BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams: Libyalılar arasında savaşa dönme konusunda bir istek görmüyorum

Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams, Libyalılar arasında savaşa dönme konusunda bir istek görmediğini belirterek "Artık Libyalıların söylemi, konuşma şekli bile değişti." dedi.

AA
AA
TT

BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams: Libyalılar arasında savaşa dönme konusunda bir istek görmüyorum

AA
AA

Türkiye'yi ziyaret ederek çeşitli temaslarda bulunan Williams, Libya'daki son duruma ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Williams, Ankara'da Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal ile görüştüğünü ve Libya dosyası hakkında istişare ettiklerini belirterek Libyalıları bir araya getirme çabalarında Türkiye'nin BM'ye katkıda bulunduğunu söyledi.
Libya'da BM'nin rolüne ilişkin Williams, BM olarak Libyalıları ve Libya'nın geleceğini müzakere etmek için bir araya gelme çabalarını desteklemek amacıyla orada olduklarını dile getirdi.
Libyalıları Berlin Konferansı'nın sağladığı "uluslararası şemsiye" ve sürece eşlik eden Güvenlik Konseyi kararları ile bir araya getirdiğini kaydeden Williams, BM'nin bu süreçte son derece ilgili ve farklı tarafları tek bir çatı altında bir araya getirmek için "en tarafsız aktör" olduğunu vurguladı.
Williams, Kasım 2020'de LSDF üyeleri tarafından hazırlanan ve müzakere edilen yol haritasını ve yapılması planlanan ancak gerçekleştirilemeyen seçim sürecini anlattı.
Mevcut durumda parlamentonun ülke genelinde istişarelerde bulunan bu yol haritası komitesini oluşturduğunu aktaran Williams, önerilerle birlikte raporun 25 Ocak'ta meclise sunulmasının beklendiğini kaydetti.

"Libya'da tek bir baskın görüş yok"
Libya'nın doğusundan batısına gezip Libyalılarla konuştuğunu ve Libyalıların çeşitli görüşlere sahip olduğunu anlatan Williams, şöyle devam etti:
"Seçimlerin devam etmesi için anayasal bir temele ihtiyaç olduğunu söyleyenler mutlaka var. Anayasa taslağının referanduma sunulmasını isteyenler var. Tıkanıklığı açmak ve doğrudan seçimlere gidebilmek için devlet başkanı adayları listesinin bir tür yargı denetimine tabi tutulmasını isteyenler var. Milletvekili seçimi isteyenler var. Yani diyebilirim ki Libya'da tek bir baskın görüş yok. Çeşitli görüşler var ve kesinlikle Birleşmiş Milletler olarak bu siyasi sürece dahiliz. Her bir özel seçenekle ilgili karmaşıklıkları anlıyoruz. Devam etmeleri, Libya'nın kararı."

"Eğer bir irade varsa, Libyalılar için bir yol vardır"
Williams, Libya'daki tarafların müzakere arzusunun olduğuna dikkati çekerek "Her zaman söylerim, eğer bir irade varsa Libyalılar için bir yol vardır. Siyasi bir anlaşma ve iyi niyetle müzakere etme arzusu varsa önünüzdeki seçenek ne olursa olsun, o zaman süreci ilerletebilirsiniz." dedi.
Libya'nın 2011'den beri geçiş halinde olduğunu ifade eden Williams, "Libya'nın kalıcı kurumlara ihtiyacı var. Demokratik olarak seçilmiş kurumlara ihtiyacı var. Birleşmiş, nüfus için gerekli güvenliği sağlayabilecek, ülke sınırlarını güvence altına alacak, nüfusa hizmet sunabilecek kurumlara ihtiyacı var. Bu da Libya halkını tam olarak temsil edebilir. Bunun nihai olarak gerçekleşmesinin en iyi yolu, Libyalıların sandık başına gidebilmesidir." diye konuştu.
Williams, anayasa taslağının 2017'de karara bağlandığını ve 2018'de kabul edilen bir referandum yasası olduğunu belirterek mevcut taslakla anayasa taslağında belirli noktalarda bazı farklılıklar olduğunu söyledi.
Libya'da asıl odaklanılması gereken noktanın "seçim komisyonunun mücbir sebep beyanı yapması ve meclisin nelerle karşı karşıya kalması" olduğunu vurgulayan Williams, LSDF'nin bu yılın haziran ayına kadar uzanan yol haritasının geçerli bir zaman çizelgesi olduğunu dile getirdi.
Williams, öte yandan LSDF'nin 2020 Kasım-2021 Şubat döneminde ortaya çıktığını ve "oldukça işlevsel bir gövde olduğunu" gösterdiğini belirtti.
LSDF'nin mevcut koşullarda bir rol oynayıp oynamayacağı konusunda LSDF üye gruplarına danıştığını aktaran Williams, kurumların ne önerdiğini görmek için beklediğini ifade etti.

