BAE’den ‘nefret söylemi ve tekfirciliği’ önlemeye yönelik adım

BAE Fetva Konseyi yetkisiz olarak fetva vermeye kısıtlama getirildi.

BAE Fetva Konseyi Başkanı İmam Abdullah bin Bayyah din adamları ile bir araya geldi. (WAM)
BAE Fetva Konseyi Başkanı İmam Abdullah bin Bayyah din adamları ile bir araya geldi. (WAM)
TT

BAE’den ‘nefret söylemi ve tekfirciliği’ önlemeye yönelik adım

BAE Fetva Konseyi Başkanı İmam Abdullah bin Bayyah din adamları ile bir araya geldi. (WAM)
BAE Fetva Konseyi Başkanı İmam Abdullah bin Bayyah din adamları ile bir araya geldi. (WAM)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Fetva Konseyi, sosyal medya siteleri ve uydu kanallarındaki dini fetva kargaşasına karşı önemli bir adım atarak fetva verme yetkisi olmayanların veya bunun için izin almayanların yasal meselelerde fetva vermelerine getirilen kısıtlamayı onayladı.
Ülkede kamuya açık fetva vermeye yetkili tek organın kendisi olduğunu vurgulayan Fetva Konseyi, herhangi bir tarafın veya bireyin bu konularda görüş bildirme hakkı olmadığını belirterek Konsey’in görevlerinden birinin de fetvaların uygulanmasına izin ve yetki vermek olduğunu vurguladı.
Tekfirci fetvalar
Fetva Konseyi’nden yapılan açıklamaya göre karar, bazı sosyal medya sitelerinde yetkisiz ve izinsiz olarak yasal meselelerde fetva verilmesi gibi bir takım ihlallerin izlenmesinin ardından alındı. Açıklamada, söz konusu fetvaları verenler, özellikle dini, sosyal ve ailevi konularda yasal kararların çıkarılmasına etki ettikleri için ‘cüretkar davranmakla’ suçlandılar. Dini metinlerin tekfircilik, nefreti söylemi, mezhepçilik, şiddet ve aşırılığın yayılmasına yol açacak şekilde istismar edildikleri belirtilen açıklamada, bunun gerçek İslam’ın hoşgörüsüne ve BAE’nin hoşgörü, bir arada yaşama ve ılımlılık değerlerini teyit eden ulusal politikalarına aykırı olduğu vurgulandı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“İnsanlar, bilginin dijital platformlarda yaygınlaşmasıyla birlikte herhangi bir kısıtlama olmaksızın yasal fetvalar vermeye başlamışlardır. Bu da zaman, yer ve durumla ilgili verilen fetvalardan farklı gerçekler ve davalar hakkında dayanaksız fetvaların verilmesine yol açmıştır. Bu yeni durum, bir fetva kaosunun yaşanmasını önlemek için yasal fetvaların kontrol edilmesi ihtiyacını doğurmuştur.”
Abu Dabi'nin fetvayı yasallaştırma ve bu konuda uzman ilim insanları ve fıkıhçılardan oluşan yetkin kişilerle sınırlandırma kararı, Körfez'in en büyük ülkesi Suudi Arabistan'ın yaklaşık 10 yıl önce benzer bir kararı almasını hatırlattı. Bu karar, ülkedeki ‘kural dışı fetvaların’ yayınlanmasından sonra başlayan tartışmayı çözüme kavuşturmuştu. Suudi Arabistan, Ağustos 2010’da dini fetvaların, Kıdemli Alimler Konseyi’nin üyeleri ve kamuoyuna veya medya aracılığıyla fetva vermekle görevlendirilen fıkıhçılarla sınırlandırılmasını onayladı. Mısır ve Fas gibi ülkeler de yetkisiz fetvaların, özellikle İslam hukukundaki büyük tartışmalı konularda yahut uzman olmayanların herhangi bir yorumda bulunamayacakları büyük bir fıkıh bilgisi gerektiren meselelerde yıkıcı etkilerin ortaya çıkmasını önlemek için bu yola başvurdular.
