Yalnızlıkla baş etmenin 9 yolu

Yalnızlıkla baş etmenin 9 yolu
TT

Yalnızlıkla baş etmenin 9 yolu

Yalnızlıkla baş etmenin 9 yolu

Teknoloji sayesinde dünyanın dört bir yanındaki insanlara saniyeler içinde ulaşabilirken, çoğumuz kendimizi yalnız hissediyoruz.
Salgın ortamının bazı insanlarda bu yalnızlık duygusunu daha yoğun yaşamasının şaşırtıcı olmadığını ve insanların kendilerine şu soruyu sormaya yönelttiğini belirtti: “Neden bu kadar yalnız hissediyorum?”
Şarku’l Avsat’ın Prevention web sitesinden aktardığı habere göre, yakın tarihli bir Harvard Üniversitesi anlaşması, genç yetişkinlerin yüzde 61'i ve küçük çocuklu annelerin yüzde 51'i dahil olmak üzere ABD’lilerin yüzde 36'sının tehlikeli derecede yalnız hissettiğini ortaya koydu. Yalnız olmak demek, sadece yalnız kalmak anlamına gelmez. En yakın ilişkilerimizde bile kendimizi yalnız hissedebiliriz.
Chicago Üniversitesi'nden araştırmacı Dr. Louise Hawkley, "İstediklerimizle ilişkilerimizde sahip olduklarımız arasında belirgin bir çelişki var. Bu, kurduğumuz bağlantıların miktarıyla ilgili değil, ilişkilerin kalitesiyle ilgili. Kısacası, arzuladığımız duygusal desteği alamadığımızda kendimizi yalnız hissediyoruz."
Haberde, yalnız hissetmenin zihinsel veya fiziksel olarak bizim için iyi olmadığını vurgulanıyor. Çok sayıda araştırma, yalnızlığın erken ölüm ve depresyon, anksiyete, kalp hastalığı ve madde bağımlılığı gibi ciddi sağlık sorunlarıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Aslında, yalnızlığın sigara, alkol ve obezite ile benzer veya daha büyük sağlık riskleri var. Çok sayıda araştırma, sosyal izolasyonun bilişsel yetenekleri kötüleştirdiğini ve yaşlanmayı hızlandırdığını da göstermiştir.
Ancak Hawkley, yalnızlık duygularının bizi harekete geçmeye ittiğinde ise olumlu bir yanı olduğunu belirterek, "Yalnızlık dışarı çıkmak için bir dürtüdür çünkü böyle bir şeye ihtiyacın vardır. Bu kesinlikle açlık ya da susuzluk gibi bir şey. Kimse yalnız hissetmekten hoşlanmaz, ama bu beyninin seni hayatta kalabilmek için sosyal bağları güçlendirmeye zorlama yolu" dedi.
Yalnızlığın üstesinden gelmek için herkese uyan tek bir yaklaşım olmadığını söyledi. Ancak kendinizi yalnız hissediyorsanız, deneyebileceğiniz bazı yollar var.

Yalnız olduğunu kabul et
Hawkley, yalnızlık durumunu görmezden gelmemeyi tavsiye ediyor. Çünkü bu durumu daha da kötüleştirir. Nasıl hissettiğinizi adlandırmak yalnızlığınız hakkında bir şeyler yapmak için bir adımdır. Ayrıca, duyguları kategorilere ayırmak da yoğunluklarını azaltabilir.
Salgının yalnızlık duygularıyla normalleşmeye yol açtığını, bu yüzden hepimiz bir ölçüde deneyimlediğimiz için şimdi bunun hakkında konuşmak o kadar da ayıp değil.

Yalnızlığın çoğumuzun zaman zaman hissettiği bir duygu olduğunu kabul et
Baylor Üniversitesi'nde Aile Çalışmaları Fahri Profesörü James Ellor, “Yalnızlık çoğumuz için hayatın bir noktasında ya da başka bir noktasında yaygın olan bir şeydir. Bazen, henüz evli olmayan genç bir yetişkin, yetişkinlerle sohbet etmeyen küçük çocukları olan bir anne veya orta yaşta boşanma gibi, içinde bulunduğumuz yaşam evresidir” dedi.
Yalnızlığınızı kabul etmek onu ortadan kaldırmaz, ancak çoğumuz için geçici olduğunu bilmek yardımcı olabilir.

