Libya Başbakanı Dibeybe'nin Başyardımcısı Hüseyin el-Katran, "paralı askerlerin" Libya'dan çıkarılması konusunu görüşmek üzere Rusya'ya gidiyor

Libya Başbakanı Dibeybe'nin Başyardımcısı Hüseyin el-Katran, "paralı askerlerin" Libya'dan çıkarılması konusunu görüşmek üzere Rusya'ya gidiyor
TT

Libya Başbakanı Dibeybe'nin Başyardımcısı Hüseyin el-Katran, "paralı askerlerin" Libya'dan çıkarılması konusunu görüşmek üzere Rusya'ya gidiyor

Libya Başbakanı Dibeybe'nin Başyardımcısı Hüseyin el-Katran, "paralı askerlerin" Libya'dan çıkarılması konusunu görüşmek üzere Rusya'ya gidiyor

Libyalı kaynaklar, bugün (Pazar) Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe'nin Başyardımcısı Hüseyin el-Katrani'nin bir hükümet heyeti başkanlığında Rusya'ya bir ziyaret düzenleyeceğini söyledi. Heyette petrol, sağlık ve planlama bakanlarının da yer alması bekleniyor.
Kaynakların aktardığına göre görüşmede seçim sürecindeki gelişmelerin yanı sıra, "paralı askerlerin" ve yabancı güçlerin ülkeden çıkarılması ele alınacak.
Katrani, hükümetin ilk toplantısında Dibeybe ile görüşeceğini ve Ürdün ve Fas'ı kapsayan bir Arap turuna çıkmayı planladığını kaydetti.
Diğer yandan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını açıklayan Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Halife Hafter’in yakın zamanda İsrail'e habersiz bir ziyaret yaptığı iddia edildi. Ancak Hafter’e yakın kaynaklar bu haberleri yalanladı.
Hafter iddialar üzerine sessiz kalmayı tercih etti. İsrail medyasının “Hafter’in özel uçağının Kıbrıs'tan geldiği ve Ben Gurion Havalimanı'nda görüldüğü, ardından iki saat sonra havalandığı” yönündeki haberlere ilişkin ise resmi bir açıklama yapılmadı.
Libya Ulusal Ordusu (LUO) sözcüsü Ahmed el-Mismari de konuya ilişkin açıklama yapmadı. Ancak Hafter'e yakın kaynaklar Şarku'l Avsat'a yaptıkları açıklamada İsrail ile herhangi bir temas olmadığını ifade ederek iddiaları yalanladılar. Söz konusu kaynaklar iddiaların "Hafter’in siyasi itibarını sarsmayı amaçlayan kötü niyetli bir propaganda girişiminin parçası" olduğunu söyledi.
Hafter'e yakın diğer bir kaynak da İsrail ziyareti iddialarının "cevaba layık olmadığını" belirterek, "Özellikle Hafter’in muhalifleri tarafından başlatılan bir propaganda kampanyası var" dedi. 
Öte yandan "Ulusal Ordu" güney bölgesinde güvenliği sağlamak için genişletilmiş bir operasyon duyururken, ABD'nin Libya Büyükelçisi ve Özel Temsilcisi Richard Norland, şunları söyledi: “Bu bölgedeki güvensizlik ve yoksulluk, birleşik bir ulusal hükümetin tüm Libyalıların yararına çalışabilmesi için seçimlerin hızla yapılmasını gerektiriyor.”
Ancak Libya Ulusal Ordusu (LUO) Güney Bölgesi Operasyon Odası Komutanı Tümgeneral Mebruk Sahban tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Ulusal güçler karşılık olarak ülkenin güneyinde suç ve kaçakçılık çetelerine karşı geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı ve bölgede güvenlik önlemi aldı.” 
Bu arada yerel kaynaklar, "Ulusal Ordu" güçlerinin, "birlik" hükümetinin Başbakanı'nın şehre yakın bir ziyaret yapmasını engellemek amacıyla önceki gün Gat şehrinin havaalanını aniden kapattığını söyledi. Fotoğraflarda ise ordu mensupları havaalanına girerken görülüyordu.

