Ürdün sınırında kaçakçılarla meydana gelen çatışmada bir subay yaşamını yitirdi

Ürdün-Suriye sınırındaki Cabir Sınır Kapısı’ndaki kontroller uzun süredir sıkılaştırılmış durumda. (Getty)
Ürdün-Suriye sınırındaki Cabir Sınır Kapısı’ndaki kontroller uzun süredir sıkılaştırılmış durumda. (Getty)
TT

Ürdün sınırında kaçakçılarla meydana gelen çatışmada bir subay yaşamını yitirdi

Ürdün-Suriye sınırındaki Cabir Sınır Kapısı’ndaki kontroller uzun süredir sıkılaştırılmış durumda. (Getty)
Ürdün-Suriye sınırındaki Cabir Sınır Kapısı’ndaki kontroller uzun süredir sıkılaştırılmış durumda. (Getty)

Ürdün’ün kuzeydoğu sınırında meydana gelen çatışmada Ürdünlü bir subay öldü, üç kişi de yaralandı.
 Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı'ndan resmi bir kaynağın Şarku’l Avsat’a verdiği bilgilere göre ülkenin kuzeydoğu sınırında sabah saatlerinde bir grup kaçakçı sınır muhafız güçlerine ateş açtı. Askerlerin ateşle karşılık vermesinin üzerine kaçakçılar Suriye tarafına kaçtı.
Kaynak, yüzbaşı Muhammed Yasin Musa el-Hudayrat'ın yaşamını yitirdiği bilgisini verdiği açıklamasında yaralanan 3 kişinin Kral Talal  Askeri Hastanesi’ne kaldırıldığını, bölgede yürütülen arama tarama faaliyetlerinde çok miktarda uyuşturucu madde ele geçirildiği kaydetti.
Kaynak ayrıca Ürdün silahlı kuvvetlerinin, sınırları korumak ve ülkenin güvenliğini hedef almaya çalışanları engellemek için sızma ve kaçakçılık girişimleirne karşı tüm gücü ve kararlılığıyla mücadele ettiğini vurguladı.
İstihbarat bilgilerine göre Ürdün sınırında, kuzeydoğu hattı boyunca çetelerin uyuşturucu ürettikleri noktaların ortaya çıkarılmasının ardından Suriye’nin güneyinde, uyuşturucu kaçakçılığı ile ilgili kriz hız kazandı.
Ürdünlü yetkililer, Körfez bölgesine ana sınır kapısından geçen Suriye kamyonlarında gizlenmiş büyük miktarlarda uyuşturucu ele geçirildiğini bildirdiler. Suriye'den uyuşturucu kaçakçılığı girişimlerinin geçtiğimiz yıl hız kazanmasıyla endişelerin arttığını bildirdiler.
Ürdün ordusu geçtiğimiz yıl sınır ötesinde çok miktarda uyuşturucu taşıyan bir insansız hava aracını (İHA) düşürdüğünü açıklamıştı. Uyuşturucu ve silah kaçakçılığı operasyonlarının yanı sıra terörist unsurların da ele geçirildiğine dair haberler Suriye sınırında güvenliğe yönelik endişeleri artırırken kaçakçılar düzenlenen her operasyonda Suriye’nin derinliklerine kaçmaya devam ediyor.
Ürdün-Suriye güvenlik koordinasyonu ve uyuşturucu ve silah kaçakçılığının yanı sıra  terör tehdidine karşı güvenlik ve istihbarat düzeyinde ortak çaba gösterilmesi çağrısında bulunan Amman için durum büyük bir soun haline geldi. Bu durum Amman’ı, ABD’nin çekincelerine rağmen Şam ile ilişkilerini yeniden kurmak için daha fazla adım atmaya sevk etti.
Ürdün İstihbarat  Başkanı Tümgeneral Ahmed Hüsnü geçtiğimiz yıl ekim ayında yaptığı bir basın açıklamasında, uyuşturucu ve silah kaçakçılığındaki artışın yanı sıra Ürdün Krallığı’nın güvenliğini hedef almaya çalışan terör unsurlarının sınır ötesindeki faaliyetlerinin de hız kazandığını söyledi.
Ürdün istihbaratının 2019’dan bu yana 120 operasyon düzenlediğine dikkat çeken Hüsnü, ülkenin güvenliğini hedef alan 52 terör saldırı planı ve buna karışan 103 kişinin gözaltına alındığına atıfta bulunarak yürütülen çalışmaların önemini vurguladı.
Hüsnü, Ürdün’ün terörle mücadeleye yönelik uluslararası alanda yürütülen çalışmalar kapsamında başta Avrupa'nın farklı bölgeleri olmak üzere tüm ülkelerde 68 terör saldırı planını engellemeye katkıda bulunduğunu belirttiği açıklamasında “Terör unsurlarının Krallık üzerinden yapmayı planladığı uyuşturucu ve silah kaçakçılığına yönelik 95 operasyon engellendi” dedi. Ayrıca,  uyuşturucu madde kaçakçılığa karışan 249 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.
Yetkililer, uyuşturucu kaçakçılığının arkasında İran destekli Lübnanlı Hizbullah ve Suriye'nin güneyindeki nüfuz sahibi silahlı gruplar olduğunu belirtiyorlar. Hizbullah ise söz konusu suçlamaları yalanlıyor ve bunları uydurma haber olarak nitelendiriyor.
Birleşmiş Milletler’den (BM) uyuşturucu uzmanları, on yıldır iç savaşa tanık olan Suriye'nin Ürdün, Irak, Körfez ve Avrupa'ya pazarlanan uyuşturucuların bölgedeki ana üretim yeri haline geldiği görüşündeelr. Suriye makamları son aylarda Körfez’e sevk edilmek için hazırlanan büyük miktarlarda uyuşturucu madde ele geçirildiğini duyurdu. Ülkede uyuşturcu üretimini sona erdirmek için tüm gayreti gösterdiklerini bildirdi.



