Gökbilimciler Dünya'nın tam merkezinde yer aldığı dev balonu haritalandırdı: "Delikli peynire benziyor"

Bilim insanları varlığı bilinen Yerel Kabarcık'ın sırlarını çözüyor. İllüstrasyonda kabarcığın yüzeyinde olulan yeni yıldızlar görülüyor (Uzay Teleskop Bilim Enstitüsü)
Bilim insanları varlığı bilinen Yerel Kabarcık'ın sırlarını çözüyor. İllüstrasyonda kabarcığın yüzeyinde olulan yeni yıldızlar görülüyor (Uzay Teleskop Bilim Enstitüsü)
TT

Gökbilimciler Dünya'nın tam merkezinde yer aldığı dev balonu haritalandırdı: "Delikli peynire benziyor"

Bilim insanları varlığı bilinen Yerel Kabarcık'ın sırlarını çözüyor. İllüstrasyonda kabarcığın yüzeyinde olulan yeni yıldızlar görülüyor (Uzay Teleskop Bilim Enstitüsü)
Bilim insanları varlığı bilinen Yerel Kabarcık'ın sırlarını çözüyor. İllüstrasyonda kabarcığın yüzeyinde olulan yeni yıldızlar görülüyor (Uzay Teleskop Bilim Enstitüsü)

Gökbilimcilere göre Dünya ve Güneş Sistemi, yaklaşık bin ışıkyılı genişliğindeki dev bir kozmik balonun tam merkezinde yer alıyor.
Araştırmacılar bir süredir bu "süper balonun" nasıl ortaya çıktığını merak ediyordu. Şimdi yeni bir çalışma, kozmik balonu en az 15 güçlü yıldız patlamasının şişirdiğini gösterdi.
1970'lerde gökbilimciler, geniş boşluk içinde yaklaşık 14 milyon yıldır hiçbir yıldızın oluşmadığını fark etmişti. Bunun ardından devasa boşluğa "Yerel Kabarcık (Local Blob)" adı verilmişti.
Bu balonun içindeki yıldızlar ya balon ortaya çıkmadan önce de vardı ya da galaksi içindeki seyahati sırasında bu balona sonradan girmişti. Örneğin Güneş’in balona sonradan dahil olduğu biliniyor.
Hakemli bilimsel dergi Nature’da yayımlanan yeni araştırmada balonun yaklaşık 14 milyon yıl önceki bir dizi süpernovayla (yıldız patlaması) oluştuğu belirlendi.
Bulgulara göre 15 yıldız patlaması, yeni yıldızların oluşumu için gereken hidrojen gibi gazları ve malzemeleri devasa boşluğun dış kısmına fırlatmıştı. Böylece hemen yüzeyinde yıldız oluşum bölgelerinin yer aldığı bir balon ortaya çıkmıştı.

Balonun içinde hiç yıldız oluşmazken, yüzeyinde ise aktif yıldızlar doğuyordu.
Genişleyen balon
Araştırmada balonun "derisini" oluşturan 7 ana yıldız oluşum bölgesi belirlendi.
Uzay teleskobu Gaia’dan gelen verileri yapay zekayla birleştiren araştırmacılar, balonu çevreleyen bu yıldız oluşum bölgelerini doğru şekilde haritalandırdı ve süper balonun ne kadar hızlı genişlediğini hesapladı.
Araştırmanın başyazarı Catherine Zucker, "Yakınlardaki genç yıldızların son bin yıldaki konumlarını ve hareketlerini izleyerek, galaktik çevremizin tarihini yeniden yapılandırdık" diye konuştu:
"Gökbilimciler, süpernovaların gazı süpürüp yoğun bulutlara dönüştürebileceğini ve nihayetinde yeni yıldızlar oluşturabileceğini teorileştirmişti. Ancak çalışmamız bu teoriyi destekleyen bugüne kadarki en güçlü gözlemsel kanıtı sağlıyor."
Araştırmacılara göre Yerel Kabarcık tek tip bir küre değil. Çünkü tek bir patlamayla değil, birden fazla süpernovayla ortaya çıkan yumrulu bir balona benziyor.
Zucker bunu, "Güçlü süpernova patlamaları, genişleyen bir şok dalgasını tetikledi ve yıldızlararası gaz ve toz bulutlarını şu anda Yerel Kabarcık'ın yüzeyini oluşturan yoğun bir kabuğa doğru süpürdü" diye açıkladı.
Araştırmacıya göre şok dalgası, yüzeyi dışa doğru itmeye devam ederek, hala balonun genişlemesine neden oluyor.

