BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams: Libyalılar arasında savaşa dönme konusunda bir istek görmüyorum

Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams, Libyalılar arasında savaşa dönme konusunda bir istek görmediğini belirterek "Artık Libyalıların söylemi, konuşma şekli bile değişti." dedi.

AA
AA
TT

BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams: Libyalılar arasında savaşa dönme konusunda bir istek görmüyorum

AA
AA

Türkiye'yi ziyaret ederek çeşitli temaslarda bulunan Williams, Libya'daki son duruma ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Williams, Ankara'da Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal ile görüştüğünü ve Libya dosyası hakkında istişare ettiklerini belirterek Libyalıları bir araya getirme çabalarında Türkiye'nin BM'ye katkıda bulunduğunu söyledi.
Libya'da BM'nin rolüne ilişkin Williams, BM olarak Libyalıları ve Libya'nın geleceğini müzakere etmek için bir araya gelme çabalarını desteklemek amacıyla orada olduklarını dile getirdi.
Libyalıları Berlin Konferansı'nın sağladığı "uluslararası şemsiye" ve sürece eşlik eden Güvenlik Konseyi kararları ile bir araya getirdiğini kaydeden Williams, BM'nin bu süreçte son derece ilgili ve farklı tarafları tek bir çatı altında bir araya getirmek için "en tarafsız aktör" olduğunu vurguladı.
Williams, Kasım 2020'de LSDF üyeleri tarafından hazırlanan ve müzakere edilen yol haritasını ve yapılması planlanan ancak gerçekleştirilemeyen seçim sürecini anlattı.
Mevcut durumda parlamentonun ülke genelinde istişarelerde bulunan bu yol haritası komitesini oluşturduğunu aktaran Williams, önerilerle birlikte raporun 25 Ocak'ta meclise sunulmasının beklendiğini kaydetti.

"Libya'da tek bir baskın görüş yok"
Libya'nın doğusundan batısına gezip Libyalılarla konuştuğunu ve Libyalıların çeşitli görüşlere sahip olduğunu anlatan Williams, şöyle devam etti:
"Seçimlerin devam etmesi için anayasal bir temele ihtiyaç olduğunu söyleyenler mutlaka var. Anayasa taslağının referanduma sunulmasını isteyenler var. Tıkanıklığı açmak ve doğrudan seçimlere gidebilmek için devlet başkanı adayları listesinin bir tür yargı denetimine tabi tutulmasını isteyenler var. Milletvekili seçimi isteyenler var. Yani diyebilirim ki Libya'da tek bir baskın görüş yok. Çeşitli görüşler var ve kesinlikle Birleşmiş Milletler olarak bu siyasi sürece dahiliz. Her bir özel seçenekle ilgili karmaşıklıkları anlıyoruz. Devam etmeleri, Libya'nın kararı."

"Eğer bir irade varsa, Libyalılar için bir yol vardır"
Williams, Libya'daki tarafların müzakere arzusunun olduğuna dikkati çekerek "Her zaman söylerim, eğer bir irade varsa Libyalılar için bir yol vardır. Siyasi bir anlaşma ve iyi niyetle müzakere etme arzusu varsa önünüzdeki seçenek ne olursa olsun, o zaman süreci ilerletebilirsiniz." dedi.
Libya'nın 2011'den beri geçiş halinde olduğunu ifade eden Williams, "Libya'nın kalıcı kurumlara ihtiyacı var. Demokratik olarak seçilmiş kurumlara ihtiyacı var. Birleşmiş, nüfus için gerekli güvenliği sağlayabilecek, ülke sınırlarını güvence altına alacak, nüfusa hizmet sunabilecek kurumlara ihtiyacı var. Bu da Libya halkını tam olarak temsil edebilir. Bunun nihai olarak gerçekleşmesinin en iyi yolu, Libyalıların sandık başına gidebilmesidir." diye konuştu.
Williams, anayasa taslağının 2017'de karara bağlandığını ve 2018'de kabul edilen bir referandum yasası olduğunu belirterek mevcut taslakla anayasa taslağında belirli noktalarda bazı farklılıklar olduğunu söyledi.
Libya'da asıl odaklanılması gereken noktanın "seçim komisyonunun mücbir sebep beyanı yapması ve meclisin nelerle karşı karşıya kalması" olduğunu vurgulayan Williams, LSDF'nin bu yılın haziran ayına kadar uzanan yol haritasının geçerli bir zaman çizelgesi olduğunu dile getirdi.
Williams, öte yandan LSDF'nin 2020 Kasım-2021 Şubat döneminde ortaya çıktığını ve "oldukça işlevsel bir gövde olduğunu" gösterdiğini belirtti.
LSDF'nin mevcut koşullarda bir rol oynayıp oynamayacağı konusunda LSDF üye gruplarına danıştığını aktaran Williams, kurumların ne önerdiğini görmek için beklediğini ifade etti.

