Suudi Arabistan, koronavirüs kaynaklı en yüksek günlük can kaybını kaydetti

Krallık genelinde, günlük vaka oranı 5 bin sınırını aşarken, ilkokul öğrencileri okula dönüyor.

Eğitim idareleri, ilkokul ve anaokulu öğrencilerinin katılımına hazırlık olarak bakım çalışmaları için çabalarını yoğunlaştırıyor. (SPA)
Eğitim idareleri, ilkokul ve anaokulu öğrencilerinin katılımına hazırlık olarak bakım çalışmaları için çabalarını yoğunlaştırıyor. (SPA)
TT

Suudi Arabistan, koronavirüs kaynaklı en yüksek günlük can kaybını kaydetti

Eğitim idareleri, ilkokul ve anaokulu öğrencilerinin katılımına hazırlık olarak bakım çalışmaları için çabalarını yoğunlaştırıyor. (SPA)
Eğitim idareleri, ilkokul ve anaokulu öğrencilerinin katılımına hazırlık olarak bakım çalışmaları için çabalarını yoğunlaştırıyor. (SPA)

Suudi Arabistan Krallığı, salgının başlangıcından bu yana 5 bin vaka sınırını aşarak, en yüksek günlük koronavirüs vaka sayısı kaydetti.
Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı Çarşamba günü yaptığı açıklamada, son 24 saatte 5 bin 362 yeni vaka kaydedildiğini belirterek, toplam vaka sayısının 593 bin 545’e ulaştığını açıkladı.
Ülke genelinde enfekte vakaların sayısı, aylarca yüzün altında seyretmesinin ardından günlük bazda büyük oranda artmaya devam ediyor.
Dünya genelinde yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) mutasyona uğramış yeni türü Omikron varyantının yayılmaya ve ona bağlı vaka sayılarının artmasıyla birlikte Krallık, iki hafta önce günlük bin vaka sınırını aşmaya başlamıştı.
Sağlık Bakanlığı yakın zamanda yaptığı açıklamada, dünyanın tanık olduğu vaka sayısındaki artış göz önüne alındığında enfeksiyon eğrisindeki artışın normal olduğunu belirtmişti.
Bakanlık ayrıca, koronavirüs kaynaklı yoğun bakım ünitelerinde tedavi gören vaka sayısının azalmasının en büyük nedeninin, virüse karşı geliştirilen aşıların olduğuna dikkat çekti.
Diğer yandan, ülkedeki ilkokul öğrencileri iki yıllık bir aradan sonra sınıflarına dönmeye hazırlanıyor.
Sağlık ve Eğitim Bakanlığı ortak bir bildiri yayınlayarak, kamu, özel, uluslararası ve yabancı okullarda 12 yaş ve altı ilköğretim ve anaokulu düzeyindeki öğrencilerin eğitime geri döndüğünü duyurdu. Bununla birlikte, 23 Ocak 2022 Pazar gününden itibaren sağlık nedenleriyle derslere katılamayan öğrenciler uzaktan eğitimlerini çeşitli platformlar üzerinden tamamlayabilecekler.
Açıklamada ayrıca, söz konusu kararın, Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları ile Halk Sağlığı Kurumu (Weqaya) arasında, ortaokul ve lise öğrencilerinin güvenli bir şekilde okula devam etmeleri için ihtiyati protokollerin uygulanmasında elde edilen koordinasyon ve böylece elde edilen başarının, Suudi Arabistan'ın toplum genelinde bağışıklığa ulaşma çabalarının devam eden entegrasyonunun bir teyidi olduğu belirtildi.
Eğitim Bakanlığı ayrıca, ilköğretim ve kreşlerdeki eğitim sürecinin ilerleyişinin esnek operasyonel modellere uygun olarak ve ayrıca Halk Sağlığı Kurumu (Weqaya) tarafından onaylanan sağlık protokollerine bağlılık doğrultusunda gerçekleştirileceğini açıklarken, bu protokollerin uygulanması için tüm okulların hazır olduğunu vurguladı.
Tüm okulların yüzde 97'sinin düşük ve orta dereceli okullardan oluştuğunu açıklayan Bakanlık, ilkokul ve anaokulu seviyelerinde okula dönüş için düşük, orta ve yüksek olmak üzere 3 operasyonel model benimsedi.
Söz konusu modeller, ülke genelindeki bölgeler ve valiliklerdeki ilkokul ve anaokullarında bulunan tesis ve alanlardan yararlanarak koronavirüse karşı sağlık önlemleri ve kontrollerini uygulamayı öngörürken düşük seviyeli model, sınıflarda ve laboratuvarlarda öğrenciler arasında tam sosyal mesafeyi sağlamak amacıyla belirlendi.
Orta dereceli modele göre ise bu seviyedeki okulların, sınıflardaki öğrencileri iki gruba ayırarak sosyal mesafeyi sağlaması amaçlanırken, üst düzey modelde sınıflardaki öğrencileri üç gruba ayırarak salonlarda ve laboratuvarlarda sosyal mesafenin sağlanması hedeflenmekte.
Modeller ayrıca öğrencilerin psikolojik ve sosyal olarak formda olmalarını ve şahsen derslere devam etmelerini sağlamanın yanı sıra onaylanmış sağlık önlemlerine ve kontrollerine uymayı da içeriyor. Ayrıca okul çalışanlarının sağlık durumlarının takibini, sınıfların ve okulların eş zamanlı yayın teknikleri ile donatılmasının yanı sıra fiziksel mesafeyi sağlayamayan sınıf ve sınıf dışı faaliyetleri de kapsıyor.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.