BM Libya Misyonu: Libya seçimleri Haziran'a kadar düzenlenecek

Norland, ‘Başkanlık Konseyi’nin askeri kurum ve ekonomiyi ulusal uzlaşı projesi kapsamında birleştirme çabalarına övgüde bulundu

Williams Tunus'ta BAE Libya Büyükelçisi Muhammed eş-Şamsi ile yaptığı görüşme sırasında (BM Libya Özel Danışmanı’nın Twitter hesabı)
Williams Tunus'ta BAE Libya Büyükelçisi Muhammed eş-Şamsi ile yaptığı görüşme sırasında (BM Libya Özel Danışmanı’nın Twitter hesabı)
TT

BM Libya Misyonu: Libya seçimleri Haziran'a kadar düzenlenecek

Williams Tunus'ta BAE Libya Büyükelçisi Muhammed eş-Şamsi ile yaptığı görüşme sırasında (BM Libya Özel Danışmanı’nın Twitter hesabı)
Williams Tunus'ta BAE Libya Büyükelçisi Muhammed eş-Şamsi ile yaptığı görüşme sırasında (BM Libya Özel Danışmanı’nın Twitter hesabı)

Libya’da geçtiğimiz ay yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için yeni bir tarih belirlenirken, BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Temsilcisi Stephanie Williams, Libya kurumlarının ‘meşruiyet zemininin ancak seçimlerle çözülebilecek bir krizle karşı karşıya olduğunu’ ve bunun ‘önümüzdeki Haziran ayına kadar düzenlenmesinin önemli olduğunu’ vurguladı.
Williams, geçtiğimiz Salı günü ABD menşeili CNN kanalına verdiği röportajda “Libya on yıldır kriz ve kaos yaşıyor ve tüm ulusal kurumları meşruiyetleriyle ilgili bir krizle karşı karşıya. Bu, ancak Libyalıların sandık başına gitmesinin sağlanmasıyla çözülebilecek bir krizdir” ifadelerini kullandı. Sandıklara gitmek ve bu uzun geçiş sürecini sona erdirmek ve ülke için daha kalıcı bir geleceğe doğru ilerlemek isteyen tüm Libyalıların sesini yükseltmeye devam etme olasılığına duyduğu güveni ifade etti.
Stephanie Williams, Afrika Birliği (AfB) Komisyonu'nun Libya Özel Temsilcisi Wahida Ayari ile ‘kapsayıcı bir uzlaşma süreci’ başlatmaya yönelik acil ihtiyaç konusunda hemfikir olduklarını açıkladı. Ayrıca uluslararası ortakların çalışmalarını ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları çevresinde koordine etmenin, Berlin süreci, ‘Libya Siyasi Diyalog Forumu’ yol haritasının zaman çerçevesine saygı duyan bir seçim sürecini desteklemenin gerekliliği vurguladı. Oy kullanmak için kaydolan yaklaşık üç milyon Libyalının iradesinin de o yönde olduğunun altını çizdi.
Aynı bağlamada Williams ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Muhammed eş-Şamsi, dün Tunus’ta yaptıkları görüşmede BM Güvenlik Konseyi tarafından önerilen ‘Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun yol haritasına göre seçim sürecinin ivmesini korumak için çabaları koordine etme gereğini vurguladılar.
Öte yandan dün ABD’nin Libya Büyükelçisi ve Özel Temsilcisi Norland ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, oy kullanma haklarını kullanma arzusunu dile getiren milyonlarca Libyalının arzusuna yanıt olarak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin ivmesini korumak için tüm seçeneklerin peşinden koşmanın önemine vurgu yaptı.
Menfi, ‘parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması için çağrıda bulunan halk ivmesi’ olarak nitelendirdiği şeyi koruma ihtiyacının altını çizdi. Temsilciler Meclisi ve devleti, milletin çıkarlarını her türlü düşüncenin üzerinde tutmaya ve her türlü siyasi çatışmadan uzak durmaya çağırdı.
