WHO, küresel aşılama oranlarındaki eşitsizlikten endişeli

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yetkilileri zengin ülkelerin ‘aşı milliyetçiliği’ yaklaşımına tepki gösterdi.

Dakka’da aşılama çalışmaları sürüyor. (DPA)
Dakka’da aşılama çalışmaları sürüyor. (DPA)
TT

WHO, küresel aşılama oranlarındaki eşitsizlikten endişeli

Dakka’da aşılama çalışmaları sürüyor. (DPA)
Dakka’da aşılama çalışmaları sürüyor. (DPA)

Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) üst düzey yetkililer ve uzmanlar, yoksul ve düşük gelirli ülkelerin halen aşı miktarı ve tedavi imkanları açısından büyük eksiklikler yaşadığını, zengin ülkelerin ise yeni tip koronavirüste (Kovid-19) dördüncü dozunu vermek konusunda yarıştığını vurguladılar. Söz konusu durumdan endişe duyduklarını kaydettiler. Zengin ülkelerin bu tutumunun olumsuz etkilerine dikkat çeken uzmanlar söz konusu durumun yeni varyantların ortaya çıkmasına neden olabileceği uyarısında bulundular.
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan uzmanlar, aşıların herkese uygulanmasının gerektiğini gösteren bilimsel kanıtlara ve zengin ülkelerin ve ilaç şirketlerinin çoğunluğunun yoksul ülkelere yardım etme ve salgınla mücadele imkânlarını geliştirmek için destek söz verdiklerine dikkat çektiler. Ancak ek doz uygulamaların hayal kırıklığına neden olduğunun altını çizdiler.
Adının açıklanmasını istemeyen bir WHO yetkilisi açıklamasında “Diğer ülkelerin Güney Afrika’da Omikron varyantının keşfine tepkisi yeni biçimiyle, ırksal ayrımcılığa yakındı” dedi. Yetkili, Batılı ülkelerin sınırlarını Güney Afrika ülkelerinden gelen yolculara kapatmalarının virüsün dünyanın her köşesine yayılmasını engel olmadığını vurgulayarak bu tutumun daha tehlikeli bir varyant ortaya çıktığında tekrarlanması halinde yine işe yaramayacağını kaydettiler. Söz konusu haksızlığın küresel sağlık için ciddi bir tehdit oluşturduğu uyarısında bulundular.

Dünya nüfusunun yarısını aşılaması
WHO salı günü yaptığı açıklamada Avrupa nüfusunun yarısının 8 hafta içinde Omikron ile enfekte olacağı konusunda uyarısı yaptı. Washington Üniversitesi Halk Sağlığı Önlemleri Enstitüsü de bu yılın ilk 3 ayındaki yeni vakaların,  salgının başlangıcından geçen yılın sonuna kadar kaydedilen toplam vaka sayısına eşit olabileceği tahmininde bulundu.
WHO’nun güncel verilerine göre dünya nüfusunun yarısından fazlası Kovid-19’a karşı aşı olurken sadece tek doz aşı uygulanan düşük gelirli ülkelerde bu oran halen yüzde 8’in altında.
WHO uzmanları, uluslararası alandan yetkililerin söz konusu durumun yeni varyantların ortaya çıkmasına neden olacağı ve Omikron’da olduğu gibi dünyanın dört bir yanına yayılmasının önüne geçilemeyeceği konusunda ikna edilmesi gerektiğini vurguladılar. Yetkililer, WHO’nun aşılar sağlanmadan önce bile defalarca kez aşı milliyetçiliğinin sonuçları konusunda uyardığını, ancak zengin ülkelerin tekelci politikalarına devam ettiğini ve nüfuslarını 9 kez aşılamaları için yeterli olacak miktarda aşı satın aldıklarını kaydettiler.

