Laboratuvarlar, Kovid-19 varyantlarına karşı aşı geliştirmek için yarışıyor

Laboratuvarlar, Kovid-19 varyantlarına karşı aşı geliştirmek için yarışıyor
TT

Laboratuvarlar, Kovid-19 varyantlarına karşı aşı geliştirmek için yarışıyor

Laboratuvarlar, Kovid-19 varyantlarına karşı aşı geliştirmek için yarışıyor

Küresel ilaç laboratuvarları ve üreticilerinin, Kovid-19’a neden olan SARS-Cov-2 virüsünün varyantlarının yanı sıra gelecekte, koronavirüslere bağlı olarak ortaya çıkması beklenen pandemilere karşı mücadele kapsamında yeni aşılar geliştirme ve üretmeye yönelik çalışmaları, aylardır büyük bir hızlanmaya tanık oluyor. Ünlü ABD’li biyokimyacı Neil King dünyanın en azından 2024 yılına kadar, Kovid-19’a karşı her yıl aşı kampanyalarını sürdürmesi gerekeceğini, daha sonrasında aşılama sıklığının her 3 veya 4 yılda bire düşeceğini tahmin ediyor.
Washington Üniversitesi’nde protein molekülleri tasarımında çalışan bir uzman olan, ayrıca SARS-CoV-2 virüsünün tüm varyantlarına karşı etkili olması amaçlanan yeni bir aşının geliştirilmesini denetleyen King, geliştirme çalışmalarının ikinci aşamasının tamamlandığı bir aşının, 60 protein molekülü ile kaplanmış küçük bir top gibi görünen gerçek virüse çok benzediğini, bunun amacının, bağışıklık sisteminin, şekilleri ve yayılma yolları sayesinde virüsleri kolayca tanımasını sağlamak olduğunu ayrıca aşının virüsü ortadan kaldırmak için antikor ürettiğini ve bağışıklığın uzun bir süre virüs tanımasını sağladığını belirtti.
Bu aşının geliştirilmesi için kullanılan RBD isimli protein molekülünün aynısı Pfizer ve Moderna aşılarında da bulunuyor. RBD, virüsün insan hücrelerine girmek ve enfeksiyona neden olan milyonlarca kopya üretmek amacıyla biyolojik mekanizmayı ele geçirmek için kullandığı spike proteinidir. King, “Protein molekülünü, bağışıklık sistemine sunma şeklimiz çok farklı, zira bu daha güçlü ve daha etkili antikorlar üreten çok sayıda molekül tarafından yapılıyor” diyor. Yeni aşı GBP510 olarak biliniyor ve 2002 yılında Asya’da ortaya çıkan ve çeşitli ülkelerde 900’den fazla kişinin ölümüne neden olan SARS virüsü de dahil olmak üzere koronavirüs grubuyla mücadele etmek için tasarlandı. King koronavirüs ailesinin, hayvan ve insan virüslerinden 4 büyük grubunu içerdiğini, bunlardan influenzaya neden olan 4 virüs (Şu ana kadar bilinen) olduğunu, SARS-CoV-2 ve 10 yıl önce çıkan SARS virüsü de dahil olmak üzere 3 tanesinin ölümcül olduğunu belirtti. Ayrıca bu aşının, birçok Kovid-19 varyantına karşı bağışıklık koruması sağlamasının beklendiğini açıkladı.
King tarafından yönetilen laboratuvarın yayınladığı veriler, bu yeni aşının hayvanlarda, Wuhan’da ortaya çıkan orijinal mutasyona ve sonrasında Alfa, Beta, Delta varyantlarına karşı bağışıklık geliştirmesini sağladığını, bu durumun, aşının tüm Kovid-19 varyantlarına karşı koruma oluşturduğuna inanılmasını sağladığını gösteriyor ancak bu korumanın Omikron varyantına karşı ne kadar etkili olduğu henüz bilinmiyor.
Aşıya yönelik klinik denemeler hala devam ediyor. Güney Kore merkezli SK şirket, denemelerin ikinci aşamasını tamamladığını ve kullanımı için onay talebinin önünü açacak olan üçüncü ve son aşamaya başlamaya hazırlandığını duyurdu. Diğer yandan, salgına Hazırlık ve Yenilik Koalisyonu’nun (CEPI) bu aşı için 3 milyon dolarlık ek yardım sağladığı söyleniyor.
King’in üzerinde çalıştığı bu aşının ve İspanya’da bulunan Hipra Laboratuvarları’nın geliştirmekte olduğu aşının yanı sıra, ABD Ordusu laboratuvarlarında geliştirilmekte olan, aynı protein teknolojisini kullanan umut verici bir proje daha bulunuyor. Bu aşının klinik denemelerin ilk aşaması da tamamlandı.
ABD’de bulunan Duke Üniversitesi’ne bağlı Aşı Enstitüsü Müdürü Barton Haynes, koronavirüslere karşı bu yeni aşıların, geliştirilmesine yönelik çalışmaların yıllardır sürdüğünü ve şimdiye kadar yaptıkları deneylerin klinik aşamalarda aşıların güvenliklerini gösterdiğini söylüyor. Haynes “Yönettiğim laboratuvarda AIDS’e karşı da aşı modellerinin aynılarını kullanıyoruz. Kovid pandemisi ortaya çıktığında AIDS proteinini koronavirüs proteini ile değiştirdik” ifadelerini kullandı.
Duke Üniversitesi laboratuvarından yayınlanan veriler, bu aşı modelinin maymunlarda ve yarasalarda, koronavirüsün çeşitli mutasyonlara karşı bağışıklık oluşturduğunu gösteriyor. Böyle bir durum, sadece mevcut pandemilere karşı etkinliklerinin kesin bir göstergesi değil aynı zamanda tekrar hayvandan insana geçerek ortaya çıkacak olanlara karşı da etkili olacağının göstergesidir.
Haynes liderlik ettiği çalışmaların, uygulanan kişilerde tüm koronavirüs türlerini etkisiz hale getirebilen yüksek etkili antijenler üretilmesini sağlayan aşılar geliştirmeye odaklandığını açıklarken, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden biyolog Pamela Björkman, “Kovid-19’a yakalananların çoğu daha önce birkaç kez influenza virüsüne yakalandı, buna rağmen bugün bir koronavirüsten kaynaklanan bir pandeminin ağırlığı altındayız. Daha önce geçirilmiş enfeksiyonların sağladığı koruma düzeyi ne olursa olsun, özellikle de doğada bulunan bu virüslerden hangilerinin hayvandan insana sıçrayıp pandemiye neden olacağını bilmememiz sebebiyle, tüm koronavirüs türlerine karşı yeterli bir antikor yanıtı oluşturma imkanının nasıl olacağının bilinmesi oldukça zor” uyarısında bulundu.
Ünlü epidemiyolog ve Beyaz Saray Baş Sağlık Danışmanı Anthony Fauci ise, bu alanda ortak uluslararası çaba gösterilmesi çağrısında bulunarak “Birçok türde bulunması sebebiyle her an ortaya çıkma imkanı olan endemik koronavirüsler dünyası hakkındaki bilgimiz çok az. Bunları sınıflandırmamız, tarihlerini incelememiz, hayvanları ve insanları enfekte etme yeteneklerini analiz etmemiz ve topladığımız bilgileri onlara karşı etkili aşılar geliştirmek için kullanmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.