Haziran ayına kadar seçim "mümkün olabilir"
BM'nin Libya seçimleri için önerdiği bir takvim olup olmadığına ilişkin Stephanie Williams,"Elimizde Libya Siyasi Diyalog Forumu tarafından kararlaştırılan bir yol haritamız var. Bu yılın Haziran ayına kadar uzanan bir yol haritası. Bu zaman diliminde bir seçimin hala oldukça mümkün olduğuna inanıyorum. Bu, farklı senaryolar içerebilir. Ancak bu mümkün ve bence Libya halkının burada siyasi bir ufka sahip olması giderek daha önemli." diye konuştu.
Williams, son bir ayda çok olumlu gelişmeler olduğuna da dikkati çekerek "Libya'nın doğusu ile batısı arasında Genelkurmay Başkanları arasında askeri kurumun birleştirilmesi konusunda" iki toplantı yapıldığını ve Merkez Bankasının birleşmesi yönünde hareketlenme gördüklerini söyledi.
Libya'da barışın var olduğunun ve sahada sükunetin sağlandığının altını çizen Williams, "Libyalılar arasında şu anda savaşa dönme konusunda herhangi bir istek görmüyorum. Artık Libyalıların söylemi, konuşma şekli bile değişti. Savaş söyleminin yerini alan bir medeni söylem olan siyaset söylemi söz konusu. Bu çok iyi." değerlendirmesinde bulundu.

"Öncelik ulusal uzlaşı"
Williams, ülkede artık doğudan batıya herkesin gezip seyahat edebildiğini ve "birbirlerine karşı silaha sarılan insanların" bile bir araya geldiğini belirterek bunun sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
Libya'da "ulusal uzlaşı ve geçiş dönemi adaleti" yönünde ciddi bir çalışma yapılması gerektiğinin de altını çizen Williams, "Öncelik, ulusal uzlaşı. Bu, Başkanlık Divanı'nın işidir. Temsilciler Meclisi'ni ve Devlet Yüksek Konseyini sorumluluklarını üstlenmesi gerektiğini teşvik ettiğimiz gibi Başkanlık Konseyi'ni de sorumluluklarını üstlenmeye teşvik ettik. Bu, Libyalıların ülkedeki bu sakinlikten sadece statükoya geri dönmek için değil, birlikte ilerlemek için de yararlanma zamanıdır. Biz de Birleşmiş Milletler olarak ulusal uzlaşma, seçim süreci, askeri ve ekonomik bütünleşme yollarının hepsinde onlara eşlik edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Williams, Libya'da tarafların ortak bir seçim yasası üzerinde anlaşmaya varma olasılığına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bir irade varsa bir yol vardır. Birbirlerine karşı silaha sarılan adamlar aynı masaya oturmayı düşündüyse siyasiler neden oturamadı bilmiyorum. Yani elimizde Sirte'de toplanan Ortak Askeri Komisyonun modeli var. Bence Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi, hangi yolu seçerlerse seçsin görüşmek üzere toplantılar yapmak isterse harika olur. Belki Sirte'de buluşurlar, belki bir kez Trablus'ta, sonra bir kez Bingazi'de ve üçüncü kez Sirte'de buluşurlar. Bence Libya halkının bu politikacıları bir arada görmeleri çok iyi olur, neden olmasın?"

