Sudan - Libya sınırı nasıl çatışma hattına dönüştü?

İnsan ticareti ve kaçakçılık, bu bölgedeki en rahatsız edici sorunlardan biri (Reuters)
İnsan ticareti ve kaçakçılık, bu bölgedeki en rahatsız edici sorunlardan biri (Reuters)
TT

Sudan - Libya sınırı nasıl çatışma hattına dönüştü?

İnsan ticareti ve kaçakçılık, bu bölgedeki en rahatsız edici sorunlardan biri (Reuters)
İnsan ticareti ve kaçakçılık, bu bölgedeki en rahatsız edici sorunlardan biri (Reuters)

Mana Abdulfettah
İki ülke benzer siyasi, ekonomik ve toplumsal koşulları paylaşıyor. Ancak etkili bir ticaret ve ekonomik entegrasyon mevcut değil.
Sınır meselesi, bir dizi etnik müdahaleyle temsil edilen insani durumlar göz önüne alındığında, Sudan ve Libya arasındaki ilişkilerin özünde hala sorunlar oluşturuyor. Bu mesele, insan ticareti ve kaçakçılıkla temsil edilen devletin ve yasalarının çerçevesi dışında paralel bir ekonomik faaliyet olan ekonomik olgulara dayanıyor. Coğrafyacı Friedrich Ratzel’in ‘Siyasi Coğrafya’ kitabında sınırlar kavramına dair bahsettiği gibi, ‘her siyasi sınırın onu özel bir fenomen haline getiren koşullara ve arka plana sahip olduğu’ kavramında gerçekler bulunsa da buradaki en açık yasa, aynı zamanda ‘Daha büyük bölgenin sınırları, daha küçük olanın sınırları pahasına büyür” diyor. Sudan - Libya sınırından üç kat uzun olan Libya- Çad sınırının doğası da bu bölgeye yansımış durumda.
Libya Ordusu Genel Komutanlığı’na bağlı tabur, yaptığı son açıklamada, Libya’nın Sudan ve Çad ile olan sınır kapısının güvenlik gerekçesiyle kapatıldığını belirtti. Bu kapatma, Sudan ile Libya arasındaki sınırın iki ülke hükümeti tarafından çeşitli nedenlerle kapatıldığı ilk durum değil. Ancak özellikle Darfur’daki savaşın yanı sıra bu bölgelerdeki silahlı hareketlerin faaliyetlerinin artmasıyla da birlikte sınır, zaman zaman güvenlik altına alınıyor.

Çatışma
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analiz habere göre İsyancı siyasi ve askeri güçler, bir yanda Sudan- Libya, diğer yanda Libya-Çad, üçüncü bir yanda da Sudan- Çad arasındaki sınırlara ulaştı. Savaşlardan kaçan kabile topluluklarının lehine olan tampon bölgelerde, sınırlar bu güçlerin tekeli haline geldi.
Sınırlar, ulusal güvenlik ve egemenliğin öncelikleri arasında yer alması dolayısıyla resmi düzeyde ekonomik imkânların olmamasıyla sarsıldı. Her iki ülkenin ekonomisine ilişkin çabalar, istikrarsızlık nedeniyle boşa çıkıyor. Arap Baharı olaylarından önce devrik lider Muammer Kaddafi, bölgede silah akışını sonlandırma konusunda tereddütlüydü. Bu durumun bir sonucu olarak silahlı hareketler, bu bölgelerde tedarik ettikleri silahların akışını kontrol edebildiler ve çatışmayı körüklediler. Aynı şekilde kaçakçılık faaliyetleri ve gelişigüzel altın madenciliği alanlarındaki bireysel silahları da kontrol ediyorlardı.