Dünya balonun tam kalbinde
Zucker ayrıca, Dünya'nın şu anda Yerel Kabarcık'ın tam kalbinde yer aldığını söyledi. Ancak araştırmacıya göre bu yalnızca geçici bir konum.
"Güneşin balonun içinde merkezde olması şans eseri" diyen Zucker, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kabarcık ilk oluşmaya başladığında Güneş yaklaşık bin ışıkyılı uzaklıktaydı ve balonun içine yalnızca 5 milyon yıl önce girdi."
Araştırma ekibi, Güneş Sistemi’nin bu balonun içinde sıkışıp kalmayacağını da tespit etti. Zucker, "Güneşin balonu yaklaşık 8 milyon yıl içinde terk etmesi gerekiyor" dedi.
"Fakat bu noktada, balon artık var olmayabilir."
Yerel Kabarcık’ın genişlemesinin yavaşladığına ve maksimum boyutuna ulaştıktan sonra sonunda ortadan kalkacağına inanılıyor.

Galaksi İsviçre peynirine benziyor
Diğer yandan, araştırmacılar Samanyolu Galaksisi’nde bu süper balonların çok yaygın olduğunu düşünüyor.
Zucker, "Bu baloncukların birbirleriyle etkileşime girdiğini ve kesişim noktalarında yıldız oluşturan bölgelerin bulunduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
Araştırmanın ortak yazarı Alyssa Goodman, bu nedenle Samanyolu’nu çok delikli İsviçre peynirine benzetti.
"Samanyolu peynirinde delikleri süpernovalar oluşturuyor. Ölmekte olan yıldızların ürettiği bu deliklerin etrafındaki peynirli bölgelerde yeni yıldızlar oluşuyor."
Independent Türkçe, LiveScience, Popular Science



ABD Kongresi Bütçe Ofisi hacklendi

ABD Kongresi Bütçe Ofisi, saldırıyı kontrol altına almak için "derhal harekete geçti"
ABD Kongresi Bütçe Ofisi, saldırıyı kontrol altına almak için "derhal harekete geçti"
TT

ABD Kongresi Bütçe Ofisi hacklendi

ABD Kongresi Bütçe Ofisi, saldırıyı kontrol altına almak için "derhal harekete geçti"
ABD Kongresi Bütçe Ofisi, saldırıyı kontrol altına almak için "derhal harekete geçti"

ABD Kongresi Bütçe Ofisi (Congressional Budget Office / CBO), yabancı olduğundan şüphelenilen aktörler tarafından hacklendi. Bu ofis, yasa tasarılarının ulusal maliyeye etkilerini değerlendiren önemli bir yasama organı.

CBO sözcüsü Caitlin Emma, ​​The Washington Post'a yaptığı açıklamada "Kongre Bütçe Ofisi güvenlik olayını tespit etti, durumu kontrol altına almak için derhal harekete geçti ve kurumun sistemlerini daha iyi korumak için ek izleme ve yeni güvenlik kontrolleri başlattı" dedi.

Olay araştırılıyor ve Kongre için yapılan çalışmalar devam ediyor. Diğer hükümet kurumları ve özel sektör kuruluşları gibi CBO da zaman zaman ağına yönelik tehditlerle karşılaşıyor ve bu tehditleri ortadan kaldırmak için sürekli gözlem halinde.

