Sudan: Darbeciler, barışçıl devrimi sona erdirmek için çaba harcıyor

Sudan'da sivil yönetim talep etmek amacıyla başkentin üç şehrinde kitlesel protestolar düzenleniyor (AFP)
Sudan'da sivil yönetim talep etmek amacıyla başkentin üç şehrinde kitlesel protestolar düzenleniyor (AFP)
TT

Sudan: Darbeciler, barışçıl devrimi sona erdirmek için çaba harcıyor

Sudan'da sivil yönetim talep etmek amacıyla başkentin üç şehrinde kitlesel protestolar düzenleniyor (AFP)
Sudan'da sivil yönetim talep etmek amacıyla başkentin üç şehrinde kitlesel protestolar düzenleniyor (AFP)

Sudan'ın başkenti Hartum ve bazı kentlerde binlerce kişi, askerin, yönetimi bir an önce sivillere teslim etmesi talebiyle sokaklara çıktı. Güvenlik güçleri ve barışçıl protestocular arasında dün yeni bir çatışma yaşandı. Bu çatışmada göstericilerden biri canlı mermiyle öldürülürken, bir emniyet amirinin de öldürüldüğü açıklandı. Emniyet amirinin ölüm nedeni ise belirtilmedi.
Aktivistler, yetkililerin ‘devrimi suç sayma ve barışçıl doğasından koparma’ girişiminde olduklarını savundular.
Hartum'un güneyindeki Başdar bölgesinde toplanan binlerce protestocu, Halk Direniş Komiteleri ve siyasi güçlerin, ‘askeri darbeyi protesto etme, tam sivil yönetim talep etme, şehitlerin katillerini yargılama ve askerleri kışlaya döndürme’ çağrılarına yanıt olarak cumhurbaşkanlığı sarayına akın etti. 
Kuzey Hartum ve Omdurman kentlerinde toplanan binlerce kişi köprüleri geçerek cumhurbaşkanlığı sarayına ulaşmaya çalıştı. Ancak güvenlik güçleri, protestoculara gaz ve ses bombası, plastik ve gerçek mermi ile karşılık verdi.
Basın kaynakları, en az bir protestocunun gerçek mermiyle karnından vurularak öldürüldüğünü ve çok sayıda protestocunun farklı derecelerde yaralandığını söyledi.
Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi, canlı mermilerin neden olduğu çok sayıda yaralanma nedeniyle Kuzey Hartum Hastanesi'nde cerrahlar ve cerrah yardımcılarına ihtiyaç duyulduğunu açıkladı.
Direniş Komiteleri yaptıkları kısa açıklamada, gerçek mermi ve göz yaşartıcı gazdan kaynaklanan yaralanmalara ek olarak devrimcilerin tutuklandığını ve askeri güçlerin onlara bıçak darbesi indirip ağır yaralı olarak serbest bıraktığını söyledi.
İçişleri Bakanlığı'nın Facebook sayfasında yayınlanan bir açıklamada, polis şunları söyledi: “Emniyet Amiri Ali Berima Hammad, göstericilerin cumhurbaşkanlığı sarayına yaklaşmasını engellemeye çalışan güvenlik kordonunun kurulduğu bölge yakınında protestocuların konvoylarını koruma görevini yerine getirirken öldürüldü” Emniyet amirinin ölüm nedeni açıklanmadı.
Güney Hartum'dan gelen protestocular güvenlik kordonunu kırmayı başardı ve cumhurbaşkanlığı sarayına yaklaştı. Güvenlik güçleri ise onlara göz yaşartıcı gaz ve ses bombasının yanı sıra yoğun canlı mermi ateşiyle karşılık verdiler. Bu hamle, protestocuları geri çekilmeye zorladı. İki taraf arasındaki vur-kaç operasyonları birkaç saat devam etti. Güvenlik güçleri barışçıl protestoculara karşı aşırı şiddet kullandı ve onları şehrin sokaklarında kovaladı.
Sudan Doktorlar Merkez Komitesi, yaptığı açıklamada, “darbecilerin gerçek mermi ve her türlü silahı kullandıkları 13 Ocak gösterilerinde protestocuları dağıtmak için en iğrenç ihlalleri yaptığını ve acımasız baskı ve yöntemlere imza attığını” ifade etti. 
Komiteden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Devrimci halkımıza karşı işlenen gerçek suçlar var. Darbecilerin gerçek mermi, bıçaklama ve göz yaşartıcı gazla uyguladığı baskı ve vahşi yöntemler protestocular arasında düzinelerce yaralanmaya neden oldu. Dünya, uluslararası toplum ve insan hakları alanında faaliyet gösteren kurumlar, "darbe otoritesinin Sudan'ın barışçıl halkına karşı yaptığı ihlallere" dikkat çekmeli.”
Doktorlar Komitesi ve sosyal medyadaki aktivistler, dünkü olayları barışçıl devrimi suç haline getirme ve şiddete sürükleme girişimi olarak gördü. Komite ve aktivistlerin açıklamalarında şu ifadeler yer aldı: “Darbe otoritesi, güvenlik aygıtı ve eski rejimin kalıntıları aracılığıyla, cesur Sudan devriminin barışçıl olmadığı konusunda aldatıcı bir söylem formüle etmeye çalışıyor. Milyonlarca insanının barışçıl yürüyüşlerini şiddetle yok etme girişimleri, devrimcilerin dirayetini kaçırmıyor. Halkımız onların bayatlamış planlarının kurbanı olmayacak. Kuşkusuz, insanların devrimi kutlamasının arkasında, barışçıllığın devrimin doğal bir özelliği olması yatıyor. Barış, devrimcilerin tüm cephanelerinden daha güçlüdür ve onların komplolarına karşı en güçlü silahtır.”
Diğer yandan gazeteciler de darbecilerin acımasız baskılarından kurtulamıyor. Bir asker, gazeteci Şemail en-Nur'a şiddetli bir şekilde saldırdı. Gazeteci Nur, Facebook sayfasında yaptığı açıklamada, yanında bulunan başka gazetecilerle birlikte saldırıya uğradığını ve kendilerine kuduz köpekler gibi saldıran askerler tarafından ciddi şekilde darp edildiklerini söyledi.
Gazeteci Osman Fazlullah askeri bir araç tarafından ezilme girişiminden sağ kurtuldu. Bu girişim Fazlullah’ın vücudunda bazı morluklara neden oldu. Ordu’ya ait bir askeri araç üzerinden geçmek için onu kovalıyordu ama o mucizevi bir şekilde (araç bacağının üzerinden geçtikten sonra) kaçmayı başardı.
Askeri güçler Al-Arab TV'nin ofisine baskın düzenleyerek basın ve teknik personeli gözaltına aldı. Baskın sırasında ofis operatörü güvenlik güçleri tarafından coplarla dövüldü.
Güvenlik güçleri, 25 Ekim darbesinden bu yana kullanmadıkları yeni bir taktikle 13 Ocak yürüyüşüne karşı hamlede bulundular. Hartum'un üç şehrini birbirine bağlayan köprüler sabahın erken saatlerinde kapatılıp buralara çok sayıda kuvvet mevzilendirildi.
Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi, 25 Ekim 2021'den bu yana güvenlik güçlerinin gösterilere müdahalesi sonucunda teyit edilen ölü sayısının 64'e ulaştığını bildirmişti. Komitenin açıklamasına göre bazıları ağır olmak üzere yüzlerce kişi yaralandı. Çok sayıda yaralı halen hastanelerde tedavi görmektedir.



İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.


Gazze Anlaşması: Temel hükümlerin uygulanması 2026 yılına ertelendi... Anlaşma mı, gerileme mi?

Şiddetli yağmurların ardından ez-Zeytun mahallesindeki yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı derme çatma bir kampta su basmış sokakta yürüyen bir çocuk (AFP)
Şiddetli yağmurların ardından ez-Zeytun mahallesindeki yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı derme çatma bir kampta su basmış sokakta yürüyen bir çocuk (AFP)
TT

Gazze Anlaşması: Temel hükümlerin uygulanması 2026 yılına ertelendi... Anlaşma mı, gerileme mi?

Şiddetli yağmurların ardından ez-Zeytun mahallesindeki yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı derme çatma bir kampta su basmış sokakta yürüyen bir çocuk (AFP)
Şiddetli yağmurların ardından ez-Zeytun mahallesindeki yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı derme çatma bir kampta su basmış sokakta yürüyen bir çocuk (AFP)

Gazze Şeridi’nde yürürlükte olan ateşkes anlaşmasının süreci son derece yavaş ilerliyor. Anlaşmada yer alan istikrar gücünün konuşlandırılması, Barış Konseyi ile Gazze Yönetim Komitesi’nin oluşturulması ve İsrail’in kademeli çekilmesi gibi başlıklar, ilk bakışta takvimin gerisinde kalmış görünüyor.

Bu gecikmeyi pekiştiren unsur ise Washington’ın söz konusu temel maddelerin uygulanmasını 2026’ya erteleme yönündeki resmi tutumu. Bu tarihe yalnızca birkaç hafta uzak olunmasına rağmen, Trump’ın barış planının çok daha hızlı hayata geçmesi bekleniyordu. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlara göre bunun başlıca nedeni, İsrail’in çıkardığı engeller; bu durum ilk aşamanın henüz tamamlanamamasına ve ikinci aşamaya ilişkin tartışmaların da başlayamamasına yol açtı.