Yol haritası Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandı
Norland, Libya Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Musa el-Koni ile yaptığı görüşmede, ABD'nin Libya "siyasi diyalog forumunun" yol haritası ışığında ve orijinal zaman çerçevesi içinde gerçekleşecek bir seçim sürecine desteğini vurguladığını söyledi. Bahse konu yol haritası Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylanmıştır.
Libya Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi, “ABD, Libya Siyasi Diyalog Forumu'nun yol haritasında öngörülen orijinal zaman çerçevesi ışığında kendi içinde özgür, adil ve kapsayıcı seçimlere götürecek bir yolu güçlü bir şekilde destekliyor. Seçimlerin yapılması için net bir harita ve belirli bir zaman çerçevesi çizilmeli. Temsilciler Meclisi bu yolu Libya halkının isteklerini karşılayacak şekilde ve sonuçları tüm taraflarca kabul edilen bir bütünlük ve şeffaflık mekanizmasına uygun olarak izleyecektir” diye konuştu.
Bu bağlamda Norland, Libya Siyasi Diyalog Forumu üyesi Vafiye Seyf en-Nasr'ın Libya'daki seçim sürecinin nasıl canlandırılacağına ilişkin görüşlerini dinledi. Nasr, seçimlerin şeffaflık gerektirdiğini ve tüm Libyalıların, özellikle milyonlarca kayıtlı seçmenin, Libya siyasi liderlerinden sonraki adımlar hakkında daha fazla şey duymayı hak ettiğini" ifade etti.
ABD büyükelçisi ile seçimler için ivmeyi nasıl sürdüreceğini tartıştığını yerel basına söyleyen Nasr mevcut yasama organlarının kabul etmemesi halinde diyalog komitesine başvurulabileceğini kaydetti.
Bu gelişmeler, Temsilciler Meclisi'nin yarın Tobruk (doğu) kentindeki karargahında yapacağı toplantıdan önce geldi. Parlamento, Dibeybe'nin başbakanlık görevinden alınmasını ve yerine başka bir isim atamasını talep ediyor.
Konsey üyeleri, gündem hakkında bilgi vermeden bu toplantıyı yapmak için meclis başkanından bir davet aldıklarını söylediler.
Bu arada meclis kaynakları, oturumun hükümeti değiştirmek için oy kullanma olasılığını tartışmanın yanı sıra Yol Haritası Komitesi ve Yüksek Seçim Komisyonu'nu dinlemeye ayrılacağını söyledi.
Temsilciler Meclisi Yol Haritası Komisyonu, önceki gün Bingazi (doğu) şehrinde Anayasa Taslağı Hazırlayan Meclis'in bazı üyeleriyle bir araya geldi. Temsilciler Meclisi Başkanı Akila Salih'in, cumhurbaşkanlığı seçim adayları da dahil olmak üzere çeşitli yerel partilerle istişare çemberini genişletmesi dikkat çekici. Bunu Salih’e yakın kaynaklar yeni bir hükümet kurmak için yapılan istişareler olarak okudular.
Ancak Dibeybe'ye yakın kaynaklar, Dibeybe’nin pozisyonunda kalmak istediğini ve buna yönelik parlamento ve halkın tepkisini yatıştırmak için hükümette sınırlı bakanlık değişiklikleri yapmaya çalıştığını söyledi.



Halkın geçim kaynağı olan Libya petrolü ‘politikacıların arzularının rehinesi’

Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
TT

Halkın geçim kaynağı olan Libya petrolü ‘politikacıların arzularının rehinesi’

Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)

Libya'da zaman zaman tekrarlanan petrol sahalarının kapatılma süreci, ‘halkın tek geçim kaynağı’ olduğu için vatandaşlar arasında birçok soruyu gündeme getiriyor. İktidar mücadelesi veren iki hükümet arasındaki bölünmüşlük ışığında, adeta ‘politikacıların rehinesi haline gelen üretimi aksatmanın faturasını kimin ödeyeceği’ sorusunun cevabı ise merak ediliyor.

Libya'nın 2014 yılından beri bir bütün olarak yaşadığı siyasi bölünme, petrol zenginliğine ve gelirlerine, ülke siyasetçilerinin siyasi arenada ve bu zenginliğin yönetim mücadelesinin perde arkasında pazarlık ettiği bir ‘koz’ olarak yansıyor.

Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Petrol ve Doğalgaz Bakanı Muhammed Avn, Güney Libya’daki eş-Şerara ve el-Fil sahalarının üretimi durdurulduktan sonra geçtiğimiz Cuma günü üretimin yeniden başlatılmasıyla ilgili ilk yorumunda “Kayıp 340 bin varil olarak gerçekleşti” ifadesini kullandı.

Cumartesi akşamı yerel basında yer alan açıklamalarında Avn, bir grup vatandaşın el-İntisar 103 sahasını ve Zuytine petrol limanını birbirine bağlayan hattaki 108 noktasının vanasını kapatmakla tehdit ettiğini söyledi. Avn, “Bu olsaydı, bir felaket yaşanırdı. O zaman onu ham petrol taşımak için kullanmak imkânsız olabilirdi” dedi.