Durumlara verdiğiniz yanıtları yeniden çerçeveleyin
Yalnızlık beyni ve olayları nasıl gördüğünüzü değiştirir” diyor Hawkley. Ancak sosyal durumlara ilişkin algınızı yeniden incelemek için biraz iç gözlem yapmayı öğrenebilirsiniz. Örneğin, kasiyerle sohbet ederken o cevap vermediğinde, gerçekten sen miydin? Yoksa sadece kötü bir gün mü geçiriyordu?

Şansını denemek
Yalnız olan insanlar genellikle reddedilmeyi beklerler. Ellor, “Başkalarından uzaklaşabilirler, böylece davranışları, yalnızlıklarını sürdüren kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet haline gelir. Bu yüzden farklı bir şey yapmalı, insanlarla tanışmalı ve yeni ilişkiler kurmalısınız” diyor.
Kitap kulübü, yoga gibi benzer ilgi alanlarına sahip yeni bir aktivite veya gruplar deneyin ve pes etmeyin. Er ya da geç, doğru bir şeyler olacak.”

Başkaları için bir şeyler yap
Okuryazarlık ve evsizlik gibi önemsediğiniz bir şeye odaklanan bir grup için gönüllü olmak, dikkatinizi kendinizden uzaklaştırdığı için topluluğa bağlı hissetmenin bir yolu. Böylelikle odağı kendinizden uzaklaştırır ve başkalarına yardım etmek için aynı arzu ve hedeflere sahip insanlarla ilişki kurarsınız.
Hawkley, araştırmaların evcil hayvanların düşük tansiyon, kalp atış hızı, kaygı düzeyleri, stres ve yalnızlık duyguları da dahil olmak üzere bizim için yararlı olabileceğini gösterdiğini söyledi.
Aynı zamanda, bir şey yapmak istiyorsanız evcil hayvan sahiplenmek, egzersiz yapmak için zamana ihtiyaç duymanızı sağlayacak, daha aktif olmanızı teşvik edecek ve yeni arkadaşlar edinmenize yardımcı olabilecek.
Ayrıca, bazı araştırmaların, köpeğinizin gözlerinin içine bakmanın bile kendini iyi hissetme hormonu oksitosin salgıladığını belirtti. Evcil hayvan bakımına bütçe veya zaman ayıramıyorsanız bunun yerine bir hayvan barınağında gönüllü olmayı tavsiye etti.

Dışarı çık
Çok sayıda çalışma, bahçe ile ilgilenmenin hem zihinsel hem de fiziksel sağlığa iyi geldiğini göstermiştir.
Bahçe işleri ile ilgilenmek, yeni sosyal bağlantılar oluşturmak için ihtiyacınız olan şey olabilir ve taze sebzeleri hasat etmek de harikadır.

Şükretmek
Sahip olmadıklarınız yerine sahip olduklarınıza odaklanmak, düşüncelerinizi dünyanızdaki tüm olumlu şeylere kaydırabilir.
Araştırmalar, minnettarlığın daha düşük depresyon, kaygı ve madde bağımlılığı riski ile bağlantılı olduğunu ve yalnızlık duygularını iyileştirebileceğini göstermiştir.
Her gün neye minnettar olduğunuzu düşünmek için biraz zaman ayırmak, şükran günlüğüne birkaç şey yazmak veya yakın zamanda veya hatta uzak geçmişte sizin için yaptığı bir şey için birine teşekkür etmek için not yazmak gibi bazı temel şükran egzersizlerini deneyin.

Sosyal medya kullanımını azaltın
Ellor, sosyal medyanın faydasının onu nasıl kullandığınıza bağlı olduğunu belirtti. Kendinizi sürekli başkalarıyla karşılaştırmak stresli ve yararsızdır. Ancak, sosyal medya aracılığıyla eski bir dostunuzu bulursanız bu iyi bir durumdur.
Haberler için de durum aynı: Yalnızlıkla da ilişkilendirilen endişe duygularını tetikleyebilecek son dakika haberlerine ihtiyacınız yok.

