleri, devlet tarafından tanınan ünvanların düzenlenmemesi nedeniyle gelişiyor; yalnızca psikolog, psikiyatrist ve psikoterapist ünvanları korunuyor.

Le Vaillant, "Herkes kendine koç veya danışman diyebilir" diyor. "Yasa kapsamında değil ama çok fazla kafa karışıklığına yol açıyor."

Michael Worms-Irminger, bu isimlerin "psikolojiyle meşru bir bağlantıya işaret ettiğini" belirtiyor.

Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Bakanlık Temsilcisi Frank Bellevier, sağlık otoritelerinin, insanların bu uygulamalara başvurmasına yol açan "cehalet" ile mücadele etmek için "etkili bir şekilde iletişim kurmaya" devam etmeleri gerektiğine inanıyor.

Eski yargıç ve Tarikat Mağdurları ve Aileleri Ulusal Savunma Birliği Başkanı Catherine Katz, “Spiritüel liderlerin folklorik imajından kurtulmalıyız” diyor. Katz, “Günümüzün spiritüel liderleri sınırsız bir hayal gücüne sahip” diye ekliyor.

Mikael Worms Erminiger, tıbbi çölleşmenin “her türden koç”ların işine yarayabileceğini, “pahalı” psikolojik bakım için “bekleme sürelerinin” “korkutucu” boyutlara ulaşabileceğini belirtiyor.