BAE’nin bu tür fetvaların verilmesini kısıtlama kararıyla artık ülkedeki çeşitli yayın kuruluşları, internet siteleri ve sosyal medya kullanıcıları, herhangi bir yasal fetva yayınlamadan önce Fetva Konseyi’nden izin almak zorundalar. Fetva Konseyi’nin açıklamasında, Konsey’den izin almaksızın herhangi bir kurum veya tüzel kişinin fetva veremeyeceği ve yayınlayamayacağı belirtildi.
Fetvalara düzenleme getirilmesi zorunluluğu
Özellikle radikallerin ve kökten dincilerin ortaya çıkması ve bunun sonucunda din adına terörizmin patlak vermesiyle birlikte fetvaların kontrol altına alınmasına yönelik talepler de arttı. Dünya İslam Birliği (MWL), 2019 yılında dini fetvaların kontrol altına alınması çağrısında bulundu. Söz konusu dönemde Mekke’de düzenlenen Kur’an-ı Kerime’e ve Sünnete  Hizmet Forumu’nda kültürlerin birleştiği bu döneme uygun olarak Kur'an-ı Kerim ve Sünnete (hadisler) yönelik bir yaklaşıma bağlı kalınması çağrısı yapıldı. Forumda aynı zamanda, ülkelerdeki ilgili makamların, bilgi ve ilim sahibi olmadan Kur’an-ı Kerim ve hadis metinleriyle aşırılığı savunanların önünü kesmek için fetvaların belli kurumlarca verilmesi amacıyla bir kısıtlama getirilmesi gerektiği vurgulandı.
Onaylama ve karşı çıkma
Diğer yandan BAE’nin kararı, bunun sosyal medya sitelerinde zaman zaman ortaya çıkan tartışmaları sona erdireceğine inanan BAE halkı tarafından memnuniyetle karşılandı.
Twitter’daki bir kullanıcı, bunun ‘dini sömürünün sonu’ anlamına geleceğini yazarken ‘yüzde 100 doğru bir karar’  olarak nitelendirdi.
İslami hareketleri araştıran Mansur en-Nukeydan da şu değerlendirmelerde bulundu:
“Birkaç hafta önce Twitter ve WhatsApp'ta Noel tebrikleri hakkında dolaşan bir uyar vardı. Bu açıklamada, toplumsal barışın korunmasında bilgelik ve akılcı bir politikanın belirlenmesini sağladı. BAE’de herhangi birinin izinsiz olarak fetvalar yayınlaması veya yayması engellenerek radikalizm, tekfircilik ve nefret söyleminin yayılmasının kapısı kapatmak önemliydi.”
BAE vatandaşı Hamad, alanda uzman olamadıkları halde fetva verenlerden hesap sorulmasını isterken Fetva Konseyi tarafından izin verilemeyen bir fetva yayınlayan veya yayanların kim olursa olsun bundan sorumlu tutulması ve cezalandırılması gerektiğini söyledi. “Fetva Konseyi, yetkin bir kurum olarak BAE toplumu tarafından güvenilen alimleri bir araya getiriyor” ifadesini kullandı.
Karara elbette bu tür durumlarda her zaman olduğu gibi itiraz edenler de oldu. Özellikle sık sık kamuoyunu etkileyen herhangi bir kararı itibarsızlaştırmaya çalışmakla suçlanan siyasal İslamcı gruplar karara karşı çıktılar.