Haziran ayına kadar seçim "mümkün olabilir"
BM'nin Libya seçimleri için önerdiği bir takvim olup olmadığına ilişkin Stephanie Williams,"Elimizde Libya Siyasi Diyalog Forumu tarafından kararlaştırılan bir yol haritamız var. Bu yılın Haziran ayına kadar uzanan bir yol haritası. Bu zaman diliminde bir seçimin hala oldukça mümkün olduğuna inanıyorum. Bu, farklı senaryolar içerebilir. Ancak bu mümkün ve bence Libya halkının burada siyasi bir ufka sahip olması giderek daha önemli." diye konuştu.
Williams, son bir ayda çok olumlu gelişmeler olduğuna da dikkati çekerek "Libya'nın doğusu ile batısı arasında Genelkurmay Başkanları arasında askeri kurumun birleştirilmesi konusunda" iki toplantı yapıldığını ve Merkez Bankasının birleşmesi yönünde hareketlenme gördüklerini söyledi.
Libya'da barışın var olduğunun ve sahada sükunetin sağlandığının altını çizen Williams, "Libyalılar arasında şu anda savaşa dönme konusunda herhangi bir istek görmüyorum. Artık Libyalıların söylemi, konuşma şekli bile değişti. Savaş söyleminin yerini alan bir medeni söylem olan siyaset söylemi söz konusu. Bu çok iyi." değerlendirmesinde bulundu.

"Öncelik ulusal uzlaşı"
Williams, ülkede artık doğudan batıya herkesin gezip seyahat edebildiğini ve "birbirlerine karşı silaha sarılan insanların" bile bir araya geldiğini belirterek bunun sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
Libya'da "ulusal uzlaşı ve geçiş dönemi adaleti" yönünde ciddi bir çalışma yapılması gerektiğinin de altını çizen Williams, "Öncelik, ulusal uzlaşı. Bu, Başkanlık Divanı'nın işidir. Temsilciler Meclisi'ni ve Devlet Yüksek Konseyini sorumluluklarını üstlenmesi gerektiğini teşvik ettiğimiz gibi Başkanlık Konseyi'ni de sorumluluklarını üstlenmeye teşvik ettik. Bu, Libyalıların ülkedeki bu sakinlikten sadece statükoya geri dönmek için değil, birlikte ilerlemek için de yararlanma zamanıdır. Biz de Birleşmiş Milletler olarak ulusal uzlaşma, seçim süreci, askeri ve ekonomik bütünleşme yollarının hepsinde onlara eşlik edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Williams, Libya'da tarafların ortak bir seçim yasası üzerinde anlaşmaya varma olasılığına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bir irade varsa bir yol vardır. Birbirlerine karşı silaha sarılan adamlar aynı masaya oturmayı düşündüyse siyasiler neden oturamadı bilmiyorum. Yani elimizde Sirte'de toplanan Ortak Askeri Komisyonun modeli var. Bence Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi, hangi yolu seçerlerse seçsin görüşmek üzere toplantılar yapmak isterse harika olur. Belki Sirte'de buluşurlar, belki bir kez Trablus'ta, sonra bir kez Bingazi'de ve üçüncü kez Sirte'de buluşurlar. Bence Libya halkının bu politikacıları bir arada görmeleri çok iyi olur, neden olmasın?"

