Irak’ta bazı üst düzey yetkililer hakkında yakalama ve zorla getirme emri çıkarıldı

Şeffaflık Kurumu bir ay içinde 98 kişi hakkında yakalama emri verdi.

Irak Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan ve Sınır Kapıları Kurumu Başkanı Ömer el-Vaili (INA)
Irak Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan ve Sınır Kapıları Kurumu Başkanı Ömer el-Vaili (INA)
TT

Irak’ta bazı üst düzey yetkililer hakkında yakalama ve zorla getirme emri çıkarıldı

Irak Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan ve Sınır Kapıları Kurumu Başkanı Ömer el-Vaili (INA)
Irak Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan ve Sınır Kapıları Kurumu Başkanı Ömer el-Vaili (INA)

Irak Federal Şeffaflık Kurumu dün (Çarşamba) aralarında şu anda görev başında bulunan isimlerin de yer aldığı devletin önemli pozisyonlarında hizmet vermiş üst düzey bazı yetkililer hakkında yakalama ve zorla getirme emri çıkardı.
Kurumun dünkü açıklamasıyla birlikte son bir ay içinde hakkında yakalama ve zorla getirme emri çıkarılan yetkili sayısı 98’e ulaştı.
Kurum’dan yapılan açıklamaya göre, şu an görev yapan bir bakan ve 4 eski bakan, eski bir bakan yardımcısı, 9 eski milletvekili, şu an görev yapan 2 vali ve 7 eski vali, şu an görev yapan 21 genel müdür ve 22 eski genel müdür ve 12 il meclis üyesi hakkında yakalama ve zorla getirme emri çıkarıldı.
Irak Şeffaflık Kurumu üst düzey devlet yetkilileri hakkında ilk kez yakalama emri yayınlamıyor. Kurum uzun yıllardır bu yönde tedbirler alıyor. Ancak bu tedbirler, Irak’ın 18 yıldır mustarip olduğu yolsuzluk suçlarının önlenmesinde ciddi bir başarı kaydedemedi.
Uluslararası şeffaflık örgütlerinin, yolsuzluğun en yaygın olduğu ülkelerle ilgili yayınladığı listelerde Irak halen ilk sıralarda yer alıyor. Haklarında yakalama veya zorla getirilme kararı bulunan çoğu yetkilinin dosyasıyla ilgili ‘delil yetersizliği’ kararı veriliyor. Bu kararın alınmasında, etkili partilerin kendi mensuplarının yargılanmasını engellemek amacıyla yargı otoritesine yaptığı baskılar etkili oluyor.
Şeffaflık Kurumu Aralık’ta yayınladığı raporda, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bölgeleri hariç Bağdat ve diğer illerde devlete ait arazi ve gayrimenkullere yönelik 31 bin 378 ihlalin işlendiğini tespit ettiklerini belirtti.
Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih geçen yıl Mayıs ayında yaptığı açıklamada, son bir yıl içinde yapılan yolsuzluklarla yurtdışına 150 milyar dolar kaçırıldığını belirtti.

Arap Birliği, Irak hükümeti ile ortaklaşa bir konferans düzenledi
Arap Birliği, yolsuzlukla mücadele ve yolsuzluk yapılarak yurtdışına kaçırılan paraların geri getirilmesi hususunda Irak’a yardımcı olmak amacıyla Eylül ayında Bağdat’ta Irak hükümeti ile ortaklaşa bir konferans düzenledi.
Denetleme mercilerinin aldığı önlemlere ve Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi’nin geçen yıl Yolsuzlukla Mücadele Komitesi ismiyle özel bir komite kurmasına rağmen halkın büyük bir kesimi, Irak makamlarının yolsuzlukla mücadelede istenen düzeyde ilerleme kaydedemediği görüşünde.
Irak sınır kapılarının yolsuzluk araçlarından biri olması ve yasak maddelerin ülkeye sokulduğu bir kapı haline gelmesi dikkate alındığında yolsuzlukla bağlantılı olarak Irak Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, sınır kapıları ve şeridinin güvenliğinin sağlanması gerektiğini vurguladı.
Yüksek Yargı Konseyi’nden dün (Çarşamba) yapılan açıklamada, Başkan Zeydan’ın Konsey binasında Sınır Kapıları Kurumu Başkanı Ömer Adnan el-Vaili’yi karşıladığı bildirildi. Açıklamaya göre Zeydan, “Sınır kapıları ve şeridinin güvenliğinin sağlanması, sahtecilik ve finansal manipülasyonla ülkeye ithal edilen tüm malzemeler üzerinde kontrolün sıkıştırılması ve hepsinin incelenmesinin sağlanması” gerektiğini vurguladı. Zeydan ayrıca kuralları çiğneyenlerin tespit edilmesi ve yasaların öngördüğü şekilde en ağır cezaları almaları için çabaların sürdürülmesini talep etti.
Zeydan, sınır kapılarının mevcut yönetimle birlikte büyük bir değişime şahit olduğunu söyledi. Ancak sınır kapıları dosyasıyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Sahtecilik, vergi kaçakçılığı, rüşvet, güvenlik ve kalite kontrol şartlarına uygunluğu test edilmeyen malzemelerin girişleri aynı şekilde devam ediyor” dedi.
İsminin açıklanmasını istemeyen kaynak, “Sınır kapıları halen geleneksek bürokratik yollarla çalışıyor. Sahteciliği önlemek için şimdiye kadar elektronik sistemlere geçiş yapılmadı. Bu nedenle rüşvetin halen yaygın olduğunu, ithal edilen malların kalitesinde sahtecilik yapıldığını, kan emiciliğinin devam ettiğini ve ayrıca partiler ve silahlı gruplarla bağlantılı bazı yapıların sınır kapıları üzerinde otorite kurduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Başbakan Mustafa el-Kazımi Mayıs 2020’de göreve başladıktan sonra sınır kapılarındaki bazı yapılara geniş çaplı operasyonlara başlattı ve Basra ile Vasıt gibi illerdeki sınır kapılarını ziyaret ederek tüm kapılarda elektronik sistemlere geçileceği sözünü verdi. Fakat şu ana kadar böyle bir adım atılmadı. Sınır kapılarındaki çalışma şekli halen eski geleneksel yollara dayanıyor. Bu da yolsuzluk ve manipülasyon operasyonlarını kolaylaştıran bir durum.



