Mısır Dünya Gençlik Forumu’nda girişimciliğin ve teknolojinin önemi vurgulandı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi etkinliğin ‘kalıcı bir diyalog platformuna’ dönüştürülmesiyle yetkilendirildi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Dünya Gençlik Forumu’nun kapanış töreninde konuşma yaptı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Dünya Gençlik Forumu’nun kapanış töreninde konuşma yaptı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır Dünya Gençlik Forumu’nda girişimciliğin ve teknolojinin önemi vurgulandı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Dünya Gençlik Forumu’nun kapanış töreninde konuşma yaptı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Dünya Gençlik Forumu’nun kapanış töreninde konuşma yaptı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Her yıl Mısır hükümeti himayesinde düzenlenen, küresel çaptaki Dünya Gençlik Forumu (WYF) bu yıl Sina bölgesinin güneyinde yer alan Şarm eş-Şeyh şehrinde, dört oturum ile gerçekleştirildi. Forum, girişimciler, gelişen projeler ve teknoloji için küresel önemde bir etkinlik olarak nitelendirildi.  Ayrıca dünya gençliğinin interaktif diyalogu için kalıcı bir platform olmasının hedeflendiği bilgisi verildi.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 10-13 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen forumu, dünya gençlerinin fikir ve yaratıcılıkları vasıtasıyla barışı tesis etmenin yanı sıra sürdürülebilir kalkınma yönündeki vizyonlarını paylaşmak için gerçek bir fırsat olarak nitelendirdi.
Sisi, perşembe günü Şarm eş-Şeyh’te düzenlenen WYF’nin kapanış töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının neden olduğu halihazırdaki küresel durum, dünyanın geleceği ve bu salgının insanların yaşamı üzerindeki yansımalarıyla ilgili cevap bekleyen pek çok soru kaçınılmaz olarak bu forumun da gündemi haline geldi."
Sisi, Mısır’ın adalet ve insan onurunu inşa etmek, geliştirmek ve başarmak isteyen modern bir sivil devlet olduğunu vurgulayarak, WYF’nin önemli bir müzakere platformu haline geldiğini, biçim ve içerik olarak her geçen yıl biraz daha geliştiğini vurguladı.
Sahne gösterileri, insanlık anıtı tasarımının ayrıntılarını öne çıkaran şarkı bölümleri, göz kamaştırıcı ışık gösterileri ve kısa belgesellere ek olarak İnsanlığı Canlandırma Anıtı'ndaki kapanış töreninde paraşütçülerin yere inerken çeşitli desenlerle yaptığı gösteri izleyicilerin büyük beğenisini kazandı.
Anıttaki sanatçıların heykellerinin tasarım ve biçimlerinin yanı sıra kalp heykeli, yaşamın nabzının simgesi olması olarak tüm insanların ortak paydasını temsil etmesi açısından oldukça dikkat çekti.
Kapanış töreninde gösterilen bir filmde ise Güney Sina'daki dağlardan birinin yakınında inşa edilen ve özgün bir arka plana sahip olan; bilgi, medeniyet, kültür ve doğanın çeşitliliğini vurgulayan modern müze salonları ve çeşitli anıt binalar öne çıkarıldı.
WYF’nin kapanış töreninde konser ve şölenlerin yanı sıra Mısırlı takipçilerin ve medyanın Mısır uygarlığının ve turizminin tanıtımında önemli unsurlardan biri olarak gördüğü göz kamaştıran Sfenks Bulvarı’na övgüde bulunuldu.
Sisi, forumun sonunda, 2022 Sivil Toplum Yılı Bildirgesi ilanı, girişimciler, gelişmekte olan projeler ve küçük endüstriler için küresel bir merkez kurulması, Şarm el-Şeyh'teki İklim Zirvesi'ne katılmak için Mısırlı ve uluslararası gençlik gruplarının oluşturulması da dahil olmak üzere bir dizi karar yayınladı.
Bakanlar Kurulu da kalkınma ortaklarıyla kapsamlı bir vizyon hazırlamak, Mısır'da elde edilen kalkınma girişimlerinin Afrika’da devamlılığını sağlamak,  Mısır ve tüm dünya gençliği için sonuçları devlet kurumlarına sunulacak kalıcı bir interaktif diyalog platformunu etkinleştirmek, uluslararası su kaynakları konularında farkındalığı artırmak ve Mısır devletinin çatışma bölgelerinin bölgesel yeniden inşasına kapsamlı bir vizyon geliştirmek için uluslararası bir kampanya başlattı. Forumun yönetimine atamalar gerçekleştirdi.
Kapanış töreninde, dünyanın dört bir yanındaki onlarca sanatçı tarafından hazırlanan kalplere ev sahipliği yapan İnsanlığın Yeniden Canlanması Anıtı sergilendi. Anıtın tüm insanlık için güvenilir ve küresel önemde olan forumun tanıtımı önemine dikkat çekildi.
Forum yönetimine göre anıtın tasarımı, gerçek, iyilik ve güzellik gibi yüce insani değerlerden ilham alıyor.
Uluslararası arenadan uzman isimlerin ve yetkililerin gerçekleştirdiği konuşmaların ardından kilit önemde konularda somut sonuçlar elde etmek için düşüncelerde değişiklik yapmanın gerekliliğini vurgulayan bir belgesel gösterildi.
Törene katılan ülkeler arasında Avustralya, Ermenistan, İtalya, Nijerya, Kongo, Güney Afrika, Malavi, Zimbabve, İrlanda, Kamerun, Ürdün, Kuveyt ve Paraguay yer aldı.
WYF’nin söz konusu 4’üncü oturumunda devlet ve hükümet başkanlarının huzurunda, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas başkanlığında, Lübnan Başbakan Necib Mikati, Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin bin 2. Abdullah ve çok sayıda bakan, büyükelçi ve uluslararası ve bölgesel kuruluşların yetkilileri de yer aldı. Önde gelen uluslararası isimlerin sanal olarak katıldığı etkinlikte Afrika, Avrupa, Asya, Kuzey Amerika ve Güney Amerika’dan, 196 ülkeden binlerce genç de yer aldı.
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını sonrası dünyanın geleceğine ilişkin tartışmalar forumun başlıca gündem maddesi olurken yoksulluk sorunları, çatışma sonrası yeniden yapılanma ve su kaynakları başlıkları da devlet liderlerinin ve katılımcıların vurgu yaptığı konular arasında yer aldı.



Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
TT

Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)

Hamas yanlısı Filistinli bir araştırmacının, hareketin siyasi büro üyelerinden birinden kamuoyu önünde özür dilemesi, özellikle bu özrün söz konusu üyenin siyasi bir açıklamasına yöneltilen eleştirinin ardından gelmesi nedeniyle Hamas destekçileri arasında tepkiye yol açtı.

Katar’da yaşayan ve Hamas’a desteğiyle bilinen Filistinli siyasi araştırmacı Mahmud Hamid el-İle, salı akşamı X platformunda, hareketin yine Katar’da bulunan siyasi büro üyesi Muhammed Nazzal’dan özür diledi. El-İle, özrünü bir ay önce aynı platformda Nazzal’ın Hamas’ın silahları ve Gazze Şeridi’ndeki geleceğine ilişkin açıklamalarının ardından paylaştığı bir mesajda yer verdiği ifade nedeniyle yaptı.

Krizin kökeni, geçen yıl ekim ayında Reuters’ın yayımladığı bir habere dayanıyor. Haberde, Nazzal’a Hamas’ın Gazze Şeridi’nde silah bırakıp bırakmayacağı sorulduğunda verdiği yanıt aktarılmıştı. Nazzal, “Evet ya da hayır diyemem” ifadesini kullanmış, ardından “Silah meselesi genel bir ulusal konudur ve yalnızca Hamas’la ilgili değildir. Sahada silahlı gücü olan başka gruplar da var” demişti.

Bu açıklamalar Hamas içinde geniş çapta tepki çekti. Tepki gösterenler arasında, sözlerin muğlaklığı nedeniyle eleştiriler yönelten araştırmacı Mahmud el-İle de vardı. El-İle, açıklamaların hem siyasi büro üyesi tarafından yapılmış olmasına hem de hareketin farklı kademelerindeki, özellikle Gazze’de yaşayan veya aslen Gazze kökenli olan diğer yöneticilerin tutumlarıyla çelişmesine dikkat çekmişti.

Nazzal’ın sözlerine yönelik itirazların büyümesi üzerine Hamas bir açıklama yayımlayarak beyanların ‘bağlamından koparıldığını’ bildirdi.