Suudi Arabistan ve Pakistan, tarihi ortaklıklarını güçlendirmek amacıyla ‘ekonomik iş birliği çerçevesi’ başlattı

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif’i kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif’i kabul etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve Pakistan, tarihi ortaklıklarını güçlendirmek amacıyla ‘ekonomik iş birliği çerçevesi’ başlattı

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif’i kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif’i kabul etti. (SPA)

Suudi Arabistan ve Pakistan, iki ülke arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerini güçlendirmek ve ortak çıkarlarını pekiştirmek amacıyla ekonomik iş birliği için ortak bir çerçeve başlatıldığını duyurdu.

Bu duyuru, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif arasında dün Riyad'da gerçekleşen görüşmenin ardından bugün yayınlanan ortak bir bildiriyle yapıldı.

Bildiride, “Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Şahbaz Şerif, Suudi Arabistan ile Pakistan arasında yaklaşık seksen yıldır süren tarihi ortaklığın derinliği ve iki ülkenin liderlerini birleştiren yakın kardeşlik bağları ve İslami dayanışma temelinde, Suudi Arabistan ile Pakistan arasında bir ekonomik iş birliği çerçevesi başlatma konusunda anlaştılar. Bu çerçeve, iki ülkenin ortak ekonomik çıkarlarına dayanmakta ve ortak çıkarlarına hizmet edecek şekilde ticaret ve yatırım ilişkilerini güçlendirme konusundaki karşılıklı isteklerini teyit etmektedir” denildi.

Çerçeve, ekonomik, ticari, yatırım ve kalkınma alanlarında ‘iki ülke hükümetleri arasındaki iş birliğini desteklemeye, özel sektörün önemli rolünü güçlendirmeye ve enerji, sanayi, madencilik, bilgi teknolojisi, turizm, tarım ve gıda güvenliği gibi öncelikli sektörlerde iki ülke arasındaki ticari alışverişi artırmaya katkıda bulunacak’ bir dizi özel projenin tartışılmasını içeriyor.

Bildiride, iki tarafın şu anda bir dizi ortak ekonomik proje üzerinde çalıştığı belirtildi. Bu projeler içinde, iki ülke arasında enerji alanında iş birliği için bir mutabakat zaptı imzalanmasının yanı sıra, Suudi Arabistan ile Pakistan arasında bir elektrik bağlantı projesi için mutabakat zaptı imzalanması da yer alıyor.

Bu çerçeve, iki ülkenin kardeşçe ilişkilerini güçlendirme ve çeşitli ekonomik, ticari ve yatırım alanlarında sürdürülebilir bir ortaklık kurma konusundaki ortak vizyonlarını teyit etme çabalarının bir uzantısı olarak, iki ülkenin liderlerinin ve halklarının beklentilerini karşılayacak ve ortak çıkarlarına hizmet edecek şekilde ortaya çıktı. Bildiriye göre, iki ülkenin liderleri ayrıca, Suudi Arabistan-Pakistan Yüksek Koordinasyon Konseyi toplantısının düzenlenmesini sabırsızlıkla bekliyor.


Rumeyyan: Geleceğe Yatırım Girişimi kapsamında son dokuz yılda 250 milyar dolarlık anlaşma imzalandı

TT

Rumeyyan: Geleceğe Yatırım Girişimi kapsamında son dokuz yılda 250 milyar dolarlık anlaşma imzalandı

Rumeyyan: Geleceğe Yatırım Girişimi kapsamında son dokuz yılda 250 milyar dolarlık anlaşma imzalandı

Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı'nın (FII) önceki edisyonlarında yapılan anlaşmaların değerinin son dokuz yılda yaklaşık 250 milyar dolara ulaştığını açıkladı. Er-Rumeyyan, geçen yıl dünyanın bir değişim yaşadığını ve yatırımcıların ve şirketlerin hedeflerinin mevcut fırsatlarla birlikte arttığını vurguladı.

Er-Rumeyyan bu açıklamayı bugün, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in himayesinde Riyad'daki Kral Abdulaziz Uluslararası Konferans Merkezi'nde düzenlenen ve 30 Ekim'e kadar devam edecek olan FII’nın dokuzuncu edisyonunun açılış konuşmasında yaptı.

frgt
Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı'nın (FII) açılışında konuşma yaptı. (Şarku’l Avsat)

Er-Rumeyyan, küresel GSYİH'nın toplamının 111 trilyon dolardan fazla olduğunu söyledi. Dünyanın refah için yeni bir modele ve uluslararası iş birliğine ihtiyacı olduğunu ifade eden er-Rumeyyan, FII’nın dünya liderlerini ve karar vericileri bir araya getirerek iş birliği yapmalarını ve değişim için çaba sarf etmelerini sağlama rolünü vurguladı. Er-Rumeyyan ayrıca, FII’nın dokuzuncu edisyonunda, dünya liderlerinin refaha ulaşma çabalarını birleştirecek önemli bir duyurunun yer alacağını bildirdi.

Yapay zekânın küresel adalet üzerindeki etkisine ilişkin endişelerin arttığını belirten er-Rumeyyan, eşitsizliğin sadece ekonomik bir uçurum değil, aynı zamanda insanın hırsını ve hedeflerine ulaşma yeteneğini engelleyen bir faktör olduğunu açıkladı.