Yinelenen kapatma
Sudan- Libya sınırı, en ünlüsü Uveydat sıradağları ile düz ve çöl arazileri olan dağlar arasındaki çeşitli arazilerde açık bir sınır olarak biliniyor. Bu çeşitliliğe rağmen coğrafi faktörlerden etkilenmemiştir. Ancak jeopolitik faktörler, iki ülkenin bu sınırları ele alma şeklini etkilemiştir. İki ülke benzer siyasi, ekonomik ve toplumsal koşulları paylaşıyor. Ancak diğer bölgelerde olduğu gibi etkili bir ticaret ve ekonomik entegrasyon mevcut değil. Libya, Kaddafi’nin güvenlik kontrolü altında istikrarlıyken, Sudan ise Darfur’da 2003 yılından bu yana patlak veren ve isyan hareketlerinin baş gösterdiği savaşın acısını çekiyordu. İsyan hareketleri, Çad’ı hareket merkezi olarak benimsemişti.
Hareketin şu anki lideri Cibril İbrahim’in kardeşi Halil İbrahim liderliğindeki Adalet ve Eşitlik Hareketi, 10 Mayıs 2008’de Sudan’ın ulusal başkenti Omdurman şehrine baskın düzenledi. Bu olay, ‘Omdurman Savaşı’ veya ‘Uzun Kol Operasyonu’ olarak biliniyor. 2010 yılında Güney Sudan’ın ayrılmasının önünü açan Kapsamlı Barış Anlaşması’nın 2005 yılında imzalanmasından sonra, Sudan Halk Kurtuluş Hareketi (Kuzey) liderliğindeki bazı silahlı hareketler güçlerini birleştirdi. Bu faaliyet, Sudan’ın bu hareketlerin yol açtığı güvensizlik durumu nedeniyle Temmuz 2010’da Libya ile sınırlarını kapatmasına ve Libya çölünden Darfur’a geçmelerini engellemek için sınırları kontrol etmesine katkıda bulundu.
O dönemde hükümet, askeri anlaşmazlığın yanı sıra, Halk Kongresi’nde bağlılığı hakkında gündeme getirilenler ve Hasan et-Turabi’nin kendisine verdiği destek nedeniyle hükümetle bir başka siyasi anlaşmazlığı olan Halil İbrahim’i hedef alıyordu. Hükümet güçleri tarafından takip edilmesi sonrasında İbrahim, 25 Aralık 2011’de bir hava saldırısında öldürüldü. Daha sonra ise Şubat 2011 devriminin ardından Libya’da mahsur kalan binlerce Sudanlının dönüşünü kolaylaştırmak için aynı yıl Libya sınırı açıldı.

Sınır Koruma Anlaşması
Bu coğrafi alan, mekanla bağlantılı bir toplumsal oluşum üretmiş ve dinamizmini, ilişkilerini ve iletişim ağlarını etnik benzerlik üzerinden hareket ettirmiştir. Bu gruplar, ‘bölgeyi, kaynakların kullanımını ve altın madenciliği ile temsil edilen ekonomik faaliyeti ve kaçakçılığı’ kontrol etmeye odaklanırken, devlet ise güvenliği etkilenen alanlar olarak sınır hatlarına odaklandı. Söz konusu hareketler, geçici gruplar olarak biliniyor. Mayıs 2018’e kadar durum ciddiye alınmadı. Bu tarihte Sudan, Libya, Çad ve Nijer, ortak sınırların güvence altına alınması ve her türlü sınır ötesi suçla mücadele amacıyla istihbarat bilgisi alışverişi için bir anlaşma imzaladı.
Bu ülkelerdeki gerginliğin tırmanması isyancı silahlı kuvvetlerin yayılmasına neden olduğu için bu anlaşma uygulanmadı. Libya Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşarı Muhammed Halil İsa, geçen 24 Ağustos’ta sınırların güvenliğini sağlamak amacıyla Hartum’a bir ziyarette bulundu. Ziyaret sırasında İsa, ülkesi üzerinden yapılan yasadışı göç, terörle, kaçakçılıkla ve sınır ötesi organize suçla mücadele meselesini görüşürken, Sudan ile Libya arasında ikili bir anlaşma yapılması gerekliliğine dikkati çekti. Sudan, Libya ve Çad, güvenlik ihlallerini kontrol etmek ve terör gruplarının, silahlı çetelerin ve insan kaçakçılığı çetelerinin sızmasını önlemek amacıyla ortak sınırların güvenliğini sağlamak için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği konusunda hemfikir.
İnsan ticareti ve insan kaçakçılığı, bu bölge ve bu bölgenin diğer ülkelere uzantısı açısından en rahatsız edici konulardan biri. Kaçakçılık faaliyetleri, Sudan, Çad ve Libya’nın güneyinden belirli yollarla, ardından Akdeniz kıyıları üzerinden Avrupa’ya ulaşıyor. Hartum’un kuzeyindeki Omdurman şehrinde yer alan ‘Libya Pazar’ bölgesi de bu ticaret çerçevesinde birçok olaya tanık oldu. Geçen Temmuz ayında Sudan- Libya ortak güçleri, Cebel Uveynat bölgesinde iki ülke sınırında 22 Sudan vatandaşının insan kaçakçılığı çetesinin pençesinden kurtarıldığını duyurdu. ‘Libya pazarı’, göçmenlerin bu çetelerin eline düştüğü olaylara ve aynı şekilde trajik durumlarda bazı kurbanların geri dönüşlerine de tanık oldu. Kaçakçılık faaliyetleri, yalnızca insanlarla sınırlı olmazken, ‘Boko Haram’ hareketinin silah, mal, para ve araba kaçakçılığını da kapsıyor.

