Nebil Fehmi: ABD Hüsnü Mübarek’e karşı İhvan’ı destekledi

Eski Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi ‘Olayların Merkezinde’ başlıklı hatıratında ABD’nin İhvan-ı Müslimin’e olan desteğini anlattı

Başkan Clinton ve Mısır Büyükelçisi Nebil Fehmi
Başkan Clinton ve Mısır Büyükelçisi Nebil Fehmi
TT

Nebil Fehmi: ABD Hüsnü Mübarek’e karşı İhvan’ı destekledi

Başkan Clinton ve Mısır Büyükelçisi Nebil Fehmi
Başkan Clinton ve Mısır Büyükelçisi Nebil Fehmi

Eski Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi, anılarını kaleme aldı.  
Fehmi’ye göre ABD yönetimi ‘siyasal İslam’ı’ bir yönetim alternatifi olarak kabul etmeye başladıklarından beri, Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) ile Hüsnü Mübarek yönetimini rahatsız etme pahasına temas halinde oldular. 
Fehmi’ye göre Beyaz Saray, Hüsnü Mübarek’in halefinin, İhvan kadrolarından birinin olabileceğini son olasılık olarak düşünmekteydi. Bush başkanlığındaki ABD yönetimi ve sonrasında Barack Obama, Ortadoğu'daki siyaset sahnesinin vazgeçilmez bir bileşeni olarak siyasal İslam fikrine açık hale gelmişti. Yeni Muhafazakarlar (NeoCon’lar) dışında Amerika’nın karar vericileri İslamcıları desteklemeseler dahi kabul edilebilir olarak görmekteydi. Bu süreçte Amerikan araştırma merkezlerinde İhvan üyelerinin daha sık görüldüğünü söyleyebilirim. Özellikle Katar’da gerçekleşen panellerde daha fazla İhvan üyesi sahne almaktaydı. 
ABD'nin Kahire Büyükelçiliği, Müslüman Kardeşler ile sürekli bir temas halindeydi. Ancak bu temas Mübarek döneminde daha çok istihbaratçılar aracılığıyla gerçekleşmekteydi. 2000 yılında Müslüman Kardeşler üyesi adayların Mısır parlamento seçimlerine katılmasının önü açıldıktan sonra bu görüşmeler diplomatlar aracılığıyla olmaya başladı. Artık İhvan üyeleri büyükelçilikteki resepsiyonlara davet edilmekteydi, Mübarek yönetiminin bu durumdan rahatsız olduğu ve Amerikalılara bu rahatsızlığını bildirdiğini söyleyebilirim. Müslüman Kardeşler’e yönelik artan ilgi, Mısır yönetiminin bir komploya maruz kaldıkları yönünde hassasiyet geliştirmesine neden oldu. Hüsnü Mübarek Amerikalıların niyetlerinden şüphe etmeye başlamış ve bu durum onun için öfke kaynağı olmuştu. Özellikle George W Bush’un, Mısır’da reform çağrıları yapması ve bazı bölge ülkelerindeki rejimleri değiştirme girişimleri Mısır yönetimini tedirgin etmekteydi. Washington'daki büyükelçi olarak geçirdiğim son yıllarda, üst düzey Mısırlı yetkililer Washington ziyaretlerinde Amerikalılara doğrudan Müslüman Kardeşler ile olan ilişkilerine dair sorular yöneltiyordu.  Bush, Mayıs 2005'te Başbakan Ahmed Nazif'i Oval Ofis'te kabul ettiğinde, Nazif, ABD Başkanı'na Müslüman Kardeşler ile ne tür bir ilişkileri olduğunu sordu. ABD’li yetkililer Müslüman Kardeşlerle yakınlaştıklarını inkâr ettiler ancak bu Mısırlıların için ikna edici olmadı. 
Bu tarihten itibaren, Müslüman Kardeşler dosyası Amerika'yı ziyaret eden her Mısırlı yetkilinin gündeminde olmaya devam edecekti. Kahire’ye gönderdiğim telgraflarda Amerikalıların Müslüman Kardeşlerle temas halinde olduğunu bildirmekteydim. 1979'da İran'da Şah yönetiminin ani devrilişinden sonra, Amerika dost ve müttefik ülkelerde dahi karşıt gruplarla iletişim halinde olma politikası izlemeye başladı. Başbakan Nazif'in 2005 yılında Washington'a yaptığı ziyaretten kısa bir süre sonra Mübarek, Amerika'nın İhvan ile ilişkisini görüşmek üzere ABD'yi ziyaret eden Mısırlı yetkililerle üst düzey bir toplantı yaptı. Mübarek, ABD'li yetkililerin, İhvan ile iletişim kurmadıkları yönündeki beyanları ile çelişen gizli temaslarından oldukça rahatsızdı.
Ordu ya da güvenlik geçmişi olan uygun bir aday bulunmaması durumunda, Müslüman Kardeşler’in yönetime gelme şansı olabilirdi. Zira geniş halk tabanı sayesinde seçimler sonucu iktidara gelebilmeleri muhtemeldi. Bu sebeple Başkan Clinton ve Bush, Müslüman Kardeşleri temkinli bir şekilde takip etmekteydi. 

