WHO, küresel aşılama oranlarındaki eşitsizlikten endişeli

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yetkilileri zengin ülkelerin ‘aşı milliyetçiliği’ yaklaşımına tepki gösterdi.

Dakka’da aşılama çalışmaları sürüyor. (DPA)
Dakka’da aşılama çalışmaları sürüyor. (DPA)
TT

WHO, küresel aşılama oranlarındaki eşitsizlikten endişeli

Dakka’da aşılama çalışmaları sürüyor. (DPA)
Dakka’da aşılama çalışmaları sürüyor. (DPA)

Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) üst düzey yetkililer ve uzmanlar, yoksul ve düşük gelirli ülkelerin halen aşı miktarı ve tedavi imkanları açısından büyük eksiklikler yaşadığını, zengin ülkelerin ise yeni tip koronavirüste (Kovid-19) dördüncü dozunu vermek konusunda yarıştığını vurguladılar. Söz konusu durumdan endişe duyduklarını kaydettiler. Zengin ülkelerin bu tutumunun olumsuz etkilerine dikkat çeken uzmanlar söz konusu durumun yeni varyantların ortaya çıkmasına neden olabileceği uyarısında bulundular.
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan uzmanlar, aşıların herkese uygulanmasının gerektiğini gösteren bilimsel kanıtlara ve zengin ülkelerin ve ilaç şirketlerinin çoğunluğunun yoksul ülkelere yardım etme ve salgınla mücadele imkânlarını geliştirmek için destek söz verdiklerine dikkat çektiler. Ancak ek doz uygulamaların hayal kırıklığına neden olduğunun altını çizdiler.
Adının açıklanmasını istemeyen bir WHO yetkilisi açıklamasında “Diğer ülkelerin Güney Afrika’da Omikron varyantının keşfine tepkisi yeni biçimiyle, ırksal ayrımcılığa yakındı” dedi. Yetkili, Batılı ülkelerin sınırlarını Güney Afrika ülkelerinden gelen yolculara kapatmalarının virüsün dünyanın her köşesine yayılmasını engel olmadığını vurgulayarak bu tutumun daha tehlikeli bir varyant ortaya çıktığında tekrarlanması halinde yine işe yaramayacağını kaydettiler. Söz konusu haksızlığın küresel sağlık için ciddi bir tehdit oluşturduğu uyarısında bulundular.

Dünya nüfusunun yarısını aşılaması
WHO salı günü yaptığı açıklamada Avrupa nüfusunun yarısının 8 hafta içinde Omikron ile enfekte olacağı konusunda uyarısı yaptı. Washington Üniversitesi Halk Sağlığı Önlemleri Enstitüsü de bu yılın ilk 3 ayındaki yeni vakaların,  salgının başlangıcından geçen yılın sonuna kadar kaydedilen toplam vaka sayısına eşit olabileceği tahmininde bulundu.
WHO’nun güncel verilerine göre dünya nüfusunun yarısından fazlası Kovid-19’a karşı aşı olurken sadece tek doz aşı uygulanan düşük gelirli ülkelerde bu oran halen yüzde 8’in altında.
WHO uzmanları, uluslararası alandan yetkililerin söz konusu durumun yeni varyantların ortaya çıkmasına neden olacağı ve Omikron’da olduğu gibi dünyanın dört bir yanına yayılmasının önüne geçilemeyeceği konusunda ikna edilmesi gerektiğini vurguladılar. Yetkililer, WHO’nun aşılar sağlanmadan önce bile defalarca kez aşı milliyetçiliğinin sonuçları konusunda uyardığını, ancak zengin ülkelerin tekelci politikalarına devam ettiğini ve nüfuslarını 9 kez aşılamaları için yeterli olacak miktarda aşı satın aldıklarını kaydettiler.