Avn, “Petrol sahalarının ve tesislerinin tekrar tekrar kapanması durumunda bundan yalnızca halk etkilenecek” diyerek bunun ‘baskı için bir koz olarak kullanılmaması’ çağrısında bulundu.

Petrol alanındaki politikacılar ve uzmanlar, Libya'daki petrol üretiminin ‘büyük mali getirileriyle ilgili amaçlar için genellikle politikacılar tarafından pazarlığa tabi olduğuna, Libya'nın üç bölgesi arasında eşit olarak dağıtılmadığına ve Trablus’un en büyük payı denetimsiz olarak aldığına’ inanıyor.

Temsilciler Meclisi'ndeki (TM) Enerji Komitesi'nin bir üyesi, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada ‘petrol sahaları ve limanlarının kapatılmasının tehlikeli bir mesele olduğu ve bunun ülkenin geçimini tehlikeye atarak aslında herkesi riske attığını’ ifade etti.

Eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Maliye Bakanı Farac Bumtari'nin de mensubu olduğu ez-Zaviye aşiretinin bazı mensupları, üç petrol sahasını kapatmalarının ardından Cumartesi akşamı serbest bırakılmadan önce, Libya Merkez Bankası Başkanı es-Sıddık el-Kebir'i Trablus'ta ‘Farac Bumtari'nin kaçırılmasının bilgisine sahip olmakla’ suçladı.

Libya'daki limanlar ve petrol sahaları, Libyalı siyasetçiler arasında ‘kaynakların dağılımında adaletsizlik’ gibi nedenlerle yaşanan anlaşmazlıklar dolayısıyla geçtiğimiz yıllarda birden fazla kez kapatıldı.

Geçtiğimiz yıllarda, Libya'daki bazı petrol tesisleri, kendileri ve aileleri için mali yardım talep eden protestocular tarafından ‘rehin’ alındı. Petrol Bakanlığı ve Libya Ulusal Petrol Kurumu’na göre, söz konusu protesto eylemleri, ‘günlük üretim oranlarında birkaç kez düşüşe neden olan’ bazı petrol tesislerindeki çalışmaları kasıtlı olarak kesintiye uğrattı.

Avn, daha önce petrol sahaların kapatılması sürecinin ardından ‘bunun sonucunda kamu gelirinin etkileneceği’ uyarısında bulunmuş ve bunu ‘Libya tarafının el-Fil ve eş-Şerara sahalarındaki payının yüzde 88'i geçmesine’ bağlamıştı.

Ez-Zaviye kabilesinden ve Ubari şehrinden bir grup vatandaş, eş-Şerara, el-Fil ve 108 petrol sahalarını kapattı.

dfrg
Kızgın gençler ‘108’ petrol sahasını kapattı. (Libya’nın güneydoğusundaki Petrol Tesisleri Muhafızları)

Başkent Trablus'un 750 km güneybatısında yer alan el-Fil petrol sahası günlük 70 bin varil üretim hacmine sahip. Saha, siyasi krizler nedeniyle geçtiğimiz yıllarda birden fazla kez kapatıldı. Eş-Şerara sahası ise günde yaklaşık 240 bin varil üretimle Libya'daki en büyük petrol sahalarından biri.

Denetim Bürosu Başkanı Halid Şakşak, TM üyeleriyle birlikte kamu harcamalarını takip etmek, mali kaynakların adil dağılımını sağlamak ve bunun sonuçlarını kavramsallaştırmak için bir ‘yüksek komite’ oluşturma kararının uygulanma olasılığını vurguladı.

Trablus şehrinde gerçekleştirilen toplantıda, Denetim Bürosu'nun önceki özelleştirme prosedürlerini takip etme deneyimi, harcamaları takip etme ve ‘dağıtımda adalet’ kriterlerinin mevcudiyetini doğrulama konusundaki istekliliği gözden geçirildi. Mekânsal kalkınma programlarına önem verilmesinin, tüm bölgelere hizmet eden stratejik programlara yönelmenin ve dağıtımda adaletin sağlanmasının önemine işaret edildi.

TM üyeleri, kamu harcamalarının denetimini artırmak için gözlemlerini ve tavsiyelerini dile getirdiler. Sürekli takip toplantıları düzenlemenin, ekonomik kaynakların dağılımı için adil kriterlerin mevcudiyetinin doğrulanmasının ve harcama için gerekli prosedürlerin bütünlüğünün sağlanmasının önemini vurguladılar.