Uzmanlar, ertelemenin hem fırsat hem de risk içerdiğini belirtiyor. Fırsat, arabulucular arasında uzlaşıya varma ya da bu uzlaşıya ulaşmak için daha fazla zaman kazanılması anlamına gelirken, risk ise anlaşmanın tehlikeye girmesi. Süreçte yaşanacak tıkanmaların yalnızca birkaç haftalık gecikmeye değil, aylar sürecek yeni ertelemelere yol açabileceği ifade ediliyor. Bu durumun seyrinin ise büyük ölçüde ABD’nin tutumu ve İsrail üzerindeki baskısına bağlı olacağı vurgulanıyor.

Trump, çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, Barış Konseyi’nin gelecek yılın başında ilan edileceğini söyledi ve ‘dünyanın en önemli ülkelerinin liderlerinin bu yapıya katılmak istediğini’ belirtti.

Trump’ın Gazze için hazırladığı 20 maddelik planın temel unsurlarından biri olan ‘konsey’ önerisi, geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilen kararda da yer almıştı. Plan uyarınca konsey, iki yıl süreyle Gazze’nin idaresinden sorumlu olacak ve bunu Filistinli teknokratlardan oluşan bir komite üzerinden yürütecek. Bu yapıya uluslararası güçler ile Mısır ve Ürdün tarafından eğitilmiş Filistin polisinin destek vermesi öngörülüyor. Konseyin ayrıca Hamas ve diğer grupların silahsızlandırılmasını denetlemesi planlanıyor.

İstikrar gücü

Barış Konseyi’nin ilanının ertelenmesine, istikrar güçlerinin konuşlandırılmasına ilişkin takvimin ötelenmesi de eşlik ediyor. ABD, İstikrar Gücü’nün Gazze’de konuşlanmasına gelecek yıl ocak ayının ortasında başlanmasını, bölgenin tamamen silahsızlandırılmasının ise nisan ayı sonunda tamamlanmasını hedefliyor. Ancak İsrail Kanal 14 televizyonu, bu takvimin ‘gerçeklikten kopuk bir beklenti’ olduğunu belirterek yeni gecikmelerin gündeme gelebileceğine işaret etti.

Bu ertelemeler, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun birkaç gün önce Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına yaklaşılmakta olduğu yönündeki açıklamalarına rağmen yaşanıyor. Öte yandan İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Gazze Şeridi’ndeki ‘sarı hattın’ fiilen yeni bir sınır hattı niteliği taşıdığını söyledi.

hyu
El-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki çadırların önünden geçen yerinden edilmiş Filistinliler (AFP)

Filistin ve İsrail meseleleri üzerine uzmanlaşan siyaset bilimi profesörü Dr. Tarık Fehmi’ye göre Trump’ın açıklamaları, ‘tarafların hâlâ uzlaşıya varamaması nedeniyle anlaşmanın şeklen aksadığına’ işaret ediyor. Fehmi, tüm aktörlerin zaman kazanmaya, yükümlülükleri ertelemeye ve birbirlerinin hamlelerini beklemeye devam ettiğini belirterek, “Netanyahu ikinci aşamanın yaklaştığını söylüyor ama gerçekte hedefi, Gazze üzerindeki kontrolünü artırmak ve ikinci aşamanın gerekliliklerini geciktirmek” değerlendirmesinde bulundu.

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab ise Trump’ın söylemini ‘uzlaşı arayışı değil, oyalama ve aksama’ olarak nitelendirdi. Rakab, istikrar gücü, Gazze Yönetim Komitesi gibi dosyaların hâlâ sonuçlanmadığını ve bunların çözümü için haftalar değil aylar gerektiğini vurguladı. Rakab’a göre gecikmenin arkasında İsrail’in Gazze’de daha fazla toprak kontrolü sağlama çabaları var ve Washington bu süreçte sessiz kalmayı sürdürüyor.

Gazze'nin yeniden inşasının akıbeti ne olacak?

Bu aksamalara rağmen, Gazze Şeridi’nin yeniden inşası, ateşkes anlaşmasının bir diğer maddesi olarak hâlâ ertelenmiş durumda. Kasım sonunda düzenlenmesi planlanan yeniden inşa konferansının gecikmesine yanıt olarak, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, aralık başında Berlin’de Alman mevkidaşı Johann Wadephul ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Yeniden inşa konferansına eş başkanlık yapmak üzere ABD ile istişare halindeyiz. Konferansın tarihini mümkün olan en kısa sürede, ortaklarımızla iş birliği içinde belirlemeyi umuyoruz” dedi.