Aşı milliyetçiliği
COVAX programının sorumlularından bir yetkili G7 ülkelerinin geçen yaz ellerindeki fazla aşıları doğrudan veya WHO’nun denetlediği program aracılığıyla, yoksul ve gelişmekte olan ülkelere verme taahhüdünde bulunduğunu ancak son aylarda aşılama oranlarının yüksek seviyelere ulaşmış olmasına rağmen sözlerini tutmadıklarını belirttiler.
Bunun yanı sıra ABD gibi bazı ülkeler, ek dozların etkinliğini doğrulayan bilimsel kanıtlar olmaksızın bazı aşıların ek dozlarını uygulamak üzere doğrudan baskı uygulamaya başladı. ABD yönetimi, WHO’nun yeterli dozda aşı yoksul ülkelere ulaşana kadar ek dozların dağıtımını askıya alma çağrısından önce ek dozları uygulamak amacıyla Pfizer’den 200 milyon doz aşı satın alma sözleşmesi imzaladı. Ancak ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) söz konusu dönemde ek doz uygulamasını henüz onaylamamıştı.
WHO uzmanları yoksul ve gelişmekte olan ülkelere yeterli miktarda aşı ulaşamamasının tek nedeninin ek dozlar olmadığını, zira başta Kanada, Almanya, İspanya ve İtalya olmak üzere birçok ülkenin gelişmekte olan ülkelere doğrudan milyonlarca doz verme sözü verdiğini ancak sözlerini tutmadığını belirttiler. Güncel veriler, bu ülkelerin çoğunun sözlerini yerine getirmediğini, örneğin ABD’nin yoksul ve düşük gelirli ülkelere 70 milyon doz vermeyi taahhüt ettiğini ancak bu miktarın sadece yüzde 7’sini sağladığını gösteriyor.

İlaç şirketlerinin rolü
İlaç şirketleri ve zengin yönetimler, gelişmekte olan ülkelerdeki aşı tüketimi seviyesinin düşük olmasının nedenini söz konusu ülkelerdeki sağlık hizmetlerinin zayıflığı ve çeşitli nedenlerle vatandaşlarının aşı talebinde bulunmaması olarak gösterdiler. Pfizer şirketinin CEO’su Albert Bourla kısa süre önce yaptığı açıklamada, Afrika ülkelerinde aşı konusundaki tereddüt ve şüphe seviyesinin, ABD, Avrupa ve Japonya’dakini büyük oranda aştığını belirtti. Ancak WHO ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) verileri Afrika’da aşı konusundaki şüphelerin, zengin ülkelere göre daha düşük olduğunu gösteriyor. WHO’dan bir yetkili, Bourla’nın açıklamalarının Pfizer şirketinin aşılardan elde ettiği büyük kazancı temize çıkarmayı hedeflediğini, zira şirketin pandemi başladığından bu yana zengin ülkelerle yapılan sözleşmelere öncelik verdiğini belirtti. Aşı üretebilecek teknik imkanlara sahip olan Afrika ya da Asya ülkelerine teknoloji transfer etmediklerini vurguladı.
Gelişmekte olan ülkelerde aşısını adil bir şekilde dağıtmak üzere Hindistan Serum Enstitüsü aracılığıyla anlaşma imzalayan az sayıdaki ilaç şirketinden olan AstraZeneca geçtiğimiz günlerde aşısının fiyatını artırmaya başlayacağını duyurdu. WHO yetkililerinden yapılan açıklamada pandemi sona erene kadar alınacak böyle bir kararın oldukça yanlış olduğu vurgulandı.
WHO’dan bir uzman, aşıların küresel düzeyde dağılımındaki büyük eşitsizliğin geçici veya tesadüfi olmadığını, aksine zengin ülkelerin aşıları tekellerine almaya yönelik hamlelerinin ve ilaç firmalarının kârlarını artırma çabalarının bir sonucu olduğunu vurguladı.