Aşı milliyetçiliği
COVAX programının sorumlularından bir yetkili G7 ülkelerinin geçen yaz ellerindeki fazla aşıları doğrudan veya WHO’nun denetlediği program aracılığıyla, yoksul ve gelişmekte olan ülkelere verme taahhüdünde bulunduğunu ancak son aylarda aşılama oranlarının yüksek seviyelere ulaşmış olmasına rağmen sözlerini tutmadıklarını belirttiler.
Bunun yanı sıra ABD gibi bazı ülkeler, ek dozların etkinliğini doğrulayan bilimsel kanıtlar olmaksızın bazı aşıların ek dozlarını uygulamak üzere doğrudan baskı uygulamaya başladı. ABD yönetimi, WHO’nun yeterli dozda aşı yoksul ülkelere ulaşana kadar ek dozların dağıtımını askıya alma çağrısından önce ek dozları uygulamak amacıyla Pfizer’den 200 milyon doz aşı satın alma sözleşmesi imzaladı. Ancak ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) söz konusu dönemde ek doz uygulamasını henüz onaylamamıştı.
WHO uzmanları yoksul ve gelişmekte olan ülkelere yeterli miktarda aşı ulaşamamasının tek nedeninin ek dozlar olmadığını, zira başta Kanada, Almanya, İspanya ve İtalya olmak üzere birçok ülkenin gelişmekte olan ülkelere doğrudan milyonlarca doz verme sözü verdiğini ancak sözlerini tutmadığını belirttiler. Güncel veriler, bu ülkelerin çoğunun sözlerini yerine getirmediğini, örneğin ABD’nin yoksul ve düşük gelirli ülkelere 70 milyon doz vermeyi taahhüt ettiğini ancak bu miktarın sadece yüzde 7’sini sağladığını gösteriyor.

İlaç şirketlerinin rolü
İlaç şirketleri ve zengin yönetimler, gelişmekte olan ülkelerdeki aşı tüketimi seviyesinin düşük olmasının nedenini söz konusu ülkelerdeki sağlık hizmetlerinin zayıflığı ve çeşitli nedenlerle vatandaşlarının aşı talebinde bulunmaması olarak gösterdiler. Pfizer şirketinin CEO’su Albert Bourla kısa süre önce yaptığı açıklamada, Afrika ülkelerinde aşı konusundaki tereddüt ve şüphe seviyesinin, ABD, Avrupa ve Japonya’dakini büyük oranda aştığını belirtti. Ancak WHO ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) verileri Afrika’da aşı konusundaki şüphelerin, zengin ülkelere göre daha düşük olduğunu gösteriyor. WHO’dan bir yetkili, Bourla’nın açıklamalarının Pfizer şirketinin aşılardan elde ettiği büyük kazancı temize çıkarmayı hedeflediğini, zira şirketin pandemi başladığından bu yana zengin ülkelerle yapılan sözleşmelere öncelik verdiğini belirtti. Aşı üretebilecek teknik imkanlara sahip olan Afrika ya da Asya ülkelerine teknoloji transfer etmediklerini vurguladı.
Gelişmekte olan ülkelerde aşısını adil bir şekilde dağıtmak üzere Hindistan Serum Enstitüsü aracılığıyla anlaşma imzalayan az sayıdaki ilaç şirketinden olan AstraZeneca geçtiğimiz günlerde aşısının fiyatını artırmaya başlayacağını duyurdu. WHO yetkililerinden yapılan açıklamada pandemi sona erene kadar alınacak böyle bir kararın oldukça yanlış olduğu vurgulandı.
WHO’dan bir uzman, aşıların küresel düzeyde dağılımındaki büyük eşitsizliğin geçici veya tesadüfi olmadığını, aksine zengin ülkelerin aşıları tekellerine almaya yönelik hamlelerinin ve ilaç firmalarının kârlarını artırma çabalarının bir sonucu olduğunu vurguladı.



Trump, Washington'da cinayet işleyen herkes için idam cezası isteyeceğini söyledi

Washington DC sokaklarındaki ABD polisi (AFP)
Washington DC sokaklarındaki ABD polisi (AFP)
TT

Trump, Washington'da cinayet işleyen herkes için idam cezası isteyeceğini söyledi

Washington DC sokaklarındaki ABD polisi (AFP)
Washington DC sokaklarındaki ABD polisi (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, 1981'den beri başkent Washington'da idam cezasının kaldırılmasına rağmen, başkentte cinayet işleyen herkes için idam cezası isteyeceğini söyledi.

