Mısır’ın güneyinde Greko-Romen dönemine ait bir mezarlık keşfedildi

İçerisinde taş tabletler ve killi topraktan ve kumtaşından yapılmış lahitler bulundu

Keşfedilen mezarlıktaki eşyalar
Keşfedilen mezarlıktaki eşyalar
TT

Mısır’ın güneyinde Greko-Romen dönemine ait bir mezarlık keşfedildi

Keşfedilen mezarlıktaki eşyalar
Keşfedilen mezarlıktaki eşyalar

Milano Üniversitesi Mısıroloji Profesörü Dr. Patrizia Piacentini liderliğinde, Mısır’ın güneyinde Asvan bölgesindeki Ağa Han türbesi yakınında çalışan Mısır-İtalyan ortak arkeoloji ekibi, son kazı dönemindeki çalışmalar sırasında, Greko-Romen dönemine ait kayaya oyulmuş yeni bir antik mezar keşfetti.
Mısır Turizm ve Tarihi Eserler Bakanlığı’nın dün (Cuma) yaptığı açıklamada, Eski Eserler Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Dr. Mustafa Veziri, “Mezarlık iki bölümden oluşuyor; Birinci bölüm yer üstünde, ikincisi ise kayaya oyulmuş” dedi.

Asvan ve Nübye Tarihi Eserler Genel Müdürü ve Mısır arkeoloji ekibinin Mısır tarafı başkanı Dr. Abdulmuneim Said Mahmud “Birinci bölüm, dikdörtgen yapılı ve kerpiç tonozla örtülü taş bloklarla çevrili bir türbenin girişi bulunuyor. İkinci bölüm ise, kayaya oyulmuş ve girişten 4 mezar odasına açılan bir dikdörtgen bir alana açılıyor” açıklamasında bulundu.

Ön araştırmalar bu mezarlığın toplu bir mezarlık olduğunu ve birden fazla aileyi içerdiğini gösterdi.

Piacentini şunları söyledi:
“Ekip, Greko-Romen dönemine ait mezarın içinde, üzerinde hiyeroglif metinler bulunan taş bloklar ve Yunanca ‘Nikostratos’ adı yazılmış bakır bir kolyenin yanı sıra Ba kuşunun tahtadan yapılmış örnekleri ve renklendirilmiş kartonajlar gibi birçok tarihi eser bulundu. Ayrıca, alanda yapılan arkeolojik tarama sırasında, iyi durumda olan birçok lahit bulundu, bunların bir kısmı kilden, bir kısmı da kumtaşından yapılmış”



Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
TT

Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)

Bilim insanları primat türlerinde alfa erkek olgusunun pek de gerçek olmadığını tespit etti. Geniş kapsamlı araştırma, dişi ve erkekler arasındaki hiyerarşik ilişkinin daha karmaşık olduğuna işaret ediyor.

İnsanların da içinde yer aldığı primat grubunda ya erkeklerin ya da dişilerin popülasyondaki hakim cinsiyet olduğu düşünülüyordu. Genellikle erkeklerin gruptaki hakimiyeti elinde tuttuğuna inanılıyordu.

Ancak hakemli dergi PNAS'te dün (7 Temmuz) yayımlanan çalışmada durumun sanıldığı kadar net olmadığı ve beklendiğinden daha fazla popülasyonda dişilerin egemen olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacılar maymunlar, lemurlar, tarsiyerler ve lorisler gibi 121 primat türüne ait 253 popülasyondan 5 yıl boyunca veri topladı. Ekip varsayımların ötesinde daha net bilgi edinmek adına ayrıntılı davranış kayıtları toplayıp grup içindeki kavgaları ve kazananları derledi.

Çalışmada karşı cinsler arasındaki kavga ve tartışmaların sanılandan çok daha sık yaşandığı saptandı. Bir grup içindeki anlaşmazlıkların ortalama yarısı dişi ve erkekler arasında geçti. 

Araştırma genelinde incelenen kavgaların yaklaşık yüzde 90'ını erkekler kazandığı için bu açıdan net bir erkek hakimiyeti olduğu söylenebilir.

Öte yandan araştırmacılar popülasyonların sadece yüzde 17'sinde bu durumun gözlemlendiğini söylüyor. İnsanların en yakın akrabalarından şempanze ve bonobolar bu kesimde yer alırken, lemur ve bonoboların da olduğu primat popülasyonlarının yüzde 13'ünde net bir dişi egemenliği vardı.

Geri kalan yüzde 70'lik kısımdaysa bir cinsiyetin diğeri üzerindeki hakimiyet ya orta düzeydeydi ya da hiç yoktu.

Fransa'daki Montpellier Üniversitesi'nden çalışmanın başyazarı Dr. Élise Huchard, "Sıkı bir erkek egemenliği gerçekten azınlıkta" diyerek ekliyor: 

Bunun çoğunluk olmasını beklemiyorduk çünkü literatürü iyi biliyoruz ancak yüzde 20'nin altında kalmasını pek beklemezdik.

Erkek egemenliğinin daha net olduğu gruplarda, bu cinsiyetin vücut veya dişlerinin daha büyük olduğu gözlemlendi. Ayrıca dişilerin kaçıp ağaçlara tırmanamadığı popülasyonlarda da benzer bir durum vardı.

Öte yandan dişiler hakimiyetini, üremeden gelen güçleriyle kazanıyordu. Dr. Huchard, "Bir dişi çiftleşmek istemiyorsa, erkek bu konuda hiçbir şey yapamaz" diye açıklıyor: 

Dişiler üremeyi kontrol ettiklerinde, bunu erkeklere karşı bir güç mekanizması olarak kullanabiliyorlar.

Bilim insanları ayrıca dişilerin birbirleriyle rekabet ettiği ve erkeklerin yavrulara daha fazla baktığı gruplarda da dişi egemenliğinin daha yaygın olduğunu gözlemledi. Bu türlerde dişiler ya genellikle yalnız oluyor ya da sadece erkek-dişi çiftleri halinde yaşıyorlar. Bu durum tek eşliliğin dişi hakimiyetiyle bağlantılı olduğu anlamına gelebilir.

Araştırmacılar bu sonuçların doğrudan insanlara uygulanamayabileceğini ancak yakın akraba türlerdeki cinsiyet rollerinde şaşırtıcı bir esnekliğe işaret ettiğini söylüyor. 

Dr. Huchard, "Bu sonuçlar, insanlık tarihinde daha sonra ortaya çıkan tarım toplumlarına kıyasla daha eşitlikçi olan avcı-toplayıcılar arasındaki kadın-erkek ilişkileri hakkında bildiklerimizle epey örtüşüyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, BCC Science Focus, PNAS