Demokratlar İsrail'in Refah'ı işgal etmesini engellemesi için Biden'a baskı yapıyor

Refah'ta yerinden edilmiş Filistinlilerin çadırları (AFP)
Refah'ta yerinden edilmiş Filistinlilerin çadırları (AFP)
TT

Demokratlar İsrail'in Refah'ı işgal etmesini engellemesi için Biden'a baskı yapıyor

Refah'ta yerinden edilmiş Filistinlilerin çadırları (AFP)
Refah'ta yerinden edilmiş Filistinlilerin çadırları (AFP)

İsrail'in, Gazze Şeridi'ndeki 2,3 milyon insanın neredeyse yarısının sığındığı Refah kentine yönelik geniş çaplı bir işgal başlatmasını engellemek için Demokrat politikacıların ABD Başkanı Joe Biden yönetimi üzerindeki baskısı sürüyor.

Temsilciler Meclisi'ndeki 212 Demokrattan 57'si dün (Çarşamba), yönetime, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetini Mısır sınırı yakınındaki şehre kapsamlı bir saldırı başlatmaktan caydırmak için mümkün olan her türlü tedbiri almaya çağıran bir mektuba imza attı.

Mektupta, "Sizden, Refah'a yönelik büyük çaplı bir saldırıyı önlemek için, hali hazırda onaylanmış yasalarda yer alan yardımlar da dahil olmak üzere, İsrail hükümetine yönelik belirli askeri yardımları derhal durdurmaya yönelik mevcut yasa ve politikaları yürürlüğe koymanızı talep ediyoruz" denildi.

Beyaz Saray, temsilciler Pramila Jayapal ve Madeleine Dean'in öncülük ettiği mektupla ilgili yorum talebine henüz cevap vermedi.

Biden'ın Hamas'a karşı savaşında İsrail'e verdiği destek, özellikle genç Demokratlar açısından onun üzerinde büyük bir siyasi yük oluşturuyor.

Bu durum, Biden'ın Cumhuriyetçi selefi Donald Trump'a karşı zorlu seçim rekabetine hazırlandığı bir dönemde Demokrat Parti içinde endişeleri artırıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Refah'a yönelik saldırı tehdidinde sivillerin korunmasını da içeren bir plan görmediğini belirterek, Washington'un böyle bir saldırıyı destekleyemeyeceğini yineledi.

Blinken dün Kudüs'te Netanyahu ile 2,5 saatlik bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantının ardından İsrail, Amerika'nın tutumuna ve Birleşmiş Milletler'in bunun bir “trajediye” yol açacağı uyarısına rağmen, Refah operasyonunun devam edeceği yönündeki tutumunu yineledi.


Rusya'nın Ukrayna'nın Odessa limanına düzenlediği saldırıda 13 kişi yaralandı

Rusya'nın Odessa limanına düzenlediği saldırı sonucu yükselen dumanlar (AFP)
Rusya'nın Odessa limanına düzenlediği saldırı sonucu yükselen dumanlar (AFP)
TT

Rusya'nın Ukrayna'nın Odessa limanına düzenlediği saldırıda 13 kişi yaralandı

Rusya'nın Odessa limanına düzenlediği saldırı sonucu yükselen dumanlar (AFP)
Rusya'nın Odessa limanına düzenlediği saldırı sonucu yükselen dumanlar (AFP)

Reuters'in haberine göre Ukrayna Odessa bölgesi valisi Oleh Kiper, Rus balistik füzesinin dün (Çarşamba) Ukrayna'nın Odessa limanını hedef aldığını, en az 13 kişinin yaralandığını ve saldırının büyük bir yangına neden olduğunu söyledi.

Telegram uygulamasında yayınlanan fotoğraf ve videolarda, saldırı yerindeki alevler ve gökyüzüne yükselen büyük duman bulutlarını görülüyordu.

Bir medya kanalı, büyük bir posta ve kurye hizmetleri şirketi olan Nova Pushta'nın deposunun bombalandığını belirterek, tesisin içinde uçuşan enkazı gösteren bir video yayınladı.

Odessa sık sık Rus saldırılarının hedefi oluyor ve atılan füzeler son iki gün içinde sekiz kişinin ölümüne yol açtı.