Suudi Arabistan'a akan yabancı yatırımların geçen yıl yüzde 24 artarak 31,7 milyar dolara ulaştığını açıklayan er-Rumeyyan, hükümetlerin ve özel sektörün küresel refahı sağlamak için ortak olarak çalışması gerektiğini belirtti.

FII, 250 panel oturumu aracılığıyla 8 binden fazla katılımcı ve 650 seçkin konuşmacıyı bir araya getiriyor. Bu da Riyad’ın, dünyanın dört bir yanından liderleri ve yenilikçileri buluşturan, vizyonları geleceğin yatırımlarını şekillendirecek pratik stratejilere dönüştüren önde gelen küresel bir merkez olarak konumunu güçlendiriyor.


İki kutsal camiyi bir ayda 54,5 milyon kişi ziyaret etti

Mescid-i Haram'da bir ayda cemaat sayısı 17,7 milyonu aştı (SPA)
Mescid-i Haram'da bir ayda cemaat sayısı 17,7 milyonu aştı (SPA)
TT

İki kutsal camiyi bir ayda 54,5 milyon kişi ziyaret etti

Mescid-i Haram'da bir ayda cemaat sayısı 17,7 milyonu aştı (SPA)
Mescid-i Haram'da bir ayda cemaat sayısı 17,7 milyonu aştı (SPA)

Mekke'deki Mescid-i Haram ve Medine'deki Mescid-i Nebevî, 23 Eylül- 22 Ekim 2025 tarihleri ​​arasında 54,5 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırladı. Bu sayı, bir önceki aya göre 938 binden fazla ziyaretçi artışına işaret ediyor. Bu durum, Suudi Arabistan'ın hacıların ibadetlerini kolay ve güvenli bir şekilde yerine getirmelerini sağlamak için sunduğu hizmet ve olanaklar göz önüne alındığında, bu iki ziyaret yerine olan talebin arttığını gösteriyor.

Mescid-i Haram Başkanlığı, aynı zaman diliminde Suudi Arabistan içinden ve dışından 11,7 milyondan fazla kişinin umre ziyaretinde bulunduğunu, bunların yaklaşık 1,5 milyonunun yurt dışından geldiğini belirtti.

Mescid-i Haram'da ibadet edenlerin sayısı 17,7 milyonu, Mescid-i Nebevi'de ise 21,3 milyonu aştı. Ayrıca, iki milyon kişi Ravza-i Şerif'i ziyaret etti ve yaklaşık 1,5 milyon kişi Hz. Muhammed (s.a.v.) ve iki sahabesini (Allah onlardan razı olsun) ziyaret etti. Hicr-i İsmail'de ibadet edenlerin sayısı ise 9,37 milyonu aştı.

Ana girişlere yerleştirilen akıllı sensörler sayesinde ibadet edenlerin ve hacıların sayısı gerçek zamanlı olarak doğru bir şekilde izlenerek modern teknolojilere dayalı istatistiklere göre, İki Harem-i Şerif'e gelen toplam ziyaretçi sayısı 54,5 milyonu aştı.

Kuruma göre, bu rakamlar, çeşitli sektörlerin ziyaretçilere, hacılara ve ibadet edenlere hizmet etmek ve İki Harem-i Şerif'te sunulan hizmetlerin kalitesini artırmak için gösterdiği önemli çabaları yansıtmakta. Bu, liderlerin dünyanın dört bir yanından gelen Tanrı Misafirlerine en iyi hizmeti sunma özlemleriyle uyumludur.

Ziyaretçi ve hacı sayısındaki sürekli artış, Suudi Arabistan'ın onların gelişini kolaylaştırma ve tüm modern imkan ve teknolojilerle donatılmış güvenli bir manevi ortam sağlama çabalarının bir uzantısıdır. Bu durum, İki Harem-i Şerif'e ve ziyaretçilerine hizmeti önceliklerinin ön sıralarına koyan Vizyon 2030 hedefleriyle uyumlu, seçkin bir dini deneyimin elde edilmesine katkıda bulunmaktadır.