"Çare başka bir geçiş hükümetinin kurulmasında değil"
Seçimler için bir geçiş hükümeti kurulmasının mantıklı olup olmayacağına ilişkin değerlendirmede de bulunan Williams, seçim sürecine odaklanılması gerektiğini belirtti.
Williams, "Libya, beş geçiş dönemi gördü. Beş geçiş yöneticisi. Çarenin mutlaka başka bir geçiş yöneticisi olduğunu düşünmüyorum. Bence çare, seçilmiş bir hükümet, seçilmiş bir başkan ve elbette güçlü bir yasal ve anayasal temele sahip daha kalıcı bir durum için seçimlere götüren sağlam bir siyasi ufuk. Bu yüzden parlamentoya neyi yapıp neyi yapamayacaklarını söylemek benim haddim değil." dedi.
Libya siyasi anlaşmasına saygı duyulması gerektiğinin de altını çizen Williams, bu anlaşmada prosedürlerin ne olduğunun çok açık şekilde ortaya konduğunu söyledi.
Williams, BM'nin özellikle Terhune'de geçiş dönemi adaleti için savaş suçları kapsamında bir değerlendirme yapıp yapmayacağına ilişkin ise ulusal uzlaşının geçiş dönemi adaletini de içerdiğini dile getirdi.
Bu konunun, Adalet Bakanlığının yanı sıra Başkanlık Konseyi'nin de görev alanına girdiğini kaydeden Williams, "Bunun Libya'da uzun süredir bekleyen bir dosya olduğunu düşünüyorum. Birçok örnek var. Bu dosya çok uzun yıllara dayanan bir dosya. Bence çok hassas ve kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekiyor." diye konuştu.
Stephanie Williams, ulusal uzlaşının ne kadar erken başlarsa o kadar iyi olacağını da sözlerine ekledi.



Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Binance’e Hamas davası açıldı: Kara para akladılar

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonunda yakınlarını kaybedenler, Filistinli örgütün kara para aklamasını sağladığı gerekçesiyle kripto devi Binance'e dava açtı.

306 ABD vatandaşının açtığı ve pazartesi günü kamuoyuyla paylaşılan davada, Hamas'ın saldırısında hayatını kaybeden, yaralanan veya rehin alınan kişilerin yakınları Binance'in yaptırımları deldiğini savunuyor. 

Davacılar, kripto borsasının Hamas, Hizbullah, Filistin İslami Cihad Örgütü ve İran Devrim Muhafızları'nın platform üzerinden 1 milyar dolardan fazla para transferi yapmasına göz yumduğunu iddia ediyor. 

Bu tutarın en az 50 milyon dolarının Gazze savaşını başlatan 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından transfer edildiği belirtiliyor. 

ABD'nin Kuzey Dakota eyaletinde açılan davada, sözkonusu örgütlerin Binance'i kullanarak şüpheli hesaplar üzerinden kara para akladığı ileri sürülüyor. Bu örgütlerin hepsi ABD'nin yaptırım listesinde yer alıyor. 

Şikayette "CZ" diye de anılan Çinli iş insanı Changpeng Zhao'nun kurduğu kripto borsasına dair şu ifadeler yer alıyor: 

Binance yasadışı faaliyetler için kasıtlı olarak bir sığınak şeklinde faaliyet gösteriyor. Bugüne dek Binance'in temel iş modelini anlamlı biçimde değiştirdiğine dair hiçbir gösterge yok.

Şirketin açıklamasında davanın detaylarına ilişkin yorum yapılmazken "uluslararası alanda tanınan yaptırım yasalarına tam olarak uyulduğu" savunuldu. 

Kasım 2023'te ABD Adalet Bakanlığı, kara para aklamayı önleme ve yaptırım yasalarının ihlali nedeniyle Binance'le 4,3 milyar dolarlık bir uzlaşmaya varmıştı. Bu rekor tutar şirket tarafından kurumsal olarak ödendi. CZ ise aynı anlaşma kapsamında CEO'luk görevinden ayrılmış ve şirketten bağımsız olarak 50 milyon dolarlık kişisel para cezasını ödemeyi kabul etmişti.

Amerika'da yürütülen ceza yargılamasının ardından Zhao'ya gerekli kara para aklama kontrollerini uygulamadığı gerekçesiyle 4 ay hapis cezası verildi ve iş insanı bu cezasını tamamen çekerek tahliye edildi. Geçen ay ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan af kararıyla da yeniden CEO'luğa dönmesi önündeki engeller kaldırılmış oldu.

Independent Türkçe, Times of Israel, Reuter


BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
TT

BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bugün yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın bölgenin ekonomisini mahvettiğini ve Filistin topraklarının ‘bekasını’ tehdit ettiğini belirterek, uluslararası ‘acil’ müdahale çağrısında bulundu.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayınlanan yeni bir raporda, Gazze'nin yeniden inşasının maliyetinin 70 milyar doları aşacağı ve onlarca yıl sürebileceğini belirtildi. Raporda, savaş ve ablukanın ‘Filistin ekonomisinde eşi benzeri görülmemiş bir çöküşe’ neden olduğu uyarısında bulunuldu.