Washington, Rusya'yı Ukrayna’da "kimyasal silah" kullanmakla suçluyor

Ukraynalı subaylar, Harkiv bölgesindeki bir köyü hedef alan saldırı sonrası bir cesedin yanında (AFP)
Ukraynalı subaylar, Harkiv bölgesindeki bir köyü hedef alan saldırı sonrası bir cesedin yanında (AFP)
TT

Washington, Rusya'yı Ukrayna’da "kimyasal silah" kullanmakla suçluyor

Ukraynalı subaylar, Harkiv bölgesindeki bir köyü hedef alan saldırı sonrası bir cesedin yanında (AFP)
Ukraynalı subaylar, Harkiv bölgesindeki bir köyü hedef alan saldırı sonrası bir cesedin yanında (AFP)

ABD, Rus ordusunu, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ni (CWC) ihlal ederek, Ukrayna kuvvetlerine karşı kloropikrin adlı bir "kimyasal silah" kullanmakla suçladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Rus güçlerinin genellikle isyan kontrolüne yönelik kullanılan önemli riskler oluşturan kimyasal maddelere (göz yaşartıcı ve boğucu gaz bombaları) başvurduğunu ve bunları Ukrayna kuvvetlerine karşı "Ukrayna'da bir savaş yöntemi olarak kullandığını ve bunun da anlaşmanın ihlali anlamına geldiğini" belirtti.


Pentagon: Gazze'deki deniz iskelesinin yüzde 50'si tamamlandı

Amerika'nın Gazze açıklarında inşa etmeye başladığı deniz iskelesinden ilk fotoğraflar (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerika'nın Gazze açıklarında inşa etmeye başladığı deniz iskelesinden ilk fotoğraflar (ABD Merkez Komutanlığı)
TT

Pentagon: Gazze'deki deniz iskelesinin yüzde 50'si tamamlandı

Amerika'nın Gazze açıklarında inşa etmeye başladığı deniz iskelesinden ilk fotoğraflar (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerika'nın Gazze açıklarında inşa etmeye başladığı deniz iskelesinden ilk fotoğraflar (ABD Merkez Komutanlığı)

Reuters'in haberine göre Pentagon dün (Çarşamba), ABD ordusunun Gazze Şeridi'ne insani yardım akışını hızlandırmak amacıyla Gazze Şeridi açıklarında inşa edilen deniz iskelesi inşaatının şu ana kadar yüzde 50'den fazlasını tamamladığını duyurdu.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Sabrina Singh gazetecilere, "Bugün itibarıyla birçok farklı bileşenden oluşan iskele inşaatının yüzde 50'sini tamamladık. Yüzer iskelenin tamamı tamamlanıp kuruldu. Köprüde çalışmalar devam ediyor" açıklamasında bulundu.

Pentagon daha önce yaptığı açıklamada, iskeleyi inşa maliyetinin 320 milyon dolardan aşağı olmayacağını belirtmişti.

Maliyetin proje için kaba bir tahmin olduğunu ve inşaat operasyonları ve yardım teslimatına ilave olarak ekipmanın ve iskelenin bazı bölümlerinin ABD'den Gazze’ye taşınmasını da içerdiği ifade edildi.

ABD ordusunun planına göre yardımlar, yüzer havuza nakledilmek üzere Kıbrıs'tan ticari gemilere yüklenecek.


Austin, Gallant'ı "Refah işgali" öncesinde sivilleri tahliye için "makul" bir plan bulmaya çağırdı

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant (Reuters)
TT

Austin, Gallant'ı "Refah işgali" öncesinde sivilleri tahliye için "makul" bir plan bulmaya çağırdı

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant (Reuters)

ABD Savunma Bakanlığı bugün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Bakan Lloyd Austin'in İsrailli mevkidaşı Yoav Gallant'la yaptığı telefon görüşmesinde, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yapılacak herhangi bir potansiyel askeri operasyonun sivilleri tahliye etme, güvenliği sağlamaya yönelik "makul" bir plan içermesi gerektiğini söylediği bildirildi.