Şarkul Avsat yarından itibaren Nebil Fehmi’nin kitabından üç bölümlük yazı dizisini okuyucularına sunacak.



Gazze'nin trajedilerinden biri daha: Yüzlerce insana bir banyo

Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Gazze'nin trajedilerinden biri daha: Yüzlerce insana bir banyo

Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'deki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşı karşıya olduğu en zorlu insani sorunlardan biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzettin Ebu Ayşe

Fatıma, yarım saattir mülteci kampının tek tuvaletine girmek için uzun bir kuyrukta sıranın kendisine gelmesini beklerken bir kadın olarak aniden, “Bu uzun kuyruğu atlamam lazım, aniden regl oldum, lütfen müsaade edin!” diye bağırdı.

Fatıma'nın önünde sıraya dizilmiş yaklaşık 20 erkek ve kadının her biri tuvalete girip ihtiyaçlarını giderirken, diğerleri onları beklemek zorunda kalıyor.

Utanç ve mahremiyet

Bu şekilde bağırdığı için utanan Fatıma, “Sırayı neden atlatmam gerektiğini gerekçelendirmek zorundaydım ama bahanem bir kadın olarak mahremiyetimdi. Ne yazık ki bu savaşta insanlar arasında mahremiyet falan kalmadı.

Fatıma, savaştan önce Gazze şehrinin doğusunda yaşıyordu. Ancak bugün bu bölge tehlikeli bir savaş alanına dönmüş durumda. Fatıma, oradan kaçmak zorunda kaldı ve yaklaşık 250 kişiyle birlikte bir sığınma kampında yaşıyor. Hepsi de bütün gün dolu olan tek bir banyoyu paylaşıyor.

Fatıma, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu insanca bir hayat değil. Hiçbir şey yok, susuz, yiyeceksiz ve daha da zoru tuvaletsiz çadırlarda yaşıyoruz. Tuvaleti kullanmak için çok erken kalkıp kadınlar ve erkeklerden oluşan karma bir kuyrukta sıra beklemem gerekiyor. Kirli bir banyoyu kullanmak salgın hastalıkların yayılması için davetiye çıkarıyor.”

Ortak banyoların başta kadınlar olmak üzere Gazzelilerin üzerinde psikolojik ve sağlık açısından etkileri var (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)Ortak banyoların başta kadınlar olmak üzere Gazzelilerin üzerinde psikolojik ve sağlık açısından etkileri var (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

En zorlu insani meselelerden biri

Kamptaki herkes küçük bir banyoyu kullanıyor. Burayı banyo, tuvalet ve çamaşır yıkamak için kullandığını söyleyen Fatıma, bu durumdan oldukça şikayetçi ve psikolojik olarak bu durumdan etkilenmiş görünüyor.

Gazze Şeridi’ndeki tuvaletlerin yetersizliği, halkın karşılaştığı en zor insani sorunlardan biri. Bu aynı zamanda sadece yerinden edilmiş insanların tek bir tuvaleti kullanmasını değil, aynı zamanda kirli tuvaletleri, susuzluğu ve cinsiyet mahremiyetinin olmadığı çok katmanlı bir sorun.

Elinde boş bir şişe taşıyan Yusuf, tuvaletten çıkarak şişeyi suyla doldurmanın bir yolunu aradı. Yusuf, tuvalet kirlendiği ve temizlemek istediği için kuyruktaki insanlardan tuvalete girmemelerini istedi, fakat bu zaman alan bir süreçti.

Çadırlardan uzağa

Kimse tuvaletin temizlenmesini beklemedi ve Yusuf şişeyi doldurmak için en yakın su kaynağını ararken teker teker içeri girdiler. Kampta iki tuvalet olmasını kabul edebileceğini fakat kabul edemediği tek şeyin tuvaletlerin temiz olmaması olduğunu söyleyen Yusuf, “Banyoda su deposu yok. Bu yüzden sürekli kirli kalıyor. Gazze'nin ciddi bir su krizi yaşaması büyük zorluk yaratıyor” ifadelerini kullandı. Yusuf, su bulunsa bile hijyen araç ve gereçlerinin eksik olduğunu ve tuvaletlerin temizlenmesi sürecini engellediğini ifade etti.

kurulduğundan, yerinden edilen kişiler ilkel banyolar/tuvaletler inşa ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)Kampların çoğu temel hizmetlere erişimi olmayan tarım arazileri üzerine kurulduğundan, yerinden edilen kişiler ilkel banyolar/tuvaletler inşa ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Yaklaşık 350 kişilik olan, nispeten büyük bir kampta yaşayan Yusuf, az sayıdaki tuvaletin çadırlara uzak olduğundan ve tuvalete ulaşmak için 250 metre yürümek zorunda kaldıklarından şikayetçi.

