Keanu Reeves: Hayatım boyunca yalnızca iki ünlüden imza istedim

Keanu Reeves, Matrix Resurrections'da Neo karakterini 4. ve son kez canlandırdı (AP)
Keanu Reeves, Matrix Resurrections'da Neo karakterini 4. ve son kez canlandırdı (AP)
TT

Keanu Reeves: Hayatım boyunca yalnızca iki ünlüden imza istedim

Keanu Reeves, Matrix Resurrections'da Neo karakterini 4. ve son kez canlandırdı (AP)
Keanu Reeves, Matrix Resurrections'da Neo karakterini 4. ve son kez canlandırdı (AP)

Kanadalı aktör Keanu Reeves bugüne kadar sadece iki ünlüden imza istediğini ve bu kişilerin kim olduğunu açıkladı. 
ABD'li komedyen Stephen Colbert'in programı The Late Show'a 13 Ocak'ta katılan Reeves hakkında merak edilen bir dizi soruya yanıt verdi. Başka bir ünlüden, imza isteyip istemediği programda aktöre yöneltilen sorulardan biriydi. 
Reeves müzik grubu The Velvet Underground'ın gitaristi Lou Reed'den ve komedyen George Carlin'den imza istediğini söyledi.
Reeves, Reed'den imzayı bir arkadaşı için istediğini belirtti. Müzisyen küçük bir kağıt parçasının üstüne sadece "Lou Reed" yazmış.
Bill and Ted'de birlikte rol aldığı Carlin ise aktöre, "Sevgili Keanu, s**tir" diye imza vermiş. Reeves daha sonra bunun Carlin'in tipik imza tarzı olduğunu öğrenmiş. 
Kısa süre önce The Matrix Resurrections'la hayranlarının karşısına yeniden çıkan Reeves, Lou Reed'le anısını programda şu ifadelerle anlattı:
"Bu konuda rahattı. Küçük bir kağıt parçası ve mavi mürekkepten ibaretti. Sadece 'Lou Reed' yazıyordu."
Reeves, Carlin'le anısınıysa şöyle aktardı:
"Sanırım, 'Sevgili Keanu, s**tir' yazmıştı. Bunu hep benim için yazdığını düşünmüştüm. Sonra kendisine aynı şeyi yazdığını söyleyen biriyle tanıştım!"
Aktör programda ayrıca en sevdiği şarkının Joy Division'dan Love Will Tear Us Apart, en sevdiği filminse 1975 yapımı Roller Ball olduğunu söyledi.
Independent Türkçe, Movie Web, NME



Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmacılar, otizmin 4 alt tipini keşfederek bu genetik durumun altında yatan biyolojiyi anlamaya yönelik "dönüştürücü bir adım" attı.

Princeton Üniversitesi ve Simons Vakfı'ndan bilim insanları, otizm kohort çalışması SPARK'taki 5 bin çocuğun verilerini analiz ederek bireyleri özellik kombinasyonlarına göre gruplandırdı.

Araştırmacılar belirli özelliklerle ilgili genetik bağlantılar aramak yerine, sosyal etkileşimlerden tekrarlayan davranışlara ve gelişimsel kilometre taşlarına kadar 230'dan fazla özelliği her bir kişide değerlendirdi.

Bu analiz sayesinde otizmin farklı genetik varyasyon modellerine sahip 4 alt tipini tanımlamayı başardılar.

Flatiron Enstitüsü'nde yardımcı araştırmacı bilim insanı ve çalışmanın ortak başyazarı Natalie Sauerwald, "Otizmin tek bir biyolojik hikayesi değil, birden fazla farklı anlatısı olduğunu görüyoruz" diyor.

Bu, geçmişteki genetik çalışmaların neden genellikle yetersiz kaldığını açıklamaya katkı sağlıyor; aslında birbirine karışmış birden fazla farklı bulmacaya baktığımızı fark etmeden bir yapbozu çözmeye çalışıyorduk. Bireyleri ilk başta alt tiplere ayırana kadar resmin tamamını, genetik örüntüleri göremedik.

Bu 4 alt tip Sosyal ve Davranışsal Zorluklar, Gelişimsel Gecikmeyle Birlikte Karma OSB (Otizm Spektrum Bozukluğu), Orta Derecede Zorluklar ve Geniş Çaplı Etkilenme olarak belirlendi.

İlk tip, otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda gelişimsel kilometre taşlarına ulaşan fakat genellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi eşlik eden sorunlar yaşayan çocukları kapsıyor.

İkinci tipte gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmada gecikme görülürken eşlik eden rahatsızlıklara dair herhangi bir belirtiye rastlanmıyor.

Üçüncü tip olan Orta Derecede Zorluklar'da otizmle ilgili temel davranışlar olsa da diğer gruplar kadar güçlü değil. Otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda kilometre taşlarına ulaşıyor ve eşlik eden rahatsızlıklar görülmüyor.

4. tipte en uç ve geniş kapsamlı zorluklar yaşanıyor.

Katılımcıların yüzde 37'sinin yer aldığı birinci ve yüzde 34'ünün bulunduğu üçüncü tip en yaygın gruplar. Yüzde 19'unu içeren ikinci ve yüzde 10'unun olduğu 4. tiplerse en nadir olanlar. 

Bulgular, genetik farklılıkların "yüzeyde benzeyen klinik görünümlerin ardındaki farklı mekanizmalara işaret ettiğini" vurguluyor.

Örneğin hem Geniş Çaplı Etkilenme hem de Karma OSB gruplarındaki çocuklar gelişimsel gecikme ve zihinsel engellilik gibi bazı önemli özellikleri paylaşıyor. Ancak ilk grupta, ebeveynlerden geçmeyen de novo mutasyonların en yüksek oranı görülürken, ikinci grubun nadir kalıtsal genetik varyantları taşıma olasılığı daha fazla.

Bulgular otizmin sadece 4 alt tipi olduğu anlamına gelmiyor; en az 4 tane bulunduğunu ve bunların hem klinik seviyede hem de genom düzeyinde araştırmalar için anlamlı olduğunu gösteren veri odaklı bir çerçevenin keşfedilmesini sağlıyor.

Otizmle mücadele eden ailelerin, çocuklarının hangi otizm alt tipine sahip olduğunu bilmesi yeni bir netlik, kişiye özel bakım, destek ve topluluk imkanı sunabilir.

Independent Türkçe