Gökbilimciler Satürn'e çarpan nesneyi tanımlamak için yardım istiyor

Fotoğraf: NASA
Fotoğraf: NASA
TT

Gökbilimciler Satürn'e çarpan nesneyi tanımlamak için yardım istiyor

Fotoğraf: NASA
Fotoğraf: NASA

Gökbilimciler cumartesi günü Satürn'e çarpmış olabilecek gizemli bir cismin tanımlanması için yardım çağrısı yaparken bu, bir uzay cisminin gaz devine çarptığının kaydedildiği ilk örnek olabilir.

Araştırmalara göre Satürn'e ortalama her 3 bin 125 yılda bir büyük (çapı 1 kilometreden fazla) cisimler çarpıyor.

Veriler her yıl 7-8 küçük uzay taşının gezegene çarptığını gösterse de gökbilimciler bugüne kadar hiçbirini tespit edemedi.

Kozmik çarpışmalar, kayalık gezegenlerde kraterler bıraksa da Jüpiter ve Satürn gibi gaz devlerinde bu tür izlere rastlanmaz.

Ancak NASA çalışanı ve amatör gökbilimci Mario Rana'nın çektiği yeni bir görüntü, ilk kez Satürn'e bir uzay cisminin çarptığı gösteriyor gibi duruyor.

Gaz devlerinin dış katmanları hidrojen ve helyumdan oluştuğu için asteroit ya da kuyrukluyıldız çarpmaları hızla kaybolabiliyor.

Rana, Jüpiter ve Satürn'ün görüntülerini bilgisayar yazılımıyla analiz eden DeTeCt projesinde çalışıyor. Gökbilimcinin geçen cumartesi günü çektiği Satürn videolarında, görüntülerin sol tarafındaki soluk bir parıltı bir çarpma olayı gibi duruyor.

Profesyonel ve amatör gökbilimcilerden oluşan bir konsorsiyum olan Gezegensel Sanal Gözlemevi ve Laboratuvarı (Planetary Virtual Observatory and Laboratory/PVOL), alanın uzmanlarını Satürn'e olası çarpma olayını doğrulamaya ya da çürütmeye çağırıyor.

PVOL yaptığı açıklamada "Marc Delcroix, Mario Rana tarafından elde edilen bir video gözlemindeki birkaç karede yakalanan, Satürn'deki potansiyel bir çarpışmayı bildiriyor. Potansiyel çarpma çok zayıf ve doğrulanmamış" ifadelerini kullanıyor.

Çok kısa süreli çarpma parlaması Satürn'de 5 Temmuz 2025'te, evrensel saate göre 09.00'la 09.15 arasında meydana geldi. Satürn'ün o zaman diliminde çekilmiş diğer videolarını elde etmek çok önemli.

frgtyh
Satürn'e çarpması muhtemel asteroid veya kuyrukluyıldızı gösteren görüntüler (Mario Rana/PVOL)

PVOL bu zaman diliminde gözlem yapmış olabilecek gökbilimcileri de Delcroix'yla e-posta yoluyla ([email protected]) iletişime geçmeye ve ellerindeki verileri paylaşmaya çağırıyor.

Leicester Üniversitesi'nde gezegen bilimi alanında öğretim üyesi olan Leigh N. Fletcher da amatör uzay gözlemcilerine, çarpışmayla ilgili ellerinde olabilecek videoları paylaşmaları çağrısında bulunuyor.

Dr. Fletcher, BlueSky'da şöyle yazıyor:

Marc Delcroix ve ekibinin hafta sonu yaptığı çağrıyı yineliyorum: Ekip, Satürn'e 5 Temmuz'da evrensel saate göre 09.00'dan 09.15'e kadarki olası bir çarpışmayı doğrulamak/çürütmek istiyor. Amatör gözlemcilerin o saatte çektiği videolar, işin anahtarı olabilir.

Independent Türkçe