Gazze'deki tuvalet krizi, İsrail ordusunun Gazzelilerden evlerini terk etmelerini istemesi ve onları hiçbir altyapı, kanalizasyon sistemi ve tuvaletin bulunmadığı barınaklara (okullar, kamplar ya da kamu tesisleri) tıkıştırmasıyla ortaya çıktı.

İlkel tuvaletler

Yerinden edilen insanların sayısı arttıkça ve tahliye alanları genişledikçe, mevcut barınma tesisleri sayıları karşılayamaz hale geliyor. Bu durum tuvaletler üzerinde baskıya neden olurken özellikle kadınlar için sağlık ve psikolojik açıdan felaketlere yol açıyor.

Kampların çoğu temel hizmetlere erişimi olmayan tarım arazileri üzerine inşa edildiğinden, yerinden edilmiş kişiler kendi ilkel, sağlıksız ve yetersiz tuvaletlerini/banyolarını inşa ediyorlar.

Çadırının yakınlarındaki bir köşede ailesi için yeni bir banyo ve tuvalet inşa eden Zeyd, kamp sakinlerinin tuvaleti kullanmayı istediklerini, onlara engel olmadığını söyledi. Zeyd, umumi tuvaletlerin yerinden edilmiş kişilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri olduğunun altını çizdi.

Ek bir sorun olarak temizlik

Zeyd, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Çok sayıda yerinden edilmiş kişinin belirli coğrafi bölgelere sıkıştırılması umumi tuvalet krizine yol açtı. Bu da sık kullanılan bu ortak tuvaletleri temizleyecek günlük kullanım suyunun ciddi şekilde yetersiz olması, su sağlayan pompaları çalıştıracak su ve elektrik kaynaklarının kesilmesi ve hijyen kitlerinin yetersizliği gibi diğer krizlerle birlikte ortaya çıktı.”

Zeyd ve onunla birlikte banyoyu kullanan komşuları banyoyu sırayla temizlemek zorunda. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Zeyd, “Kötü kokuları gidermek ve böceklerin yayılmasını mümkün olduğunca sınırlamak için atıkları kumla örtüyoruz. Su kıtlığı ve temizlik malzemelerinin yüksek fiyatlı olması nedeniyle büyük zorluklarla karşılaşıyoruz” dedi.

Üç çocuk annesi olan Sabrin, “Banyolar çok yetersiz ve ilkeller. Boyutları da küçük ve dar.  Bu yüzden ihtiyacı karşılamıyor. Küçük çocukların kuyrukta bekleyecek sabrı yok” ifadelerini kullandı.

Umumi banyoların/tuvaletlerin farklı yaş gruplarının ihtiyaçlarını karşılayamadığını ve kadınların mahremiyetini koruyamadığını belirten Sabrin, “Bunlar feci ve insanlık dışı koşullar. Gazze'de tuvalet kullanımı psikolojik ve fiziksel olarak yorucu bir halde. Uygun donanıma sahip bir banyomuz yok” şeklinde konuştu.

Psikolojik ve sağlık üzerindeki etkileri

Umumi tuvaletler meselesinin Gazzeliler üzerinde ağır bir psikolojik ve sosyal etkisi söz konusu. Yerinden edilen insanlar her zaman insanlık onurlarının ihlal edildiğini hissediyor ve utanç verici durumlara maruz kaldıklarında öfkeleri ve üzüntüleri daha da ağır basıyor.

Dermatoloji uzmanı Dr. Enes ed-Deyk, aşırı kalabalık sorunundaki en ciddi faktörün yerinden edilen kişilerin mülteci kamplarındaki tuvaletleri paylaşmak zorunda kalmaları, bunun da ishal, solunum yolu hastalıkları ve cilt hastalıkları gibi birçok hastalığın yayılmasına neden olması olduğunu söyledi.

Dr. Deyk, şunları söyledi:

“Sağlıksız koşullar, özellikle ilaç ve tıbbi bakım eksikliği göz önünde bulundurulduğunda, cilt ve sindirim sistemi hastalıklarının ortaya çıkmasına katkıda bulunuyor. Aynı zamanda salgın hastalıkların yayılması riski oluşturuyor. Uygun ve güvenli banyoların eksikliği ve yaygın olarak ahşap ve plastikten yapılmış banyoların olması nedeniyle, utanç ve endişe duyan kadınlarla karşılaştım. Bu durum onların daha az su içmelerine ya da uzun saatler boyunca tuvaleti kullanmaktan kaçınmalarına yol açıyor. Bu da idrar yolu enfeksiyonları gibi ciddi sağlık komplikasyonlarına neden olabiliyor.”