Bakanlık açıklamasında, iki tarafın Gazze Şeridi'ndeki İsrailli mahkumların serbest bırakılmasına yönelik devam eden müzakereleri ve Şeride insani yardım akışının sağlanması çabalarını da görüştüğü ifade edildi.


İsrail Genelkurmay Başkanı: Kuzeyde saldırıya hazırlanıyoruz

İsrail güçleri Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayıran yolda devriye geziyor. (EPA)
İsrail güçleri Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayıran yolda devriye geziyor. (EPA)
TT

İsrail Genelkurmay Başkanı: Kuzeyde saldırıya hazırlanıyoruz

İsrail güçleri Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayıran yolda devriye geziyor. (EPA)
İsrail güçleri Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayıran yolda devriye geziyor. (EPA)

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki saldırı operasyonunun ‘güçlü bir şekilde devam edeceğini’ ve İsrail ordusunun ‘kuzeyde saldırıya hazırlandığını’ belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Halevi, Lübnan sınırında bir durum değerlendirmesi yaptığı açıklamalarında daha fazla ayrıntıya girmedi.

Times of Israel gazetesi ise bugün (Perşembe) erken saatlerde İsrailli bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a, esirlerin serbest bırakılması anlaşmasının bir parçası olarak, Gazze Şeridi'ndeki savaşa son verilmesi talebini kabul etmeyeceğini söylediğini aktardı.

Gazete Netanyahu'nun ofisinden öğrendiğine göre Başbakan’ın Filistin'in Refah kentini de işgal etme sözü verdiğini belirterek ofisin şu sözlerini aktardı: “Refah operasyonu hiçbir şeye bağlı değil. Netanyahu bunu Blinken'a açıkça ifade etti.”


Blinken ateşkesin aciliyetini vurgularken insani yardım planında ısrarcı

Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehri yakınlarına dün yığınak yapan İsrail tankları (EPA
Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehri yakınlarına dün yığınak yapan İsrail tankları (EPA
TT

Blinken ateşkesin aciliyetini vurgularken insani yardım planında ısrarcı

Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehri yakınlarına dün yığınak yapan İsrail tankları (EPA
Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehri yakınlarına dün yığınak yapan İsrail tankları (EPA

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail ile Hamas Hareketi arasında rehinelerin ve tutukluların serbest bırakılmasını öngören bir ateşkese varılması konusunda kararlı. ABD’li bakan dün Tel Aviv'e yaptığı ziyaret sırasında, iki taraf arasında bir anlaşmaya varılmasının aciliyetini vurguladı.

Blinken, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüşmesinde “Bu zor zamanlarda bile ateşkese ulaşmaya ve bunu hemen yapmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.

ABD’nin insani plan olmadan Refah'a bir kara operasyonunu destekleyemeyeceğini vurgulayan Blinken, Washington'a böyle bir plan sunulmadığını belirterek, Tel Aviv'e, Refah'a kara saldırısından kaçınmak için başka çözümler önerdiğini söyledi. Ancak bu çözümleri açıklamadı.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Refah’a kara operasyonu konusundaki tutumunu sertleştirmeye devam etti. Netanyahu’nun ofisinden gazetecilere yapılan bir açıklamada, Netanyahu’nun Blinken'a “Refah’a kara saldırısı olacak” dediği ve ateşkes anlaşmasının savaşın sona ereceği anlamına geldiğini söylediği bildirildi.

Diğer taraftan İngiltere merkezli televizyon kanalı ABC News dün Mısırlı bir yetkilinin Hamas'ın İsrail ile anlaşma teklifine yanıtını birkaç saat içinde vermesini beklediklerini söyledi. Mısırlı yetkili müzakerelere olumlu bir havanın hâkim olduğunu da sözlerine ekledi.