Askeri operasyonların hayatta kalmanın her temel unsurunu önemli ölçüde zayıflattığı ifade edilen raporda, “Gazze Şeridi, gıdadan barınmaya ve sağlık hizmetlerine kadar insan eliyle yaratılmış bir uçuruma itildi” denildi.

Sistematik bir şekilde devam eden yıkımın, Gazze'nin kendini yaşayabilir bir alan ve toplum olarak yeniden inşa etme yeteneğini zedelediği belirtilen raporda, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların İsrail'in güneyine düzenlediği saldırıda çoğu sivil olmak üzere bin 221 kişi ölürken İsrail, Gazze Şeridi’ne  iki yıl süren yıkıcı bir savaş başlattı.

cdvfgthy
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’na geri dönen yerinden edilmiş Filistinlilerin görüldüğü havadan çekilmiş bir fotoğraf (AFP)

BM’nin güvenilir kabul ettiği Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre İsrail, Hamas'ın saldırısına misilleme olarak Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava ve kara saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 69 bin 756 Filistinliyi öldürdü.

Savaş, Gazze Şeridi'nde büyük yıkıma ve BM’nin bazı bölgelerde kıtlık ilan etmesine neden olan bir insani krize yol açtı.

UNCTAD raporuna göre Gazze Şeridi'ndeki yıkımın boyutu, ard arda ekonomik, insani, çevresel ve sosyal krizleri tetikleyerek, bölgenin gelişme düzeyindeki düşüşü tam bir yıkıma dönüştürdü.

Raporda, çift haneli büyüme ve önemli dış yardım desteğine rağmen, Gazze'nin 7 Ekim 2023 öncesi refah düzeyine geri dönmesinin onlarca yıl sürebileceği vurgulandı.

UNCTAD, koordineli uluslararası yardım, havale işlemlerinin yeniden başlatılması ve ticaret, hareket ve yatırım kısıtlamalarını hafifletmeye yönelik önlemleri bir araya getiren kapsamlı bir kurtarma planı çağrısında bulundu.

Gazze halkı ‘ciddi ve çok boyutlu bir yoksullukla’ karşı karşıya kalırken, UNCTAD, Gazze'deki her bireye yenilenebilir ve koşulsuz aylık nakit transferi sağlayan kapsamlı bir acil temel gelir programının başlatılmasını istedi.

Raporda, Gazze ekonomisinin 2023-2024 döneminde yüzde 87 oranında küçüldüğü ve kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 161 dolar gibi cüzi bir rakama gerilediği, bu rakamın da küresel olarak en düşük oranlardan biri olduğu belirtildi.

Öte yandan Batı Şeria'da durum o kadar vahim olmasa da raporda ‘şiddet, Yahudi yerleşim birimlerinin inşasındaki hız ve işçi hareketliliğine getirilen kısıtlamaların’ buranın ekonomisini vurduğu ve UNCTAD'ın verileri kaydetmeye başladığı 1972 yılından bu yana en kötü ekonomik gerilemeye yol açtığı ifade edildi.


Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
TT

Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)

Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus kentinin Mevasi bölgesinde, bugün (Salı) sabah saatlerinde etkili olan yoğun yağışlar sonucu çok sayıda sığınmacı çadırı sular altında kaldı.

d
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici kampta, Filistinli çocuklar yağmurdan korunmaya çalışıyor (AFP)

Filistin Haber Ajansı WAFA bölgede çok sayıda çadırın yağmur suları nedeniyle zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. Kurtarma ekipleri su baskınından etkilenen çadır alanlarına müdahalelerini çeşitli noktalarda sürdürüyor.

csdfrg
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta, yağmur sonrası eşyalarını düzenleyen Filistinli bir aile (AFP)

Gazze Şeridi genelinde şiddetli sağanak yağış ve fırtınalarla birlikte sığınmacı kamplarında ek olumsuzluklara yol açmaktadır.

Öte yandan, 15 Kasım’da meydana gelen yağışlar sırasında da binlerce çadırın su baskını nedeniyle zarar görmüştü.

sd
Filistinliler, sular altında kalan sokaklardan, eşek arabalarıyla geçiyor (DPA)