"Çare başka bir geçiş hükümetinin kurulmasında değil"
Seçimler için bir geçiş hükümeti kurulmasının mantıklı olup olmayacağına ilişkin değerlendirmede de bulunan Williams, seçim sürecine odaklanılması gerektiğini belirtti.
Williams, "Libya, beş geçiş dönemi gördü. Beş geçiş yöneticisi. Çarenin mutlaka başka bir geçiş yöneticisi olduğunu düşünmüyorum. Bence çare, seçilmiş bir hükümet, seçilmiş bir başkan ve elbette güçlü bir yasal ve anayasal temele sahip daha kalıcı bir durum için seçimlere götüren sağlam bir siyasi ufuk. Bu yüzden parlamentoya neyi yapıp neyi yapamayacaklarını söylemek benim haddim değil." dedi.
Libya siyasi anlaşmasına saygı duyulması gerektiğinin de altını çizen Williams, bu anlaşmada prosedürlerin ne olduğunun çok açık şekilde ortaya konduğunu söyledi.
Williams, BM'nin özellikle Terhune'de geçiş dönemi adaleti için savaş suçları kapsamında bir değerlendirme yapıp yapmayacağına ilişkin ise ulusal uzlaşının geçiş dönemi adaletini de içerdiğini dile getirdi.
Bu konunun, Adalet Bakanlığının yanı sıra Başkanlık Konseyi'nin de görev alanına girdiğini kaydeden Williams, "Bunun Libya'da uzun süredir bekleyen bir dosya olduğunu düşünüyorum. Birçok örnek var. Bu dosya çok uzun yıllara dayanan bir dosya. Bence çok hassas ve kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekiyor." diye konuştu.
Stephanie Williams, ulusal uzlaşının ne kadar erken başlarsa o kadar iyi olacağını da sözlerine ekledi.



Ortagus Hizbullah'ın faaliyetleri hakkında bilgi aldı

Kuzey Komutanlığı Komutanı Rafi Milo, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ve ABD elçisi Morgan Ortagus'a Lübnan sınırındaki durum hakkında bilgi verdi (İsrail medyası)
Kuzey Komutanlığı Komutanı Rafi Milo, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ve ABD elçisi Morgan Ortagus'a Lübnan sınırındaki durum hakkında bilgi verdi (İsrail medyası)
TT

Ortagus Hizbullah'ın faaliyetleri hakkında bilgi aldı

Kuzey Komutanlığı Komutanı Rafi Milo, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ve ABD elçisi Morgan Ortagus'a Lübnan sınırındaki durum hakkında bilgi verdi (İsrail medyası)
Kuzey Komutanlığı Komutanı Rafi Milo, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ve ABD elçisi Morgan Ortagus'a Lübnan sınırındaki durum hakkında bilgi verdi (İsrail medyası)

ABD'nin Lübnan ve İsrail Özel Temsilcisi Morgan Ortagus, dün İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz eşliğinde Lübnan sınırında yaptığı turda, "Hizbullah'ın faaliyetlerini ve Lübnan'daki askeri altyapısını yeniden inşa etme girişimlerini" gözlemledi ve "İsrail ordusunun sınır bölgesindeki savunma ve saldırı çabaları" hakkında bilgi aldı.

Ortagus'un Tel Aviv ziyareti, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını denetleyecek komitenin gelecek çarşamba günü yapılması planlanan toplantısına katılmak üzere bugün Beyrut'a varışının arifesinde gerçekleşti.

Tel Aviv, bu hafta Beyrut'a gelecek uluslararası elçilerle yapılacak "Mekanizma" komitesi toplantısını ve görüşmeleri, Hizbullah üyelerine yönelik suikast ve saldırıların yoğunluğunu artırarak bekliyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre geçtiğimiz perşembe gününden bu yana, bu suikastlar en az yedi Hizbullah üyesi de dahil olmak üzere 11 kişinin ölümüne yol açtı. İsrail, son 11 ayda 365'ten fazla Hizbullah mensubunun öldürüldüğünü belgeledi.


Mısır, ‘Gazze dosyasında’ arabuluculuğu güçlendirecek ve İsrail ile gerilimi azaltacak

Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

Mısır, ‘Gazze dosyasında’ arabuluculuğu güçlendirecek ve İsrail ile gerilimi azaltacak

Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Birkaç Mısır kurumu, ilgili arabulucularla iş birliği içinde, Gazze Şeridi'nde ateşkesin sağlanması için çeşitli kanallarda çabalarını yoğunlaştırıyor. Bu durum, üst düzey bir Mısırlı yetkilinin İsrail'e yaptığı nadir ziyaret, önümüzdeki ay yapılacak uluslararası yeniden inşa konferansı hazırlıkları ve Mısır'ın yakında Gazze Şeridi'ndeki uluslararası güçlere liderlik etme veya bu güçlere katılma olasılığıyla açıkça ortaya çıktı.

Mısır, Şarm eş-Şeyh'te müzakerelere ev sahipliği yaptı ve bu müzakereler sonucunda 9 Ekim'de ABD Başkanı Donald Trump'ın planı üzerinde bir anlaşma sağlandı; söz konusu anlaşma, Washington ve bölge ülkelerinin onayıyla ertesi gün yürürlüğe girdi. Ardından şehir, dünya liderlerinin katılımıyla imza törenine ev sahipliği yaptı; Mısır, Katar, Türkiye ve ABD anlaşmanın şartlarını imzaladı.