Bu arada Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne, Kahire'de yaptığı açıklamada Gazze'de olası bir ateşkese benzer bir anlaşmanın Lübnan'da da yapılmasını istediklerini söyledi. Sejourne, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Buraya ateşkese ulaşma çabalarımızı koordine etmek üzere geldik. Fransa ve bölgedeki Arap ülkelerinden ortakları, İsrail'in Refah'ta kara saldırısından vazgeçmesi gerektiği yönünde mesajlar gönderdi” şeklinde konuştu.


Mısırlı yetkili: Hamas'ın anlaşma teklifine kısa sürede yanıt vermesini bekliyoruz

Gazze Şeridi sınırındaki bir grup İsrail askeri (AP)
Gazze Şeridi sınırındaki bir grup İsrail askeri (AP)
TT

Mısırlı yetkili: Hamas'ın anlaşma teklifine kısa sürede yanıt vermesini bekliyoruz

Gazze Şeridi sınırındaki bir grup İsrail askeri (AP)
Gazze Şeridi sınırındaki bir grup İsrail askeri (AP)

Londra merkezli Arap Dünyası Haber Ajansı (AWP), ABC News'ten dün Mısırlı bir yetkilinin Hamas'ın İsrail ile önerilen anlaşma teklifine kısa süred yanıt vermesini beklediklerini söylediğini aktardı.

ABC News'ün haberine göre Mısırlı yetkili, Hamas ile İsrail arasında ateşkes ve esir takası anlaşmasına varılmasına yönelik müzakerelerde olumlu bir havanın hakim olduğunu da belirtti.

Mısırlı yetkili, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çözüm bekleyen bir dizi meselenin çözüme kavuşturulması için tüm taraflarla müzakereler devam ediyor.”

Hamas Hareketi liderlerinden Yusuf Hamdan, dün sabah saatlerinde yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşması için sunduğu son teklifin Hamas’ın tutumuna ve şartlarına yakın olduğunu, ancak yine de uygulandığında anlaşmayı havaya uçurabilecek mayınlı maddeler içerdiğini söyledi.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’nin en güneyindeki Refah şehrine kara saldırısı planını, Hamas ile bir ‘ateşkes’ sağlanması ve iki taraf arasında rehine ve tutuklu takası yapılması için Mısır'ın desteklediği müzakerelerle ilişkilendirmeyi reddetti.

Hükümetindeki aşırı sağcı bakanların baskılarına ve tehditlerine boyun eğerek, ateşkes anlaşması olsun ya da olmasın Refah'a kara saldırısı gerçekleştireceklerini açıklayan Netanyahu, Hamas'la bir anlaşmaya varılacağına dair iyimser havanın oluşmasından bir gün sonra anlaşma şansını küçümseyen ifadeler kullandı.

Gazze'de öldürülen İsrail askerlerinin ve Hamas tarafından rehine alınan askerlerin aileleriyle bir araya gelen Netanyahu, savaşın hedeflerinde bir değişiklik olmadığını belirterek, “7 Ekim'den sonra belirlediğimiz her şey aynı, hiçbir değişiklik yok” dedi.

Netanyahu, şunları söyledi:

“Refah'a gireceğiz, Hamas’a teslim olmayacağız. Anlaşma olsun ya da olmasın Refah'a gireceğiz ve oradaki Hamas tugaylarını ortadan kaldıracağız.”


The Jerusalem Post: İsrail ordusu Refah’taki yerinden edilenleri tahliye etmek üzere Gazze'nin orta kesiminde yeni bir 'güvenli bölge' kurmayı planlıyor

Refah'tan Gazze Şeridi'nin orta kesimine doğru bir kamyonetin arkasında yolculuk eden Filistinli bir aile (AFP)
Refah'tan Gazze Şeridi'nin orta kesimine doğru bir kamyonetin arkasında yolculuk eden Filistinli bir aile (AFP)
TT

The Jerusalem Post: İsrail ordusu Refah’taki yerinden edilenleri tahliye etmek üzere Gazze'nin orta kesiminde yeni bir 'güvenli bölge' kurmayı planlıyor

Refah'tan Gazze Şeridi'nin orta kesimine doğru bir kamyonetin arkasında yolculuk eden Filistinli bir aile (AFP)
Refah'tan Gazze Şeridi'nin orta kesimine doğru bir kamyonetin arkasında yolculuk eden Filistinli bir aile (AFP)

İsrail The Jerusalem Post gazetesi bugün yayınladığı bir haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'tan tahliye edilecek yerinden edilen Filistinliler için Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yeni bir ‘güvenli bölge’ kurmayı planladığını bildirdi.