Tarık Fehmi’ye göre yeniden inşa adımlarını İsrail engelleyecek ve Washington’ın desteğini alarak Gazze Şeridi’ni bölme ve fiili durum stratejisini pekiştirme çabası içinde olacak. Bu durum, anlaşmanın maddelerinin bir kez daha ertelenmesine ve yeniden inşa konferansının gerçekleşmemesine yol açacak.

Arabulucuların açıklamaları, Netanyahu’nun 29 Aralık’ta Washington’a yapacağı ziyareti beklerken, kaygı ve taleplerin net bir şekilde ortaya konduğunu gösteriyor. İsrail Hükümet Sözcüsü Shosh Bedrosian birkaç gün önce düzenlediği basın toplantısında bu duruma dikkat çekti.

Öte yandan Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife, dün yaptıkları telefon görüşmesinde, Gazze’deki savaşın sona ermesini öngören anlaşmanın tam olarak uygulanması ve insani yardımların hızlı ve kesintisiz ulaştırılmasının gerekliliğini vurguladı. Açıklamada, Gazze’nin yeniden inşasına başlama zorunluluğu da belirtildi.

6uı8
Deyr el-Balah dışındaki el-Meğazi Mülteci Kampı’nda yıkılmış bir binanın duvar resminin önünde el arabası çeken Filistinli çocuklar (AFP)

Daha önce arabulucular ve garantörler Washington’ın katılmadığı bir toplantıyı Kahire’de gerçekleştirdi. Toplantıya Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın katıldı. Görüşmede, Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail saldırılarının arttığı geçen ayın ardından, herhangi bir ihlalin önlenmesi ve ateşkesin kalıcı hâle getirilmesi ele alındı.

Ancak arabulucuların açıklamaları, taleplerin yanı sıra endişeleri de yansıtıyor. Katar Başbakanı birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Şu anda kritik bir noktadayız… Ateşkesin sürdüğünü garanti edemeyiz. Ateşkes, ancak İsrail’in tamamen çekilmesi ve Gazze’de istikrarın sağlanmasıyla tamamlanmış olur” dedi. Başbakan, İsrail güçlerinin bölgede kalmaya devam etmesi ve ihlallerin sürmesinin çatışmanın yeniden tırmanmasına yol açabileceğini vurguladı.

Tarık Fehmi’ye göre Mısır’ın girişimleri, anlaşmanın uygulanmasının zorluğunun farkında olmasından kaynaklanıyor ve tarafların süreci geciktirme çabalarını gözlemlemek açısından kritik bir rol oynuyor. Fehmi, Trump ile Netanyahu arasında gerçekleşecek görüşmenin, mevcut aksaklıkları aşacak uzlaşıların sağlanması açısından belirleyici olacağını, örneğin Hamas’ın silahsızlandırılmasının süresinin iki yıla uzatılması gibi düzenlemelerin bu görüşmelerde gündeme gelebileceğini belirtti.

Eymen er-Rakab da aynı görüşte; Trump-Netanyahu görüşmesinin, Gazze anlaşması maddelerinin akıbetini netleştireceğini ve sürecin ya hızlandırılarak uygulanacağını ya da İsrail’in genişleme stratejisi lehine geciktirileceğini ifade etti.


Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
TT

Trump'ın elçisi: Irak kritik bir dönüm noktasında ve silahlı gruplar var olduğu sürece başarılı olamaz

ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)
ABD'nin Irak Büyükelçisi Mark Savaya (Irak medyası)

ABD Başkanı'nın Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya dün yaptığı açıklamada, Irak'ın kritik bir dönemeçte olduğunu ve silahlı grupların devletle rekabet edip devletin rolünü baltaladığı bir ortamda hiçbir ulusun başarılı olamayacağını söyledi.

Savaya, Irak'taki bölünmüşlüğün ülkenin uluslararası konumunu zayıflattığını, ekonomisini boğduğunu ve ulusal çıkarlarını koruma yeteneğini sınırladığını belirterek, hükümetin ülkeyi bölgesel çatışmalardan uzak tutan ve ulusal önceliklere odaklanan bir yaklaşım izlediğinde, istikrarın mümkün olduğunu kanıtladığını ifade etti.

Irak'ta istikrarın sağlanmasının sorumlu liderlik ve devleti ve kurumlarını güçlendirmeye yönelik kararlı bir yaklaşım gerektirdiğini vurgulayan yetkili, siyasi ve dini liderlerin kararlarının, Irak'ın egemenlik ve güç yolunda ilerleyip ilerlemeyeceğini veya parçalanma ve gerilemeye doğru kayıp kaymayacağını belirleyeceğini belirtti.

Trump'ın liderliğinde Amerika Birleşik Devletleri'nin bu kritik dönemde Irak'ı desteklemeye tamamen hazır olduğunu teyit etti.