WP'nin haberine göre bu güvenlik ihlali, hassas devlet verilerini ve ABD Temsilciler Meclisi ve Senato ofisleriyle kurulan iletişimleri açığa çıkarabilir. Ayrıca bazı parlamenterlerin ofisleri güvenlik endişeleri nedeniyle CBO'yla iletişimi kesti.

Temmuzda Çinli hackerlar, Microsoft SharePoint yazılımındaki bir güvenlik açığını kullanarak, nükleer silahları denetleyen bir ABD devlet kurumuna erişmeyi başarmıştı.

Güvenlik açığından, İç Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık ve Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndaki güvenlik riskleri de sorumlu tutulmuştu.

Hackerler önceki aylarda Trump yönetiminin DOGE maliyet azaltma programının internet sitesini ele geçirmişti.

Federal yetkililerin, Çin'le ilgili ulusal güvenlik endişeleri nedeniyle çok satan bir ev tipi internet dağıtıcısının yasaklanmasını düşündüğü bildiriliyor.

The Washington Post'un aktardığı iddiaya göre Ticaret Bakanlığı, Kaliforniya merkezli TP-Link Systems'ın cihaz satışlarının yasaklanmasını öneriyor. Şirketin ürünleri ev tipi internet dağıtıcısı pazarının üçte birinden fazlasını oluşturuyor.

Yetkililer, yakın zamanda Çinli firma TP-Link Technologies'den ayrılan şirketin, Pekin'in etkisine tabi olmaya devam etmesinden ve Amerikalıların verilerini riske atmasından endişe duyuyor. Gazeteye göre şirket, eski ana şirketinin Çin'deki varlıklarının bir kısmına sahip olmayı sürdürüyor.

yju
Microsoft SharePoint'teki bir güvenlik açığı önceki aylarda bazı ABD kurumlarını etkiledi​​​ (AP)​​​​

TP-Link Systems ise ABD merkezli bir şirket olduğu ve tüketiciler için tehdit teşkil etmediğinde ısrarcı.

TP-Link Systems'ın bir sözcüsü The Independent'a, "Bu iddialarla ilgili herhangi bir kurum veya Beyaz Saray tarafından resmi bir işlem veya doğrulama yapılmadı" dedi.

Özel şirketler de son aylarda büyük saldırılara maruz kaldı.

Geçen ay popüler mesajlaşma uygulaması Discord'da çok sayıda kullanıcının bilgilerini ele geçiren hackerlar, onbinlerce kişinin resim, resmi kimlik, isim ve iletişim bilgileri gibi hassas verilerini riske atmıştı.

Independent Türkçe


T-Rex döneminden kalma sivrisinek lavrası bulundu

Bilinen en eski sivrisinek larvası kehribarda hapsolmuş (André Amaral, AG Haug)
Bilinen en eski sivrisinek larvası kehribarda hapsolmuş (André Amaral, AG Haug)
TT

T-Rex döneminden kalma sivrisinek lavrası bulundu

Bilinen en eski sivrisinek larvası kehribarda hapsolmuş (André Amaral, AG Haug)
Bilinen en eski sivrisinek larvası kehribarda hapsolmuş (André Amaral, AG Haug)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Kudretli Tyrannosaurus rex'in yeryüzünde dolaştığı dönemden kalma, dünyanın bilinen en eski sivrisinek larvası, bilim insanlarının "nadir bir rastlantı" diye nitelendirdiği bir kehribar parçasında hapsolmuş halde bulundu.

Kretase döneminden kalma, 99 milyon yıl öncesine ait "mükemmel şekilde korunmuş" fosil, Myanmar'ın Kaçin bölgesinden geliyor ve böceğin evrimine daha fazla ışık tutabilir. Yeni bir araştırmaya göre önceden sadece yetişkin sivrisinek fosilleri keşfedildiğinden, sözkonusu örnek bu döneme ait kehribar içinde korunmuş ilk sivrisinek larvası olma özelliğini taşıyor.

Yeni bir cinse ait yeni bir tür olarak tanımlanan fosilleşmiş larvaya Cretosabethes primaevus adı verildi.