Gazete yeni güvenli bölgenin Nuseyrat ve el-Bureyc mülteci kamplarının eteklerinde, İsrail ordusu tarafından oluşturulan koridorun yakınlarında kurulacağını ve el-Mevasi yakınlarındaki mevcut barınma bölgesinin ise Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus şehrine doğru genişletileceğini aktardı.

Öte yandan İsrail basınına göre Başbakan Binyamin Netanyahu, dün yaptığı açıklamada, Refah’a kara saldırısına hazırlık olarak şehirdeki sivillerin tahliyesine başlandığını söyledi.

Ancak Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, dün yaptığı açıklamada henüz Refah sakinlerinden şehri boşaltmalarının istenmediğini açıkladı.


Kenevir yakında ABD’de daha az tehlikeli bir uyuşturucu olarak sınıflandırılacak

Kenevir çiçeği (Reuters)
Kenevir çiçeği (Reuters)
TT

Kenevir yakında ABD’de daha az tehlikeli bir uyuşturucu olarak sınıflandırılacak

Kenevir çiçeği (Reuters)
Kenevir çiçeği (Reuters)

ABD hükümeti keneviri daha az tehlikeli bir uyuşturucu olarak sınıflandırmaya hazırlanırken, bu hamlenin önemli ekonomik sonuçları olması bekleniyor.

Basın tarafından ortaya çıkarılan ve daha sonra ABD Adalet Bakanlığı tarafından onaylanan yeni sınıflandırma, kenevir üzerinde tıbbi araştırmaları teşvik edecek ve bir dizi vergi kısıtlamasını hafifletecek.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre, bir Adalet Bakanlığı sözcüsü yaptığı açıklamada, kenevirin eroin gibi tıbbi kullanımı olmayan ve bağımlılık yapan maddeleri içeren birinci kategoriden, örneğin bazı kodeinli ilaçları içeren üçüncü kategoriye taşınmasının önerildiğini söyledi.

ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Demokrat Chuck Schumer yaptığı açıklamada, ‘kısıtlayıcı ve sert kenevir yasalarını, bilimin ve ABD’lilerin çoğunluğunun açıkça söyledikleriyle uyumlu hale getirme ihtiyacını kabul eden’ kararı memnuniyetle karşıladı.

Schumer, ‘ABD Kongresi'nin esrar üzerindeki federal yasağı sona erdirmek için elinden gelen her şeyi yapması gerektiğini’ vurguladı.

2020 ve 2022 yıllarında Demokratların çoğunlukta olduğu ABD Temsilciler Meclisi, kenevirin tehlikeli uyuşturucular listesinden çıkarılmasını amaçlayan bir yasa tasarısını kabul etmiş, ancak ABD Senatosu'nun muhalefetiyle karşılaşmıştı.

Pew Araştırma Merkezi tarafından Mart ayında yayınlanan bir anket, ABD’lilerin yüzde 88'inin tıbbi veya eğlence amaçlı esrar kullanımının yasallaştırılması gerektiğine inandığını gösterdi.

Yirmi dört ABD eyaleti ve Washington DC'nin bulunduğu Columbia Bölgesi halihazırda keneviri yasallaştırmış durumda. Diğer 14 eyalet de sadece tıbbi amaçlarla kullanımına izin veriyor.

Pew Araştırma Merkezi, Şubat ayında ABD’lilerin yüzde 74'ünün şu anda esrarın eğlence amaçlı veya tıbbi amaçlı kullanımının yasal olduğu bir eyalette yaşadığını bildirdi.