Irak Federal Mahkemesi, Meclis Başkanlığı Heyeti’nin görevini geçici olarak durdurdu

Federal Mahkeme iki milletvekilinin başvurusu üzerine Meclis Başkanlığı Heyeti’nin görevini geçici olarak durdurdu.

Irak Federal Mahkemesi, Meclis Başkanlığı Heyeti’nin görevini geçici olarak durdurdu
TT

Irak Federal Mahkemesi, Meclis Başkanlığı Heyeti’nin görevini geçici olarak durdurdu

Irak Federal Mahkemesi, Meclis Başkanlığı Heyeti’nin görevini geçici olarak durdurdu

Irak Federal Mahkemesi dün (perşembe) Irak Meclis Başkanlığı Heyeti (Meclis Başkanı ve iki yardımcısının) görevini geçici olarak durdurma kararı aldı. Başkanlık Heyeti pazar günü düzenlenen ilk meclis oturumunda yapılan oylama ile seçilmişti. Mahkeme kararı, Milletvekilleri Basim Haşşan ve Mahmud Davud’un başvurularının ardından geldi. İki milletvekilinin avukatları, ilk meclis oturumunda Başkanlık Heyeti’nin seçildiği oylamanın “meclis tüzüğüne ve anayasaya aykırı” şekilde gerçekleştiğini iddia etti. Mahkeme, bu başvuru üzerine itirazcıların açtığı dava sonuçlanıncaya dek Meclis Başkanlığı Heyeti’nin çalışmasını durdurma kararı verdi.
Federal Mahkeme’nin daha önceki dört seçim turunda böyle bir karar verdiği görülmemişti.
Federal Mahkeme’nin yapılan itiraz başvurusunu kabul etmesi halinde Meclis Başkan Heyeti’nin yeniden seçilmesiyle ilgili farklı görüşler mevcut. Mahkeme’nin konuyla ilgili vereceği kararı geciktirmesinin cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili anayasanın ön gördüğü üç haftalık sürede ve daha sonra başbakanlık seçiminde gecikmelere sebep olmasından endişe ediliyor.
Irak Şeffaflık Kurumu eski hâkimi Rahim el-Ukayli, Federal Mahkeme’nin ilk meclis oturumunda yapılan oylamayı iptal etmesine ihtimal vermediğini söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan Ukayli, “Bu bir yargı kararı değil ve ilk meclis oturumuyla ilgili anayasal ve meşru bir karar da değil. Ancak ilk oturumun anayasaya uygunluğu ve meşruiyeti inceleninceye kadar (görevleri) durdurulacak” dedi.
Ukayli, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Kararın doğrudan ve dolaylı etkileri olur. Doğrudan etkisi, ilk meclis oturumunun ikinci yarısının anayasaya uygun olmadığına ilişkin itiraz davası karara bağlanıncaya dek Meclis’in tüm yasama, denetleme ve yürütme yetkilerinin durdurulmasıdır. Dolaylı etkisi ise cumhurbaşkanı seçimi, başbakana hükümet kurma görevi verilmesi ve sonrası için anayasada belirtilen sürelerin devre dışı bırakılmasıdır. Mahkeme, birinci oturuma karşı yapılan itirazın anayasaya uyumluluğunu incelemek ve daha sonra oturumun geçerli olduğuna veya anayasaya uymadığına karar vermek amacıyla birinci oturumda seçilen Meclis Başkanlığı’nın çalışmalarını durdurdu. Bu türden davaların 10-15 gün içinde hızlıca ve acilen tamamen sonuçlandırılması gerekir. Federal Mahkeme’nin Meclis’in yaptığı faaliyetlerin anayasaya uygunluğunu inceleme yetkisinin olmadığını düşünüyorum. Mahkeme Meclis’ten çıkarılan yasaların ve tüzüklerin anayasaya uygunluğunu inceleme yetkisine sahip.”
Federal Mahkeme’ye başvuruda bulunan iki milletvekilinden biri Basim Haşşan, yaptığı açıklamada, “Mahkeme’nin ilk oturumda çıkan sonuçların üzerine inşa edilen tüm meclis faaliyetlerini durdurma kararı Meclis faaliyetlerinin anayasaya uygun hale getirme yolunda atılmış büyük bir adımdır” dedi.
Bir önceki yasama döneminde Haşşan ile mevcut Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi arasında ciddi tartışmalar yaşanmıştı. Haşşan 2020’de açtığı davayı kazanarak milletvekilliği görevine geri dönmüş ancak Halbusi ve Yardımcısı Hasan Kerim Haşşan’ı Meclis salonuna almamakta ısrar etmişti. Bu durum yasalara ve mahkeme kararına açıkça aykırılık teşkil ediyordu. ABD vatandaşlığı bulunan avukat ve aktivist Haşşan, pazar günü düzenlenen ilk meclis oturumunda “Halbusi’yi suçlayan belgeleri” meclise sunarak, bu belgelerin onun yeniden meclis başkanı seçilmesine engel teşkil ettiğini söyledi. Ancak Haşşan’ın sunduğu belgeler dikkate alınmadı.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.