Bu döneme ait sivrisinekler bugüne kadar Culicidae sivrisinek grubu içinde nesli tükenmiş bir soy olan Burmaculicinae adlı ayrı bir gruba ait kabul ediliyordu.

Fosilin oluşması için bir damla ağaç reçinesinin küçük bir su birikintisine düşmesi gerektiğini belirten bilim insanları böylece suda yaşayan larva kehribarda korunduğu için fosilin "nadir bir rastlantı" olduğunu söylüyor

Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi'nden zoolog André Amaral, "Bu fosil benzersiz çünkü larva modern türlere çok benziyor" diyor.

Aynı zamanda hakemli dergi Gondwana Research'te yayımlanan çalışmanın başyazarı olan Dr. Amaral "Günümüzdeki türlerde artık bulunmayan son derece sıradışı morfolojik özellikler sergileyen, bu dönemdeki diğer tüm sivrisinek fosili keşiflerinden farklı" diye açıklıyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen Cretosabethes primaevus'un, bazı modern türleri de içeren Sabethini grubundan olduğunu belirtiyor.

Cretosabethes primaevus larvasının tıpkı günümüz sivrisinekleri gibi, ağaç dallarının oyukları veya bitki yapraklarının araları gibi küçük su birikintilerinde yaşadığı düşünülüyor.
 

Görsel kaldırıldı.Yeni türün larvası (Gondwana Research)

Önceki fosil araştırmaları, sivrisineklerin evrimsel kökeninin yaklaşık 201 milyon yıl ila 145 milyon yıl önceyi kapsayan Jura dönemine dayandığının belirlenmesini sağlamıştı.

Ancak DNA analizine dayanan tahminler, sivrisineklerin muhtemelen Triyas ve Jura dönemleri arasında, 200 milyon yıldan daha önce ortaya çıktığına işaret ediyor.

Son bulgular, bu böceğin ilk ortaya çıktığı tam zaman dilimini daraltmaya yarayacak yeni ipuçları sunuyor.

Araştırmacılar, "Bu yeni fosil Kretase döneminde, soyu tükenmiş sivrisinek türlerinin modern sivrisinek türleriyle bir arada yaşadığını gösteriyor" diye yazıyor.

Dr. Amaral şu ifadeleri kullanıyor:

Sonuçlarımız, sivrisineklerin Jura döneminde çoktan çeşitlenmeye başladığına ve larva morfolojisinin neredeyse 100 milyon yıldır dikkate değer derecede benzer kaldığına dair güçlü işaretler sunuyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news


Uzmanlar uyardı: ChatGPT'ye kaba davranmak daha iyi sonuç verse de kibar olun

Uzmanlar yapay zekaya kibar davranmanın, bu araçların nazik davranışlar geliştirmesine katkı sağlayacağını söylüyor (AFP)
Uzmanlar yapay zekaya kibar davranmanın, bu araçların nazik davranışlar geliştirmesine katkı sağlayacağını söylüyor (AFP)
TT

Uzmanlar uyardı: ChatGPT'ye kaba davranmak daha iyi sonuç verse de kibar olun

Uzmanlar yapay zekaya kibar davranmanın, bu araçların nazik davranışlar geliştirmesine katkı sağlayacağını söylüyor (AFP)
Uzmanlar yapay zekaya kibar davranmanın, bu araçların nazik davranışlar geliştirmesine katkı sağlayacağını söylüyor (AFP)

Yapay zekayla kaba konuşmanın daha doğru yanıtlara yol açtığına dair bulgular artarken, bilim insanları bu tür davranışlara karşı uyarıyor.

Yakın zamanda ön baskı sunucusu arXiv'de yayımlanan bir çalışmada OpenAI'ın popüler sohbet botu ChatGPT'ye kaba davranmanın daha iyi sonuçlar verdiği tespit edilmişti.

Henüz hakem değerlendirmesinden geçmeyen çalışmayı yürüten ekip, kullanıcının üslubunun cevapların doğruluğunu nasıl etkilediğini test etmek için çoktan seçmeli 50 soru hazırlamıştı.