Kişisel temas yerine teknolojiyi kullanmayın
Elbette teknoloji, uzun mesafeli iletişim için veya şahsen birlikte olamadığınız durumlarda harika olabilir. Ancak araştırmalar, zihinsel sağlığın korunmasında kişisel iletişimin yerini alamayacağını, sadece tamamlayabileceğini gösteriyor.
Aslında bir çalışma, artan uzaktan iletişim imkanlarına rağmen insanların salgın sırasında yalnızlık ve depresyon yaşadıklarını gösterdi.
Ne zaman yardım alacağınızı bilin
Hawkley, "Bazen pes etmek daha kolay görünüyor, çünkü insanlar özellikle yaşlandıkça yalnızlığın sadece hayat olduğu hissine kapıldılar.
Yalnızlık yaygın olabilir, ancak bu normal değil. Yalnızlıkla baş edemeyeceğiniz hissetmeye başlarsanız veya yalnızlık kendiniz olma yeteneğinizi kısıtlamaya başlarsa, biraz yardım almanın zamanı gelmiştir" dedi.
Ayrıca, daha iyi hissetmenin en iyi yollarını bulmanıza yardımcı olabilecek bir doktorla konuşun tavsiyesinde bulundu.



Şaşırtıcı zeytinyağı araştırması: Diğerlerinden daha fazla kilo aldırıyor

Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)
Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)
TT

Şaşırtıcı zeytinyağı araştırması: Diğerlerinden daha fazla kilo aldırıyor

Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)
Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)

Zeytinyağında yoğun olarak bulunan bir yağ asidinin, zamanla diğer yağlara kıyasla daha fazla kilo almaya yol açabileceği tespit edildi. Bilim insanları özellikle kalp hastalığı riski taşıyan kişilerin dikkatli olmasını söylüyor.

Akdeniz mutfağının vazgeçilmezi olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmaya katkı sunmasının yanı sıra beyin ve kalp sağlığını desteklemesiyle biliniyor.

Ancak Oklahoma, Yale ve New York üniversitelerinden araştırmacıların yeni çalışmasına göre bu yağı fazla tüketmenin zararlı sonuçları olabilir.

Bir omega-9 yağ asidi olan oleik asit, zeytinyağının ana yağ bileşeni ve kanola, ayçiçeği, avokado yağlarının yanı sıra çeşitli hayvansal yağlarda da bulunuyor. 

Bulguları hakemli dergi Cell Reports'ta yayımlanan çalışmada farelere, hindistancevizi yağı, fıstık yağı, süt, domuz yağı ve soya yağı kullanarak yağ oranı yüksek çeşitli diyetler uygulandı.

Araştırmacılar oleik asidin, iki proteinin aktivitesini değiştirerek yeni yağ hücrelerini oluşturan öncü hücrelerin daha hızlı büyümesine yol açtığını gözlemledi. İncelenen çeşitli yağ asitlerinden sadece oleik asit, vücudun yağ hücresi gelişim yolunu tetikledi.

Makalenin ortak yazarı Dr. Michael Rudolph, "Yağ hücrelerini ordu gibi düşünebilirsiniz" diyerek ekliyor:

Oleik asit verildiğinde, ilk olarak ordudaki 'yağ hücresi askerlerinin' sayısı artıyor ve bu da fazla besin maddelerini depolama kapasitesini artırıyor. Zamanla vücuda alınan besin miktarı yağ hücresi sayısını aşarsa obezite gelişebilir ve bu da kontrol edilmezse kardiyovasküler hastalık veya diyabete yol açabilir.

Öte yandan araştırmacılar oleik asidin daha düşük seviyelerde tüketilmesinin sağlığa faydalı olduğunu da tespit etti. 

Ayrıca çalışmanın fareler üzerinde yapıldığını ve insanlarda aynı etkilerin görülmeyebileceğini belirtmekte de fayda var.

Yine de uzmanlar çeşitli faydalarına rağmen zeytinyağını aşırı tüketmeyi tavsiye etmiyor.

Dr. Rudolph "Bence buradan çıkarılacak ders, ölçülü olmak ve farklı kaynaklardan yağ tüketmek" diyor:

 Oleik asidi nispeten dengeli seviyelerde almak faydalı gibi görünüyor ancak daha yüksek miktarda uzun süre tüketmek zararlı olabilir. Kalp hastalığı riski taşıyan kişilerde yüksek oleik asit seviyeleri iyi bir fikir olmayabilir.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, Daily Mail, New Atlas, Cell Reports