Gazze yeniden inşa konferansı

Anlaşmanın imzalanmasının ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dünya liderlerini kasım ayında Mısır'ın çeşitli ülkeler ve dünya çapındaki kuruluşlarla birlikte düzenlediği Gazze'nin Yeniden İnşası Uluslararası Konferansı'na davet ettiğini duyurdu. Ardından Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati konferans hazırlıkları için temaslarda bulundu.

Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad'ın yaklaşık bir hafta önce İsrail'e yaptığı ziyaret, arabulucuların Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi istikrara kavuşturma çabalarının bir parçası olarak dikkat çekti. Bu ziyaret, iki yıl önce İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının ardından ilişkilerde gerginliğin artması ve ‘olası bir askeri çatışma’ korkusunun doruğa ulaşmasının ardından üst düzey bir yetkilinin yaptığı ilk ziyaret oldu.

sdf
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki bir aşevinin önünde yemek almayı bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)

Ziyareti sırasında Reşad, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi. Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamaya göre ikili, ‘Mısır-İsrail ilişkileri, iki ülke arasındaki barışın güçlendirilmesi ve Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının pekiştirilmesi’ konularını görüştü.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, Mısır'ın Gazze Şeridi'ndeki arabuluculuk sürecinin başlangıcından bu yana önemli bir rol oynadığını ve oynamaya devam edeceğini düşünüyor. Mısır'ın anlaşmayı benimsemesi ve onu desteklemek için ciddi çabalar göstermesi de bunu kanıtlıyor.

Gazze'deki güvenliğin kontrolü

İngiliz The Guardian gazetesinin birkaç gün önce diplomatik kaynaklara dayandırarak aktardığına göre, şu anda Avrupa ve ABD’nin desteğiyle Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne sunulmak üzere bir öneri hazırlanıyor. Bu öneri, Gazze’de güvenliği sağlamak üzere planlanan uluslararası bir istikrar gücüne geniş yetkiler verilmesini öngörüyor ve bu güce Mısır’ın liderlik etmesinin güçlü bir ihtimal olduğu belirtiliyor.

Trump’ın 20 maddeden oluşan planı, Gazze’ye derhal konuşlandırılacak ‘geçici bir uluslararası istikrar gücü’ kurulmasını öngörüyor. Bu güç, bölgedeki Filistin polis güçlerine eğitim ve destek sağlamaktan sorumlu olacak. Mısır da bu süreçte aktif bir rol oynamaktan geri kalmadı. Mısır Genel İstihbarat Servisi’nin öncülüğünde yürütülen görüşmelerin ardından Kahire’de toplanan Filistinli grupların toplantısı, ‘ateşkesin izlenmesi amacıyla kurulması planlanan geçici BM güçlerine ilişkin bir BM kararının çıkarılmasının önemine’ ve ‘tüm Filistinli güçler ve fraksiyonların ulusal bir strateji üzerinde uzlaşması için acil bir toplantı düzenlenmesi gerektiğine’ vurgu yaparak sona erdi.

Kahire ya da Filistinli gruplar bu acil toplantının tarihini henüz belirlemezken, İsrailli bir Savunma Bakanlığı yetkilisi, bir Mısır ekibinin birkaç mühendislik aracı eşliğinde Gazze Şeridi’ne girdiğini açıkladı. Bu ekibin, Gazze’de kalan 13 rehinenin naaşlarının yerini tespit etmeye yardımcı olmak amacıyla bölgede bulunduğu belirtildi. Söz konusu girişimin, İsrail’in siyasi liderliğinin onayıyla yürütüldüğü ifade edildi. Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı da bu haberleri doğruladı.

Hamas, ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak şu ana kadar 15 rehinenin cesedini teslim etti, ancak 13 rehinenin naaşının daha iade edilmesi bekleniyor. Cesetlerin yerini tespit etmek için araç talep eden Hamas, ateşkes anlaşmasına ‘tam bağlılık’ gösterdiğini yineledi.