Sorular, "çok kibar", "kibar", "nötr", "kaba" ve "çok kaba" olmak üzere 5 farklı tonla hazırlanmıştı.

Araştırmacılar her bir komutu vermeden önce ChatGPT'den önceki konuşmaları tamamen göz ardı etmesini isteyerek önceki üsluplardan etkilenmesini önlemeyi amaçlamıştu. Ayrıca yapay zeka aracından herhangi bir açıklama yapmadan 4 seçenekten birini seçmesi istenmişti.

OpenAI'ın en gelişmiş modellerinden ChatGPT-4o'yu kullanan bilim insanları, kabalık düzeyi arttıkça soruların doğruluk oranının da paralel şekilde arttığını saptamıştı.

Doğruluk oranı çok kibar sorularda yüzde 80,8, çok kaba sorulardaysa yüzde 84,8 olarak kaydedilmişti.

Ekip, önceki bir çalışmada kibarlığın daha doğru yanıtlarla ilişkilendirildiğini ancak o zaman ChatGPT 3.5 gibi daha eski bir model kullanıldığını söylüyor.

Öte yandan uzmanlar, bu durumun daha iyi sonuçlar vermesine rağmen yapay zekaya kaba davranılmaması gerektiği konusunda uyarıyor.

Araştırmacılar makalede "Bu bulgu bilimsel açıdan ilgi çekici olsa da gerçek dünya uygulamalarında düşmanca veya toksik arayüzlerin kullanılmasını savunmuyoruz" diyerek ekliyor:

İnsan-yapay zeka etkileşiminde aşağılayıcı veya küçük düşürücü dil kullanmak, kullanıcı deneyimi, erişilebilirlik ve kapsayıcılık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve zararlı iletişim normlarına katkıda bulunabilir. Bunun yerine sonuçlarımızın, büyük dil modellerinin yüzeysel komutlara karşı hassas olduğuna dair kanıt sunduğunu düşünüyoruz. Bu durum, performans ve kullanıcı esenliği arasında istenmeyen bir denge yaratabilir.

Bu çalışmanın yanı sıra ChatGPT gibi araçlara "Teşekkür ederim" ve "Lütfen" gibi sözler söylemenin yüksek miktarda su ve elektrik kullanımına yol açtığı da daha önce gündeme gelmişti. 

OpenAI CEO'su Sam Altman nisanda X'te yaptığı bir paylaşımda bu ifadelerin şirkete "onlarca milyon dolara" mal olduğunu söylemişti. 

Burada, sohbet botlarına girilen her komutun ve gelen yanıtın enerji ve su tükettiğini, fazladan her kelimenin, sunucunun maliyetini artırdığını belirtmekte fayda var. 

Öte yandan pek çok uzman yapay zekaya kibar davranmanın önemini vurguluyor. 

Hakemli dergi Cognition'ın Ocak 2025 sayısında yayımlanan bir makalede, yapay zekaya kötü davranan kişilerin, duygusuzlaşarak başka insanlara da benzer şekilde davranmasına yol açabileceği görülmüştü.

Bu çalışmada yer almayan, insan ve yapay zeka ilişkilerini inceleyen Dr. Jaime Banks, "Davranışlarımız için normlar veya senaryolar oluştururuz ve bu tür bir etkileşim kurarak biraz daha iyi veya daha alışkanlık haline gelmiş bir şekilde kibar davranışlara yönelebiliriz" diye açıklıyor.

Aynı alanda çalışan Dr. Sherry Turkle da şu ifadeleri kullanıyor:

Bir nesne bizimle samimi sohbetler etmeye, dostça konuşmalar yapmaya başlayacak kadar canlıysa ve öyle olmasa bile onu hayatımızda gerçekten önemli bir kişiymiş gibi görüyorsak, nezaketi hak edecek kadar da canlıdır.

 Independent Türkçe, Live Science, arXiv, ACL Anthology, Cognition, New York Times