Anlaşma mekanizmaları
Dört ülke arasındaki veya Sudan ile Libya arasındaki anlaşmanın, her iki taraftaki yetkililerin açıklamalarındaki uygulamalardan daha fazlasına ihtiyacı olduğu görülüyor. Karmaşık mekanizmalar, yakından takip edilmesi zor olan genişletilmiş sınırları izlemek için uluslararası anlaşmaların etkinleştirilmesi yoluyla daha fazla çabaya ihtiyaç duyuyor. Daha önce eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in Libya devrimine itirazı konusunda bazı çekinceler ortaya çıkmış olmasına rağmen Sudan ve Libya arasındaki yakınlaşma, genel olarak başarılıdır. Bu durum, Kaddafi’nin Beşir’in müttefiki olduğu kısa vadeli bir bağlamda anlaşılabilir. Devrim, Libya’da Kaddafi’den sonra Sudan ile ilişkilerine etki edecek uluslararası bir müdahaleye yol açacak ve bunu ‘Libya’da ve herhangi bir komşu ülkede rejim değişikliğinin ardından Sudan’da da bir değişikliğin izleyeceği’ uzun vadeli bir çerçeve çizecekti. Bu durum yaşandı, ancak 8 yıl sonra.
Şu an Sudan’daki Aralık 2018 devriminden sonra iki ülke arasındaki ilişkiler, bir dereceye kadar esneklik kazandı. Ancak bu esneklik, Libya makamlarının sınırları kapatmak için attığı adımla orantılı değil. Bu durum, Libya tarafının ‘Sudan’daki güvenlik durumunun daha da kötüleştiğinin ve silahlı hareketlerle bağlantısının’ farkına vardığını yansıtıyor ve bunun iki ülke arasındaki sınır üçgeni üzerindeki etkisini gösteriyor. Dahası Libya’daki durum, Sudan’ın katılımı olmadan güney sınırları için tam güvenlik sorumluluğunu üstlenmesine izin vermiyor. Belki de bir sonraki adım, özellikle Sudan’ın daha önce tek taraflı olarak bu adımı atmış olması nedeniyle, herhangi bir ihlal için her iki tarafı da suçlamak olacaktır.



Libya Başkanlık Konseyi: Seçimlere imkan sağlayacak her türlü girişimi destekliyoruz

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy’i ağırladı (Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy’i ağırladı (Başkanlık Konseyi)
TT

Libya Başkanlık Konseyi: Seçimlere imkan sağlayacak her türlü girişimi destekliyoruz

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy’i ağırladı (Başkanlık Konseyi)
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy’i ağırladı (Başkanlık Konseyi)

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, konseyin seçimlerin mümkün olan en kısa sürede yapılmasını sağlayacak her türlü girişimi desteklemeye hazır olduğunu teyit etti. Libya Ortak Askeri Komitesi (5+5) ise dün Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde Paris'te iki gün süren sürpriz toplantısını sonlandırdı.

Başkanlık Konseyi Medya Ofisi tarafından yapılan açıklamaya göre Menfi, Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy ile dün başkent Trablus'ta yaptıkları görüşmede, BM yetkilisinin, mevcut çıkmazı kırabilecek bir istişare mekanizması bulmak için yaptığı son siyasi istişarelerin sonuçlarını kendisine bildirdiğini aktardı. Bathiliy, tüm taraflarla çalışan tarafsız bir kurum olan BM misyonunun Başkanlık Konseyi ile ortaklığını teyit etti.