İngiliz cerrah: İsrail askerleri ateş açtı

Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlar sırasında bir evin içindeki İsrail askerleri (İsrail ordusu)
Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlar sırasında bir evin içindeki İsrail askerleri (İsrail ordusu)
TT

İngiliz cerrah: İsrail askerleri ateş açtı

Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlar sırasında bir evin içindeki İsrail askerleri (İsrail ordusu)
Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlar sırasında bir evin içindeki İsrail askerleri (İsrail ordusu)

Gazze'den kısa süre önce dönen İngiliz cerrah Nick Maynard, Filistinliler arasında “şiddetli yetersiz beslenme” olduğunu doğruladı ve İsrail askerlerinin yardım noktalarında sivillere “atış talimi yapar gibi” ateş açtığını söyledi.

Maynard, İngiliz Sky News kanalına verdiği röportajda, Gazze'deki Nasır Hastanesi'nde dört hafta çalıştığını, gıda kıtlığı nedeniyle sağlık görevlilerinin çocuk ve bebekleri tedavi etmekte zorlandığını söyledi.

Maynard, “Çantalarında bebek maması kutuları taşıyan birkaç doktorla karşılaştım. İsrail sınır muhafızları tüm kutulara el koydu. Bebek maması dışında hiçbir şey el konulmadı” dedi.

Şöyle devam etti: Nasır Hastanesinde bulunduğum ilk iki hafta içinde dört prematüre bebek öldü ve İsrailliler oraya uygun gıda girişine izin vermezse çok daha fazla ölüm olacak.

SDFRGT
İsrail'in Gazze Şeridi ile güney sınırından çekilen fotoğrafta, İsrail askerleri 18 Haziran 2024'te bir tank paletini tamir ediyor (Arşiv-AFP)

Dr. Nick Maynard, 15 yıldır Gazze'yi ziyaret ediyor ve bu, savaşın başlamasından bu yana bölgeye yaptığı üçüncü ziyaret. Dr. Maynard, Nasır Hastanesi'nin pediatri servisinde neredeyse tüm çocukların şekerle tatlandırılmış suyla beslendiğini ifade etti.

Ve uyardı: “Çok küçük çocuklar için az miktarda bebek maması var ama bu yeterli değil.”

Yardımların yetersizliğinin meslektaşları üzerinde de büyük bir etkisi olduğunu belirten Maynard, “Yıllardır tanıdığım insanları tanıyamadım. Bazıları 20, bazıları 30 kilo kaybetmişlerdi. Çok açlardı, her gün işe gidiyorlardı, sonra çadırlarına dönüyorlar ve yiyecek bir şey bulamıyorlardı” şeklinde konuştu.

Şöyle dedi: “İsrail ordusu, yardım noktalarında Gazze sakinlerine ateş açıyor (sanki atış talimi yapıyorlarmış gibi).”

Maynard, ABD ve İsrail’in desteklediği “Gazze İnsani Yardım Kuruluşu” tarafından yönetilen “gıda dağıtım noktalarında” ateş açılan 11 yaşından küçük çocuklara ameliyat yaptığını ifade etti.

Maynard, “Ailelerinin açlığını gidermek için yiyecek almaya gittiler ama üzerlerine ateş açıldı. En acı verici olan ise gördüğümüz yaralanma şekilleri ve yaralanmaların belirli günlerde vücudun belirli bölgelerinde yoğunlaşması” dedi.

Şarku’l Avsat’ın Sky News’ten aktardığına göre Maynard, "Bir gün, çoğu kafalarına veya boyunlarına ateş edilerek getiriliyordu, başka bir gün göğüslerinden, 12 gün önce ise karınlarından. Dört genç erkek geldi, hepsinin testislerine kasten ateş edilmişti. Bu tesadüf değil. Kümelenme o kadar açıktı ki, tesadüf olarak kabul edilemezdi. Bize daha çok bir atış talimi gibi geldi. Kendi gözlerimle görmeseydim asla inanmazdım" ifadelerini kullandı.

FGTYU
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)

Sky News, Birleşmiş Milletler verilerine göre Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan gıda yardımı almaya çalışan binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Birleşmiş Milletler Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Örgütü (UNRWA) ise “Gazze İnsani Yardım Vakfı”nın yardım dağıtım planını eleştirdi. Genel Komiseri Philippe Lazzarini şunları söyledi: “Sözde dağıtım planı, keskin nişancılar kalabalığa rastgele ateş açarak sanki öldürme izni verilmiş gibi, sadistçe bir ölüm tuzağıdır.”

Birleşmiş Milletler, gerekli yardım kamyonlarının sadece çok küçük bir kısmının bölgeye ulaşabildiğini belirtirken, birçok yardım kuruluşu ve Dünya Sağlık Örgütü, Gazze halkının “toplu açlık” ile karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

Lazarini, perşembe günü bir meslektaşının, Gazze'de yetersiz beslenen Filistinlilerin “ne ölü ne diri, hareket eden cesetler” olduğunu söylediğini aktardı.