Paylaşımına gelen tepkilerin ardından birkaç gün sonra eleştirisini silmek zorunda kalan el-İle, krizin bu noktada sona erdiğini düşünüyordu.

Özrün sebebi neydi?

Ancak özrün yayımlanması, bunun nedenine ilişkin yeni soru işaretleri doğurdu. Daha sonra X platformundaki bazı Hamas yanlısı kullanıcıların paylaşımlarına ve Katar’daki hareket kaynaklarının Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre, olayın arka planında Muhammed Nazzal’ın attığı adım bulunuyor. Buna göre Nazzal, uzun yıllardır ikamet ettiği Doha’da Katar resmi makamlarına Mahmud el-İle hakkında şikâyette bulunarak, kendisine hakarette bulunduğu ve manevi zarar verdiği iddiasını gündeme getirdi.

ghy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail’in hava saldırısı düzenlediği bina (Reuters)

Kaynaklardan birine göre, pek çok kişi, aralarında bazı üst düzey yöneticiler de olmak üzere, arabuluculuk yaparak anlaşmazlığı çözmeye çalıştı, ancak Nazzal, kendisine yönelik ifadeler nedeniyle X platformu üzerinden kamuoyuna açık bir özür yayınlanmasında ısrar etti. Bu şart yerine getirilince, Nazzal’ın başka bir talepte bulunmaması ve anlaşmazlığın kapanması üzerinde uzlaşıldı. Buna rağmen Nazzal’ın ‘maddi tazminat talebinde ısrar ettiği’ ifade edildi.

Hareketle ilişkili başka kaynaklar ise ‘Mahmud el-İle’nin özrünün krizi çözmek için yalnızca ilk adım olduğunu, sürece müdahil olan bazı kişilerin Nazzal’ın öfkesini yatıştırmak ve onu şikâyeti geri çekmeye ikna etmek amacıyla el-İle’yi bu yöne yönlendirdiğini’ aktardı.

Aktivistler arasında öfke

Hamas’ın içinden ve dışından birçok isim özür meselesine tepki gösterdi. Tepki verenler arasında Filistinli gazeteci Muna Havva da vardı. Havva, sosyal medya hesabında, “Filistin’deki özgürlük hareketlerinin tarihinde, ne yaşanırsa yaşansın, bir liderin kendi mensuplarından birini üçüncü bir tarafa ya da başka bir otoriteye şikâyet ettiği tek bir örnek dahi yoktur. Bu davranış ne ulusal örgütlerin ahlakıyla ne de kabile geleneklerinde kabul gören en basit sığınma kurallarıyla bağdaşır. Utanç verici, acı verici, üzücü” diye yazdı.

Havva bir başka paylaşımında ise şu ifadeleri kullandı: “İsrail’in bugünkü genişlemesi kadar tehlikeli bir dönem görülmedi; tarih de Gazze’de halkımızın yaşadığı kadar vahim bir katliama tanıklık etmedi. Bu felaketin ortasında, halkımızın önde gelen isimlerinden biri, bir gencin attığı bir tweet yüzünden onu başka bir devlete şikâyet ediyor; geçimini ve güvenliğini riske atıyor. ‘Direniş’in liderleri halkımızdan ateş altında direnmelerini isterken, tek bir eleştiri cümlesine dahi tahammül edemiyor.”

Ayrıca Hamas gibi gruplara verdiği destekle bilinen aktivist Cemil Mikdad da konuya ilişkin paylaşım yaptı. Mikdad, “Hamas’tan bir yönetici, Katar’da yaşayan bir Filistinliyi, hakkında Katar mahkemelerinde dava açtıktan sonra uzun bir özür metni yayımlamaya zorladı; üstelik yalnızca kendisini eleştirdiği bir önceki paylaşım yüzünden!” ifadesini kullandı. Mikdad sözlerini şöyle sürdürdü: “Harika gerçekten… Nereye geldik? Halk olarak eleştirme hakkına sahip olduğumuz ve bizi dinlemekle yükümlü olan liderlerimiz, şimdi Arap mahkemelerini bize karşı bir güç olarak kullanıyor. Bu da ne demek oluyor? Siz ne hale geldiniz böyle, cahiller?!”