Bu hafta Bingazi'de yapacağı toplantı öncesinde uluslararası çalışma grubuyla yapılan son düzenlemeler hakkında bilgi veren Bathiliy, ilk toplantısını yapmadan önce Ulusal Harcama Yönetimi Komitesi'nin oluşturulmasında Başkanlık Konseyi’nin çalışmasına verdiği desteği yineledi.

Libya'da kapsayıcı seçimlerin önünü açacak uzlaşmalara acil ihtiyacı tartışan ikili, ülkedeki mevcut siyasi durumdaki gelişmeleri gözden geçirdi. Başkanlık Konseyi'nin mali gözetim mekanizmasına desteğini yineleyen Bathiliy, uzlaşının temel alındığı istişarelere dayalı yönteme övgüde bulundu. Diğer kurumların da bu ortaklık ve kapsayıcılık modelini izlemesinin önemli olduğuna değindi.

Libya kaynaklarına göre, Fransa Başbakanı, 5 + 5 Komitesi üyelerine, ateşkes ve istikrarın sağlanmasındaki rollerinden dolayı Fransa'nın en yüksek onur madalyasını takdim etti.

Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından Salı günü yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Fransa, askeri kurumların birleştirilmesi, Libya egemenliğine tamamen saygı gösterilmesi ile ülkede istikrarın tesis edilmesi odaklı çalışma toplantıları çerçevesinde Libya'nın batı ve doğusundaki silahlı kuvvetlerin genelkurmay başkanları Muhammed el-Haddad, Abdurrazık en-Naduri ve Ortak Komite'den subayları geçtiğimiz iki gün içinde Paris'te ağırladı. Bu, Fransa'nın Libya'daki güvenlik aktörleri arasındaki diyaloğa verdiği destek ve Birleşmiş Milletler'in eş başkanlığını yaptığı güvenlik çalışma grubu çerçevesinde gerçekleştirilen eylemler kapsamına giriyor. Fransa, tüm Libyalı aktörleri seferber eden, amacı Libya sınırlarında güvenliği sağlamak, terörizm ve istikrarsızlaştırıcı dış müdahalelerle mücadele etmek olan BM’ye yönelik desteğini sürdürüyor. Bu eylemler, önümüzdeki hafta Bingazi'de BM eş başkanlığında gerçekleştirilecek olan güvenlik çalışma grupları çerçevesinde takip edilecek.

Paris'teki Libya Büyükelçiliği, Salı sabahı erken saatlerde yayınlanan bildiride, Libya Büyükelçisi Halid Kacici ile Paris'teki bazı üst düzey büyükelçilikler ve askeri ataşe yetkililerinin Pazar akşamı komite üyelerini ağırladıklarını aktardı. Askeri liderlerden ortak komite üyelerine, komitenin son dönemde gösterdiği büyük çaba ve başarılara övgüde bulunan Kacici, toplantının çabalarının verimli sonuçlarla taçlandırılmasını umduğunu ifade etti.

Büyükelçilik tarafından yayınlanan fotoğraflarda, toplantıda, Mareşal Halife Hafter liderliğinde ülkenin doğusunda konuşlu Ulusal Ordu (LUO) Genelkurmay Başkanı Korgeneral Abdurrezzak en-Naduri, Abdülhamid el-Dibeybe liderliğindeki Birlik Hükümeti’ne sadık güçlerin Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad yer aldı.

5+5 Ortak Komitesi, geçtiğimiz günlerde Sudan, Çad ve Nijer'den temsilcilerin huzurunda ülkedeki paralı askerler ve yabancı savaşçılar hakkındaki verileri değerlendirmek için bir koordinasyon mekanizmasını onaylamıştı.

Komite, 2020 yılında Cenevre'de varılan ateşkes neticesinde askeri kurumların BM misyonunun himayesinde birleştirilmesi için iki yıldır diyalog yürütüyor.

Temsilciler Meclisi tarafından atanan İstikrar Hükümetinin Başkanı Usame Hammad, Savunma Bakanı Ihmid Huma'nın Pazartesi akşamı Bingazi'de Savunma Bakanlığının iş akışı hakkında kendisine bilgi verdiğini, bakanlığın çalışmalarına ilişkin koordinasyonu, bu konudaki sorun ve engelleri ele aldıklarını aktardı.