Menfi, Norland'ın Başkanlık Konseyi'nin Libya Merkez Bankası tarafından temsil edilen askeri ve ekonomik kurumu birleştirme çabalarına övgüde bulunduğunu aktardı. Libya'da istikrarı korumak için Ulusal Uzlaşma Projesi aracılığıyla bir araya getirme çabalarının başarısı konusundaki iyimserliğini ifade etti.
Öte yandan Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, geçtiğimiz Salı günü İtalya'nın Trablus Büyükelçisi Giuseppe Buccino ile gerçekleştirdiği görüşmede, seçimlerin adil bir seçim süreç içinde yapılması için sağlam ve rızaya dayalı yasaların çıkarılmasının gerekliliğini vurguladığını bildirdi. Ayrıca Buccino’nun ülkesinin Libya halkının arzu ettikleri devleti sağlam anayasal temeller üzerinde inşa etme isteklerini gerçekleştirmek ve siyasi yolun başarılı olması için atılan adımlara destek verdiğini yinelediğini söyledi.
Avrupa Birliği'nin Libya Büyükelçisi Sabadell Jose ise Ulusal Birlik Hükümeti Çalışma Bakanı Ali el-Abid ile yaptığı görüşmede Ülkenin batısında bulunan silahlı milis unsurlarına atıfta bulunarak, eski savaşçılar da dahil olmak üzere özel sektör tarafından Libya'da iş fırsatları yaratma çabalarının desteklenmesine odaklandıklarını ifade etti.
Jose, resmi Twitter hesabından yaptığı kısa açıklamada, “Faaliyetler zaten devam ediyor ve güçlendirilecek” ifadelerini kullandı. Hükümetin İçişleri Bakanı Halid Mazen ile görüştüklerini ve göçmenlik alanında işbirliğini geliştirmeye odaklandıklarını kaydetti. Ele alınan konular arasında sınır yönetimi ve yönetişimi dahil olmak ve insani muameleyi geliştirmek ve işbirliğinin kilit alanlarının bulunduğuna dikkat çekti.
Öte yandan İdari Kontrol Otoritesi, hükümeti, dosyasının takibini ve değerlendirmesini tamamlayana kadar Fransız şirketi Total'in hissesinin satışının tamamlanmasıyla ilgili tüm prosedürleri durdurmaya çağırdı. Otorite tarafından yapılan açıklamada, yaklaşık 300 milyon Libya dinarı değerindeki Oasis (Waha) imtiyaz sözleşmelerindeki hakkından feragat eden Amerikan holding şirketi Hess’in dosyasının ‘Total’ ve ‘ConocoPhillips’ lehine takip edildiği ve değerlendirildiği belirtildi.
Otorite tarafından Başbakan'a hitaben yazılan bir mektupta, bu dosyanın tam takibi ve değerlendirilmesi tamamlanana kadar satışın tamamlanmasıyla ilgili her türlü işlemin durdurulması gerektiği vurgulandı. Bu, Petrol Bakanlığı ile hükümet arasındaki hissenin satılıp satılmayacağına ilişkin anlaşmazlığın arka planına aykırı. Hisse satışından kaynaklanabilecek ciddi zarar göz önüne alındığında, Otorite’nin de belirttiği gibi, Libya halkının kapasite ve çıkarlarını etkileyebilir.
National Oil Corporation, üretimi günde yaklaşık 180 bin varil artırmak için Waha imtiyazlarındaki Amerikan ‘Marathon’ hissesinin 650 milyon dolara varan yatırım değeriyle Fransız ‘Total’ satın alımını kabul etmişti. Buna ek olarak, Şirket, petrol operasyonlarının bitişiğindeki alanlarda sosyal sorumluluk ve sürdürülebilir kalkınma programlarını desteklemek için 150 milyon dolar elde etti.



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."