Başkan, Beyaz Saray'daki Kabine toplantısında, "Washington'da bir kişi başka birini öldürürse, idam cezası isteyeceğiz. Bu güçlü bir caydırıcıdır" ifadelerini kullandı.

Trump yönetimi, federal mahkemelerde görülen cinayet davalarında bu cezayı talep edebilir, ancak yerel mahkemelerde talep edemez. Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre idam cezasının en güçlü destekçilerinden biri olarak görülen Cumhuriyetçi başkan, bu durumda başkentte yürürlükte olan mevzuatı değiştirmeye çalışabilir.

ABD polisi Washington D.C. sokaklarında (Reuters)ABD polisi Washington D.C. sokaklarında (Reuters)

Geleneksel olarak Demokratların kalesi olan Washington, hiçbir eyalete ait değildir ve özel bir statüye sahiptir. Şehrin işleri federal Kongre tarafından denetlenmektedir.

1992 yılında, bir parlamento asistanının öldürülmesinin ardından Kongre, Washington'da idam cezasının yeniden yürürlüğe konması için bir referandum düzenledi, ancak başkentin sakinlerinin üçte ikisi bunu reddetti.

Trump, Ulusal Muhafız birliklerinin başkent sokaklarına konuşlandırılmasını emretti (AFP)Trump, Ulusal Muhafız birliklerinin başkent sokaklarına konuşlandırılmasını emretti (AFP)

Ocak ayı sonlarında Beyaz Saray'a dönen Cumhuriyetçi milyarder, "en iğrenç suçlar" için ölüm cezasının daha geniş çapta uygulanmasını talep eden bir başkanlık kararnamesi imzaladı ve federal savcılara bu cezayı daha sık talep etmeleri talimatını verdi.

Trump'ın dün yaptığı açıklamalar, “şiddet çetelerinin istila ettiği” bir şehir olarak gördüğü Washington'da kanun ve düzeni yeniden sağlamak için yürüttüğü kampanyanın bir parçası.

Bu bağlamda Trump, başkent sokaklarına Ulusal Muhafız birliklerinin konuşlandırılmasını emretti.

Trump pazartesi günü ise Savunma Bakanı Pete Hegseth'ten Ulusal Muhafızlar bünyesinde "ülkenin başkentinde düzeni ve güvenliği sağlamakla görevli" özel bir birim oluşturmasını istedi.

ABD’de 50 eyaletin 23'ünde idam cezası kaldırılırken, Kaliforniya, Oregon ve Pensilvanya'da idam cezasının uygulanması askıya alındı.


Trump, Rusya'ya ekonomik yaptırımlar uygulamaya hazır

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

Trump, Rusya'ya ekonomik yaptırımlar uygulamaya hazır

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ateşkesi kabul etmezse Rusya'ya ekonomik yaptırımlar uygulamaya hazır olduğunu belirterek, kabul etmemesi halinde ciddi sonuçlar doğacağı uyarısında bulundu.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Trump, “Bunun sona ermesini istiyoruz. Ekonomik yaptırımlarımız var. Ekonomik yaptırımlardan bahsediyorum çünkü bir dünya savaşına girmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.


Witkoff: Trump, Gazze konusunda 'genişletilmiş' Beyaz Saray toplantısına liderlik yapacak

ABD elçisi Steve Witkoff (EPA)
ABD elçisi Steve Witkoff (EPA)
TT

Witkoff: Trump, Gazze konusunda 'genişletilmiş' Beyaz Saray toplantısına liderlik yapacak

ABD elçisi Steve Witkoff (EPA)
ABD elçisi Steve Witkoff (EPA)

ABD Temsilcisi Steve Witkoff, Başkan Donald Trump'ın bugün Beyaz Saray'da Gazze konusunda "genişletilmiş bir toplantıya" başkanlık yapacağını söyledi.

Fox News'e verdiği röportajda, Gazze'de ertesi gün için bir plan olup olmadığı sorulduğunda Witkoff, "Evet, yarın Beyaz Saray'da başkanın liderliğinde genişletilmiş bir toplantımız var ve ertesi günle ilgili olarak geliştirmekte olduğumuz çok kapsamlı bir plan var" ifadelerini kullandı.