Hamas’ın silahlı yapısının geleceği, hareketin üst düzey isimlerinin açıklamalarında uzun süredir farklılık gösteren bir başlık olarak öne çıkıyor. Hamas’ın yurt dışı sorumlusu Halid Meşal, geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da düzenlenen bir panelde, “Hamas’ın ancak bir Filistin devleti kurulması hâlinde silah bırakabileceğini” söyledi.

Buna karşın, Meşal’in açıklamasından yalnızca bir gün sonra, Hamas yetkilisi Basim Naim AP’ye yaptığı değerlendirmede, hareketin kapsamlı bir güvenlik ve siyasi düzenlemenin parçası olmak kaydıyla ‘silahların depolanması ya da dondurulması gibi seçeneklerin görüşülmesine açık olduğunu’ belirtti.

Hamas’ın siyasi büro üyelerinden Husam Bedran ise salı günü yaptığı açıklamada, sürecin ikinci aşamaya geçmesinin ‘İsrail’in ihlalleri durdurmasına’ bağlı olduğunu ifade etti. Öte yandan Hamas’ın birçok lideri ve sözcüsü, aralarında Halil el-Hayye ve Hazım Kasım’ın da bulunduğu isimler, hareketin ikinci aşamaya geçmeye ‘hazır olduğunu’ vurgulayan açıklamalarını sürdürdü.


Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
TT

Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)

ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Gazze barış planının ikinci aşamasına ilişkin gelişmeler hakkında "yakında" duyurular beklediğini belirterek, Washington'un Hamas'ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Waltz, planın ana bileşenlerinin, hizmetleri yönetecek teknokrat bir Filistin yönetimi, ilgili tarafların maliyetleri karşılamasını sağlayacak bir finansman mekanizması ve son olarak uluslararası bir istikrar gücü olduğunu açıkladı.


İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
TT

İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)

İsrail ve Filistinli yetkililer AFP'ye verdikleri demeçte, İsrail'in, Gazze'ye yardım taşıyan kamyonlar için Ürdün ile işgal altındaki Batı Şeria arasındaki Kral Hüseyin Köprüsü (Allenby Köprüsü) sınır kapısını, kapanmasından yaklaşık üç ay sonra dün yeniden açtığını söyledi.

İsrail, eylül ayında Ürdünlü bir sürücünün sınırda ateş açarak iki İsrail askerini öldürmesinin ardından sınır kapısını kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre birkaç gün sonra, sınır kapısı bireysel geçişlere yeniden açıldı, ancak savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımlara kapalı kaldı.

İsrail hükümetinin Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü (COGAT) sözcüsü, "Allenby Köprüsü sınır kapısı bugün açıldı ve kamyonlar Allenby Köprüsü'nden Gazze'ye geçiyor" dedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Filistinli yetkili de sınır kapısının yeniden açıldığını doğruladı.

Yetkilinin açıklamasına göre, salı günü çimento ve yapım malzemesi taşıyan 96 kamyonun geçişine izin verildi. Dün ise insani yardım taşıyan 20 kamyon bu sınır kapısından giriş yaparken, inşaat sektörü için kumun da bugün girişine izin verilmesi bekleniyor.

Sınır kapısının kapatılmasından bu yana Ürdünlü yetkililer, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Şeyh Hüseyin sınır kapısından Gazze'ye yardım ulaştırabildiklerini söylüyor. Salı günü bir İsrailli yetkili, Ürdün'den Allenby Köprüsü sınır kapısından mal ve yardım transferinin yakında yeniden başlayacağını söyledi.

Yetkili şöyle devam etti: “Gazze Şeridi'ne giden tüm yardım kamyonları, kapsamlı bir güvenlik kontrolünden geçtikten sonra, refakat ve güvenlik eşliğinde seyahat edecek… Ürdünlü sürücüler ve kargolar için güvenlik kontrolü ve kimlik doğrulama prosedürleri sıkılaştırıldı. Geçişi güvence altına almak için özel güvenlik güçleri görevlendirildi.”

Ürdün Vadisi'ndeki sınır geçişi, Batı Şeria'dan Filistinlilerin İsrail topraklarına geçmeden ayrılmalarına olanak tanıyan tek geçiş noktasıdır.

İsrail, özel izinleri olmadığı sürece Filistinlilerin havaalanlarından geçmesine izin vermiyor.