Ferec, Netanyahu'nun İsrail halkının dikkatini iç krizlerden uzaklaştırmak amacıyla Mısır ile gerginlik yaratanın İsrail olduğunu iddia etti ve Mısır'ın uluslararası güçlere katılımının Arap pozisyonu ve BM kararıyla bağlantılı olduğunu belirtti.

fr
Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi ve İsrail uzmanı Dr. Ahmed Fuad Enver, bu gelişmeleri, Mısır’ın ulusal güvenliğini gözeterek ve Filistin davasına dengeli bir şekilde destek vererek, İsrail’in çıkarabileceği herhangi bir engeli önlemeye yönelik dikkat çekici adımlarının bir parçası olarak değerlendiriyor.

Enver, Mısır’ın son adımının (Amerikan baskısı altında, İsrail’in onayıyla rehine cesetlerinin çıkarılmasına yardımcı olmak için harekete geçmesinin) Kahire’nin arabulucularla birlikte ateşkes anlaşmasının kalıcılığını sağlamaya çalıştığı anlamına geldiğini belirtti. Ayrıca, İsrail’in Kahire ile gerginliği azaltma eğiliminde olduğunu, özellikle Mısır İstihbarat Servisi Başkanı’nın gerçekleştirdiği önemli ziyaretten, Filistinli grupların Kahire’de ağırlanmasından ve yeniden inşa konferansının hazırlıklarından sonra bu yönelimin daha da belirginleştiğini ifade etti.

Mısır Dışişleri Bakanı Badr Abdulati ve Filistin Devlet Başkanı Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh dün bir telefon görüşmesi yaptılar ve bu görüşmede Filistin sahnesindeki son gelişmeleri ve Gazze Şeridi'nde yeniden inşa ve kalkınma konferansı için devam eden hazırlıkları ele aldılar.

Enver, Mısır'ın Kahire görüşmelerinde Filistin uzlaşma sürecini desteklemeye ve yeniden inşa sürecini ilerletmeye büyük önem verdiğini ve İsrail'in kaçamak tavırlarına rağmen Gazze'deki krizi sona erdirmeyi hedeflediğini düşünüyor.


Filistin Devlet Başkanı Abbas, Başkan Yardımcısı Şeyh'in yetkilerini güçlendirerek reformları derinleştirdi

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerini aramak için Mısırlı bir ekibin yürüttüğü kazıları inceleyen Filistinliler (AP)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerini aramak için Mısırlı bir ekibin yürüttüğü kazıları inceleyen Filistinliler (AP)
TT

Filistin Devlet Başkanı Abbas, Başkan Yardımcısı Şeyh'in yetkilerini güçlendirerek reformları derinleştirdi

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerini aramak için Mısırlı bir ekibin yürüttüğü kazıları inceleyen Filistinliler (AP)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerini aramak için Mısırlı bir ekibin yürüttüğü kazıları inceleyen Filistinliler (AP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Ebu Mazen), Başkan Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh'in yetkilerini güçlendirerek Filistin Yönetimi'nin taahhüt ettiği reformları derinleştirdi. Abbas dün, Ulusal Yönetimin başkanlık koltuğu boşaldığında, Yasama Konseyi'nin bulunmaması halinde, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi Başkan Yardımcısı ve Filistin Devleti Başkan Yardımcısı'nın geçici olarak Filistin Yönetimi Devlet Başkanlığı görevini üstleneceğini belirten bir anayasal bildiri yayınladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Ramallah'tan kaynaklar, bu kararın mevcut aşamanın hassasiyeti ve karmaşıklığının gölgesinde Filistin Yönetimi’ni atlatma girişimlerini önlemek için gerekli olduğunu söylediler.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘ABD tarafından kontrol edildiği’ yönündeki suçlamaları savuşturmak için dün yaptığı açıklamada, bu tür eleştirilerin ‘saçma iddialar’ olduğunu söyledi.

İsrail basınında yer alan haberlerde Netanyahu’nun, kaçırılanların cesetlerini aramak için Mısırlı bir ekibi Gazze'ye göndererek ABD’nin baskısına boyun eğdiğinin ortaya çıkmasından sonra Netanyahu’ya yönelik suçlamalar yoğunlaştı. Ekip, dün sarı hattın doğusundaki İsrail ordusunun konuşlu olduğu bölgede çalışmalarına başladı.

Diğer taraftan Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad dün, Suudi Arabistan, Norveç ve Avrupa Birliği'nin (AB) başkanlığını yaptığı İki Devletli Çözüm için Küresel İttifak Yüksek Düzeyli Toplantısı’na ev sahipliği yaptı. Toplantının gündemi, Filistin Yönetimi'nin desteklenmesi, Gazze Şeridi’ne insani yardımların ulaştırılması, New York Deklarasyonu'nun uygulanması ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'de ateşkes planıydı.