İsrail'in çekilme planları nedeniyle Gazze'deki ateşkes görüşmeleri "başarısız" oldu

 İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
TT

İsrail'in çekilme planları nedeniyle Gazze'deki ateşkes görüşmeleri "başarısız" oldu

 İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)

Konuyla ilgili bilgi sahibi iki Filistinli kaynağa göre, İsrail'in Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 40'ını askeri kontrolü altında tutan bir çekilme haritası sunma ısrarı nedeniyle Gazze'deki ateşkes müzakereleri ‘çıkmaza’ girmiş durumda.

AFP'ye konuşan kaynaklardan biri, “Doha'daki müzakereler, İsrail'in dün sunduğu ve Hamas'ın reddettiği Gazze Şeridi'nin yüzde 40'ından fazlasında askeri güç bulundurmayı içeren, İsrail ordusunun yeniden konuşlandırılması ve yeniden konumlandırılmasını öngören bir çekilme haritasında ısrar etmesi nedeniyle çıkmaza girmiş durumda ve karmaşık zorluklarla karşı karşıya” dedi.

İkinci kaynak ise “İsrail yok etme savaşını sürdürmek için oyalama ve anlaşmayı bozma politikasını sürdürüyor” ifadesini kullandı.

Gazze ateşkes müzakereleri, Hamas'ın İsrail'i engellemekle suçladığı ve ABD ile İsrail'in görüşmelerde bir ilerleme kaydedileceği ve birkaç gün içinde anlaşmaya varılacağı yönündeki iyimser söylemleri arasında Katar'ın başkenti Doha'da yedinci gününe girdi.

Geçtiğimiz pazar gününden bu yana Doha'da devam eden müzakerelerin ortasında Netanyahu perşembe günü yayınladığı bir videoda Hamas'ın silahsızlandırılmasını, askeri kabiliyetlerinin olmamasını ve bölgeyi yönetmemesini şart koşarak bunlar olmadan Gazze Şeridi'nde anlaşma ihtimalini dışladı ve savaşa geri dönme tehdidinde bulundu. Netanyahu, “Bu müzakereler yoluyla elde edilebilirse iyi olur, aksi takdirde kahraman ordumuzun gücüyle başka yollarla elde edeceğiz” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar perşembe günü Avusturya gazetesi Die Presse'ye verdiği röportajda, müzakerelerin geleceği için bir başka koşul öne sürerek Hamas liderlerinin sürgüne gönderilmesinin ‘savaşı sona erdirecek çözümün bir parçası olabileceğini’ belirtti.

Geçtiğimiz perşembe günü televizyonda yayınlanan bir röportajda Netanyahu birkaç gün içinde bir anlaşmaya varılacağı umudunu dile getirerek şunları söyledi: “50 esir halen Hamas tarafından tutuluyor ve bunlardan sadece 20'sinin hayatta olduğuna inanılıyor. Şu anda yaşayanların yarısının ve ölülerin yarısının çıkarılmasını öngören bir anlaşmamız var, yani 10 yaşayan insanımız ve yaklaşık 12 ölen rehinemiz kalacak, ancak onları da çıkaracağım. Umarım birkaç gün içinde bunu sonuçlandırabiliriz.”

Geçen hafta Netanyahu ile Beyaz Saray'da iki kez görüşen Trump, ateşkesin yakın olduğu söylemini yineleyerek bu haftayı olası bir tarih olarak belirledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü yaptığı açıklamada bir anlaşma için ‘büyük umutları’ olduğunu ifade etti.